logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Coşkun Polat ve diğerleri [1.B.], B. No: 2019/21807, 3/3/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

COŞKUN POLAT VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/21807)

 

Karar Tarihi: 3/3/2022

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Ayhan KILIÇ

Başvurucular

:

1. Coşkun POLAT

 

 

2. Hayrünnisa HOMURLU

 

 

3. Mehmet Emin POLAT

Başvurucular Vekili

:

Av. Yiğit GÜRBÜZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ipotek bedelinin güncellenmiş değeri ödenmeden ipoteğin kaldırılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 20/6/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucular Coşkun Polat, Hayrünnisa Homurlu ve Memhet Emin Polat sırasıyla 1948, 1952 ve 1955 doğumlu olup Tarsus'ta ikamet etmektedir. Başvurucular 7/9/1980 tarihinde ölen M.M.P.nin mirasçılarıdır.

6. Mersin'in Tarsus ilçesi Yenice Yiğitbaşı Mahallesi'nde kâin 260 ada 8 parsel sayılı taşınmaz, tapuda A.A., R.A., S.A., M.A. ve F.A. adına kayıtlıdır. Anılan taşınmaz 26/1/1963 tarihinde 13.000 TL (eski Türk lirası) bedelle başvurucuların murisi M.M.P. lehine ipotek edilmiştir. İpotek, karz akdinden kaynaklı olarak uygulanmıştır. İpotek sözleşmesinde borcun 15/9/1963 tarihinde ödeneceği belirtilmiştir.

7. Taşınmazın malikleri tarafından, başvurucuların murisi lehine konulan ipoteğin kaldırılması istemiyle 2/11/2015 tarihinde Tarsus 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Hukuk Mahkemesi) dava açılmıştır. Dava dilekçesinde, mahkemenin takdiri hâlinde ipoteğe konu borcun ve ferilerinin mahkeme veznesine depo edileceği belirtilmiştir.

8. Başvurucular Asliye Hukuk Mahkemesine sundukları cevap dilekçesinde; borçluların bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadığını belirtmiş, 13.000 TL'nin 51 yıllık yasal faiziyle birlikte mahkeme veznesine depo edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

9. Asliye Hukuk Mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 13/10/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; 13.000 TL'nin güncel değeri altın fiyat artışına göre 92.968,57 TL, döviz fiyat artışına göre 4.138,94 TL ve asgari ücret artış oranına göre 53.233,11 TL olarak bulunmuştur. Raporda, sözü edilen üç hesaplama yöntemiyle bulunan tutarların aritmetik ortalaması alınarak 13.000 TL'nin güncel değeri 50.113,54 TL olarak saptanmıştır. Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 20/3/2017 havale tarihli ek raporda, ipotek tesis tarihinden dava tarihine kadar işleyecek yasal faiz 1.917.258,86 TL şeklinde hesaplanmıştır. Başka bir bilirkişi tarafından düzenlenen 11/9/2017 havale tarihli raporda, 13.000 TL'ye 15/9/1963-2/11/2015 tarihleri arasında işletilecek yasal faizin miktarı 196.108,74 TL olarak hesaplanmıştır. Üçüncü bir bilirkişi tarafından hazırlanan 13/8/2018 havale tarihli raporda ise işletilecek yasal faizin miktarı 126.957,64 TL biçiminde belirlenmiştir.

10. Asliye Hukuk Mahkemesi 16/10/2018 tarihinde davayı kabul ederek ipoteğin kaldırılmasına ve ipotek bedeli ile faiz toplamı olarak başvuruculara 0,14 TL (14 kuruş) ödenmesine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, somut olaydaki ipoteğin kesin borç ipoteği olduğu ve 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 875. maddesi uyarınca anaparanın yanında gecikme faizi de içerdiği belirtilmiştir. Somut olaydaki ihtilafın bedelin güncellenmesinin gerekip gerekmediğine yönelik olduğunu tespit eden Asliye Hukuk Mahkemesi, kesin borç ipoteğinde borçlunun ipotekten kaynaklanan sorumluluğunun ipotek akit tablosunda belirtilen anapara ve ferileri olan miktarla sınırlı olduğunu, bunun dışında bir uyarlama imkânı bulunmadığını ifade etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda eski Türk lirasına göre hesaplama yapıldığını, bu sebeple bilirkişilerin bulduğu tutarların yeni Türk lirasına dönüştürülmesi gerektiğini vurgulamış; 13.000 TL asıl alacak ile 13/8/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan 126.957,64 TL yasal faiz toplamının yeni Türk lirasına dönüştürülmüş hâli olan 0,14 TL (14 kuruş) üzerinden davanın kabulü gerektiği sonucuna varmıştır. Gerekçeli kararda, kararın istinaf yolu açık olmak üzere verildiği belirtilmiştir.

