TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ BAZ KÖSMENE BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/27144)
Karar Tarihi: 26/5/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
Ferhat YILDIZ
Başvurucu
Ali Baz KÖSMENE
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, mektubun sakıncalı bulunarak alıkonulması ve mektup almada ve göndermede gecikmeler yaşanması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/8/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyon başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
5. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanan başvurucu, başvuru tarihinde Osmaniye 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutulmaktadır.
A. Başvurucuya Gönderilen Mektubun Kısmen Sakıncalı Bulunmasına İlişkin Süreç
6. Başvurucuya bir yakını tarafından gönderilen mektup ekinde yer alan ve şiir dinletisi davetiyesi olduğu anlaşılan belge, sakıncalı olduğu gerekçesiyle alıkonulmuştur. Kararın gerekçesinde mektup ekinde yer alan üzerinde "bahar esintisi şiir dinletisi programına davet" şeklinde yazı bulunan A5 renkli kâğıda baskılanan davetiyeden dolayı mektubun kısmen sakıncalı bulunduğu belirtilmiştir.
7. Başvurucu; sakıncalı bulunan davetiyenin 7-8 yıl önce görev yaptığı devlet okulundaki bir programa ait olabileceğini, bir öğrencisinin hatıra olsun diye gönderdiğini, bu davetiyeyi mahkemeye de sunmak istediğini belirterek Osmaniye İnfaz Hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. Hâkimlik, kararın usule ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiştir. Söz konusu karara yapılan itiraz ağır ceza mahkemesince reddedilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.
B. Mektupların Gecikmesi Şikâyetine İlişkin Süreç
8. Başvurucu, kendisine gelen ve kendisi tarafından gönderilen mektuplarda gecikmeler olduğunu belirterek Osmaniye İnfaz Hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. Hâkimlik; tutuklu sayısının çok fazla olması, mektuplarda hassas incelemeler yapılması, memur sayısının yetersiz olması gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiştir. Söz konusu karara yapılan itiraz ağır ceza mahkemesince reddedilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
9. İlgili hukuk için bkz. Ahmet Temiz B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 16-20; Tayfur Tunç, B. No: 2017/36327, 10/3/2020, §§ 15-28; Rıdvan Türan, B. No: 2017/20669, 10/3/2020, §§ 15-28.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Anayasa Mahkemesinin 26/5/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
11. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir (Mehmet Şerif Ay, B. No: 2012/1181, 17/9/2013).
B. Mektubun Kısmen Sakıncalı Bulunması Nedeniyle Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
12. Başvurucu; gelen davetiyeyi bir öğrencisinin gönderdiğini, davetiyeye konu şiir dinletisinin kendi koordinasyonuyla düzenlendiğini, halka ve velilere açık olduğunu, belge olarak mahkemeye sunacağını belirtmesine rağmen Hâkimlikçe talebinin reddedildiğini, bu nedenle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
13. Bakanlık görüşünde, başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu ifade edilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı sunduğu cevap dilekçesinde önceki beyanlarını yinelemiştir.
2. Değerlendirme
14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiasının haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiş ve başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmiştir (aynı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Ahmet Temiz, § 23; Özkan Kart (2), B. No: 2013/1201, 20/5/2015, § 22).
15. Mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (bkz. Ahmet Temiz, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).
16. Somut olayda mektuba ekli davetiye örneğinin alıkonulması nedeniyle başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır (ayrıntılı açıklama için bkz. Ahmet Temiz, §§ 46, 55; Muhittin Pirinççioğlu (3), §§ 45, 47). Öte yandan disiplin kurulu ve derece mahkemelerinin kararlarında mektuba ekli davetiyenin alıkonulmasına dair mektupla ilişkili, somut bilgilere dayalı ve yeterli gerekçenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. Mektupların Gecikmesi Nedeniyle Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu; tutuklu kaldığı süre boyunca mektuplarıyla ilgili farklı engellemelere maruz kaldığını, mektuplarının çok uzun sürede gönderildiğini veya kendisine geldiğini bu nedenle çeşitli haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde ve başvurucunun Bakanlık görüşüne karşı sunduğu cevap dilekçesinde başvurucunun bu bölümdeki iddialarına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir.
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
20. Somut olayda, başvurucunun mektuplarında gecikme yaşandığına ilişkin iddiası İnfaz Hâkimliğince yeterli araştırma yapılarak karşılanmış, anılan durumun ceza infaz kurumundaki yoğunluğa, mektupların incelenme zorunluluğuna ilişkin geçici bir durum olduğu vurgulanmıştır. Başvurucunun mektupların gecikmesine yönelik iddiasının geçici bir nitelik taşıması, daha sonrasında bu yönde bir bireysel başvurusunun da bulunmaması, iddialarının yargı makamlarınca yeterli araştırma yapılarak ve yerinde gerekçelerle karşılandığı dikkate alındığında, haberleşme hürriyetine yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.
21. Açıklanan nedenlerle, başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
D. Giderim Yönünden
22. Başvurucu ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi ile maddi ve manevi zararlarının karşılanmasını talep edilmiştir.
23. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.
24. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
25. Öte yandan tazminat talep ettiği ve ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 3.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. Mektubun kısmen sakıncalı bulunması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Mektupların gecikmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Osmaniye İnfaz Hâkimliğine (E.2018/3524, K.2018/4128) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucuya net 3.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesine (2018/3091 D. İş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 26/5/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.