logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hamit Aktaş ve diğerleri, B. No: 2019/6275, 29/12/2021, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HAMİT AKTAŞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/6275)

 

Karar Tarihi: 29/12/2021

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

Raportör

:

Mahmut ALTIN

Başvurucular

:

1. Hamit AKTAŞ

 

 

2. Hasan DENİZ

 

 

3. Mevlüt EMİR

 

 

4. Selver ÇALAR

 

 

5. Emin Ali KAN

 

 

6. Abdullah BALLICA

Başvurucular Vekili

:

Av. Adil AKTAY

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular 22/2/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. 2019/6299, 2019/6308, 2019/6319 ve 2019/6320 sayılı başvuruların 2019/6275 sayılı başvuru ile konu yönünden hukuki irtibat bulunması sebebiyle 2019/6299, 2019/6308, 2019/6319 ve 2019/6320 sayılı başvuruların kapatılmasına, incelemenin 2019/6275 sayılı başvuru üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. Başvuru numaraları küçük olandan büyük olana doğru sırasıyla 2019/6275 No.lu başvuru dosyasında başvurucu Hamit Aktaş'a ait 261 ada 15 parsel sayılı ve 259 ada 45 parsel sayılı; 2019/6299 No.lu başvuru dosyasında başvurucu Abdullah Ballıca'ya ait 171 ada 11 parsel sayılı; 2019/6308 No.lu başvuru dosyasında başvurucular Selver Çalar ve Mevlüt Emir'e ait 160 ada 8 parsel sayılı; 2019/6319 No.lu başvuru dosyasında başvurucu Hasan Deniz'e ait 259 ada 226 parsel sayılı ve 2019/6320 No.lu başvuru dosyasında başvurucu Emin Ali Kan'a ait 170 ada 20 parsel sayılı başvuru konusu taşınmazlar, Konya'nın Hadim ilçesine bağlı Bolat köyünde bulunmaktadır.

10. Bağbaşı Barajı, Mavi Tüneli ve Hidroelektrik Santrali projesi çerçevesinde Bakanlar Kurulunun 18/12/2008 tarihli ve 27084 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı ile anılan taşınmazın da bulunduğu alanda acele kamulaştırma yapılmasına karar verilmiştir. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından 19/12/2008 tarihinde başvuruculara ait bu taşınmazların kamulaştırılmasına karar verilmiştir.

11. Yukarıda belirtilen sırayla başvuru dosyalarındaki taşınmazlar için DSİ Kıymet Takdir Komisyonu tarafından 14/1/2009 tarihinde 1.857,08 TL, 2.989,72 TL, 1.537,63 TL, 387,03 TL ve 2.711,76 TL bedel belirlemiş; başvurucular ile anlaşma sağlanamadığından satın alma usulü başarısız olmuştur.

12. DSİ 10/2/2009 tarihinde taşınmazlara acele elkoyma talebinde bulunmuş, Hadim Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) 27/3/2009 tarihinde bu talepleri kabul etmiştir. Mahkeme, mahallinde yapılan keşif sonucu taşınmazların değerini belirlemiş ve bedellerin ödenmesi karşılığında taşınmazlara acele el konulmasına karar vermiştir.

13. DSİ 30/12/2013 tarihinde başvurucular aleyhine aynı Mahkemede kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davaları açmıştır.

14. Mahkemece başvuru konusu taşınmazlarda, Bilirkişi Kurulu eşliğinde keşif yapılarak bilirkişi kurulu raporları aldırılmış ve davaların kabulüyle, taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve DSİ adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Ayrıca 2019/6275 No.lu başvuru dosyasında 261 ada 15 parsel sayılı ve 259 ada 45 parsel sayılı taşınmazlar için 7.284,32 TL; 2019/6299 No.lu başvuru dosyasında 171 ada 11 parsel sayılı taşınmaz için 9.610,74 TL; 2019/6308 No.lu başvuru dosyasında 160 ada 8 parsel sayılı taşınmaz için 3.453,60 TL; 2019/6319 No.lu başvuru dosyasında 259 ada 226 parsel sayılı taşınmaz için 2.322,17 ve 2019/6320 No.lu başvuru dosyasında 170 ada 20 parsel sayılı taşınmaz için 4.720,22 TL kamulaştırma bedeline hükmedilmiştir.