11. Başvurucular, bu karara karşı istinaf yoluna müracaat etmiştir. İstinaf dilekçesinde, bilirkişi raporlarında belirlenen tutarlardan gerekçesiz bir biçimde ayrılınmasının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir. İstinaf dilekçesinde, son bilirkişi raporundaki tutar üzerinden davanın kabulü gerektiği ifade edilmiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 18/4/2019 tarihinde, Asliye Hukuk Mahkemesi kararının miktar itibarıyla istinaf sınırın altında kaldığı gerekçesiyle istinaf istemini usulden reddetmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

12. İlgili hukuk için bkz. A.C.K. ve diğerleri, B. No: 2018/13952, 7/10/2021, §§ 24-36.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

13. Anayasa Mahkemesinin 3/3/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

14. Başvurucular, 26/1/1963 tarihinde 13.000 TL (0,013 TL) ile 928,57 gram altın alınabilecekken Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedilen 0,14 TL'ye bir sakız dahi alınamadığını, Yargıtayın yerleşik içtihadına dayanan kararın mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucular ayrıca Yargıtayın hayatın gerçeklerine aykırı içtihadının hak arama hürriyetini de ihlal ettiğini belirtmiştir.

B. Değerlendirme

15. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”"

16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular, hak arama hürriyetinin de ihlal edildiğini ileri sürmüşse de başvurucuların iddialarının özü 26/1/1963 tarihli ipoteğe konu bedelin aradan geçen uzun zaman diliminde uğramış olduğu değer kaybının karşılanmaması olduğundan şikâyetlerinin bütün hâlinde mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

17. Somut olayda başvuruculara murislerinden intikal eden ipotek alacağı 4721 sayılı Kanun'da düzenlenmiş, gayrimenkuller üzerinde etkisini doğuran, resmî senede bağlanmış kesin ve icra edilebilir nitelikte bir alacak hakkı içerdiğinden bu alacağın maddi bir değer ifade ettiği tartışmasızdır. Bu çerçevede başvurucuların Anayasa'nın 35. maddesi kapsamında korunması gereken bir menfaatlerinin bulunduğu açıktır.

18. Mülkiyet hakkının korunmasının devlete birtakım pozitif yükümlülükler yüklediği hususu Anayasa'nın 35. maddesinin lafzında açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de bu güvencenin sadece devlete atfedilebilen müdahalelere yönelik sınırlamalar getirdiği, bireyi üçüncü kişilerin müdahalelerine karşı korumasız bıraktığı düşünülemez. Pozitif yükümlülüklerin ortaya çıkmasının nedeni gerçek anlamda koruma sağlanmasıdır. Buna göre anılan maddede bir temel hak olarak güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkının gerçekten ve etkili bir şekilde korunabilmesi yalnızca devletin müdahaleden kaçınmasına bağlı değildir. Gerçek anlamda koruma sağlanması için devletin negatif yükümlülükleri dışında pozitif yükümlülüklerinin de olması gerekir. Dolayısıyla Anayasa'nın 5. ve 35. maddeleri uyarınca devletin mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin pozitif yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu bağlamda söz konusu pozitif yükümlülükler, kimi durumlarda özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklar da dâhil olmak üzere mülkiyet hakkının korunması için belirli tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir (Türkiye Emekliler Derneği, B. No: 2012/1035, 17/7/2014, §§ 34-38; Eyyüp Boynukara, B. No: 2013/7842, 17/2/2016, §§ 39-41; Osmanoğlu İnşaat Eğitim Gıda Temizlik Hizmetleri Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi, B. No: 2014/8649, 15/2/2017, § 43).

