TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YİĞİT AKSAKOĞLU BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/7132)
|
|
Karar Tarihi: 3/12/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Yusuf Enes KAYA
|
Başvurucu
|
:
|
Yiğit AKSAKOĞLU
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Aslı KAZAN
|
|
|
Av. Serkan CENGİZ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, tutuklama tedbirinin hukuki olmaması ve
soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması nedenleriyle kişi hürriyeti ve
güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 28/2/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve
belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
A. Gezi
Olaylarına İlişkin Genel Bilgiler
8. Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından 2014 yılı Ekim
ayında yayımlanan Gezi Parkı Olayları Raporu’nda yer alan bazı tespitler
şöyledir:
- Gezi Parkı, İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde Taksim
Meydanı yakınında bulunan bir şehir parkıdır. Gezi Parkı’nda gerçekleşen
değişimler, Gezi Parkı olayları ile gündeme gelmiş; konuya ilişkin birçok
açıklama yapılmış ve tartışma yürütülmüştür.
- Gezi Parkı olayları, İstanbul Taksim Meydanı’nda bulunan
Gezi Parkı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmak istenen çevre
ve imar düzenlemelerine engel olmak amacıyla -düzenleme yapacak olan iş
makinelerinin Gezi Parkı’na girmesi üzerine- 27/5/2013 tarihinde başlamış ve
haziran-temmuz aylarında yoğunlaşarak Türkiye’nin birçok iline yayılmış
toplantı ve gösteri yürüyüşleridir.
- Kamuoyunda olayların çevreci bir saikle başladığını ve
bireylerin yaşadıkları çevreye ilişkin kararların kendilerine sorulması
talebini ortaya koyduklarını ifade edenler olduğu gibi yerleri değiştirilen
ağaçların bahane olarak kullanıldığını, hareketin iktidara karşı yurt dışı
destekli bir kalkışma olduğunu belirtenler ve polisin müdahalesini Başbakanlık
binasının ele geçirilmeye çalışılması, kamunun ve özel kişilerin mallarına
zarar verilmesi ile ilişkilendirenler de mevcuttur.
- İçişleri Bakanlığı verilerine göre 28/5/2013 ile
6/9/2013 tarihleri arasında 80 ilde, Gezi Parkı olayları çerçevesinde 5.532
eylem/etkinlik gerçekleştirilmiş; bu eylem ve etkinliklere 3.611.208 kişi
katılmış, olaylara ilişkin 104.519 emniyet personeli görevlendirilmiş, söz
konusu gösterilerden 164’üne müdahalede bulunulmuş, bir komiser yüksekten düşme
nedeniyle şehit olmuş, üçü silahla ve ikisi bıçakla olmak üzere 697 güvenlik
görevlisi yaralanmış, olaylar sırasında yaşamını yitiren 4 sivil vatandaşın
ölümüyle ilgili adli ve idari soruşturma yürütülmüş, olaylarda gözaltına alınan
5.513 kişiden 148’i tutuklanmış, görevlendirilen polislerden 127’si hakkında
uygulamaları nedeniyle araştırma/soruşturma işlemleri yapılmıştır.
B. Başvurucuya İlişkin Süreç
9.Gezi olayları ile ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığınca 2013 yılında 2013/1120 sayılı soruşturma başlatılmıştır. Bu
soruşturma daha sonra 2014/40852 sayılı soruşturma dosyası üzerinden yürütülmüştür.
10. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine
İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği şüpheli ve müdafileri ile diğer soruşturma
süjelerinin soruşturma dosyasını incelemeleri ve örnek almalarının
soruşturmanın selametini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle 4/12/2004 tarihli ve
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 153. maddesine dayanarak31/3/2017
tarihinde soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasına karar verilmiştir.
11. Mehmet Osman Kavala, Hükûmeti devirmeye yönelik bir
girişim olarak değerlendirilen Gezi olaylarının azmettiricisi ve lideri olmak
suçlamasıyla 1/11/2017 tarihinde tutuklanmıştır.
