TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
Y.Ç. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/1332)
Karar Tarihi: 21/12/2022
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Basri BAĞCI
Raportör
Dr. Berrak YILMAZ
Başvurucu
Y.Ç.
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, mektubun sakıncalı bulunan kısmının çizilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Silivri 6 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda (Kurum) tutuklu olarak bulunmaktadır. Başvurucunun eşine ve çocuklarına yazdığı mektubun bir kısmı Kurum tarafından sakıncalı olarak değerlendirilmiş ve çizilerek gönderilmesine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 68. maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü gereğince mektubun kısmen sakıncalı olduğu değerlendirmesine yer verilmiştir. Kurum tarafından mektuptaki yargı ile asker ve polise ilişkin eleştirilerin olduğu kısım sakıncalı bulunarak çizilmiştir.
3. Başvurucu, eşine ve çocuklarına yazdığı mektubun tarafına iadesini, bunun mümkün olmaması halinde dilekçenin ilgili karara itiraz dilekçesi olarak değerlendirilip Silivri 1. İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) gönderilmesini talep etmiştir. Hakimlik karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Kararda başvurucunun öncelikle göndermek istediği mektubun gönderilmeyerek tarafına iadesini talep ettiği, kurum idaresince öncelikle bu hususun değerlendirilmesi, bu mümkün olmadığı takdirde dilekçenin itiraz dilekçesi olarak gönderilmesi gerektiği belirtilmiştir. Başvurucunun itirazı üzerine Silivri Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) itirazın kabulüne ve Hakimlik kararının kaldırılmasına, işin esasına girerek başvurucunun muhatabına gönderilmeyen mektubunun kendisine iade edilmemesine ilişkin kurum uygulaması hususunda karar vermek üzere dosyanın İnfaz Hakimliğine iadesine karar vermiştir. Bunun üzerine Hâkimlik, kararın usule ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiştir. Söz konusu karara yapılan itiraz Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, şikayet başvurusunun esasına ilişkin karar verilmediği gözetilerek bu hususta değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere dosya İnfaz Hakimliğine bir kez daha gönderilmiştir. İnfaz Hakimliği bu kez şikayetin kabulüne karar vermiştir. Kararda başvurucunun mektubunun çizilerek gönderilmesi yerine tarafına iadesi talebinin mektuptaki anlam bütünlüğünün bozulma ihtimaline binaen kabul edilebilir olduğu belirtilmiştir.
4. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi bu kez itirazın kabulü ile İnfaz Hakimliği kararının yeniden kaldırılmasına karar vermiştir. Kararda 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün 123. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan kısmen veya tamamen sakıncalı görülen mektupların, iç hukuk veya uluslararası hukuk yollarına başvuru yapılması durumunda kullanılmak üzere idarece saklanacağına ilişkin hükmü gereğince mektubun başvurucuya iadesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
5. Başvurucu nihai hükmü 13/12/2018 tarihinde tebliğ ettikten sonra 31/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Komisyonca kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucu, eşine ve çocuklarına yazdığı mektubun kısmen sakıncalı bulunarak alıkonulduğunu, yapılan itirazların değerlendirilmeksizin reddedildiğini, sakıncalı bulunan ibarelerin hangi nedenle sakıncalı olduğunun tartışılmadığını, mektubunun bir yıldır alıkonulduğunu, ailesine gönderilen mektubun çizik ve fotokopi olması nedeniyle onları endişeye sevk edecek nitelikte olduğunu belirterek ifade hürriyeti, haberleşme hürriyeti, etkili başvuru hakkı ve keyfi işlem yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
8. Başvuru haberleşme hürriyetine saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.
9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kişinin haberleşme hürriyetine saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
10. Mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).
11. Somut olayda mektubun alıkonulması nedeniyle başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır (ayrıntılı açıklama için bkz. Ahmet Temiz, §§ 46, 55; Muhittin Pirinççioğlu (3), §§ 45, 47). Bununla birlikte disiplin kurulu ve derece mahkemelerinin kararlarında mektubun sakıncalı bulunan kısımlarının neden sakıncalı olduğuna dair bir değerlendirme yapılmadığı görüldüğünden bu kısımların çizilmesine dair mektupla ilişkili, somut bilgilere dayalı ve yeterli gerekçenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır.
12. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
13. Başvurucu; ihlalin tespiti ile 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
14. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
15. Öte yandan tazminat talep ettiği ve ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya 3.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
C. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
D. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
E. Kararın bir örneğinin haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Silivri 1. İnfaz Hâkimliğine (E.2017/6874, K.2017/7091) GÖNDERİLMESİNE,
F. Başvurucuya net 3.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin bilgi için Silivri Ağır Ceza Mahkemesine (2018/827 D.İş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/12/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.