logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Öncel Petrol İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Gıda Sanayi ve Taşımacılık Ticaret Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2019/42107, 17/4/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÖNCEL PETROL İNŞAAT VE İNŞAAT MALZEMELERİ GIDA SANAYİ VE TAŞIMACILIK TİCARET LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/42107)

 

Karar Tarihi: 17/4/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Kamber Ozan TUTAL

Başvurucu

:

Öncel Petrol İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Gıda Sanayi ve Taşımacılık Ticaret Ltd. Şti.

Vekili

:

Av. Mehmet Ali ÇAPAR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; temyiz talebinin süre aşımından dolayı reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının, geçici teminatın irat kaydedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. İdarenin yaptığı personel alım işi ihalesi başvurucu Şirket uhdesinde kalmıştır. Buna karşılık başvurucunun kesin teminatı süresinde yatırmadığı gerekçesiyle ihale sözleşmesinin imzalanmamasına, ihalenin sıradaki ikinci şirkete verilmesine, geçici teminatın irat olarak kaydedilmesine ve başvurucunun kamu ihalelerinden yasaklanmasına karar verilmiştir. Başvurucu söz konusu işlemin iptali için dava açmıştır.

3. Ankara 13. İdare Mahkemesi (İdare Mahkemesi) 6/6/2018 tarihinde işlemi hukuka uygun bularak davayı reddetmiştir. İdare Mahkemesi, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verdiğini açıklamıştır.

4. Başvurucu, İdare Mahkemesinin ret kararının tebliğine ait mazbatayı bireysel başvuru ekinde sunmuştur. Bu belgeye de tebligatın başvurucunun vekiline çıkarıldığı, dağıtım esnasında muhatabın çarşıda olduğu, muhatapla birlikte daimî çalışanı olduğunu beyan eden ehil ve reşit görünümlü G.K.U.ya 7/8/2018 tarihinde tebliğ edildiğine dair kayıt düşüldüğü görülmektedir.

5. Başvurucu 24/10/2018 tarihinde kararı temyiz etmiştir. Temyiz dilekçesinde esasa ilişkin itirazlarının yanında İdare Mahkemesinin ret kararına ilişkin tebligatın usulüne uygun olarak yapılmadığını ileri sürmüştür. Başvurucu; tebligat mazbatasında herhangi bir tebliğ tarihi olmadığını, tebliğe çıkaran mercinin imzasının olmadığını, tebliğ sırasında muhatabın nerede bulunduğunun açıkça okunmadığını, tebliği alan olarak imzası alınanın ünvanının ve kim olduğunun vs. hususların bulunmadığını belirtmiştir.

6. İdare Mahkemesi süre aşımı nedeniyle temyiz talebini reddetmiştir. Kararda, davanın reddine ilişkin kararın 7/8/2018 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmesine karşın on beş günlük temyiz süresi geçirildikten sonra 24/10/2018 tarihinde kararın temyiz edildiği açıklamıştır.

7. Başvurucu tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini belirtmiş ve önceki temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü, tebligatın usulsüz olduğuna ve davanın esasına dair itirazlarını yinelemiştir.

8. Danıştay Onüçüncü Dairesi, süre aşımı nedeniyle temyiz talebinin reddi kararının usul ve hukuka uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığını belirterek kararı onamıştır.

9. Başvurucu nihai hükmü 23/11/2019 tarihinde öğrendikten sonra 12/12/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

11. Başvurucu, stajyer avukata yapılan tebligatın usulsüz olmasına rağmen temyiz talebinin süre aşımı gerekçesiyle reddedilmesinden ve tebligatın usulüne uygun olmadığına dair iddialarının değerlendirilmemesinden yakınmıştır. Konuya ilişkin süreci ve insan hakları yargısı içtihadını sunan Adalet Bakanlığı, tebligatın usulüne uygun olup olmadığına dair iddiaların kanun yolu incelemesi niteliğinde olduğunu ve derece mahkemelerinin kararlarında ilgili ve yeterli gerekçeye yer verildiği görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda belirttiği iddialarını yinelemiştir.

12. Başvurucunun iddialarının Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme hakkının bir unsuru olan mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

13. Dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve tek başına bu durum mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmaz (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27). Bu nedenle mahkemelerin usul kurallarını uygularken yargılamanın hakkaniyetine zarar getirecek ölçüde katı şekilcilikten kaçınmaları gerektiği gibi kanunla öngörülmüş usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak ölçüde aşırı esneklikten de kaçınmaları gerekir (Kamil Koç, B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 65). Mahkemeye erişim hakkı, kural olarak mutlak bir hak olmayıp sınırlandırılabilen bir haktır. Bununla birlikte sınırlandırmanın kanuna dayanması, meşru amacının bulunması ve ölçülü olması gerekir (Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013, § 38).

