TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MUSA KARATAŞ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/39928)
Karar Tarihi: 11/7/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Zehra GAYRETLİ
Başvurucu
Musa KARATAŞ
Vekili
Av. Seher DURSUN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle müdafi yardımından yararlanma hakkıyla bağlantılı olarak hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, yasa dışı TKEP/L (Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist) örgütüne üye olduğu şüphesiyle hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 24/10/1997 tarihinde gözaltına alınmıştır. Başvurucunun gözaltında tutulduğu tarihlerde yürürlükte olan mevzuata göre gözaltı süresinde şüphelilere avukata erişim imkânı tanınmamaktadır.
3. Başvurucu, avukata erişiminin kısıtlandığı soruşturma evresinde verdiği ifadelerinde TKEP/L isimli örgütün lideri olduğunu kabul etmiştir.
4. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Başsavcılığının 3/12/1997 tarihli iddianamesi ile başvurucunun anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışma suçundan cezalandırılması talebiyle İstanbul 6 No.lu DGM'de kamu davası açılmıştır. Başvurucu, kovuşturma evresinde yaptığı savunmada gözaltında müdafii yardımı almaksızın verdiği ifadelerin işkence altında alındığını ve bu ifadeleri kabul etmediğini belirterek hakkındaki suçlamayı reddetmiştir.
5. Dava sonucunda başvurucunun atılı suçtan müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına 19/4/2000 tarihinde karar verilmiştir. Gerekçeli kararda -diğerlerinin yanı sıra- başvurucunun gözaltında müdafii bulunmaksızın verdiği ifadelere delil olarak dayanılmıştır. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek 19/5/2001 tarihinde kesinleşmiştir.
6. Başvurucu, mahkûmiyetle sonuçlanan davaya ilişkin olarak 25/9/2000 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurmuştur. Başvurucu; diğer iddialarının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin (1) ve (3) numaralı fıkraları kapsamında kollukta müdafi yardımından faydalanamadığını, yargılamayı yürüten mahkemenin müdafi olmaksızın polis tarafından alınan ifadelerinin mahkûmiyet kararında kullanıldığını şikâyet konusu yapmıştır.
7. AİHM, Musa Karataş/Türkiye (B. No: 63315/00, 5/1/2010) kararında başvurucunun adil yargılanma hakkı kapsamındaki müdafi yardımından yararlanma hakkına dair şikâyetini kabul edilebilir bulmuş; başvurucunun kollukta müdafii hazır olmaksızın verdiği ifadelerin mahkûmiyette delil olarak kullanılmasının yargılamanın adilliğini zedelediğine ve dolayısıyla Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) ve (3) numaralı fıkralarının ihlal edildiğine karar vermiştir.
8. Başvurucu 15/9/2010 tarihli dilekçeyle anılan karara dayanarak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. DGM'lerin kapatılmasının ardından dava dosyasının devredildiği İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK mülga 250. madde ile görevli) (Mahkeme) 5/10/2010 tarihli kararı ile başvurucunun talebini reddetmiştir.
9. Başvurucunun bu karara itirazı İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK mülga 250. madde ile görevli) 12/11/2010 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.
10. Başvurucu bu defa 19/7/2019 tarihli dilekçesinde, AİHM'in ihlal kararına da atıf yaparak müdafi yokluğunda ve işkence altında alınan ifadelerin mahkûmiyetiyle sonuçlanan davada hükme esas alınması nedeniyle Anayasa'nın ve Sözleşme'nin ilgili maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yargılamanın yenilenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
11. Mahkeme, başvurucunun talebini 23/9/2019 tarihinde reddetmiştir. Ret kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Yargılamanın yenilenmesindeki amaç, gerçeğin araştırılması ve böylece toplumun ve hükümlünün menfaatinin korunmasıdır. Yargılamanın yenilenmesi talebinde yeni kanıtlar öne sürülüp, önceki dosyada mevcut diğer belgelerle birlikte talep dilekçesi değerlendirildiğinde hükümlü lehine yeni bir durum oluşturmayacağı kanaati ile yeniden yargılanma talebinin REDDİNE karar verildi."
12. Başvurucunun bu karara itirazı İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesince 30/10/2019 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.
13. Öte yandan, başvuru konusu Musa Karataş/Türkiye kararının Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesince icrası takip edilen kararlardan olduğu ancak dosyanın 7/6/2018 tarihinde kapatıldığı yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır.
14. Başvuru 3/12/2019 tarihinde yapılmıştır.
15. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
16. Başvurucu, Anayasa Mahkemesi ve AİHM tarafından DGM'lerin görev alanına giren suçlar yönünden gözaltı sırasında avukata erişim imkânı tanınmamasının müdafi yardımından yararlanma hakkını ihlal ettiğine ve ihlalin giderilmesinin yargılamanın yenilenmesiyle mümkün olduğuna ilişkin çok sayıda karar verildiğini belirterek kendisi hakkında da benzer konuda verilen AİHM kararına rağmen yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedilmemesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup Mahkeme, ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvuruları inceleyebilir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 17).
18. Anayasa Mahkemesine yapılacak bireysel başvurudan önce tüketilmesi zorunlu olan olağan kanun yolunun Anayasa Mahkemesi önündeki başvuruya konu olan duruma çözüm getirme, başka bir ifadeyle Anayasa’yı ihlal ettiği iddia edilen hususun düzeltilmesini ve ihlalin ortadan kaldırılmasını sağlayabilme özelliği olmalıdır. Anayasa Mahkemesi, başvuru konusu olaya etkin bir çözüm sunacak yetkisi olmayan kurum ve organlara başvurularak davanın yeniden ele alınmasına ve başvurunun zaman bakımından yetki kapsamına alınmasına izin vermemektedir (İbrahim Oğuz Yapar, B. No: 2012/829, 5/3/2013, § 32).
19. Başvuru konusu olayda, AİHM'in Musa Karataş/Türkiye kararında tespit edilen hak ihlalinin giderilmesi için başvurucu tarafından yapılan yeniden yargılanma talebi Mahkemenin 5/10/2010 tarihli kararı ile reddedilmiş ve bu karar kanun yolu denetiminden geçerek 12/11/2010 tarihinde kesinleşmiştir. Başvurucunun bu kararın kesinleşmesinden yaklaşık dokuz sene sonra Mahkemeye gönderdiği 19/7/2019 tarihli dilekçesiyle AİHM'in bahse konu kararında tespit ettiği hak ihlaline de atıf yapmak suretiyle yeniden yargılanma talebinde bulunmasının davanın canlandırılmasına ve başvurunun zaman bakımından yetki kapsamına alınmasına bir etkisi bulunmamaktadır. Kaldı ki AİHM tarafından verilen ihlal kararı üzerine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesince icra süreci takip edilen dosya 7/6/2018 tarihinde kapatılmıştır.
20. Bu nedenle somut olayda başvuru konusu karar 23/9/2012 tarihinden önce kesinleştiğinden başvurunun Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi dışında kaldığı açıktır.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 11/7/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.