TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FEYZULLAH ÇELİK VE SEVDA ÖZDEMİR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2018/35147)
|
|
Karar Tarihi: 16/12/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Raportör
|
:
|
Selçuk KILIÇ
|
Başvurucular
|
:
|
1. Sevda ÖZDEMİR
|
Vekili
|
:
|
Av. Erol ÖZDEMİR
|
|
|
2. Feyzullah ÇELİK
|
Vekili
|
:
|
Av. Cihan GÜÇLÜK
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; sözleşmeli öğretmenliğe atamanın güvenlik
soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle iptali yönündeki işleme karşı
açılan davada, hükme esas alınan bilgi ve belgelerin tebliğ edilmemesi, dava
konusu işlemin sebebinin bildirilmemesi nedenleriyle silahların eşitliği ve
çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurular 22/11/2018 ve 5/12/2018 tarihlerinde
yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik
incelemelerinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. 2018/37008 numaralı başvuru dosyasının konu yönünden
hukuki irtibat nedeniyle 2018/35147 numaralı bireysel başvuru dosyası ile
birleştirilmesine, incelemenin 2018/35147 numaralı başvuru dosyası üzerinden
yürütülmesine ve diğer başvuru dosyasının kapatılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
8. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucular 2017 yılı Temmuz dönemi sözleşmeli
öğretmen atamalarında Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesi ve Şırnak'ın İdil ilçesinde
bulunan ilkokullara sınıf öğretmeni olarak atanmışlardır.
10. 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'nun 48. maddesi uyarınca yapılan değerlendirme sonucu mesleğe
başlatılmalarının uygun olmayacağı kanaatine ulaşılan başvurucuların atamaları
20/10/2017 ve 24/10/2017 tarihli Millî Eğitim Bakanlığı işlemleri ile iptal
edilmiştir.
11. Başvurucular söz konusu işlemlere karşı Ankara 5.
İdare Mahkemesi ve Ankara 15. İdare Mahkemesi (Mahkemeler) nezdinde iptal
davaları açmışlardır. Başvurucular 13/12/2017 ve 18/12/2017 tarihli dava
dilekçelerinde işlemlere yönelik hukuka aykırılık iddialarını ileri sürmekle
birlikte işlemlerin somut sebeplerini bilmediklerini belirtmişlerdir.
12. Millî Eğitim Bakanlığının 8/1/2018 ve 24/1/2018
tarihli ilk savunma dilekçelerinde güvenlik soruşturmasına ilişkin mevzuat hükümlerine,
öğretmenlik mesleğinin niteliklerine yer verilmekle beraber başvurucuların
neden mesleğe başlamalarının uygun olmadığına ilişkin bir açıklamada
bulunulmamıştır. Savunma dilekçelerinde, Şanlıurfa ve Şırnak Valiliklerinin
gizli ibareli olarak gönderdiği evrakların incelenmesi sonucu başvurucuların
mesleğe başlamalarının uygun olmadığının değerlendirildiği ifade edilmiştir.
13. Mahkemeler 18/1/2018 ve 31/1/2018 tarihli ara
kararları ile başvurucuların atamalarının iptaline gerekçe olan dayanak somut
tüm bilgi ve belgeleri Millî Eğitim Bakanlığından istemiştir. Millî Eğitim
Bakanlığı 1/2/2018 ve 14/2/2018 tarihlerinde istenilen belgeleri Mahkemelere
sunmuştur.
14. Başvurucular 10/1/2018 ve 12/3/2018 tarihli savunmaya
cevap dilekçelerinde Millî Eğitim Bakanlığı tarafından işlemlerin sebeplerine
dair bilgi/belge sunulmaması nedeniyle beyanda bulunma şanslarının olmadığını
belirterek idari işlemlere ilişkin belgelerin taraflarına verilmesini talep
etmişlerdir.
15. Millî Eğitim Bakanlığı 27/4/2018 tarihli ikinci
savunma dilekçesinde ilk savunma dilekçesine eklenecek bir husus olmadığını
beyan etmiştir.