14. Somut olayda başvurucunun temyiz talebinin on beş günlük temyiz süresinin geçirilmesi nedeniyle reddedilmiş olması mahkemeye erişim hakkına bir müdahale teşkil etmektedir. Söz konusu müdahalenin 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A ve 48. maddeleri ile öngörüldüğü ve idari istikrarın sağlanması şeklinde bir meşru amacı bulunduğu anlaşılmaktadır. Aşağıda mülkiyet hakkı kapsamında yapılacak tespitler de gözetildiğinde temyiz süresinin şikâyete konu tebligat tarihinden başlatılmasının başvurucunun dava açmasını aşırı derecede zorlaştıracak ya da imkânsız kılacak nitelikte katı bir yaklaşım içermediği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla kanun yoluna başvuru için düzenlenen süre koşulunun gözetilen meşru amaç ile korunmak istenen hak açısından orantılı olduğundan mahkemeye erişim hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.

15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

16. Başvurucu, hukuka aykırı olarak geçici teminat bedelinin irat kaydedildiğini ve bu durumun ise ticari hayatını bitirecek nitelikte olduğunu belirterek mülkiyet hakkının, adil yargılanma hakkının ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık başvurucunun temyiz talebinin süre aşımı nedeniyle reddedilmesinde bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik bulunmadığı görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formunda belirttiği iddialarını yinelemiştir.

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun idari işlem hakkındaki iddiaları mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.

18. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).

19. Başvurucunun başvuru yollarının tüketilmesi noktasında kendisinden beklenebilecek her şeyi yerine getirip getirmediğinin başvurunun özellikleri dikkate alınarak incelenmesi gerekir (S.S.A., B. No: 2013/2355, 7/11/2013, §§ 27, 28). Ancak somut olayın koşulları itibarıyla başvuru yollarının tüketilmesinin yarar sağlamayacağının veya etkili olmadığının anlaşılması hâlinde anılan yollar tüketilmeden yapılan bir başvuru incelenebilir (Şehap Korkmaz, B. No: 2013/8975, 23/7/2014, § 33).

20. Somut olayda İdare Mahkemesinin ret kararının tebliğ edildiğine ilişkin mazbatada başvurucu vekilinin işyerinde olmadığı ve daimî çalışan sıfatıyla G.K.U.ya tebliğ edildiği görülmektedir. Buna karşılık başvurucu; kararın tebliğ edildiği kişinin stajyer avukat olduğunu, stajyer avukata tebligat yapılamayacağını, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmektedir.

21. İdare Mahkemesinin davanın reddi ve süre aşımı nedeniyle temyizin reddi kararlarına karşı başvurucunun sunduğu temyiz dilekçeleri incelendiğinde tebligatın usulüne uygun olarak yapılmadığını ileri sürdüğü görülmektedir. Bununla birlikte başvurucu söz konusu tebligatı alan kişinin daimî çalışan olmayıp stajyer avukat olduğuna dair özellikle bir iddia ve itiraz ileri sürmemiştir. Başvuru yollarının usulüne uygun olarak tüketilmesi gerekliliği karşısında başvurucunun bireysel başvuru aşamasında yakındığı söz konusu durumu öncelikle olağan kanun yolları aşamasında İdare Mahkemesi ve Danıştay Onüçüncü Dairesinin dikkatine sunması gerekir. Bunun aksine tebligatın usule aykırı olduğuna dair genel bir iddianın tebliğ yapılan kişinin stajyer avukat olmadığı iddiasını da kapsadığının kabul edilmesi hâlinde ise tüm yargısal makamların benzer tebliğ hâllerinde resen araştırma yapma yükümlülüğü ile karşı karşıya bırakacaktır.

22. İkincillik ilkesi gereğince temel hak ve özgürlüklerin kamu makamlarınca ihlal edildiği iddiasının öncelikle yetkili idari ve yargısal merciler önünde ileri sürülmesi gerekmektedir. Bu bağlamda somut olayda İdare Mahkemesinin kararının tebliğinin stajyer avukata yapıldığı iddiası öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmelidir. Aksi bir değerlendirme bir tebligatın usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığına ilişkin incelemenin ilk elden Anayasa Mahkemesi önünde incelenmesine neden olacaktır. Dolayısıyla ihlale neden olduğu ileri sürülen söz konusu iddiaya ilişkin olarak başvuru yolları usulünce tüketilmemiştir.

23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik nedenleri incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 17/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Öncel Petrol İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Gıda Sanayi ve Taşımacılık Ticaret Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2019/42107, 17/4/2024, § …)
   
Başvuru Adı ÖNCEL PETROL İNŞAAT VE İNŞAAT MALZEMELERİ GIDA SANAYİ VE TAŞIMACILIK TİCARET LTD. ŞTİ.
Başvuru No 2019/42107
Başvuru Tarihi 12/12/2019
Karar Tarihi 17/4/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, temyiz talebinin süre aşımından dolayı reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının, geçici teminatın irat kaydedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Mahkemeye erişim hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Mülkiyet hakkı Sözleşme (Kamu kurumlarının taraf olduğu) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi