TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET CAN SERENKİLİ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/15290)
Karar Tarihi: 15/5/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Burhan ÜSTÜN
Hicabi DURSUN
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Fatma Burcu NACAR YÜCE
Başvurucular
1. Mehmet Can SERENKİLİ
2. Ramazan SERENKİLİ
3. Sadık SERENKİLİ
Başvurucular Vekili
Av. Saim BOZKURT
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan başvurular ve akabinde açılan davalarda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 10/5/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Konularının aynı olması nedeniyle 2019/15295 ve 2019/15297 numaralı bireysel başvuru dosyalarının 2019/15290 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucular, Batman'ın Sason ilçesinde ikamet ettikleri Binekli köyünde 1991 yılında meydana gelen terör olayları sebebiyle 5233 sayılı Kanun kapsamında zararlarının karşılanması talebiyle 30/5/2008 tarihinde Batman Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonuna (Komisyon) başvurmuştur.
10. Anılan başvuruların Komisyon tarafından reddi üzerine başvurucular, Batman İdare Mahkemesinde 12/9/2011 tarihinde ayrı ayrı iptal davası açmıştır. Başvurucuların açıkları davalar 13/11/2014 tarihli kararlarla reddedilmiştir. İdare Mahkemesi kararlarının gerekçesinde, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini gereken bir zararın bulunmadığı gerekçesiyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
11. Batman İdare Mahkemesi kararları, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 16/1/2018 tarihli kararlarıyla Komisyon tarafından mevzuatta belirtilen araştırmaların yeterli yapılmadığı belirtilerek bozulmuştur.
12. Danıştay Onbeşinci Dairesinin 14/2/2019 tarihli kararlarıyla karar düzeltme istemleri kabul edilerek kararlar onanmıştır.
13. Başvurucular, süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 15/5/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
15. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede yargılanma haklarının ve diğer anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
16. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
17. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).
18. Ancak bazı özel durumlarda uyuşmazlığın ortaya çıktığı daha önceki bir tarih de başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmektedir. Bu durum özellikle yargısal süreç öncesinde ilgili idareye müracaat edilmesinin söz konusu olduğu başvurular bakımından geçerlidir (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, § 45).
19. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu, başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41, 45).
20. Bu hususlara ek olarak Anayasa Mahkemesi 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan yargılamalarda komisyonların belli bir dönem içinde geçici olarak olağanüstü iş yükü artışı ile karşılaşmasından kaynaklanan gecikmelerde kamu otoritelerince zamanında ve yeterli tedbirlerin alınmış olup olmadığını da gözönünde bulundurmaktadır. Gerekli tedbirler alınmışsa makul sürenin hesaplanmasında olağan yargılamalara kıyasla daha esnek bir yaklaşım benimsenmektedir (Sabri Çetin, B. No: 2013/3007, 6/2/2014, §§ 60, 72; Mahmut Can Arslan, B. No: 2013/3008, 6/2/2014, §§ 59, 71; Mehmet Gürgen, B. No: 2013/3202, 6/2/2014, §§ 57, 67; Celal Demir, B. No: 2013/3309, 6/2/2014, §§ 57, 69).
21. Somut davalara bir bütün olarak bakıldığında başvurucuların Komisyona başvuru tarihi olan 30/5/2008 ile nihai karar tarihleri olan 14/2/2019 arasında geçen 10 yıl 8 aylık yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
24. Başvurucular, ihlalin tespiti ile manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
25. Başvuruda, adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
26. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında net 12.000 TL manevi tazminatın başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesi gerekir.
27. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harcın başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine, 3.000 TL vekâlet ücretinin de başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara net 12.000 TL tazminatın ayrı ayrı ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 364,60 TL harcın başvuruculara AYRI AYRI ÖDENMESİNE, 3.000 TL vekâlet ücretinin başvuruculara MÜŞTEREN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Batman İdare Mahkemesine (E.2011/2154, K.2014/2716; E.2011/2455, K.2014/2715; E.2011/2458, K.2014/2714) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Danıştay Onbeşinci Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/5/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.