TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
GÖZEL DOĞAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/32957)
Karar Tarihi: 16/11/2021
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Raportör
Ali KOZAN
Başvurucu
Gözel DOĞAN
Vekili
Av. Zafer DOĞRUEL
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, sınır dışı kararı nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 15/11/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm başkanlığı tarafından 15/11/2018 tarihinde başvurucunun ülkesine sınır dışı edilmesine dair işlemin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
9. Bireysel başvuru formuna göre 1978 doğumlu ve Türkmenistan vatandaşı olan başvurucu 1997 yılında Türk vatandaşı R.D. ile evlenmiş olup evliliğe bağlı olarak Türk vatandaşlığına geçmiştir. İçişleri Bakanlığının 9/11/2012 tarihli kararıyla Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen başvurucu, Türkmenistan vatandaşlığına geçmesi üzerine 6/12/2012 tarihinde vatandaşlığı kaybetmiştir. Başvurucunun biri Türk vatandaşı olmak üzere 6 çocuğu bulunmaktadır.
10. Başvurucuya 2013 yılında 5 yıl süreli ikamet izin belgesi verilmiştir. İkamet izin belgesinin süresinin bitmesi üzerine başvurucu Bursa İl Göç İdaresi Müdürlüğüne (Müdürlük) başvurmuştur. Başvurucuya hakkında kamu düzeni ve güvenliği açısından tehdit tespiti gerekçesiyle 15/5/2018 tarihinde G-82 tahdit kodu oluşturulduğu ve sınır dışı kararı alındığı bildirilmiştir.
11. Başvurucu, sınır dışı işlemine karşı Bursa 1. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) 23/5/2018 tarihinde dava açmıştır. Mahkeme 1/10/2018 tarihinde kesin olmak üzere davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucu tarafından Terörle Mücadele Müdürlüğünce kendisi ile ilgili bir işlem yapılmadığı, ifadesinin alınmadığı, terörle ilgisi bulunmadığının ileri sürüldüğü ancak yabancıların ülkede kalıp kalmaması konusunda idarenin geniş takdir yetkisine sahip olduğu belirtilmiştir. Bu bağlamda kamu düzeni, kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit unsurunun varlığının sınır dışı kararı için yeterli sayıldığı, başvurucunun sınır dışı edilmesine ilişkin işlemin de devletin hükümranlık yetkisinin sonucu olduğu ve hukuka uygun olarak tesis edildiği değerlendirmesine yer verilmiştir.
12. Nihai karar başvurucu vekiline 14/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu 15/11/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Anayasa Mahkemesinin 16/11/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, Türk vatandaşı ile 1997 yılından beri evli olduğunu, biri Türk vatandaşı olmak üzere toplam 6 çocuğu bulunduğunu, Türkiye'de yasalara uygun olarak yaşadığını, hakkında somut hiçbir gerekçe sunulmadan sınır dışı kararı alındığını belirtmiştir. Eşinin sanık olduğu ceza davasında eşi hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulduğunu, sınır dışı kararının uygulanması hâlinde eşini göremeyeceği gibi aile birlikteliğinin de bozulacağını ayrıca kendisi hakkında ceza soruşturması ya da kovuşturmasının mevcut olmadığını vurgulamıştır. Cezaların şahsililiği ilkesi gereğince eşinin yargılanıyor olmasından hareketle kendisiyle ilgili sınır dışı kararı alınamayacağını belirten başvurucu, adil yargılanma ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (7) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvuruların incelenmesinde, bu Kanun ve İçtüzükte hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümleri uygulanır."
17. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 84. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvuruların incelenmesinde, kararların infazında Kanun ve İçtüzükte hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümleri uygulanır."
18. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Dava sırasında taraflardan birinin ölümü" kenar başlıklı 55. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir."
19. 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesi şu şekildedir:
"Miras, üç ay içinde reddolunabilir.
Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar."
20. Başvurucu vekili 8/7/2021 tarihli dilekçesiyle başvurucunun 7/1/2020 tarihinde öldüğünü belirterek, başvurunun mirasçılar adına devam ettirilmesini talep etmiş ancak mirasçılar adına düzenlenen bir vekâlet ibraz etmemiştir.