15. Bununla birlikte davacı idare ve başvurucular lehine/aleyhine karşılıklı olarak vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmiştir. Buna göre 2019/6275 No.lu başvuru dosyasında 1.500 TL; 2019/6299 No.lu başvuru dosyasında 2.180 TL; 2019/6308 No.lu başvuru dosyasında 1.980 TL; 2019/6319 No.lu başvuru dosyasında 1.500 TL ve 2019/6320 No.lu başvuru dosyasında 1.980 TL karşılıklı vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

16. Başvurucuların temyiz talepleri üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesince (Daire) temyiz kanun yolu denetiminden geçen kararlar yukarıda belirtilen şekilde kesinleşmiştir.

17. Nihai kararlar başvurucular vekiline 23/1/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucular 22/2/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

18. İlgili hukuk için bkz. Sadettin Ekiz, B. No: 2016/9364, 9/5/2019, §§ 20-34.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Anayasa Mahkemesinin 29/12/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

20. Başvurucular; kamulaştırma kapsamında uzlaşma görüşmelerinde kendilerine teklif edilen düşük bedel ile yargılama neticesinde Mahkemenin hükmettiği tutarlar arasında yüksek oranda farklılık olmasına ve davanın açılmasında kendilerinin kusuru bulunmamasına rağmen kamulaştırma bedelini önemli oranda azaltan aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle gerçek kamulaştırma bedeline hükmedilmemesinden yakınmaktadır. Başvurucular ayrıca başvuru yollarının tüketilebilmesi için temyiz, karar düzeltme ve bireysel başvuru harçları ile tebliğ masrafları ödemek zorunda kaldıklarını ve temyiz duruşmasına vekillerin katılması nedeniyle tarafların leh ve aleyhine vekâlet ücretine hükmedildiğini dile getirmişlerdir. Başvurucular sonuç olarak taşınmazının kamulaştırılmasına rağmen hükmedilen kamulaştırma bedelinin vekâlet ücreti adı altında idareye ödenmesine karar verilmesi suretiyle azaltıldığını belirterek hukuk devleti ilkesiyle adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

21. Anayasa’nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

 “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”

22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların şikâyetinin özünün kamulaştırma bedelinin miktarına ilişkin olduğu gözetildiğinde şikâyetlerin tümünün mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

23. Başvuruya konu davalar öncesinde kamulaştırmayı yapan idare tarafından satın alma görüşmeleri yürütülmüş ancak taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığı için idare tarafından kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davaları açılmıştır.

24. Satın alma usulünde 2019/6275 No.lu başvuru dosyasında idare tarafından takdir edilen bedel 1.857,08 TL olup yapılan yargılama neticesinde başvurucu lehine 7.284,32 TL kamulaştırma bedeli ödenmesine ve aleyhine 1.500 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

25. 2019/6299 No.lu başvuru dosyasında ise idare tarafından takdir edilen bedel 2.989,72 TL olup yapılan yargılama neticesinde başvurucu lehine 9.610,74 TL kamulaştırma bedeli ödenmesine ve aleyhine 2.180 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

26. 2019/6308 No.lu başvuru dosyasında ise idare tarafından takdir edilen bedel 1.537,63 TL olup yapılan yargılama neticesinde başvurucu lehine 3.453,60 TL kamulaştırma bedeli ödenmesine ve aleyhine 1.980 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

27. 2019/6319 No.lu başvuru dosyasında ise idare tarafından takdir edilen bedel 387,03 TL olup yapılan yargılama neticesinde başvurucu lehine 2.322,17 TL kamulaştırma bedeli ödenmesine ve aleyhine 1.500 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

28. 2019/6320 No.lu başvuru dosyasında ise idare tarafından takdir edilen bedel 2.711,76 TL olup yapılan yargılama neticesinde başvurucu lehine 4.720,22 TL kamulaştırma bedeli ödenmesine ve aleyhine 1.980 TL vekâlet ücretine hükmedilmiştir.

29. Anayasa Mahkemesi benzer bir konu ile ilgili şikâyetleri daha önce incelemiş ve uygulanacak ilkeleri ortaya koymuştur (Sadettin Ekiz, §§ 44-58).

30. Sadettin Ekiz başvurusunda, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasında aleyhe hükmedilen vekâlet ücretinin başvurucudan tahsiline hükmedilen bir miktar para olduğu, başvurucunun mal varlığına dâhil olan bu paranın da Anayasa'nın 35. maddesi anlamında mülk teşkil ettiği kabul edilmiştir (Sadettin Ekiz, § 44). Anılan kararda başvurucunun bu vekâlet ücretini ödemek zorunda kalması suretiyle daha az kamulaştırma bedeli elde etmesinin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği vurgulanmış ve söz konusu müdahalenin mülkiyetten barışçıl yararlanmaya ilişkin genel kural çerçevesinde incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (Sadettin Ekiz, §§ 45, 46).

31. Anılan kararda baraj yapımı amacıyla kamulaştırma yapılmasında ve bu süreçte idarenin hukuki temsil giderlerinin karşı tarafa yükletilmesinde kamu yararının bulunduğu ifade edilmiştir (Sadettin Ekiz, § 52).

32. Kanunilik incelemesinde müdahalenin niteliğini gözeten Anayasa Mahkemesi müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığını ölçülülüğünü sorgulamak suretiyle tespit edeceğini ifade etmiştir (Sadettin Ekiz, § 50). Orantılılık incelemesinde ilk derece mahkemelerince hükmedilen kamulaştırma bedelinin satın alma usulünde teklif edilen bedelin yaklaşık iki katı olduğuna vurgu yapılarak başvurucunun davanın açılmasına sebebiyet vermediği, başvurucunun idareyi dava açmaya zorlayarak kamulaştırma bedelinin taşınmazın gerçek değeri üzerinden ödenmesini sağladığı belirtilmiştir (Sadettin Ekiz, § 65).

33. Sözü edilen başvuruda sonuç olarak taşınmazı kamulaştırılan başvurucunun satın alma usulündeki bedeli kabul etmediği olayda derece mahkemelerince daha yüksek bir bedelin tespit edilmesiyle başvurucunun haksız olmadığının anlaşıldığı ve kamulaştırmayı yapan idareye başvurucunun vekâlet ücreti ödemek zorunda bırakılmasıyla kamulaştırma bedelinin önemli ölçüde azalmasına sebebiyet verildiği belirtilmiştir. Buna göre bu sonuca başvurucunun davranışının yol açtığı gösterilemediğinden müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yükleyerek müdahalenin dayandığı kamu yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasındaki adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu, başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu değerlendirilmiştir (Sadettin Ekiz, § 70).

34. Somut olaylarda da satın alma usulünde teklif edilenden fazla bir tutarın kamulaştırma bedeli olarak tespit edildiği ve başvurucuların kamulaştırma bedelinin önemli bir kısmına tekabül eden vekâlet ücretini ödemek durumunda kaldığı anlaşılmıştır. Buna göre somut başvurularda da -yukarıdaki ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı dikkate alındığında- mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

35. Başvurucular ayrıca bireysel başvurunun kabul edilebilirlik şartlarından olan başvuru yollarının tüketilebilmesi için temyiz ve karar düzeltme yollarına başvurmaları sebebiyle ödemek zorunda oldukları yargılama giderleri ve bireysel başvuru harcı ile temyiz duruşmasına vekillerin katılmasından dolayı tarafların leh ve aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

36. Başvurucuların mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmış olması nedeniyle ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına ve ödenen bireysel başvuru harcının iadesine karar verildiğinden bireysel başvuru harcı yönünden başvurucuların mağduriyetinden söz edilemez. Bu kapsamda yeniden yargılamanın başlamasıyla birlikte Mahkeme ve Daire hükümleri ortadan kalkmış olacaktır. Dolayısıyla temyiz duruşmasına vekillerin katılması nedeniyle tarafların leh ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin hükümler de ihlalin sonucuna bağlı olarak kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Öte yandan yapılacak olan yeniden yargılamada, temyiz ve karar düzeltme yollarına başvurmaları sebebiyle ödenen yargılama giderlerine ilişkin olarak da yeniden karar verileceğinden bu şikâyetler yönünden bu aşamada inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

37. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

38. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

39. Başvurucular, ihlalin tespit edilmesini istemiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

40. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan ([GK]B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararında ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağı hususunda genel ilkeler belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi diğer bir kararında ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararının yerine getirilmemesinin sonuçlarına da değinmiş ve bu durumun ihlalin devamı anlamına geleceği gibi ilgili hakkın ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacağına da işaret etmiştir (Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019).

41. Bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural, mümkün olduğunca eski hâle getirmenin, yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynağı belirlenerek devam eden ihlalin durdurulması, ihlale neden olan karar veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması gerekmektedir (Mehmet Doğan, §§ 55, 57).

42. İhlalin mahkeme kararından kaynaklandığı durumlarda Anayasa Mahkemesi, 6216 sayılı Kanunun 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 79. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmeder. Anılan yasal düzenleme, usul hukukundaki benzer hukuki kurumlardan farklı olarak ihlali ortadan kaldırmak amacıyla yeniden yargılama sonucunu doğuran ve bireysel başvuruya özgülenen bir giderim yolunu öngörmektedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararına bağlı olarak yeniden yargılama kararı verildiğinde usul hukukundaki yargılamanın yenilenmesi kurumundan farklı olarak ilgili mahkemenin yeniden yargılama sebebinin varlığını kabul hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla böyle bir kararın kendisine ulaştığı mahkemenin yasal yükümlülüğü, ilgilinin talebini beklemeksizin Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı nedeniyle yeniden yargılama kararı vererek devam eden ihlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemleri yerine getirmektir (Mehmet Doğan, §§ 58, 59; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), §§ 57-59, 66, 67).

43. Mahkememizce kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davalarında kamulaştırmayı yapan idareye başvurucuların kamulaştırma bedelinin önemli oranda azalmasına neden olacak vekâlet ücreti ödemesine karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmıştır.

44. Bu durumda mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Yapılacak yeniden yargılama ise bireysel başvuruya özgü düzenleme içeren 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda yapılması gereken iş, yeniden yargılama kararı verilerek Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Hadim Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.

45. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

46. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 TL harç tutarlarının 3. ve 4. Başvuruculara müştereken diğer başvuruculara ayrı ayrı, 4.500 TL vekâlet ücretinin ise başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Hadim Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2014/1062, K.2015/1364; E.2017/189, K.2018/165; E.2017/161, K.2017/455; E.2014/1054, K.2015/483; E.2017/59, K.2017/352)GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 364,60 TL harç tutarının 3. ve 4. başvuruculara MÜŞTEREKEN, diğer başvuruculara AYRI AYRI, 4.500 TL vekâlet ücretinin başvuruculara MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 29/12/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Hamit Aktaş ve diğerleri, B. No: 2019/6275, 29/12/2021, § …)
   
Başvuru Adı HAMİT AKTAŞ VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2019/6275
Başvuru Tarihi 22/2/2019
Karar Tarihi 29/12/2021
Birleşen Başvurular 2019/6299, 2019/6308, 2019/6319, 2019/6320

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kamulaştırmada değer kaybı İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2942 Kamulaştırma Kanunu 8
10
29
6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu 323
326
330
1136 Avukatlık Kanunu 164
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi