TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
BÜNYAMİ ARIKAN BAŞVURUSU (3)
(Başvuru Numarası: 2019/29657)
Karar Tarihi: 15/5/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Burhan ÜSTÜN
Hicabi DURSUN
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Selçuk KILIÇ
Başvurucu
Bünyami ARIKAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, idari işlemin iptali istemiyle açılan davalarda uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 19/8/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
8. Nevşehir'in Derinkuyu ilçesinde yeraltı su kuyusu olan başvurucu tarafından, yer altı su seviyelerindeki düşümlere neden olan ve kendisine ait kuyuların belgeye bağlanmasını engelleyen bölgedeki yasa dışı faaliyetlerin önlenmesi, ruhsatsız kuyuların kapatılması, sorumlular hakkında müeyyide uygulanması, ayrıca bölgenin kamu yararı doğrultusunda yeni belge ve tahsis taleplerine açılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. Kayseri 2. İdare Mahkemesinin (Mahkeme) 27/10/2011 tarihli kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
A. Mahkemenin E.2012/523 Sayılı Dosyasına Yönelik Süreç
9. Başvurucu, Mahkemenin 27/10/2011 tarihli kararının uygulanması istemiyle 24/2/2012 tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne (İdare) başvuruda bulunmuş, başvurunun reddedilmesi üzerine 27/4/2012 tarihinde dava açmıştır.
10. Mahkemenin 8/1/2013 tarihli kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
11. İdare tarafından temyiz edilen Mahkeme kararı, Danıştay Onuncu Dairesinin (Daire) 15/5/2015 tarihli kararı ile onanmış, kararın düzeltilmesi istemi de Dairenin 23/5/2019 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
12. Nihai karar 7/8/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
B. Mahkemenin E.2013/336 Sayılı Dosyasına Yönelik Süreç
13. Başvurucu, Mahkemenin 27/10/2011 tarihli kararının uygulanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada Mahkemece 8/1/2013 tarihli karar ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiğinden, iptal ilamlarının icaplarına göre işlemler yapılması talebiyle idareye tekrar başvuruda bulunmuştur. Söz konusu başvurunun reddedilmesi üzerine 10/4/2013 tarihinde dava açmıştır.
14. Mahkemenin 20/3/2014 tarihli kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
15. İdare tarafından temyiz edilen Mahkeme kararı, Dairenin 15/9/2014 tarihli kararı ile onanmış, kararın düzeltilmesi istemi de Dairenin 23/5/2019 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
16. Nihai karar 7/8/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
17. Başvurucu 19/8/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 15/5/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, uzun süren yargılamalar nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
20. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
21. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).
22. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41, 45).
23. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında 7 yıl 1 ay ve 6 yıl 1 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
24. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
26. Başvurucu, ihlalin tespiti ile manevi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
27. Başvuruda, adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
28. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya Mahkemenin E.2012/523 sayılı dosyasına yönelik uyuşmazlık için 8.000 TL, Mahkemenin E.2013/336 sayılı dosyasına yönelik uyuşmazlık için 7.000 TL olmak üzere toplam 15.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
29. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya toplam 15.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
D. 364,60 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Kayseri 2. İdare Mahkemesine (E.2012/523, K.2013/5 ve E.2013/336, K.2014/268 sayılı kararlar) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Danıştay Onuncu Dairesine (E.2015/3729, K.2019/4357 ve E.2015/357, K.2019/4358 sayılı kararlar) GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/5/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.