TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
NADİR ÜNAL BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/27469)
Karar Tarihi: 6/10/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Raportör
Habip OĞUZ
Başvurucu
Nadir ÜNAL
Vekili
Av. Ozan Veysel YEDİEL
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, vatani hizmetini yapan başvurucuya esas hakkındaki mütalaa tebliğ edilip buna ilişkin savunması alınmadan karar verilmesi nedeniyle savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/8/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) 18/6/2018 tarihli iddianamesi ile başvurucunun evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından cezalandırılması talep edilmiştir.
6. İddianamenin kabulüyle açılan davada, İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) 24/9/2018 tarihli birinci celsesinde, başvurucunun askerî birliğinin öğrenilmesiyle savunmasının ve suç vasfının değişmesi ihtimaline binaen ek savunmasının istinabe suretiyle alınmasına karar verilmiştir.
7. Anılan istinabe talebi yanıtlanmadan başvurucu 12/11/2018 tarihli ikinci celsede bizzat Mahkemede hazır bulunarak savunmasını yapmış, ek savunma için süre istememiş ve önceki savunmalarını tekrar etmiştir.
8. 28/1/2019 tarihli dördüncü celsede esas hakkındaki mütalaasını ve varsa tevsii tahkikat taleplerini bildirmesi için Başsavcılığa dosya tevdi edilmiş, 8/2/2019 tarihinde Başsavcılık başvurucunun dolandırıcılık suçundan cezalandırılması talebini de içerir esas hakkındaki mütalaasını Mahkemeye sunmuştur.
9. 28/2/2019 tarihli beşinci celsede, celse arasında sunulan yazılı mütalaa okunmuş, mütalaanın taraflara henüz tebliğ edilmediği belirtilmiştir. Aynı tarihli duruşmada, başvurucunun dolandırıcılık suçundan 2 yıl hapis ve 4.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
10. Dosyada mevcut içerisinde Başsavcılığın mütalaasının olduğu belirtilen tebliğ mazbatasına göre, mütalaa başvurucunun askerlik vazifesini yaptığı Melikgazi/Kayseri adresine gönderilmiş, başvurucu adreste bulunamamış, yeni adresinin Çankaya/Ankara'da bulunan askerî birlik olduğu belirtilmiş ve evrak iade edilmiştir. Tebliğ mazbatasından Başsavcılığın mütalaasının 13/3/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
11. Başvurucu müdafii 28/5/2019 tarihinde karara karşı istinaf talebinde bulunmuş, istinaf dilekçesinde -diğerlerinin yanında- Başsavcılığın 8/2/2019 tarihli mütalaasının başvurucuya 13/3/2019 tarihinde, başvurucunun mahkûmiyetine karar verilmesinden 13 gün sonra tebliğ edildiği, böylece başvurucunun savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürülmüştür.
12. Başvurucu hakkında verilen karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesinin (Ceza Dairesi) 12/7/2019 tarihli istinaf isteminin esastan reddine ilişkin kararıyla kesinleşmiştir. Başvurucu 7/8/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. İlgili hukuk için bkz. Ufuk Rifat Çobanoğlu, B. No: 2014/6971, 1/2/2017.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Anayasa Mahkemesinin 6/10/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; duruşmalardan ancak birine izinde bulunduğı sırada katılabildiğini, bunun dışındaki duruşmalara askerde olması sebebiyle katılamadığını, Başsavcılığın esas hakkındaki mütalaası tebliğ edilmeden ve son sözü sorulmadan yokluğunda ceza verildiğini böylece savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özünün adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkına ilişkin olduğu ve bu kapsamda bir inceleme yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
18. Suç isnadı altındaki kişiye savunma hakkının şeklen değil gerçek anlamda sağlanması gerekir. Bunun için suç isnadı altındaki kişi, savunma için yeterli imkâna yani gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmalıdır. Bu itibarla anılan güvence adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil ve bu hakkın doğal sonucudur. Diğer yandan Anayasa'nın 36. maddesine adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (b) bendinde, bir suç ile itham edilen herkesin savunmasını hazırlamak için gerekli kolaylıklara sahip olma hakkı düzenlenmiştir (Ufuk Rifat Çobanoğlu, § 37).
19. Anayasa Mahkemesi de savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen adil yargılanma kavramı yanında meşru vasıta ve yollardan yararlanma kavramının da kapsamında olduğunu belirtmiştir (AYM, E.1992/8, K.1992/39, 16/6/1992).
20. Savunma için gerekli kolaylık kavramı şüpheliye/sanığa savunma için yardımcı olacak veya olabilecek zorunlu olan imkânları ifade etmekte ve silahların eşitliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Suç isnadı altındaki kişiye sağlanması zorunlu kolaylıklar, savunma için gerekli olanlardır. Kişinin beraat etmesini veya cezasının azaltılmasını sağlayabilecek delil niteliğindeki belgelere erişimine ve müdafiiyle görüşmesine izin verilmesi, gerekçeli kararın tebliğ edilmesi ve yargılama esnasında esaslı değişikliklerden haberdar edilmesi sağlanacak kolaylıklardır (Ufuk Rifat Çobanoğlu, § 45).
21. Somut olayda, başvurucunun hakkındaki yargılama sürecinde vatani hizmetini yerine getirdiği, bu sebeple savunmasının alınması için askerlik vazifesini yaptığı yer mahkemesine istinabe talebinde bulunulduğu, başvurucu izinde olduğu sırada yargılamanın ikinci celsesine katılarak savunmasını yapabildiği anlaşılmaktadır. Başsavcılığın 8/2/2019 tarihli esas hakkındaki yazılı mütalaası başvurucuya tebliğ edilmeden mahkûmiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır. Anılan mütalaada, başvurucunun sanık B.K.nin dolandırıcılık eylemine yardım ettiği gerekçesiyle cezalandırılması talep edilmiştir. Başvurucu yönünden Başsavcılığın mütalaasının esaslı bir işlem olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
22. Mahkeme, başvurucunun esas hakkındaki mütalaadan haberdar edilmesini gerekli görüp tebliğ yoluna başvurduğu ve başvurucu kendi iradesi dışında bir nedenle duruşmada hazır bulunamadığı hâlde, hangi nedenle esas hakkındaki mütalaanın tebliğinin beklenilmesine gerek görmediğine dair bir karar vermemiştir. Başvurucu yargılama sırasında alınan mütaladan haberdar edilmemiş; dolayısıyla buna karşı savunmasını hazırlayıp yapabilme imkânından yararlandırılmamıştır. Yargılama sırasında askerlik görevini yapmakta olan başvurucunun bu özel durumu nazara alınmadığı gibi istinaf aşamasında Ceza Dairesince de bu durum telafi edilmemiştir. Yargılama bir bütün olarak değerlendirildiğinde -somut olayın özel koşullarında- başvurucunun savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
23. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
24. Savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamında ileri sürdüğü diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
C. Giderim Yönünden
25. Başvurucu ihlalin tespiti ile Mahkemenin ve Ceza Dairesinin verdiği kararların tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
26. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.
27. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
28. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması amacıyla İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2018/323, K.2019/87) GÖNDERİLMESİNE,
D. 364,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.264,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 6/10/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.