16. Mahkemeler 6/6/2018 ve 21/6/2018 tarihli kararları
ile davaları reddetmiştir. Ret gerekçelerinde özetle güvenlik soruşturması
sonucunda elde edilen ve davalı idarece dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin
incelendiği, yürütülecek görevlerin özellikleri ve hassasiyetleri dikkate
alındığında elde edilen bilgilerin başvurucuların güvenlik soruşturmalarının
olumsuz olarak değerlendirilmesi için yeterli olduğu, başvurucuların
atamalarının iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık
bulunmadığı belirtilmiştir.
17. Başvurucuların ret hükümlerine yönelik itirazları
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesinin 27/9/2018 ve 17/10/2018
tarihli kararları ile kesin olarak reddedilmiştir. Başvurucular itiraz
dilekçelerinde de işlemlerin sebeplerini yargılama süreci boyunca
bilmediklerini ve bu durumun yargılamayı hukuksuz kıldığını ileri sürmüşlerdir.
18. Nihai kararlar 24/10/2018 ve 9/11/2018 tarihlerinde
tebliğ edilmiştir.
19. Başvurucular 22/11/2018 ve 5/12/2018 tarihlerinde
bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ
HUKUK
A. Ulusal Hukuk
20. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 16. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
" Dava dilekçelerinin ve eklerinin
birer örneği davalıya, davalının vereceği savunma davacıya tebliğ olunur.
Davacının ikinci dilekçesi davalıya,
davalının vereceği ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir.
...
Davalara ilişkin işlem dosyalarının aslı
veya onaylı örneği idarenin savunması ile birlikte, Danıştay veya ilgili
mahkeme başkanlığına gönderilir "
21. 2577 sayılı Kanun'un 20. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"Danıştay, bölge idare mahkemeleri
ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü
incelemeyi kendiliğinden yapar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum
gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini
taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların,
ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. ... "
B. Uluslararası
Hukuk
22. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) “Adil
yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile
ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar
konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme
tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini
isteme hakkına sahiptir.”
23. Sözleşme’deki hakların etkili bir biçimde korunması
için davaya bakan mahkemelerin Sözleşme’nin 6. maddesine göre "tarafların
dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme
görevi" vardır (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000, §
33).
24. Sözleşme’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında
kişilerin davalarının hakkaniyete uygun olarak görülmesini isteme hakları
güvence altına alınmıştır. Hakkaniyete uygun yargılanmanın temel unsuru, yargılamanın
çelişmeli olması ve taraflar arasında silahların eşitliğinin
sağlanmasıdır (Rowe ve Davis/Birleşik Krallık [BD], B. No: 28901/95,
16/2/2000, § 60).
25. Hükme esas alınan bilirkişi raporu dâhil yargılamaya
esas olan tüm kanıt ve belgeler hakkında bilgi sahibi olma, bu unsurlara
ilişkin yorumda/itirazda bulunma imkânının taraflara sağlanması, ayrıca bu
imkânın pratik ve etkili bir niteliği haiz bulunması adil bir yargılamanın
gereğidir (Dırama/Türkiye, B. No: 20797/07, 13/11/2018, §§ 22-24).
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
26. Mahkemenin 16/12/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
27. Başvurucular; işlemlerin gerekçelerinin kendilerine
açıklanmadığını ve gerektiği gibi savunma yapamadıklarını, Mahkemelerce sadece
idarenin sunduğu gizli ibareli belgeler dayanak alınarak hüküm kurulduğunu,
aleyhlerine açılmış herhangi bir ceza davasının bulunmadığını, işlemlerin
sebepten yoksun olduğunu belirterek adil yargılanma ve çalışma hakları ile
eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
28. Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar
başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan
faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve
savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucular esas olarak işleme ilişkin sebep unsurunun ve işleme esas
olan somut olguların kendilerine sunulmaması nedeniyle iddia ve itirazlarını
gereği gibi sunma imkânından yoksun bırakıldıklarını ileri sürdüklerinden
şikâyet, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri kapsamında
incelenmiştir.
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
30. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas
Yönünden
a. Genel
İlkeler
31. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddia,
savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan
maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına
birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile
getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan,
B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).