12. Mehmet Osman Kavala hakkındaki soruşturma devam
ederken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/40852 sayılı soruşturma
dosyası kapsamında başvurucunun da dâhil olduğu 20 kişi hakkında Kasım 2018
tarihinde gözaltı kararı verilmiştir. Gözaltılar ile ilgili olarak İstanbul
Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklama şöyledir:
"Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Anadolu
Kültür A.Ş. isimli şirketin sahibi Mehmet Osman Kavala isimli şahsın 27/5/2013
tarihinde başlayan Gezi Parkı Olaylarını Türkiye geneline yaymak ve yurt
genelinde kaos ve kargaşa ortamı meydana getirmek ve bu şekilde Cebir ve şiddet
kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini
yapmasına kısmen veya tamamen engellemeyi amaçladığı, Açık Toplum Vakfı ve
Anadolu Kültür A.Ş. isimli vakıf ve şirketi kullanarak olayları finanse ve
organize ettiği tespit edilmiştir.
Mehmet Osman Kavala ile hiyerarşik bir düzen içerisinde
şüphelilerin;
-Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak
için Anadolu Kültür AŞ’ye ait DEPO isimli yerde toplantılar düzenledikleri,
- Sivil İtaatsizlik ve Şiddetsiz Eylem başlıkları altında
Gezi Parkı olaylarının devamlılığını sağlamak için yurt dışından aktivizm
eğiticileri, kolaylaştırıcılar ve profesyonel eylemciler getirttikleri (Duran
Adam, Piyano Çalan Adam, Kırmızılı Kadın vs.),
- Yeni medya oluşturma faaliyetleri içerisine girerek
Gezi Parkı sürecinin devamı ve yaşanması muhtemel Gezi benzeri olayların kendi
medyaları üzerinden gündem oluşturulmasının amaçladıkları,
- Mehmet Osman Kavala’nın Avrupa’da birçok kurum ve
şahısla görüşme yaparak, Gezi Parkı olaylarında gündeme gelen biber gazının
Türkiye’ye ithalinin durdurularak, yasaklanması için çalışmalar yaptıkları
tespit edilmiştir."
13.Başvurucu 16/11/2018 tarihinde gözaltına alınmıştır.
14. İstanbul Emniyet Müdürlüğünde 16/11/2018 tarihinde
başvurucunun ifadesi alınmıştır. İfade alma işlemi sırasında başvurucunun iki
müdafii de hazır bulunmuştur. Başvurucuya hakkındaki suçlamalarla ilgili
ayrıntılı sorular sorulmuş, başvurucu da bu sorulara ayrıntılı cevaplar
vermiştir. Başvurucuya dinleme tapeleri ve teknik takip notlarından sorular
yöneltilmiştir. Bu kapsamda başvurucuya Mehmet Osman Kavala ile irtibatı olup
olmadığı, Mehmet Osman Kavala’nın yönetiminde olduğu Açık Toplum Vakfı ve
Anadolu Kültür A.Ş. ile irtibatı olup olmadığı, Gezi olaylarının
derinleştirilip yaygınlaştırılması için Garaj İstanbul, Anadolu Jam, Baraka
gibi forumlara katılıp katılmadığı, bu amaçla etkinlikler düzenleyip
düzenlemediği, şiddetsiz eylem, sivil itaatsizlik ve kolaylaştırıcılık eğitimi
verilmesi için yurt dışından eğitimci getirilmesi amacıyla toplantılar yapıp
yapmadığı, bu konuda Alevilere, Süryanilere, gayrimüslimlere eğitim verip
vermediği ve bu suretle Gezi olaylarını geniş kitlelere ulaştırmaya çalışıp
çalışmadığı, şiddetsiz eylem adlı internet sitesini ne amaçla kurduğu,
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) ile olan bağlantısı, Marc adlı kişiyle olan
bağlantısı ve bu kişiyle yaptığı etkinliklerin kapsamı, Diyalog ve Uzlaşma
Derneği ve Helsinki Yurttaşlar Derneği ile olan bağlantısı, konuşmalarda geçen
''Şebeke'' adlı oluşum, Taksim Dayanışması ve Taksim Platformu ile bir
bağlantısının olup olmadığı ve katıldığı birçok toplantı ve etkinliğe ilişkin
sorular sorulmuştur.
