TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
BARBARA SPİNELLİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2018/9112)
Karar Tarihi: 2/11/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Muzaffer KORKMAZ
Başvurucu
Barbara SPİNELLİ
Vekili
Av. Banu GÜVEREN ASLAN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; ülkeye girişine izin verilmeyen yabancının havalimanında tutulmasının hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. İtalya uyruklu olan başvurucu 13/1/2017 tarihinde İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'nda pasaport kontrolü sırasında durdurulmuş ve Türkiye'ye giriş yasağının bulunduğu gerekçesiyle yetkililerce bir odaya götürülmüştür.
3. Başvurucu yaklaşık 17 saatlik sürenin sonunda uçakla ülkesine gönderilmiştir.
4. Başvurucu anılan süre boyunca hukuka aykırı bir şekilde ve olumsuz koşullarda tutulduğu iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) suç duyurusunda bulunmuştur. Başsavcılık kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiş vekarara yapılan itirazın reddi üzerine anılan karar 18/12/2017 tarihinde kesinleşmiştir.
5. İtirazın reddine dair karar başvurucuya 15/2/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu ise 19/3/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Komisyon tarafından başvurucunun -suç duyurusuna konu edilen- kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin şikâyeti kabul edilemez bulunmuş, inceleme konusu şikâyet yönünden ise başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucu; yaklaşık 17 saat boyunca keyfî bir şekilde tutulduğunu, bu tutma hâlinin herhangi bir kanuni dayanağının bulunmadığını, tutulmasına ilişkin bir karar veya gerekçenin tebliğ edilmediğini, tutulma nedenlerinin kendisine bildirilmediğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
8. Başvurucunun 14/1/2017 tarihinde ülkesine gönderildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla somut olayda ihlal sonucuna varılsa bile başvurucunun serbest bırakılmış olması nedeniyle bu sonucun mevcut durumuna bir etkisinin olması mümkün görünmemektedir. Zira bu hâlde bireysel başvuru kapsamında verilecek bir ihlal kararı ancak başvurucu lehine tazminata hükmedilmesi sonucunu doğurabilecektir. Bu durumda tutulmanın hukuki olmaması nedeniyle başvurucunun tazminat elde edebileceği ve bireysel başvurudan önce tüketebileceği bir başvuru yolunun bulunup bulunmadığı önem taşımaktadır.
9. Anayasa Mahkemesinin B.T. ([GK], B. No: 2014/15769, 30/11/2017) kararında, hiçbir idari işlem ve eyleme dayanmadan, hukuka aykırı biçimde tutulan yabancılar yönünden tam yargı davasının etkili hukuk mekanizması olduğu belirtilmiştir. Anılan kararda 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin idari işlem veya eylem türleri yönünden herhangi bir ayrım yapılmadığından idari fonksiyona giren her türlü işlem veya eylem sebebiyle oluşan zararın tazmininin bu kurala dayanılarak idari yargıda açılacak tam yargı davasıyla istenebilmesi için yeterli bir yasal zemin oluşturduğu vurgulanmıştır (B.T.,§§ 52, 54, 74).
10. Bu durumda 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesi dikkate alındığında somut olayda başvurucunun maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma, yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır (aynı yöndeki değerlendirme için bkz. U.U., B. No: 2014/2114,19/12/2017, § 37).
11. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 2/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.