32. Anayasa'nın 36. maddesine adil yargılanma
ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı olduğu
uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan adil yargılama hakkının
madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de
Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına
dâhil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine
Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla anılan ilkenin
adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya
çıkmaktadır. Anılan ilkeye uygun yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete
uygun olması olanaklı değildir (Mehmet Fidan, § 38).
33. Anayasa Mahkemesinin görevi başvuru konusu
yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığını değerlendirmektir. Genel
anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların
eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara iddialarını sunma
hususunda uygun imkânların sağlanması şarttır (Yüksel Hançer, B. No:
2013/2116, 23/1/2014, § 19).
34. Silahların eşitliği ilkesi; davanın taraflarının
usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması, taraflardan
birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve
savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip
olması ve yargılamaya etkin katılımlarının sağlanması anlamına gelir (Yaşasın
Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).
35. Silahların eşitliği ilkesinin tamamlayıcısı olan
çelişmeli yargılama ilkesi, kural olarak bir hukuk ya da ceza davasında tüm
taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma
ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı vermektedir. Bu çerçevede
başvuranların bilirkişi raporunun sonucuna itiraz edememesi ya da delillerle ilgili
görüş bildirmelerine fırsat verilmemesi çelişmeli yargılama ilkesinin ihlali
olarak değerlendirilebilmektedir (Hüseyin Sezen, B. No: 2013/1793,
18/9/2014, § 38).
36. Yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ve
çelişmeli yargılama ilkelerinin güvence altına alınarak adil yargılanma
hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir (Mustafa Kupal, B.
No: 2013/7727, 4/2/2016, § 52).
b. İlkelerin Olaya Uygulanması
37. Somut olayda uyuşmazlık başvurucuların atamalarının
güvenlik soruşturması nedeniyle iptal edilmesi işlemlerinden doğmuştur.
Mahkemeler 18/1/2018 ve 31/1/2018 tarihli ara kararları gereği Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından sunulan belgeler uyarınca güvenlik soruşturması
sonuçlarının olumsuz kabul edilmesi nedeniyle başvurucuların atamalarının iptal
edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır. Bir başka
ifadeyle Mahkemeler uyuşmazlıkların çözümünü büyük ölçüde Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından sunulan belgeler üzerine temellendirmişlerdir.
38. Dosya içeriğinden ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi
(UYAP) üzerinde yapılan incelemeden anlaşıldığı üzere başvurucular
atanmalarının iptal edilmesine temel olan olguları mahkemelerin kararları ile
de öğrenememişlerdir. Başvurucular işlemlere temel olan olgulara ilişkin olarak
bilgi/belge sahibi olmamaları durumunu yargılama süreci boyunca Mahkemelere
iletmiş ve taraflarına bilgi/belge sunulmasını istemişlerdir. Mahkemelerin
18/1/2018 ve 31/1/2018 tarihli ara kararları uyarınca Millî Eğitim Bakanlığı
tarafından iletilen uyuşmazlık konusu işlemlere esas olan belgelerin
içeriğinden başvurucuları haberdar etmeden yargılamaları sonuçlandırdıkları
anlaşılmaktadır.
39. Adil bir yargılamanın gerçekleşmiş olduğundan söz
edilebilmesi için yargılamanın bütününde taraflara yargılamaya esas olan tüm
kanıt ve belgeler hakkında yorumda ve itirazda bulunabilmeleri için pratik ve
etkin imkânların sunulmuş olması/çelişmenin sağlanmış bulunması gerektiği
açıktır.
40. Başvuruya konu olaylarda Mahkeme kararlarının
gerekçelerinin (bkz. § 16) Millî Eğitim Bakanlığı tarafından sunulan
-Mahkemelere sunulan ancak içeriğinden başvurucuların haberdar edilmediği- ve
hükme esas alınan belgelerin içeriğini yansıtmadığı, bu suretle başvurucuların
ilk derece aşamasında söz konusu belgelerin içeriğinden hiçbir şekilde haberdar
olamadıkları anlaşılmıştır. Bu nedenle güvenlik soruşturması sonucunun neden
olumsuz kabul edildiği konusunda idare tarafından Mahkemeye sunulan bilgi ve
belgelerin içeriğinden haberdar edilmeyen başvurucuların ret hükmünün gerekçesi
ile (istinaf aşamasında) hükme esas alınan belgelere ilişkin etkin olarak
yorumda ve itirazda bulunması adına yeterli imkâna sahip kılındıkları
söylenemez. Sonuç olarak somut yargılama sürecine bu çerçeveden bakıldığında
başvuruculara hükme esas alınan belgelerin içeriğinden haberdar olmaları, bu
belgelere yönelik yorumda ve itirazda bulunabilmeleri için pratik ve etkin
imkânların sağlanmadığı görülmüştür.
