TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
FATİH ÇETİN VE İBRAHİM PELİT BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/2404)
|
|
Karar Tarihi: 18/11/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Hikmet Murat AKKAYA
|
Başvurucular
|
:
|
1. Fatih ÇETİN
|
|
|
2. İbrahim PELİT
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Yusuf Kenan ALTAN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 16/1/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular ile birlikte iki şüphelinin yağma suçu
nedeniyle 18/7/2007 tarihinde gözaltına alındıkları ve aynı gün tutuklandıkları
anlaşılmaktadır.
9. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/6/2009 tarihli
kararı, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 10/3/2015 tarihli kararıyla bozulmuştur.
10. Bozma kararı üzerine başvurucuların da aralarında
bulunduğu toplam üç sanık hakkında Mahkemece 3/6/2016 tarihinde mahkûmiyet
kararı verilmiştir. Başvurucuların ve diğer bir sanığın kararı temyiz etmesi
üzerine aynı Dairenin 27/11/2018 tarihli kararıyla hüküm onanarak
kesinleşmiştir.
11. Nihai karar olan Yargıtay ilamına ilişkin olarak
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) evrak işlem kütüğü üzerinde yapılan
incelemede, yargılama sürecinde müdafi olarak görev yapan ve bireysel başvuruda
da vekil olarak başvurucuları temsil eden başvurucuların avukatı Yusuf Kenan
Altan tarafından ilgili kararın 12/12/2018 günü saat 15.52.08’de açılarak
okunduğu tespit edilmiştir.
12. Bununla birlikte başvurucuların vekili; Yargıtayın
onama kararının tebliğini yerel mahkemeden talep etmesine rağmen tebliğinin
yapılmadığını, nihai kararı 16/1/2019 tarihinde öğrendiğini, söz konusu onama
kararının örneğini UYAP'tan alarak bireysel başvuru dosyasına koyduğunu
belirtmektedir.
13. 16/1/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
14. Mahkemenin 18/11/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
15. Başvurucular, bireysel başvuru konusu yargılamanın
uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru
usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru
yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir
mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten
itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte
başvurabilirler ... "
17. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) "Başvuru
süresi ve mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru
yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
18. Bireysel başvurunun ön şartlarından biri de otuz
günlük süre kuralıdır. Sürenin başvurunun her aşamasında dikkate alınması
gerekir (Deniz Baykal, B. No: 2013/7521, 4/12/2013, § 32). Otuz günlük
süreye ilişkin başlangıç tarihinin tespitinde kanun hükmü gereği öğrenme
tarihi esas alınmalıdır.
19. Bireysel başvurunun süre koşuluna bağlanmasıyla
hukuki istikrarın sağlanması hedeflenmektedir. Dolayısıyla anayasal bir hak
arama yolu olan bireysel başvurunun yapılması için belli sürelerin öngörülmesi
hukuki istikrar ilkesinin bir gereğidir ve bu süre -bireysel başvuru
yapılmasını imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça- bireysel başvuru hakkına
aykırılık oluşturmaz.
20. Bireysel başvuruların 6216 sayılı Kanun'un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı
fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu
öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen
durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak başvuru
yollarının tüketildiği tarihten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir
hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin nihai kararın
gerekçesinin öğrenildiği tarih olarak anlaşılması gerekir (A. C. ve
diğerleri [GK], B. No: 2013/1827, 25/2/2016, § 25).
21. Bireysel başvuru süresinin işlemeye başlaması
yönünden nihai kararın gerekçesinin tebliği, öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet
Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme, gerekçeli
kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de öğrenme
söz konusu olabilir. Başvurucunun nihai kararın gerekçesini dava dosyasını
incelemek suretiyle öğrenmesi mümkündür. Bu doğrultuda dosyadan suret
alınması gibi hâllerde başvurucunun gerekçeli kararı öğrendiği kabul
edilebilir. Başvurucuların nihai kararın gerekçesini öğrendiklerini beyan
ettikleri tarih de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele
alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013, §§ 21, 22).
22. Diğer yandan somut olayın koşullarında başvurucunun
nihai karardan daha erken bir tarihte haberdar olması gerektiğinin
değerlendirilmesi durumunda Anayasa Mahkemesi, başvuru süresinin başlangıcı
için bu tarihi de esas alabilir (Ögeday Akın, B. No: 2014/2345,
10/6/2015, § 38).
23. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi, henüz avukatına tebliğ
edilmemiş olmakla birlikte nihai karar olan gerekçeli Yargıtay ilamının ilk
derece mahkemesine ulaştığı, başvurucunun avukatının ise bireysel başvuru
formunda bu karardan haberdar olduklarını belirttiği tarihten daha önce ilk
derece mahkemesine söz konusu ilamın tebliğe çıkarılması için birden fazla
talepte bulunduğunun anlaşıldığı bir bireysel başvuruda başvuru süresinin avukatın
ilk yazılı talep tarihinden itibaren işlemeye başladığını kabul etmiştir.