15. Başvurucu ifadesinde Mehmet Osman Kavala'yı
tanımadığını, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. ile bir ilişkisinin
olmadığını, Garaj İstanbul’daki toplantıya kolaylaştırıcı olarak ve mesleki
katkıda bulunmak amacıyla katıldığını, bu toplantının düzenleyicisi olmadığını,
bu toplantının o dönemde düzenlenen sayısız toplantıdan birisi olduğunu,
Anadolu Jam, Baraka gibi forumlara ise katılmadığını, Alevilerle ilgili
toplantıların Gezi olayları ile bir ilgisinin olmadığını, Avrupa Birliği
projesi kapsamında Bilgi Üniversitesi bünyesinde yapılan toplantılar olduğunu,
Helsinki Yurttaşlar Derneği kapsamındaki toplantıların ise Hükûmetin o dönem
yürüttüğü çözüm sürecine destek amaçlı gerçekleştirildiğini, Diyalog ve Uzlaşma
Derneğinin faaliyetlerinin de Gezi ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu Derneğin
çözüm sürecine destek olmak amacıyla kurulduğunu, TÜSEV ile ilgili
toplantıların da Gezi olaylarıyla bir ilgisinin bulunmadığını, bu toplantının
Yapı Kredi Bankasının desteğiyle yapılan sivil toplumda yeni yaklaşımlar adlı
bir çalışma olduğunu, Marc adlı kişinin, çalıştığı Bernard Van Leer Vakfının
Türkiye Temsilcisi olduğunu, bu kişiyle olan görüşmelerinin Gezi olayları ile
ilgisinin olmadığını, vakıf çalışmalarına ilişkin olduğunu, Şebeke’nin
kişilerden oluşan bir örgütlenme değil Bilgi Üniversitesi bünyesinde yürütülen
bir Avrupa Birliği projesi olduğunu, projenin gençlerin hayata katılımını
desteklediğini, şiddetsiz eylem adlı site üzerinden hiçbir paylaşımda
bulunmadığını, bu sitenin alan adına sahip olduğu 2013 ile 2015 yılları
arasında faaliyete geçmediğini, bu site üzerinden hiçbir yayın yapılmadığını,
Gezi olaylarının derinleştirilip yaygınlaştırılması gibi bir faaliyet
yürütmediğini belirtmiştir.
16. Savcılık 17/11/2018 tarihinde gözaltı kararı verilen
20 kişiden başvurucu ile birlikte bir başka şüpheliyi Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme
suçlarından tutuklanması istemiyle İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğine sevk
etmiştir. Tutuklamaya sevk yazısında şu değerlendirmelerde bulunulmuştur:
"Ayrıca bu konularla ilgili M.A.A. ile Mehmet Osman
Kavala arasındaki telefon görüşmesinde Mehmet Osman Kavala’nın 'bir ara bu yani
bu hadisenin önümüzdeki şeyleri ne olur hani hep Avrupalılar her gördüğüm şey
soruyor iyi tamamda hani bu siyasi durumu nasıl değiştirecek diye sorup duruyor
bir ara bir yani bir kaç arka.. kişi oturup bir konuşsak mı' diyerek görüşmek
istediği tespit edilmiştir. Bu görüşmeden de anlaşılacağı üzere yapılan
eylemlerin tamamıyle önceden hazırlanmış bir plan dahilinde gerçekleştirildiği,
nihai amacın ise Arap ülkelerinde olduğu gibi kaos ve kargaşa çıkartarak bir
hükümet değişikliği olduğu açıkça görülecektir.
Yapılan çalışmalar neticesinde çıkan olayların bir
tertibat olduğu ve bu tertibatta Gürcistan, Sırbistan, Ukrayna ve Arap
ülkelerinde meydana gelen halk ayaklanmalarında önemli bir aktör olduğu
değerlendirilen George Soros tarafından kurulmuş olan Açık Toplum Enstitüsü
Danışma Kurulu üyesi Mehmet Osman Kavala'nın organizatör şahıs ve finansör
olduğu; M.A.A ve eşi A.P.A. ile arkadaşlarının Mehmet Osman Kavala’nın
direktifleri doğrultusunda olayların örgütlenmesini gerçekleştirdikleri değerlendirilmektedir.
M.A.A.nın ve birlikte hareket ettiği şahısların çıkan olayların
alevlendirilmesi için Twitter üzerinde örgütlenme gerçekleştirdiği, PKK, DHKPC,
MLKP gibi sol terör örgüt üye ve yandaşlarını, Oyuncular Sendikası aracılığı
ile tiyatro ve sinema oyuncularını sokak eylemlerine çekmeye çalıştığı tespit
edilmiştir. Amaç marjinal gruplar ve terör örgütleri vasıtasıyla şiddetin
fitilini ateşleyip, kaos oluşturmaktır ve nitekim öyle de olmuştur.