41. Bu nedenlerle içeriğinden haberdar edilmemeleri
nedeniyle başvuruculara hükme esas alınan belgelere yönelik yorumda/itirazda
bulunma konusunda etkin ve pratik imkânların sağlanmamasının silahların
eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleriyle bağdaşmadığı ve bu bağlamda adil
bir yargılamanın gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.
42. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
hüküm altına alınan adil yargılanma hakkının güvencelerinden olan silahların
eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
3. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
43. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin ilgili
kısımları şöyledir:
"(1) Esas inceleme sonunda,
başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal
kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir."
44. Başvurucular, yeniden yargılama yapılmasına
hükmedilerek ihlalin giderilmesi ve tazminat talebinde bulunmuşlardır.
45. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan ([GK], B.
No: 2014/8875, 7/6/2018) kararında ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl
ortadan kaldırılacağı hususunda genel ilkeler belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi
diğer bir kararında ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararının yerine
getirilmemesinin sonuçlarına da değinmiş ve bu durumun ihlalin devamı anlamına
geleceği gibi ilgili hakkın ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacağına da
işaret etmiştir (Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506,
7/11/2019).
46. Bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal
edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan
kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural mümkün olduğunca eski hâle
getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için
ise öncelikle ihlalin kaynağı belirlenerek devam eden ihlalin durdurulması,
ihlale neden olan karar veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan
kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların
giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması
gerekmektedir (Mehmet Doğan, §§ 55, 57).
47. İhlalin mahkeme kararından kaynaklandığı durumlarda
Anayasa Mahkemesi, 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 79. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi
uyarınca ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama
yapılmak üzere kararın bir örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmeder.
Anılan yasal düzenleme, usul hukukundaki benzer hukuki kurumlardan farklı
olarak ihlali ortadan kaldırmak amacıyla yeniden yargılama sonucunu doğuran ve
bireysel başvuruya özgülenen bir giderim yolunu öngörmektedir. Bu nedenle
Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararına bağlı olarak yeniden yargılama
kararı verildiğinde usul hukukundaki yargılamanın yenilenmesi kurumundan farklı
olarak ilgili mahkemenin yeniden yargılama sebebinin varlığını kabul hususunda
herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla böyle bir karar
kendisine ulaşan mahkemenin yasal yükümlülüğü, ilgilinin talebini beklemeksizin
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı nedeniyle yeniden yargılama kararı vererek
devam eden ihlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemleri yerine
getirmektir (Mehmet Doğan, §§ 58, 59; Aligül Alkaya ve diğerleri (2),
§§ 57-59, 66, 67).
48. İncelenen başvuruda yargılama süreci içinde
silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği sonucuna
varılmıştır. Dolayısıyla somut başvuruda ihlalin mahkeme kararından
kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
49. Bu durumda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Yapılacak yeniden yargılama ise
bireysel başvuruya özgü düzenleme içeren 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına
yöneliktir. Bu kapsamda yapılması gereken iş yeniden yargılama kararı verilerek
Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında
belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple
kararın birer örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemelere
gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
50. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin
ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunduğu sonucuna varıldığından tazminat taleplerinin reddine
karar verilmesi gerekir.
51. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harç ve
3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.894,70 TL yargılama giderinin
başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin
ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil
yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin adil yargılanma hakkının
ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak
üzere Ankara 5. İdare Mahkemesine (E.2017/3400) ve Ankara 15. İdare Mahkemesine
(E.2017/3473) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucuların tazminat talebinin REDDİNE,
E. 294,70 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 3.894,70 TL yargılama giderinin başvuruculara AYRI AYRI ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihlerinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 16/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.