Anılan kararda Anayasa Mahkemesi, gerekçeli nihai karar ilk derece mahkemesine
ulaştığından başvurucunun haberdar olduğu ve bu durumda UYAP Avukat Bilgi
Sistemi'ni kullandığı görülen başvurucu vekilinin nihai karar sonucunu ve
gerekçesini kesin olarak öğrenme olanağına sahip bulunduğu konusunda şüphe
olmadığını ifade etmiştir (Suat Bircan [GK], B. No: 2014/16800,
1/12/2016, §§ 25-27).
24. UYAP, kullanıcıların kendilerini ilgilendiren bilgi
ve belgelere ihtiyaç duymaları hâlinde hızlı ve kolay şekilde ulaşabilmelerini
sağlamaktadır. Her türlü bilgi ve belge alışverişi de UYAP üzerinden elektronik
ortamda ve anlık denebilecek kısa sürede gerçekleştirilebilmektedir (Hüseyin
Aşkan, B. No: 2017/15649, 21/7/2020, § 26).
25. Yargı sisteminin parçası olarak avukatlar; sistemde
vekâleti bulunan dava dosyalarını internet üzerinden UYAP'tan yararlanarak
inceleyebilmekte, bu dosyalardan suret alabilmekte, elektronik imza ile
sistemdeki dava dosyalarına evrak ekleyebilmekte, yeni dava dosyası açabilmekte
ve harç ödeyebilmektedirler. Ayrıca nihai kararın gerekçesine erişmenin mümkün
hâle geldiği durumlarda başvurucu avukatları bu sistemi kullanmak suretiyle
nihai kararın gerekçesini kesin olarak öğrenme imkânını da elde etmektedirler (Hüseyin
Aşkan, § 27).
26. Tüm bu işlemler yapılırken bilgi ve belgelerin son
hâli, değişmez ve güvenli bir şekilde veri tabanında saklanmakta ve belgeler
üzerinde yapılan işlemler UYAP evrak işlem kütüğünde kayıt altına alınmaktadır.
Evrak işlem kütüğü, evrak üzerinde yapılan işlemleri (doküman oluşturma,
düzenleme, imzalama, açma, okuma ve yazdırma gibi) kayıt altına almaktadır.
Kayıt altına alınan evrak üzerindeki işlemleri yapan şahsın adı soyadı, sıfatı,
birimi, yapılan işlemin niteliği, tarih ve saati sistemde saklanmaktadır (Hüseyin
Aşkan, § 28).
27. Yargılama sürecinde nihai karar olan Yargıtay ilamına
ilişkin olarak UYAP evrak işlem kütüğü üzerinde yapılan incelemede de ilgili
kararın başvurucuların avukatı Yusuf Kenan Altan tarafından 12/12/2018 günü
saat 15.52.08’de açılarak okunduğu tespit edilmiş ve buna ilişkin olarak ekran
çıktısı alınıp dosya arasına konulmuştur. Dolayısıyla bu işlemi yapan
ilgililerden işlem sırasında nihai kararın sonucunu öğrenmeleri beklenir. Böyle
bir durumda işlem yapılırken nihai kararın sonucunun öğrenildiği kabul
edileceğinden bireysel başvuru süresinin bu tarihten itibaren başlatılması
gerekir.
28. Somut olayda Yargıtay ilamının başvurucuların avukatı
tarafından UYAP üzerinden okunduğu, bu kapsamda 12/12/2018 tarihinde bireysel
başvuruya ilişkin nihai karardan haberdar olunduğunun ve bu doğrultuda bireysel
başvuru süresinin 12/12/2018 tarihinden itibaren işlemeye başladığının kabul
edilmesi gerekir. Nitekim ilgili usul kuralları uyarınca sürenin münhasıran
tebliğden itibaren işlemeye başlayacağının kabul edildiği uygulamaların aksine
bireysel başvuru yolunda başvuru süresi, ihlalin öğrenilmesi esasına
bağlanmıştır (benzer yönde bkz. Mehmet Özcan, B. No: 2019/6266, 15/1/2020,
§ 27).
29. Sonuç olarak bireysel başvuru konusu yargılama
sürecine ilişkin nihai karardan 12/12/2018 tarihinde haberdar olduğu anlaşılan
başvurucuların otuz günlük bireysel başvurusu süresinden sonra, 16/1/2019
tarihinde gerçekleştirdiği bireysel başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde
BIRAKILMASINA 18/11/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.