İlerleyen dönem içerisinde Mehmet Osman Kavala’nın Gezi
sürecinin devam etmesi, eylemlerin Anadoluya yayılarak derinleştirilmesi, bir
taraftan da sözde sivil itaatsizlik olarak adlandırılan şiddet eylemlerinin
yaygınlaştırılması amacıyla faaliyetlerde bulunduğu, bu faaliyetlerle ilgili
finans desteğini de yöneticiliğini yaptığı Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür
A.Ş. tarafından sağladığı anlaşılmaktadır. Bu planı yapan kişilerin yasal
görünüm içerisinde hareket ediyormuş izlenimi vermek için sivil itaatsizlik
söylemleri ile faaliyetlerine başladıklarını duyurmuş iseler de, Gezi Parkı
olaylarında da görüldüğü üzere eylemlerin başlatılması ile birlikte terör
örgütlerinin cebir ve şiddet içeren Molotof atma, mala zarar verme, güvenlik
güçlerine ve kendilerine destek olmayan sivil halka saldırı şeklinde şiddet
içeren eylemleri gerçekleştirdikleri görülmüştür.
Şahısların bu kapsamda Garaj İstanbul, Anadolu Jam,
Baraka şeklinde oluşum ve organizasyonlar yaparak forum toplantıları, eğitim
vb. faaliyetlerde bulundukları, bunun için yurt dışından da eğitimcilerin
geldiği anlaşılmıştır.
Gezi olaylarıyla ilgili Kaçakçılık ve Organize Suçlarla
Mücadele Daire Başkanlığınca 15/6/2013 tarihinde gönderilen bir yazıda;
Occupy(İşgal) hareketi olarak bilinen ve teorisyenliğini Gene Sharp’ın yaptığı
sözde 'Sivil Başkaldır' yönteminin kullanıldığı, söz konusu hareketin
uygulayıcısının ise OTPOR/CANVAS (Direniş) adı verilen grup olduğu, Sırp asıllı
İvan Maroviç tarafından kurulan OTPOR isimli örgütün, Gürcistan ve Arap
dünyasında yaşanan ve sosyal medyanın etkin bir şekilde kullanıldığı, ayaklanma
ve devrimlerde etkin olduğu, bu kapsamda OTPOR lideri İvan Maroviç’in,
18-21/6/2012 tarihleri arasında ülkemizde bulunduğu, daha sonraki dönemde yani
7-15/7/2012 tarihleri arasında Mısır’ın başkenti Kahire’de, Gezi Parkı
Eylemlerinde ön planda bulunan bir kısım şüphelilerle görüştüğü, George Soros
isimli şahıs tarafından Dünya çapında kurulmuş olan ve Türkiyede de faaliyet
gösteren Açık Toplum Enstitüsü Danışma Kurulu üyesi olan Mehmet Osman
Kavala’nın bu olaylarda organizatör ve finansör olduğu, bahsedilen olaylarda
adı geçen şahısları yönlendirdiği, şahısların Mısır’da olduğu sırada, Mehmet
Osman Kavala’nın da 11-14/7/2012 tarihleri arasında yurtdışında olduğu, Türkiye
dönüşünse ise Mi Minör isimli tiyatro oyunu provalarına başladıkları, bu oyunda
temsili ülkenin başkanına karşı ayaklanmanın teşvik edildiği, bu süreçte
şahısların TV programlarında 'Twitterla devrim olasılığı var' '140 karakterle
ülkeler devriliyor' şeklinde ifadelerde bulundukları anlaşılmıştır.
Yine M.A.A.nın gezi olayları sırasında, Twitter
hesabından; 'Mesele sadece gezi parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı'
şeklinde provakatif paylaşımlarda bulunmuş, adı geçen diğer şahısların da bu
şekilde paylaşımlarının olduğu görülmüştür.
Gezi olaylarında en çok kullanılan hashtag ler ile ilgili
yapılan araştırmalarda; #occupygezi isimli etiketi (hashtag) M.O.E.nin açtığı
ve bu hashtag’in Twitter üzerinde 500 binin den fazla tweet aldığı,
#DirenGeziParki isimli etiketi (hashtag) açan şahısla ilgili yapılan
araştırmada, ilk açan kişinin tespit edilemediği ancak, AliEthamAbdocnMehmet
isimli @lauronay twitter profil hesabının ilk paylaştığı, bu şahsın ayrıca
Aylin Yılmaz Al Otoibi ismini kullandığı, bu isimle facebook hesabının da
olduğu, #DirenGeziParki hashtag ile ilgili ilk gün 2.619.000 tweet atıldığı,
toplamda ise 7.285.000 tweet atıldığı tespit edilmiştir.
Diğer yandan M.A.A.nın da yer aldığı 2011 tarihli, Gezi
parkında çekilmiş video görüntülerinin olduğu ve görüntülerde Ayaklan İstanbul
ibaresinin yer aldığı, bu nedenle 2011 yılında gündem oluşturma çabalarının
başladığı ve 27 Mayıs 2013 tarihinde uygun ortam oluşturularak gezi olaylarının
başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Elde edilen tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
şahısların birbirleri ile irtibatlı oldukları, aralarında hiyerarşik bir
ilişkilerinin bulunduğu, koordineli olarak hareket ettikleri, Gezi eylemlerini
genişletmek, derinleştirerek Anadolu’ya ve tüm Türkiye ye yaymak için gizli ve
açık toplantılar ve eğitimler yaptıkları, 2011 yılından günümüze faaliyetlerinin
devam ettiği bu şekilde örgütün sürekliliği olduğu, Mehmet Osman Kavala’nın
gerek M.A.A. ve gerekse diğer şüpheli şahıslarla irtibatlı olarak hareket
ettiği ve örgütsel bir yapıda oldukları anlaşılmıştır. Buna göre şahısların;
I- Olayları Organize Etmek, Başlatmak ve Derinleştirerek
Anadoluya yaymak
II- Yalan Haber Üretmek suretiyle Halkı Kışkırtmak
(Dezenformasyon faaliyetleri)
III- Halkı Suç İşlemeye Alenen Teşvik ve Tahrik Etmek
(Provokasyon Faaliyetleri)
IV- Gezi ve benzeri protestoların devam etmesi ve
gündemde tutulması için, gizli toplantılar, kurslar/etkinlikler/forumlar
düzenlenmek (örgüt faaliyetlerinin devamlılığı) gibi bir kısım faaliyetlerde
bulundukları tespit edilmiştir.
Benzer faaliyetlerin; Gürcistan’daki 'Turuncu Devrimi'
ile 2012 yılında Mısır, Tunus, Yemen gibi ülkelerde görülen ve 'Arap Baharı'
olarak adlandırılan, sosyal medyanın vasıtasıyla halkın mevcut yönetimlere
karşı şiddet eylemleri kullanılarak ayaklanmasını sağlayan hareketlerde de
etkin olduğu gözlenmiştir.
Eylemlerin ilk başladığı tarihlerde gösteri grubunun
önünde polisle tartışan bazı kişilerin taktığı kasklarda ve giydikleri
tişörtlerde '#OCCUPYTURKEY' yazısı yer almaktadır. Gösterilerin temel olarak
örgütlendiği alan olan Twitter'da da en çok kullanılan etiketlerden birisi
'#occupyturkey' dir. Söz konusu hashtag 28 Mayıs 2013 günü başlatılmış ve
hashtag’in altında toplam 500.000 civarında tvveet atılmıştır. Türkiye ve dünya
gündemi twitter listesinde ise günler boyunca en üstte '#DirenGeziParkı' hashtag’i
bulunmaktadır. Facebook'ta ise 'OccupyTurkey' adlı sayfa, bu eylemler hakkında
en hızlı bilgilerin paylaşıldığı, güncel gelişmelerin aktarıldığı sayfa
olmuştur.
Eylemlerin gidişatının yönlendirildiği sayfaya bir iki
gün içerisinde on binlerce üye kaydolmuştur. 'Occupy' İngilizce'de işgal etmek
anlamına gelmektedir. Bu slogan ilk kez 2011’de Amerika'da Wall Street’teki
eylemler için kullanılmış, ardından tüm dünyaya yayılmıştır. Mısır, Gürcistan,
Kazakistan ve daha birçok ülkede 'Occupy' protestoları düzenlemeye başlamıştır.
Dünya çapına Occupy hareketi olarak bilinen sözde 'sivil
başkaldırı' yönteminin teorisyenliğini ABD'de faaliyet gösteren ve Boston
Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Gene Sharp isimli şahıs yapmaktadır.
