TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SELAMİ EVLİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/14760)
Karar Tarihi: 18/10/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Çağlar ÖNCEL
Başvurucu
Selami EVLİ
Vekilleri
Av. İbrahim PEHLİVAN
Av. Ali GÜMÜŞ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza soruşturmasında şikâyetçi olan başvurucunun delil toplanmasına dair taleplerinin reddedilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Tekirdağ Valiliği İl İdare Kurulu müdürü olarak görev yapan başvurucu, Tekirdağ Vali Yardımcısı ile yaşadığı tartışma esnasında silahla tehdit edildiğini belirterek suç duyurusunda bulunmuştur. Başvurucu, şikâyet dilekçesinde şüphelinin silahını çekip kendisinin üzerine yürüdüğünü ve öldürmeye teşebbüs ettiğini iddia etmiştir.
3. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı yürütülen soruşturma neticesinde toplanan delilleri değerlendirerek 24/11/2017 tarihinde yetkisizlik kararı vererek soruşturma dosyasını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.
4. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) 4/2/2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Kararda tanıkların dinlendiği, olay yeri kamera kayıtlarının incelendiği ve bilirkişi incelemesinin yaptırıldığı, buna göre kayıtlarda herhangi bir konuşmanın bulunmadığı, soruşturmaya konu iddialara ait herhangi bir görüntünün olmadığı belirtilmiştir. Kararda ayrıca kayıtların tamamında sadece başvurucunun görüntülerinin bulunduğu, şüpheliye ait herhangi bir görüntünün bulunmadığı, şüphelinin başvurucuya yönelik söylediği iddia olunan "terbiyesizlik yapma" sözünün ise hakarete varmayan nezaket dışı kaba söz kapsamında olduğu ve bu suretle hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı ifade edilmiştir.
5. Başvurucunun karara itirazı üzerine İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği 28/3/2019 tarihinde itirazın reddine karar vermiştir.
6. Başvurucu, nihai kararı 10/4/2019 tarihinde öğrendikten sonra 26/4/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Başvurucu, şikâyetçi sıfatıyla taraf olduğu soruşturmada bildirdiği tanıklar dinlenilmeden, tek bir kişinin beyanıyla yetinilerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Bakanlık görüşünde; Başsavcılık tarafından başvurucunun müşteki sıfatıyla ifadesinin bizzat alındığı, kamera kayıtları dâhil birçok delilin soruşturma dosyasına girmesinin sağladığı belirtilmiştir. Görüşte ayrıca başvurucunun soruşturma sırasındaki kamera kayıtlarının incelenmesi ve bir kısım tanıkların dinlenmesi taleplerinin dikkate alınarak soruşturmaya etkin bir biçimde katılımının sağlandığı, böylelikle Başsavcılığın olayın aslını ortaya çıkarmak için kendisinden beklenen seviyede ve makul bir çaba ortaya koyduğu vurgulanmıştır.
10. Başvuruya konu şikâyetler adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.
11. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
12. Sözleşme’nin 6. maddesinde, adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Dolayısıyla bir ceza davasında haklarında suç isnadı bulunmayan mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).
13. Somut olayda, başvurucu hakkında herhangi bir suç isnadına ilişkin olmayan ve üçüncü kişinin cezalandırılmasına yönelik olduğu görülen ihlal iddialarının adil yargılanma hakkının kapsamına girmediği anlaşılmaktadır.
14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.