TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
KEMAL KURTULGET BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/41591)
Karar Tarihi: 28/2/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Mustafa Eyyub DEMİRBAŞ
Başvurucu
Kemal KURTULGET
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, yasal süre içinde temyiz dilekçesinin sunulmasına rağmen temyiz talebinin süre yönünden reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, hatalı tıbbi müdahale nedeniyle maddi ve manevi zararları olduğunu belirterek ilgili hastane ve hekim aleyhine tazminat davası açmıştır. Osmaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) hekim hakkında açılan davayı feragat nedeniyle, hastaneye yönelik davayı ise esastan reddetmiştir.
3. Başvurucunun istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi (Daire) 25/10/2018 tarihli kararıyla temyiz yolu açık olmak üzere istinaf talebini esastan reddetmiştir.
4. Başvuru konusu davada, Dairenin temyiz yolu açık olmak üzere verdiği 25/10/2018 tarihli istinaf talebinin esastan reddine ilişkin karar başvurucunun davadaki vekiline 13/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
5. Başvurucunun davadaki vekili, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi marifeti ile Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmek üzere Düziçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görevli zabıt kâtibine verdiği temyiz dilekçesi derkenarına "Aidiyeti cihetiyle ilgili mahkemesine gönderilmek üzere k.k." havalesini 26/11/2018 tarihinde zabıt kâtibinin el yazısı ile almıştır. Ancak söz konusu dilekçe yine aynı zabıt kâtibi tarafından Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ne (UYAP) 14/12/2018 tarihinde işlenmiş, temyiz harcı da 14/12/2018 tarihinde tahsil edilmiştir.
6. Başvurucu, davadaki vekilini 20/2/2019 tarihinde azletmiştir.
7. Başvurucunun temyiz talebi, yasal süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Dairenin; temyiz talebinin reddine ilişkin 24/6/2019 tarihli ek kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"... dairemizden verilen karar davacı vekiline 13/11/2018 tarihinde tebliğ olunduğu ve yasada belirtilen temyiz süresinin 28/11/2018 tarihi itibari ile sona erdiği, her ne kadar davacı vekili olan Avukat [...] tarafından sunulan Temyiz dilekçesi 26/11/2018 tarihinde, süresinde ibraz edildiği belirtilmiş ise de; UYAP ortamında ve fiziki ortamda yapılan incelemede dilekçenin sadece havale tarihinin süresinde olduğu, havale işleminin HMK'nın 159. Maddesinde ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelikte yetkilendirilen kişilerce yapılmadığı, HMK 343. Md uyarınca temyiz eden tarafından harç ve giderlerin de 26/11/2018 tarihinde yatırılmadığı görülmüş olup, 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununa ve Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğe göre temyiz dilekçesinin UYAP'a ilk kayıt tarihi olan 14/12/2018 (2018/722 Muh.) tarihinde dosyaya sunulduğunun ve aynı tarihte kısmen harç alındığının kabulü gerekmekle;
Temyiz başvurusunun 2 haftalık süre geçirildikten sonra yapıldığı anlaşıldığından, 6100 Sayılı HMK'nın 346/1 md gereğince temyiz dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1-Davacı tarafın temyiz talebinin süresi geçirildikten sonra yapıldığı anlaşıldığından 6100 Sayılı HMK'nın 346/1 md gereğince temyiz dilekçesinin REDDİNE..."
8. Dairenin 24/6/2019 tarihli ek kararı, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 4/11/2019 tarihli kararıyla ve aynı gerekçeyle onanarak kesinleşmiştir.
9. Başvurucu, nihai hükmü 26/11/2019 tarihinde öğrendikten sonra 13/12/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
10. Diğer yandan başvurucu 2/7/2019 tarihinde Düziçi Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek avukatının temyiz kanun yolu başvurusu süresini kaçırması nedeniyle avukat ve zabıt kâtibi hakkında şikâyetçi olmuştur. Yapılan yargılamada, zabıt kâtibine görevi kötüye kullanma suçundan 10 ay hapis cezası verilerek cezası ertelenmiş; karar istinaf incelemesinden geçerek zabıt kâtibi aleyhine kesinleşmiştir. 6/10/2020 tarihli söz konusu kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...