21. Anayasa Mahkemesi Asya Oktay ve diğerleri (B. No: 2014/3549, 22/3/2017, §§ 18-21) kararında başvurucunun bireysel başvurunun yapıldığı tarihten sonra ölmesi durumunda başvurunun incelenmesine devam edilip edilemeyeceğine ilişkin ilkelerini belirlemiştir. Anılan kararın ilgili kısmı şöyledir:
"18. Uygulamada hukuk yargılamalarında, taraflardan birinin ölümü halinde dava sonunda verilecek hükmün olumlu veya olumsuz bir şekilde mirasçıların haklarını etkilemesi nedeniyle davaya mirasçılar tarafından devam edilebileceğinin kabul edildiği hallerde, mahkemelerce mirasçılara usulüne uygun olarak tebligat yapılarak mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak davada yer almalarının sağlandığı görülmektedir (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi E. 2015/20127, K. 2015/21189, 26/11/2015).
19. Asli görevi Anayasa'yı yorumlamak, böylece Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklerin kapsam ve sınırlarını belirlemek olan Anayasa Mahkemesinin (Mahkeme) bireysel başvuru yolunda başvurucuların başvuru tarihinden sonra vefat etmeleri hâlinde yukarıda yer verilen usulü benimseyerek 4721 sayılı Kanun'un anılan hükümlerindeki tarihleri tespit etme ve buna göre mirası reddetmeyen mirasçıların başvuruya devam etmelerini sağlama yükümlülüğünü üstlenmesinin, Mahkemenin asli görevini yerine getirmesi önünde engel teşkil edecek ve böylelikle Mahkemeyi temel işlevinden uzaklaştırabilecek olması nedeniyle bireysel başvurunun niteliğine uygun düşmediği görülmektedir.
20. İçtüzük'ün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendine göre başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varılması hâlinde başvurunun düşmesine karar verilebilir. Bununla birlikte İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği Anayasa'nın uygulanması, yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde başvurunun incelenmesine devam edilebileceği öngörülmüştür.
21. Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâller gibi başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varıldığı durumlarda, başvurucuların vefat etmesi hâlinde başvuruya devam edilmesinin sağlanması yönünden öncelikli yükümlülüğün başvuruya devam etme hakları olan şahıslarda bulunduğu kabul edilmelidir."
22. Anayasa Mahkemesi Asya Oktay ve diğerleri kararındaki içtihadından sonraki dönemde, bireysel başvuru devam ederken başvurucunun ölmesi durumunda ölüm tarihinden sonra makul bir süre içinde kendiliğinden Anayasa Mahkemesine başvurarak başvuruya devam etmek istediğini bildiren mirasçıların -menfaatlerinin bulunup bulunmadığını da gözeterek- başvurularını incelemiştir (diğerleri arasından bkz. Ayten Yeğenoğlu, B. No: 2015/1685, 23/5/2018 [ölümden yaklaşık üç ay sonra]; Fatma Ülker Akkaya, B. No: 2014/18979, 22/2/2018 [ölümden iki ay sonra]). Mirasçıların başvuruyu devam ettirme yönündeki iradelerini Anayasa Mahkemesine bildirmediği hâllerde ise düşme kararı verilmektedir (Ali Sedat Yücelik ve diğerleri, B. No: 2015/2574, 9/5/2018, §§ 22-25; Abbas Çelik ve diğerleri, B. No: 2014/749, 7/3/2018, §§ 26-29; Haşim Özpolat, B. No: 2014/3140, 21/9/2017, § 19; Şükran Çopuraslan, B. No: 2014/4695, 14/9/2017, § 22).
23. Anayasa Mahkemesi T.G. (B. No: 2017/21163, 9/1/2019, §§ 17-20) kararında bireysel başvuru yapıldıktan sonra ölen başvurucuların mirasçılarının başvuruyu devam ettirme yönündeki taleplerini Anayasa Mahkemesine iletebilecekleri makul süreyi -haklı mazeretler saklı kalmak kaydıyla- ölüm tarihinden itibaren dört ay olarak tespit etmiştir.
24. Somut olayda başvuru devam ederken 7/1/2020 tarihinde ölen başvurucunun mirasçılarının, ölüm tarihinden itibaren dört ay içinde başvuruya devam etmek istediklerine ilişkin taleplerini Anayasa Mahkemesine iletmedikleri anlaşılmıştır.
25. Öte yandan somut başvuruya benzer şikâyetler, Anayasa Mahkemesince karara bağlanmış olup bu kararlarda ilgili Anayasa hükümleri uygulanıp yorumlanmış, temel hak ve özgürlüğün kapsam ve sınırları belirlenmiştir (Sadettin Tiryaki ve diğerleri, B. No: 2013/4623, 21/1/2016, Emine Çelik ve diğerleri, B. No: 2013/5809, 15/12/2015). Dolayısıyla başvurunun incelenmesini devam ettirmeyi gerekli kılan ve İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen nedenlerden biri de bulunmamaktadır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/11/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.