TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
DENİZ KANİJALİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/36452)
|
|
Karar Tarihi: 18/11/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Tuğba TUNA IŞIK
|
Başvurucu
|
:
|
Deniz KANİJALİ
|
Vekili
|
:
|
Av. Doruk NAYMANSOY
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, hukuk davasında delillerin değerlendirilmesi
ve hukuk kurallarının uygulanmasında hata yapılarak adil olmayan karar
verilmesi ve uzun süren yargılama nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 31/10/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvuruların kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucunun 22/12/2016 tarihinde açtığı davanın
yargılaması 16/9/2019 tarihinde tamamlanmıştır. Başvurucu, delillerin
değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının uygulanmasında hata yapılarak adil
olmayan karar verilmesi ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil yargılanma
hakkının ve diğer anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
9. Mahkemenin 18/11/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
10. Başvurucu, uzun süren yargılama nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
a. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
12. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak
davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği tarih, yargılaması
devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas
alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 50, 52).
13. Medeni
hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin yargılama süresinin makul
olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli
olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve
başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği
gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41, 45).
14. İşe iade davalarında yargılamanın uzaması her iki
taraf için de hukuki belirsizliğin devamına sebep olduğundan bu davaların
ivedilikle sonuçlandırılması ayrı bir öneme sahiptir. Bu durum iş sözleşmesi
feshedilen fakat bir an önce eski işine dönme beklentisi taşıyan ve bu yüzden
yeni bir işe başlamakta tereddüt eden işçi açısından önemli olduğu gibi
sözleşmesini feshettiği işçi yerine yeni bir işçi istihdam ederek iş
organizasyonunu tamamlamak isteyen işveren açısından da önemlidir. Dolayısıyla
iş sözleşmesinin feshine ilişkin uyuşmazlıkların kısa sürede sonuçlandırılması
hem çalışan hem de işverenin yararınadır (Nesrin Kılıç, B. No: 2013/772,
7/11/2013, § 60).
15. 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.
maddesindeki sürelerin düzenleyici nitelikte süreler olduğu, yapılması gereken
duruşmalar ve duruşma aralıkları, bilirkişi raporlarının beklenmesi, şahitlerin
dinlenmesiyle tebligat işlemleri gözönünde bulundurulduğunda bu sürelerin
aşılabileceği görülmektedir. Bu nedenle öngörülen süreyi aşan her yargılamanın
süresinin makul olmadığı ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği söylenemez.
Bununla birlikte işe iade davalarının başvurucu açısından taşıdığı değer ile
davanın kısa sürede bitirilmesindeki başvurucunun kişisel yararı gözönüne
alındığında bu davaların süre yönünden diğer davalarla aynı nitelikte olduğu da
söylenemez (Nesrin Kılıç, § 67).14.
16. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında 2 yıl 8 aylık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal
İddiaları
18. Başvurucu, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk
kurallarının uygulanmasında hata yapılarak adil olmayan karar verilmesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının ve diğer anayasal haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucunun belirtilen şikâyetleri yönünden açık
bir ihlalin bulunmadığı değerlendirildiğinden başvurunun diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
C. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda,
başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal
kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
20. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama
yapılmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
21. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
22. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harçtan
ve 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.364,60 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya 364,60 TL harçtan ve 3.000 TL vekâlet
ücretinden oluşan yargılama giderinin ÖDENMESİNE,
D. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
E. Kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul 27. İş
Mahkemesine (E.2016/569, K.2017/310) GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 18/11/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.