TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
VEDAT DENİZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/36293)
Karar Tarihi: 15/5/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Burhan ÜSTÜN
Hicabi DURSUN
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Volkan ÇAKMAK
Başvurucu
Vedat DENİZ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, memuriyetin askıya alınması işleminin kaldırılarak göreve iadenin sağlanması yönündeki talebin reddine ilişkin işleme karşı açılan davanın reddedilmesi nedeniyle çalışma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/12/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Batman'da Bölge Devlet Hastanesi bünyesinde uzman doktor olarak görev yapmakta iken 5/2/2008 tarihinde trafik kazası yapmıştır.
7. Kaza sonucu başvurucu hakkında taksirle ölüme ve yaralamaya sebep olmak suçu isnadıyla kamu davası açılmıştır. Şırnak Ağır Ceza Mahkemesinin 8/5/2008 tarihli kararı uyarınca başvurucu 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmıştır.
8. Başvurucunun cezasının infazına 17/1/2014 tarihinde başlanmış ve aynı tarih itibarıyla başvurucunun memuriyeti askıya alınmıştır.
9. Diyarbakır İnfaz Hâkimliğinin 11/6/2014 tarihli kararı ile başvurucu denetimli serbestlik müessesinden faydalandırılarak tahliye edilmiştir.
10. Başvurucu 12/6/2014 tarihinde, memuriyetin askıya alınması kararının kaldırılarak görevine iade edilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur. Bu talep 2/7/2014 tarihli işlemle Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından reddedilmiştir.
11. Başvurucu söz konusu işlemin iptali için Batman İdare Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde dava açmıştır.
12. Mahkeme 13/2/2015 tarihli kararı ile davayı reddetmiştir. Gerekçede öncelikle 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümleri uyarınca denetimli serbestliğin bir infaz uygulama şekli olduğu ve bu nedenle denetimli serbestliğe tabi olan kişinin infaz sürecinin devam ettiği belirtilmiştir. Somut olayda da başvurucunun denetimli serbestliğe tabi olarak infaz sürecinde bulunması nedeniyle memuriyet haklarını kullanmasının imkân dâhilinde olmadığı ancak infazın sona ermesinin ardından yeniden memuriyete başlamak adına başvuruda bulunabileceği ifade edilmiştir.
13. Danıştay İkinci Dairesi 10/4/2018 tarihli kararı ile ret hükmünü onamış ve 17/10/2018 tarihinde de karar düzeltme istemini reddetmiştir.
14. Başvurucu nihai hükmü 9/11/2018 tarihinde tebellüğ etmesinin ardından 5/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 15/5/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu, memuriyete engel bir durumunun olmadığı hâlde mevzuatın katı yorumlanması nedeniyle mağdur edildiğini belirterek çalışma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
17. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/2/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
18. Bireyin dilediği alanda çalışma özgürlüğü ve çalışma hakkı Anayasa’nın 48. ve 49. maddelerinde güvence altına alınmış olmakla birlikte Sözleşme’de düzenlenen haklardan değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de kamu hizmetine girme ya da dilediği kamu görevinde çalışma hakkının Sözleşme’de ya da protokollerinde korunan bir hak olmadığını açıkça ifade etmektedir (Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013, § 24).
19. Somut olayda, başvurucunun başvuru dilekçesinde ifade ettiği şekliyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü çalışma hürriyeti ve hakkının Anayasa ve Sözleşme ile Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerin ortak koruma alanına girmediği anlaşılmıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Çalışma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 15/5/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.