TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
AYKUT YÜCEL GÜNEL BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/39595)
Karar Tarihi: 18/1/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Raportör
Volkan ÇAKMAK
Başvurucu
Aykut Yücel GÜNEL
Vekili
Av. İnsaf ÖZÜÇELİK
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; askerî okul bünyesinde, personel tarafından gerçekleştirilen fiziksel ve psikolojik saldırılar nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu; Hava Harp Okulu bünyesinde öğrenci olarak bulunduğu dönemde askerî personel tarafından gerçekleştirilen aç susuz bırakılma, dikenli alanda eğitim faaliyeti yaptırma, şiddet uygulama (dayak), aşağılama gibi fiziksel ve psikolojik saldırılar sonucu istifaya zorlandığını belirterek tam yargı davası açmıştır.
3. İstanbul 6. İdare Mahkemesi, davayı süre aşımı yönünden reddetmiştir. 27/3/2019 tarihli kararın gerekçesinde, 2006 yılında baskılar sonucu istifa eden başvurucunun uğradığını ileri sürdüğü zararı ve eylemin idariliğini istifa tarihi itibarıyla öğrendiği, söz konusu baskıyı yapan kişilerin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu olduğunun 2016 yılında gerçekleşen darbe sonucu öğrenilmesinin eylemin idariliğinden ve zarardan haberdar olunmasına bir etkisinin bulunduğundan söz edilemeyeceği belirtilerek 2006 yılında gerçekleşen istifa sonrası bir yıl içinde idari başvuru yaparak dava açması gerekirken 2017 yılında yaptığı idari başvuru üzerine açılan davanın süre aşımına uğradığı ifade edilmiştir. Başvurucunun süre ret kararına yönelik istinaf talebi reddedilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.
4. Başvurucu nihai kararı 30/10/2019 tarihinde öğrenmesinin ardından 28/11/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
5. Komisyon tarafından başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
6. Başvurucu; askerî okuldan psikolojik ve fiziksel saldırılar sonucu ayrılmak zorunda kaldığını, kendisine baskı ve şiddet uygulayan komutanların FETÖ mensubiyeti nedeniyle yargılandığını, söz konusu baskı ve şiddet nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
7. Başvurucu; bireysel başvurusunda temel olarak askerî okul bünyesinde karşılaştığını ileri sürdüğü fiziksel şiddet ve onur kırıcı, aşağılayıcı muameleden yakındığından inceleme kötü muamele yasağı kapsamında yapılmıştır.
8. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen işkence, eziyet ve insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulma yasağı mutlak bir nitelik taşımakta olup bu kapsamda öncelikle kamusal yetkiyle güç kullanan görevlilerin hiçbir şekilde kişilerin beden ve ruh bütünlüğüne zarar vermemeleri gerekir. İşkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğine yönelik tartışılabilir ve makul şüphe uyandıran iddialar, sorumlularının tespitini ve cezalandırılmasını sağlayacak etkili bir soruşturma yapılması sorumluluğunu doğurur. Anayasa Mahkemesi kamu görevlilerinin güç kullanımı sonucunda gerçekleştiği ileri sürülen kötü muamele yasağının ihlali iddialarını incelediği birçok başvuruda tüketilmesi gereken etkili hukuk yolunun ceza soruşturması olduğunu belirtmiştir. Zira kamu görevlilerinin kasıtlı eylemlerine/kötü muamelelerine ilişkin vakalarda devletin, sorumluların tespitine ve cezalandırılmalarına imkân verebilecek nitelikte cezai soruşturmalar yürütme yükümlülüğü bulunmaktadır ve bu tür olaylarda yürütülen idari ve hukuki soruşturmalar ve davalar sonucunda sadece tazminat ödenmesi, bu hak ihlalini gidermek, mağdur sıfatını ortadan kaldırmak için yeterli değildir. Diğer taraftan temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının uyması gereken bir ilke olup bu ilkeye uygun davranılmadığı takdirde ortaya çıkan ihlale karşı öncelikle ilgili hukuk sisteminin koruma mekanizmalarının işletilmesi şarttır. Bu nedenle ihlal iddialarına ilişkin olarak öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi gerekmektedir (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, §§ 81, 95; Onur Cingil, B. No: 2013/7836, 16/4/2015, § 52; Zeki Güngör, B. No: 2013/8491, 31/3/2016, § 39; N.T.U. ve N.T., B. No: 2014/4372, 19/12/2017, § 28; Seyfullah Turan ve diğerleri, B. No: 2014/1982, 9/11/2017, § 140; Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 55; Şehap Korkmaz, B. No: 2013/8975, 23/7/2014, § 33; Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 17 ).
9. Yukarıda aktarılan ilkeler uyarınca kamu görevlileri tarafından gerçekleştirildiği ileri sürülen kötü muamele iddiaları bakımından etkili hukuk yolu ceza soruşturmasıdır. Başvurucu, idari yargı kolunda açtığı tam yargı davasını takiben bireysel başvuruda bulunmuş ancak kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetleri hakkında ceza soruşturması yürütülüp yürütülmediğine ilişkin bir bilgi vermemiştir.
10. Fiziksel ve psikolojik saldırı iddiasının değerlendirilebilmesi için olayın tüm boyutlarıyla ele alınarak bir bütün olarak irdelenmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, sorumluların bulunarak gerekiyorsa cezalandırılması yönünde makul bir başarı şansı sunan ceza soruşturmasının işletilip işletilmediği yönünde bilgi verilmemiş ve başvuruya ceza soruşturmasının temel alınmamış olması karşısında kötü muamele yasağına ilişkin ihlal iddiasının salt tazminat davası temelinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı açıktır. Bu bağlamda, kötü muamele yasağına ilişkin ihlal iddiaları yönünden başvuru yolunun tüketilmediği sonucuna ulaşılmıştır.
11. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/1/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.