DELİLLER :
Müşteki KEMAL KURTULGET'in Mahkememiz huzurunda alınan beyanında; Ben daha önce soruşturma aşamasında ifade vermiştim, o ifademi aynen tekrar ederim. Ayrıca ek beyan dilekçemi de tekrar ederim. Avukatım ..... tarafından kanun yolu başvurusu süresi kaçırılmış bu nedenle sanık ..... ile birlikte söz konusu eylem gerçekleşmiştir. Avukatında soruşturmasının devam ettiğini bilirim. Davamda kanun yolu hakkım elimden alınmasına sebep olan sanıktan şikayetçiyim, davaya katılma talebim vardır, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık [Avukatın] Mahkememizde Alınan Beyanında; Ben daha önce soruşturma aşamasında ifade vermemiştim. İddianameye konu olan olayda istinaf dilekçesini katip sanığa sundum. Havalesini yaptırdım. Bana harç çıkacağını söyledi. Bende müvekkil ile görüşüp harcı yatıracaksa, gelip yatıracağını söylerim dedim. Daha sonra yaklaşık 10-15 gün sonra katibi gördüğümde harcın yatırılmadığını söyledi, bende kendi cebimden yatırayım kanun yoluna gitsin dedim. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir, şeklinde beyanda bulunmuştur.
...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
... Sanık zabıt katibinin yeni başlayan kıdemsiz bir katip olmadığı 12 yıl bir fiil Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görev yaptığı bu nedenle bilmesi gereken basit bir işlem olduğu halde işlerini gereği gibi layıkıyla yapmayarak zabıt katibi olarak görev yaptığı sırada katılanın bu tarihteki vekili tarafından kendisine verilen istinaf dilekçesinin havalesini yaptığı ancak UYAP'a işleyip harç için süre vermediği, sisteme dilekçeyi kaydetmediğini de ikrar ettiği, bunun sonucunda istinaf dilekçesinin süre yönünden reddedildiği ve bu durumun katılanın mağduriyetine yol açtığı sonuç ve kanatine varılarak sanık hakkında görevini kötüye kullandığı sabit olduğundan hakkında açılan kamu davasında mahkumiyetine dair karar vermek gerekmiştir..."
11. Başvurucu; Mahkemenin esastan ret kararının hukuka aykırı olduğunu ayrıca temyiz isteminin süre yönünden reddedilmesinin de hukuki dayanağının olmadığını, yasal süresi içinde temyiz dilekçesini sunduğunu belirterek adil yargılanma hakkı, makul sürede yargılanma hakkı ile maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
12. Komisyon, yapılan inceleme sonucunda başvurucunun şikâyetlerini adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirmiş ve 2/11/2023 tarihinde makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden "başvuru yollarının tüketilmemesi" gerekçesiyle kabul edilemezlik kararı vermiştir. Başvuru, mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden kabul edilebilirlik hususunun karara bağlanması için Bölüme gönderilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
13. Başvurucu, yasal sürede temyiz dilekçesini sunmasına rağmen kararı temyiz edemediğinden şikâyet etmiştir.
14. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
15. Bireysel başvurunun ikincil niteliği gereği başvurucunun ihlal iddialarını öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında sunması, dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermesi gerekir.
16. Mahkemelerin iç işleyişlerine ilişkin süreçlerdeki aksama ve hatalardan kaynaklanan sorumluluğun yargısal koruma talep eden bireylere yüklenmemesi gerektiği açık olmakla birlikte başvurucunun esas davadaki avukatının temyiz dilekçesini yetkilendirilen kişilere -hâkim veya yazı işleri müdürü- havale yaptırmadığı gibi süresinde harcını ödemediği ayrıca temyiz süresi içinde dilekçenin akıbetini de takip etmediği anlaşıldığından temyiz başvurusunun takibinde yeterli özenin gösterildiği söylenemez.
17. Somut olayda istinaf talebinin esastan reddi üzerine temyiz talebini süresinde yapmadığından bahisle, temyiz talebinin süre aşımı nedeniyle reddedildiği ve dolayısıyla başvurucunun usulüne uygun bir şekilde temyiz kanun yolunu tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu tespit edilmiştir.
18. Açıklanan nedenlerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 28/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.