19. Devletin pozitif yükümlülükleri, mülkiyet hakkına yapılan müdahalelere karşı usule ilişkin güvenceleri sunan yargısal yolları da içeren etkili hukuksal bir çerçeve oluşturma, oluşturulan bu hukuksal çerçeve kapsamında yargısal ve idari makamların bireylerin özel kişilerle olan uyuşmazlıklarında etkili ve adil bir karar vermesini temin etme sorumluluklarını da içermektedir (Selahattin Turan, B. No: 2014/11410, 22/6/2017, § 41).

20. Anayasa Mahkemesi kesin borç ipoteğinin, alacağın aslı ile gecikme faizinin depo ettirilmesi karşılığında kaldırıldığı A.C.K. ve diğerleri başvurusunda alacağın enflasyon karşısındaki değer kaybının karşılanmamasının mülkiyet hakkını ihlal ettiği şikâyetini incelemiştir. Anılan kararda ipotek alacaklılarının ipoteğin vade tarihinden itibaren muaccel hâle gelen borcun ödenmemesi nedeniyle ipotekli taşınmazı icra vasıtası ile sattırarak alacaklarını tahsil etme imkânının bulunduğunun altı çizilmiştir. Kararda, alacaklıların taşınmazı sattırarak alacaklarını tahsil etme imkânına karşılık olarak borçluların da 4721 sayılı Kanun'un 883. maddesi uyarınca ipotek bedelini ödeyerek taşınmaz üzerindeki ipotek şeklindeki kısıtın kaldırılmasını isteme haklarının varlığına işaret edilmiştir (A.C.K. ve diğerleri, §§ 52, 53).

21. Borcun vadesi ile ödeme tarihi arasında geçen uzun zaman içinde paranın enflasyon karşısında değer kaybettiğine dikkat çeken Anayasa Mahkemesi, alacaklıların ipoteğin vadesinin dolduğu tarihten itibaren alacaklarını tahsil etme imkânına sahipken aradan geçen uzun zaman içinde alacağın tahsili için kanunda öngörülen bu imkânı kullanmadıkları gibi anılan imkândan yararlanılmasını önleyen fiilî ya da hukuki bir engelin bulunduğunu da ileri sürmediklerini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi ayrıca 4721 sayılı Kanun'un ipotek bedelinin belirlenmesine ilişkin 875. maddesinde bedelin ne şekilde hesaplanacağının açıkça düzenlendiğini ve Yargıtay içtihatlarında da bu hususta bir tereddüt bulunmadığını vurgulamış, ipotek alacaklısına anapara ve faizle sınırlı olarak ödeme yapılmasının keyfî ya da başvurucular yönünden öngörülemez olmadığını ifade etmiştir. Anayasa Mahkemesi sonuç olarak ipotek alacaklısının mülkiyetin korunmasına yönelik belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir kanun hükümlerinin ve buna dayalı olarak yerleşik yargısal içtihatların mevcut olduğunu, usule ilişkin güvencelerin de etkin biçimde sağlandığını, yargısal makamların takdir yetkilerinin sınırını aşmadığını değerlendirerek devletin mülkiyet hakkına ilişkin pozitif yükümlülüklerinin yerine getirildiği sonucuna varmıştır (A.C.K. ve diğerleri, §§ 54, 55).

22. Somut olayda başvurucuların ipoteğin vade tarihi olan 15/9/1963 tarihinden bu yana ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik bir girişimde bulunmadıkları gözetildiğinde A.C.K. ve diğerleri kararındakiyle aynı mahiyette olan mevcut bireysel başvuruda A.C.K. ve diğerleri kararında varılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

23. Açıklanan gerekçelerle mülkiyet hakkına yönelik bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmiştir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 3/3/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Coşkun Polat ve diğerleri [1.B.], B. No: 2019/21807, 3/3/2022, § …)
   
Başvuru Adı COŞKUN POLAT VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2019/21807
Başvuru Tarihi 20/6/2019
Karar Tarihi 3/3/2022

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ipotek bedelinin güncellenmiş değeri ödenmeden ipoteğin kaldırılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Tazminat (kamu kurumlarının tarafı olduğu uyuşmazlıklar) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4721 Türk Medeni Kanunu 881
883
875
2004 İcra ve İflas Kanunu 148
153
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi