logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Haluk Nuri Ballı [2. B.], B. No: 2019/30359, 12/7/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HALUK NURİ BALLI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/30359)

 

Karar Tarihi: 12/7/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

Fatih ALKAN

Başvurucu

:

Haluk Nuri BALLI

Vekili

:

Av. Yaşar ÖZER

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, haksız tutuklamadan kaynaklanan zararların tazmin edilmesi talebiyle açılan davada hükmedilen miktarın yetersiz olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, vali yardımcısı olarak görev yaparken başsavcılıkça yürütülen bir soruşturma kapsamında tutuklanmış ve 2/6/2008-24/12/2009 tarihleri arasında ceza infaz kurumunda tutulmuştur. Sonraki süreçte tahliye edilen başvurucu hakkında yargılandığı ağır ceza mahkemesince beraat kararı verilmiştir.

3. Başvurucu, haksız tutuklamadan kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesi talebiyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi kapsamında 7/2/2017 tarihinde tazminat davası açmıştır. Dava dilekçesinde; başarılı bir meslek hayatının olduğunu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) tarafından hedef gösterildiğini ve uydurma delillerle hakkında soruşturma açıldığını, FETÖ/PDY'nin Adapazarı Şeker Fabrikası arazisi üzerindeki planlarına engel olması nedeniyle söz konusu haksız ithamlarla karşı karşıya kaldığını belirtmiştir. Başvurucu; kendisi hakkındaki adli işlemleri yapan kişilerin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamu görevinden çıkarıldığını, gözaltı ve tutuklama sürecinde itibar suikastına kurban gittiğini, hakkında yapılan haberler nedeniyle katlanılamayacak derecede manevi sıkıntı çekmek durumunda kaldığını, tutuklu kaldığı süreçte gerek kendisinin gerek ailesinin birçok yönden maddi ve manevi zarara uğradığını ifade etmiştir.

4. Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesi; maddi zararların idare tarafından karşılandığını belirterek maddi tazminat talebinin reddine, başvurucunun haksız olarak tutuklu kaldığı süre içerisinde duyduğu elem ve kederin tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle sosyal ve içtimai durumu ve tutuklulukta kaldığı süre gözönünde bulundurularak 300.000 TL manevi tazminat ödenmesine 28/12/2017 tarihinde karar vermiştir.

5. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince 300.000 TL manevi tazminat miktarının 100.000 TL şeklinde düzeltilmesi suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. 24/4/2018 tarihinde verilen kararın gerekçesinde; manevi tazminatın başvurucunun sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar başvurucunun elde edeceği parasal değerin dikkate alınması gerektiği, belirlenen manevi tazminat miktarının anılan ölçütlere uymayacak şekilde fazla olduğu ifade edilmiştir. Temyiz talebi Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 27/5/2019 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

6. Nihai kararın 25/7/2019 tarihinde başvurucu tarafından öğrenilmesinin akabinde 26/8/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

7. Komisyonca kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu; FETÖ/PDY'nin kumpası neticesinde haksız şekilde tutuklanması nedeniyle büyük bir manevi yıkıma uğratıldığını, hakkında basında mesnetsiz haberler yapılması nedeniyle itibarının zedelendiğini, bu süreçte oluşan maddi ve manevi zararlarının mahkemece giderilmediğini, sunduğu belgelerin ve uzman görüşünün değerlendirilmediğini ileri sürerek adil yargılanma hakkının, özel hayata saygı hakkı hakkının ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

9. Tutuklandıktan sonra hakkında beraat kararı verilen başvurucunun şikâyetlerinin özünün, 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi kapsamında açılan tazminat davasında hükmedilen miktarın yetersizliğine ilişkin olduğu görülmektedir. Dolayısıyla başvurunun bir bütün hâlinde Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü ve dokuzuncu fıkraları kapsamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı bağlamında incelenmesi gerekir.

10. Anayasa Mahkemesi Gülseren Çıtak ([G.K.], B.No:2020/1554, 27/4/2023) kararıyla içtihat değişikliğine gitmiş, haklarında kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verilenlerin 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesinde öngörülen tazminat yolunu tükettikten sonra yakalama, gözaltı veya tutuklamanın hukuki olmadığı ve ödenen tazminatın yetersiz olduğu iddiasıyla yaptıkları bireysel başvurularda başvuru yollarının tüketilmiş kabul edilebilmesi için yalnızca 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi kapsamında bir tazminat davasının açılmasının yeterli olacağı sonucuna varmıştır. Zira bu hükümle yakalama, gözaltı ve tutuklamanın daha sonra verilen kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararıyla hukuka aykırı hâle geldiğinin kabul edildiği, dolayısıyla 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi uyarınca açılan tazminat davalarının Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamında olduğu değerlendirilmiştir. Bu çerçevede bu bent kapsamında açılan davalarda hukuka aykırılık kanun gereğince kabul edildiğinden ağır ceza mahkemesince bu bende dayanılarak tazminat ödenmesi durumunda Anayasa’nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamında yapılacak inceleme tazminat miktarının yeterli olup olmadığını belirlemekle sınırlı olacaktır.

11. Derece mahkemelerinin tazminat için somut olayın koşullarına göre takdir yetkisi bulunmakla birlikte meydana gelen ihlalle orantılı olmayan önemsiz miktarda bir tazminat Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasına aykırı olacaktır. Öte yandan tazminat miktarı Anayasa Mahkemesinin benzer davalarda verdiği tazminat miktarına göre kayda değer ölçüde düşük olmamalıdır. Bununla birlikte hükmedilen miktarın Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda verilmesine hükmettiği tazminat miktarından düşük olması tek başına Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasının ihlal edildiği anlamına gelmez. Tazminatın Anayasa'nın 19. maddesinin dokuzuncu fıkrasıyla uyumlu olup olmadığını değerlendirirken somut olayın kendine özgü koşullarının dikkate alınması gerekir (M.E., B. No: 2018/696, 9/5/2019, § 48).

12. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında başvurucunun beraat ettikten sonra 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi kapsamında açtığı tazminat davasında başvurucu lehine 100.000 TL tutarında manevi tazminata hükmedildiği görülmektedir. Dolayısıyla yapılacak inceleme bu miktarın yeterli olup olmadığının belirlenmesiyle sınırlı olacaktır. Hükmedilen miktar, Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda ödenmesini kararlaştırdığı tazminat miktarına göre yeterli kabul edilebilecek seviyededir. Tazminat miktarının Anayasa Mahkemesinin benzer durumlarda verilmesine hükmettiği tazminat miktarıyla aynı olması gerekmemekle birlikte somut olayın koşullarında takdir edilen miktarın tazminat hakkının özünü zayıflatacak kadar düşük olduğu söylenemeyecektir. Neticede kişi hürriyeti ve güvenli hakkı yönünden açık ve görünür bir ihlalin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

13. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 19. maddesinin -üçüncü fıkrasıyla bağlantılı olarak- dokuzuncu fıkrasının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 12/7/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Haluk Nuri Ballı [2. B.], B. No: 2019/30359, 12/7/2023, § …)
   
Başvuru Adı HALUK NURİ BALLI
Başvuru No 2019/30359
Başvuru Tarihi 26/8/2019
Karar Tarihi 12/7/2023

II. BAŞVURU KONUSU



III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutma nedeniyle tazminat hakkı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi