logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Aycan Kaya ve diğerleri [2.B.], B. No: 2019/6393, 27/7/2022, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AYCAN KAYA VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/6393)

 

Karar Tarihi: 27/7/2022

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Volkan ÇAKMAK

Başvurucular

:

1. Aycan KAYA

 

 

2. Ahmet Münir KAYA

 

 

3. Aydın Mahir KAYA

 

 

4. Betül Pınar KAYA

 

 

5. Sevim KAYA

Vekilleri

:

Av. Cemaynur GÜVEN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; zorla kaybedilme vakası ve takip eden süreçte kamu makamlarının edimleri nedeniyle yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular 26/2/2019 ve 1/8/2019 tarihlerinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. 2019/26281 numaralı bireysel başvuru dosyası, aralarında konu yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle 2019/6393 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmiş olup inceleme 2019/6393 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmüştür.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

7. 2016 yılının Temmuz ayında gerçekleşen darbe girişimi sonrasında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçu isnadı başta olmak üzere terör örgütüne ilişkin başkaca (örgüt yöneticiliği, casusluk) suçlar nedeniyle başvurucuların yakını Ö.K. hakkında yakalama kararı verilmiştir. Ö.K. uzun süre firari olması nedeniyle adli makamlar tarafından yakalanamamıştır. Başvurucu Aycan Kaya (başvurucu) Ö.K.nın eşidir. Sevim Kaya Ö.K.nın annesi, diğer başvurucular ise Ö.K.nın çocuklarıdır.

8. Başvurucu 16/2/2019 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) başvurarak Ö.K.nın 13/2/2019 tarihinde kendisini polis olarak tanıtan kalabalık ve silahlı bir grup tarafından kaçırıldığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştur. Başvurucu, Başsavcılık nezdinde düzenlenen 16/2/2019 tarihli İfade Tutanağı'nda özetle kendisine sosyal medya uygulaması (WhatsApp) aracılığı ile gelen arama sonucu söz konusu kaçırılmadan haberdar olduğunu, bir erkek şahsın kendisine eşinin alındığını ve avukat tutması gerektiğini söylediğini, eşiyle iki buçuk yıldır görüşmediğini, eşinin hayatından endişe ettiğini, eşini kaçıran kişilerden şikâyetçi olduğunu beyan etmiştir.

9. Başvurucu da gerçekleştiği ileri sürülen kaçırılma eyleminden bir hafta kadar önce terör örgütüne üye olma suçu isnadıyla gözaltına alınmış ancak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır.

10. Başvurucunun 16/2/2019 tarihli istemi üzerine Başsavcılık 28/2/2019 tarihli yazıyla Ö.K.nın adına kayıtlı olan ve kullanmakta olduğu mobil telefonların yer tespiti, sinyal değerlendirmesi için tespiti, Ö.K.nın kredi kartı bilgilerinin, son alışveriş yaptığı yerlerin tespiti, Ö.K.nın kaybolduğu/kaçırıldığı iddia edilen tarih itibarıyla Türkiye geneli resmî kuruluşlara (noter, hastane vb.) herhangi bir başvuru yapıp yapmadığının tespiti, arama yapıldığı belirtilen numaraların kimin adına kayıtlı olduğunun tespiti, Ö.K. hakkında Türkiye geneli herhangi bir soruşturma olup olmadığı, gözaltına alınıp alınmadığı, varsa örgüt üyeliği irtibatlarına dair bilgilerin toplanması, resmî ya da gayriresmî yollardan yurt dışına çıkış yapıp yapmadığı hususlarının araştırılması için Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne talimat vermiştir.

11. Başvurucu, eşinin kaçırılması yönünde ileri sürdüğü iddiaları ve Başsavcılığa yaptığı 16/2/2019 tarihli başvuruyu esas alarak Anayasa Mahkemesi nezdinde yaşam, kişi hürriyeti ve güvenliği hakları ile işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasıyla26/2/2019 tarihinde bireysel başvuruda (B. No: 2019/6393) bulunmuştur.

12. Başvurucu 25/3/2019 tarihinde ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) nezdinde -Anayasa Mahkemesi önünde de ileri sürdüğü hakların ihlal edildiği iddiasıyla- başvuruda bulunmuştur.

13. Başvurucunun eşi Ö.K. 28/7/2019 tarihinde emniyet birimleri tarafından Ankara'da yakalanarak -kendisinin de teslim olmak istediğini belirtmesiyle- gözaltına alınmıştır. Ö.K.nın yakalandığı başvurucuya aynı gün bildirilmiştir. Ö.K. yakalanmasının ardından başvurucu ile polis nezaretinde görüştürülmüştür.

14. Başvurucu 1/8/2019 tarihinde, eşinin firari durumda bulunduğu dönemi ve eşinin yakalanmasını takip eden süreci esas alarak kaçırılma ve işkence iddiasıyla Başsavcılığa ve diğer adli makamlara başvuruda bulunmuş; soruşturma sürecinden yakınmak suretiyle eşinin tahliyesini, soruşturmayı yürüten idari/adli personelin değiştirilmesini talep etmiştir. Başvurucu aynı gün ayrıca aynı iddialarla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda (B. No: 2019/26281) bulunarak yaşam hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

15. Gözaltına alınan Ö.K.nın 9/8/2019 tarihinde Başsavcılık tarafından ifadesi alınmıştır. İfade alındığı esnada müdafii de hazır bulundurulmuştur. Ö.K. ifadesinde terör örgütü yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler vermiş ve 15/7/2016 tarihinden itibaren yakalanmamak için sürekli yer değiştirmek suretiyle farklı adreslerde saklandığını, kaçırılmadığını beyan etmiştir.

16. Başsavcılık 2019 yılının Eylül ayında, başvurucunun eşi Ö.K.nın kaçırılma iddiasına ilişkin suç duyurusu yönünden "Ö.K.nın örgüt terminolojisinde gaybubet evi olarak belirtilen hücre evlerinde saklandığı, bu haliyle şikayete konu olayda herhangi bir kimseye atfı kabil suç bulunmadığı, ortada suç ya da suç unsuru da bulunmadığı" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kayıtlarından anılan kararın Ö.K. tarafından elektronik tebligat marifetiyle tebellüğ edildiği anlaşılmıştır. Söz konusu karara başvurucu ve eşi Ö.K. itiraz etmemiştir.

17. Başvurucu 16/12/2019 tarihinde AİHM'e sunduğu dilekçe ile başvurusunu geri çekmiştir. AİHM 11/2/2020 tarihinde, Aycan Kaya'nın talebi doğrultusunda başvurunun kayıttan düşürülmesine karar vermiştir.

18. Ayrıca başvurucu 3/1/2020 tarihinde Başsavcılığa sunduğu dilekçe ile eşinin bulunmuş olması ve eşinin kaçırılmadığını beyan etmesi nedeniyle yaptığı başvuruları geri çekmiştir.

19. Başvurucunun eşi Ö.K.nın 1/12/2020 tarihinde tahliye edildiği anlaşılmaktadır. Hem Ö.K. hem de başvurucu hakkındaki terör örgütü üyeliği bağlantılı ceza soruşturmaları/yargılamalar devam etmektedir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Anayasa Mahkemesinin 27/7/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

21. Başvurucular; her iki başvuruda da (B. No: 2019/26281, B. No: 2019/6393) Ö.K.nın kaçırıldığı ve zorla hürriyetinden yoksun bırakıldığı iddiasına dayanmaktadır. Başvurucular; Ö.K.nın kaçırıldığına dair ciddi kanıtlar, tanık beyanları olduğunu, Ö.K.nın kamu görevlilerince zorla kaçırılarak alıkonulmasının yaşamı açısından büyük bir risk oluşturduğunu, süreç ile ilgilietkili bir soruşturma yapılmadığını, uzun süre Ö.K.dan haber alınamaması nedeniyle büyük üzüntü yaşadıklarını belirterek yaşam, kişi hürriyeti ve güvenliği hakları ile işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

1. İddiaların Vasıflandırılması ve İncelemenin Kapsamı Yönünden

22. Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:

"Herkes, yaşama... hakkına sahiptir."

23. Anayasa'nın "Devletin temel amaç ve görevleri" kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Devletin temel amaç ve görevleri, …Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır."

24. Bir olayda yaşam hakkına ilişkin ilkelerin uygulanabilmesi için gerekli şartlardan biri de doğal olmayan bir ölümün gerçekleşmesidir. Bununla birlikte başvurucuya karşı gerçekleştirilen eylemin niteliği ve failin amacı gibi somut olayın koşulları dikkate alınarak ölüm olayının gerçekleşmediği bazı durumların da yaşam hakkı çerçevesinde incelenebilmesi mümkündür (Mehmet Karadağ, B. No: 2013/2030, 26/6/2014, § 20).

25. Anayasa Mahkemesi Hasibe Meşe (B. No: 2015/7748, 7/2/2019, §§ 57-61), Alya Demir ve Mehmet Demir (B. No: 2015/7584, 7/2/2019, §§ 46-50), Bubo Çeviren ve diğerleri (B. No: 2015/16290, 13/6/2019, §§ 86-88), Mehmet Ata Deniz ve diğerleri (B. No: 2015/13893, 13/6/2019, §§ 52-55) başvurularında zorla kaybedilme olayına dair ihlal iddialarının da Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı kapsamında incelenebileceğini belirtmiştir.

26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Somut başvuruda, zorla kaçırıldığı iddia edilen Ö.K.nın 28/7/2019 tarihinde -kendisinin de teslim olma iradesiyle hareket edip- yakalandığı, gözaltına alınarak ceza infaz kurumuna yerleştirildiği, kendi beyanına göre kaçırılmadığı, farklı adreslerde saklandığı, dolayısıyla hayatta olduğu ve yaşamına yönelik bir müdahalede bulunulduğundan şikâyet etmediği anlaşıldığından başvurunun yaşam hakkı kapsamında incelenmesi mümkün değildir. Başvurucuların yakınlarının zorla kaybedildiğine ve zorla kaybedilme ile ilgili olarak yetkili makamların hareketsiz kaldığına yönelik şikâyetleri ise kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile kötü muamele yasağı kapsamında incelenecektir.

2. Kabul Edilebilirlik Yönünden

27. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir..."

28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir."

29. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir."

30. Alıntısı yapılan kanun hükümleri uyarınca Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön koşulun birlikte bulunması gerekmektedir. Bu ön koşullar başvuruya konu edilen ve ihlale yol açtığı ileri sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı başvurucunun güncel bir hakkının ihlal edilmesi, bu ihlalden dolayı kişinin kişisel olarak ve doğrudan etkilenmiş olması ve bunların sonucunda başvurucunun kendisinin mağdur olduğunu ileri sürmesidir (Fetih Ahmet Özer, B. No: 2013/6179, 20/3/2014, § 24).

31. Bir bireysel başvurunun kabul edilebilmesi için başvurucunun sadece mağdur olduğunu ileri sürmesi yeterli olmayıp ihlalden doğrudan veya dolaylı olarak etkilendiğini yani mağdur olduğunu göstermesi veya mağdur olduğu konusunda Anayasa Mahkemesini ikna etmesi gerekir. Bu itibarla mağdur olduğu zannı veya şüphesi de mağdurluk statüsünün varlığı için yeterli değildir (Ayşe Hülya Potur, B. No: 2013/8479, 6/2/2014, § 24).

32. Diğer taraftan Anayasa Mahkemesi kötü muamele yasağına ilişkin bu tür şikâyetleri incelediği başvurularda; hakları ihlal edilen kişinin aile üyelerinin olaydan dolayı ruhsal çöküntü ve üzüntü yaşamalarının kendileri için kaçınılmaz bir sonuç olduğunu, bu nedenle Anayasa'nın 17. maddesinin bu kişiler bakımından ihlal edilebilmesi için söz konusu durumun yeterli olmadığını, aile bireylerinden birinin mağdur olup olmamasının yaşadıkları üzüntüden farklı bir boyut kazandıracak özel faktörlerin başvuruda var olup olmadığına bağlı olduğunu ifade etmiştir (Engin Gök ve diğerleri, B. No: 2013/3955, 14/4/2016, §§ 49-54). Buna göre aile bireylerinin kötü muamele yasağı bakımından mağdur statüsünde olabilmeleri için olay nedeni ile kaçınılmaz olarak yaşadıkları üzüntü farklı bir boyut ve şekil kazanmış olmalıdır (Seyfullah Turan ve diğerleri, B. No: 2014/1982, 9/11/2017, § 121).

33. Somut bireysel başvuru, Ö.K.nın kaçırıldığı iddiasını ve kaçırılma iddiasına ilişkin yürütülen hukuki süreci temel almaktadır. Başvurucu, Ö.K.nın kaçırıldığı iddiasıyla Başsavcılığa 2019 yılının Şubat ayında suç duyurusunda bulunmuş; Başsavcılık aynı ay içinde inceleme başlatmıştır. Ancak Ö.K. 2019 yılının Temmuz ayında bulunmuş; kaçırılmadığını, bilakis kendi iradesiyle örgüt evlerinde, farklı adreslerde saklandığını beyan etmiştir. 2019 yılının Eylül ayında, söz konusu kaçırılma iddiasına ilişkin olarak Başsavcılık, suç bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş; karar Ö.K. tarafından tebellüğ edilmiş ve itiraza konu edilmemiştir.

34. Somut süreçte bireysel başvuruya konu edilen hak ihlali/müdahale iddialarının doğrudan muhatabının Ö.K. olduğu açıktır. Ö.K. söz konusu süreçte -kendisinin de teslim olma iradesiyle- yakalanmış olup kaçırıldığına ilişkin iddialar yönünden verilen kovuşturmaya yer olmadığına kararını da tebellüğ etmiştir. Bir başka ifadeyle Ö.K.nın bizzat kendisine ilişkin bulunan söz konusu sürece ilişkin olarak temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuruda bulunma imkânına sahip olduğu ancak kendisinin bu hukuki yolu kullanmadığı açıktır. Diğer taraftan Ö.K.dan bir süre haber alınamaması hâlinde bu durumun başvurucular nezdinde üzüntüye, ızdıraba yol açacağı açık ise de somut süreçte kaçırılma söz konusu olmadığı gibi Ö.K.nın -saklandığı dönemde- akıbeti ile ilgili olarak yetkili mercilerin uzun bir süre boyunca -etkisiz kalındığını gösterecek şekilde- pek çok kez başvuru yapılmasına rağmen hareketsiz kalması gibi bir durum tespit edilememiştir. Kaldı ki başvurucu da 3/1/2020tarihinde Başsavcılığa verdiği dilekçe ile şikâyetlerini geri çekmiştir.

35. Sonuç olarak yetkili makamların başvurucuların taleplerine verdiği karşılık, olayın gerçekleşme koşulları ve süreç bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde başvurucuların ileri sürdüğü iddialar bakımından mağdur statüsünü taşımadıkları değerlendirilmiştir.

36. Açıklanan gerekçelerle başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 27/7/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Aycan Kaya ve diğerleri [2.B.], B. No: 2019/6393, 27/7/2022, § …)
   
Başvuru Adı AYCAN KAYA VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2019/6393
Başvuru Tarihi 26/2/2019
Karar Tarihi 27/7/2022
Birleşen Başvurular 2019/26281

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, zorla kaybedilme vakası ve takip eden süreçte kamu makamlarının edimleri nedeniyle yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Kişi Bakımından Yetkisizlik
Kötü muamele yasağı Üçüncü kişiler arası eylemler - Usul yükümlülüğü Kişi Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi