TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ZÜLKÜF TÜRKMEN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/480)
|
|
Karar Tarihi: 13/10/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
M.Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Tuğba TUNA IŞIK
|
Başvurucu
|
:
|
Zülküf TÜRKMEN
|
Vekili
|
:
|
Av. Altan BALANTEKİN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, idari işlemin iptali istemiyle açılan davada
hakkaniyete aykırı karar verilmesi ve yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil
yargılanma ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 4/1/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71.
maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana
ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucunun 27/9/2013 tarihinde açtığı davada
yargısal süreç, DanıştayOndördüncü Dairesinin 15/11/2018 tarihli kararıyla sona
ermiştir. Başvurucu, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının
uygulanmasında hata yapılarak adil olmayan karar verilmesi ve yargılamanın uzun
sürmesi nedenleriyle adil yargılanma, mülkiyet ve diğer anayasal haklarının
ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
9. Mahkemenin 13/10/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
10. Başvurucu, uzun süren yargılama nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
a. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
12. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi
olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu
zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği,
yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği
tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45,
47).
13. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara
ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken
yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili
makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle
sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin
Akyıl, § 41).
14. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer
başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında yaklaşık 5 yıl 2 aylık
yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde
güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
B. Mülkiyet
Hakkının ihlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
16. Başvurucu, maden arama ve işletme ruhsatına sahip
olduğu alanda sit alanı ilan edilmiş olması sebebiyle mülkiyet hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
17. Anayasa Mahkemesi Kocaman Balıkçılık İhr.
İth. Tic. Ltd. Şti. ve Öz Callut Tar. Pet. Su Ür. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.
(B. No: 2014/13827, 23/3/2017) başvurusuna ilişkin kararda
başvurucuların mülkiyet haklarına müdahale teşkil eden Koruma Bölge Kurulunun
kararına karşı sadece iptal davası açtıkları fakat işlem dolayısıyla oluştuğu
öne sürülen zararın tazminine yönelik tam yargı davası açmadıkları gerekçesiyle
mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden başvuru yollarının
tüketilmediğine karar vermiştir.
18. Söz konusu başvuruda, idari işleme karşı açılan
davanın reddedilmiş olmasının idari işlemden doğan zararın tazmini istemiyle
açılan davanın da olumsuz sonuçlanacağı anlamına gelmeyeceği vurgulanmış, Türk
idare hukukuna göre işlem hukuka uygun olsa bile işlemden doğan zararların
idarece karşılanması gerektiği durumlar söz konusu olabileceğinden açılacak tam
yargı davasının sonuçsuz kalacağının söylenmeyeceği belirtilmiştir (Kocaman
Balıkçılık İhr. İth. Tic. Ltd. Şti. ve Öz Callut Tar. Pet. Su Ür. İth. İhr.
San. Tic. Ltd. Şti., § 56).
19. Somut olayda da başvurucunun maden arama ve işletme
ruhsatına sahip olduğu yerde sit alanı ilan edildiği, başvurucunun anılan idari
işlemin iptali talebiyle dava açtığı görülmüş fakat idari işlemden kaynaklanan
zararın tazmini istemiyle dava açıldığına ilişkin bilgi veya belgenin
sunulmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda yukarıda anılan kararda ulaşılan
sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.
20. Açıklanan gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlal
edildiği iddiasının yetkili derece mahkemeleri önünde tanınan başvuru yolları
tüketilmeden bireysel başvuru konusu yapıldığı anlaşıldığından başvurunun diğer
kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Diğer İhlal
İddiaları
21. Başvurucu, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk
kurallarının uygulanmasında hata yapılarak adil olmayan karar verilmesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının ve diğer anayasal haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucunun belirtilen şikâyetleri yönünden açık
bir ihlalin bulunmadığı değerlendirildiğinden diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
D. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda,
başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal
kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
23. Başvurucu, ihlalin tespiti ile tazminata karar
verilmesi talebinde bulunmuştur.
24. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılmıştır.
25. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı
karşılığında net 8.000 TL manevi tazminatın başvurucuya ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
26. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL başvuru
harcı ve 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.364,60 TL yargılama
giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 8.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 364,60 TL harç ve 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 3.364,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihlerinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Konya 2. İdare
Mahkemesine (E.2013/1198, K.2014/1104) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 13/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.