TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ANIL YILDIZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/29792)
|
|
Karar Tarihi: 31/12/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan y.
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Zehra GAYRETLİ
|
Başvurucu
|
:
|
Anıl YILDIZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Mehmet Salih AYDIN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, tutukluluğun kanunda öngörülen azami süreyi
aşması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; yargılamanın uzun
sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 17/9/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, kasten öldürme suçunu işlediği şüphesiyle
6/8/2013 tarihinde gözaltına alınmış; 7/8/2013 tarihinde ise tutuklanmıştır.
9. Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığının 6/1/2014 tarihli
iddianamesi ile başvurucu hakkında tasarlayarak ve çocuğa karşı kasten öldürme
suçundan kamu davası açılmıştır.
10. Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen
yargılama sonucunda Mahkemenin 20/1/2015 tarihli kararı ile başvurucunun atılı
suçtan 16 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmedilmiş ve hükümle
birlikte tutukluluğun devamına karar verilmiştir.
11. Temyiz üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 1/3/2018
tarihli kararı ile hüküm bozulmuştur.
12. Başvurucu tutukluluk süresinin makul süreyi aştığı
gerekçesiyle 9/8/2018 tarihinde tutukluluğa itiraz etmiştir. Başvurucunun
itirazı Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesince 17/8/2018 tarihinde reddedilmiştir.
13. Başvurucu 17/9/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
14. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığı ile
erişilen bilgi ve belgelere göre bozma kararına uyularak devam edilen yargılama
sonucunda Mahkemenin 10/1/2019 tarihli kararı ile çocuğu kasten öldürme
suçundan başvurucunun 20 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmedilmiş,
Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 18/11/2020 tarihli kararı ile hüküm onanmıştır.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
15. Mahkemenin 31/12/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Kişi
Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
16. Başvurucu, tutukluluğun kanunda öngörülen azami
süreyi aştığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
17. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen
hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek
ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincillik
niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için
öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve
Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).
18. Anayasa Mahkemesi, tutukluluğun kanunda öngörülen
azami süreyi veya makul süreyi aştığı iddiasıyla yapılan bireysel başvurular
bakımından bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla ilk derece
mahkemesince mahkûmiyet hükmü verilmiş ise -hüküm kesinleşmemiş olsa da-
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde
öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk
yolu olduğu sonucuna varmıştır (Ahmet Kubilay Tezcan, B. No: 2014/3473,
25/1/2018, §§ 24-27; Ekrem Atıcı, B. No: 2014/15609, 8/3/2018, §§
27-30).
19. Somut olayda bireysel başvuruda bulunduktan sonra
18/11/2020 tarihinde mahkûmiyetine karar verilen başvurucunun tutukluluğunun
makul süreyi aştığına ilişkin iddiası, 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi
kapsamında açılacak davada incelenebilir. Bu madde kapsamında açılacak dava
sonucuna göre başvurucunun tutukluluğunun makul süreyi aştığının tespiti
hâlinde görevli mahkemece başvurucu lehine tazminata da hükmedilebilecektir.
Buna göre 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolunun
başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu
olduğu ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun
incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil olma niteliği ile
bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
B. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
21. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
a. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
23. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar
yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E.,
B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).
24. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı
değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların
ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın
süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır
(B.E., § 29).
25. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında başvurucuya suç isnadının
bildirildiği 6/8/2013 tarihi ile nihai kararın verildiği 18/11/2020 tarihi
arasındaki 7 yıl 3 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak
gerekir.
26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
27. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"(1) Esas inceleme sonunda,
başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal
kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir."
28. Başvurucu, ihlalin tespiti talebinde bulunmuştur.
29. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
30. Başvurucunun manevi tazminat talebi bulunmadığından
yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlalinin tespiti
sonucunda tazminata hükmedilmesi mümkün değildir.
31. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harç ve
3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.894,70 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Tutukluluğun makul süreyi aşması dolayısıyla kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. 294,70 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 3.894,70 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihlerinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
E. Kararın bir örneğinin bilgi için Ağrı 1. Ağır Ceza
Mahkemesine (E.2018/90, K.2019/12) GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 31/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.