Yazar kitabında bunun yöntemlerini detaylıca anlatmaktadır. Bugün dünyada olup
biten pek çok toplumsal hareketin ana kaynağı da bu kitaplarda anlatılanlardır.
Büyük maddi destek ile dünyaya ihraç edilen bu projenin uygulayıcıları ise
Otpor/Canvas adı verilen ve Türkçesi 'direniş' anlamına gelen gruptur. İvan
Maroviç isimli Sırp tarafından kurulan örgütün Gürcistan ve Arap dünyasında
yaşanan devrimlerin de mimarı olduğu bilinmektedir.
...
Gezi Parkı eylemlerinin, başından itibaren en etkili bir
parçası olan 'OccupyTurkey' sayfasının tam adresine bakıldığında;
[url]facebook.com/DirenAnadolu[/url] ibaresi karşımıza çıkmaktadır.
Görüldüğü üzere sayfa Aralık 2012'de ilk kez kurulduğunda
'DirenAnadoIu' bağlantı adını seçerken, livestream adlı video-yayın sitesindeki
hesaplarının adı da 'revoltistanbur’dur. 'Revolt' İngilizce; 'ayaklan' veya
'diren' demektir. Yani sayfa ilk kurulduğunda 'diren' sözü belirlenmiştir.
Türkiye'de ve dış dünyada en çok kullanılan '#DirenGeziParkı' hashtagi de
buradan çıkmıştır.
Aslında 'OccupyTurkey' facebook sayfası Aralık 2012’de
kurulmadan çok önce, Wall Street eylemlerinin başladığı dönemde Ekim 2011’de
'Ayaklan İstanbul / Occupy İstanbul' adıyla başka bir sayfa daha
oluşturulmuştur. Sayfa üyeleri bu tarihten itibaren çeşitli aralıklarla 'Revolt
(Ayaklan) İstanbul' eylemleri düzenlemişlerdir.
'Occupy Turkey' sayfası ise ODTÜ'de 18 Aralık 2012
tarihinde başlayan ve günlerce süren öğrenci eylemleri sırasında kurulmuştur.
Kamuoyunu günlerce meşgul eden ve polisin uygulamalarının Gezi Parkında olduğu
gibi tartışma konusu yapıldığı o tarihteki paylaşımlara bakıldığında söz konusu
grubun ODTÜ'ye destek eylemlerine de yön vermeye çalıştığı gözlenmiştir. Grubun
ODTÜ olaylarına karşı gelişen tepkilerle de bir halk hareketi oluşturmayı
düşündükleri ve sayfayı o dönemde açtıkları değerlendirilmiştir. Kısaca
ülkemizde 2012 yılı içerisinde OTPOR/CANVAS denetiminde bir halk hareketi için
defalarca nabız yoklanmıştır.
OTPOR/CANVAS’m ülkemizde uygulamayı planladığı senaryonun
aktörleri genel olarak muhalif kimlikleri ile tanınan sanatçılar, reklamcılar,
ajans sahipleri-çalışanları ile sosyal medya ve bilişim uzmanlarıdır. Söz
konusu şahısların Otpor lideri İvan Maroviç isimli ve Sırp uyruklu şahsın
öncülük ettiği bir grup tarafından eğitildiği, olaylar öncesinde farklı mecralarda
çeşitli oyun, etkinlik ve eylemlerle adeta prova yaptıkları ve Gezi Parkı
eyleminin ilk gününden itibaren meydanlarda ve sosyal medyada en önde oldukları
görülmüştür.
Türkiye Grubunun aktörleri olan M.A.A. ve eşi A.P.A.
yazar H.M.A. reklamcı M.O.E. isimli şahısların 07 Temmuz 2012 tarihinde
İstanbul ilinde birlikte ayrılarak uçakla Mısır’ın başkenti Kahire'ye
gittikleri ve 15 Temmuz 2012'de ülkemize döndükleri1 tespit edilmiş olup bu
sırada İvan Maroviç'in de Mısır’da olduğu anlaşılmıştır.
Söz konusu şahıslar ülkemize geldikten hemen sonra 30
Temmuz 2012 tarihinde Mi Minör isimli bir tiyatro oyununun provalarına
başlamışlardır. H.M.A.nın yazdığı ve M.A.A. yönetmenlik yaptığı Mi Minör,
izleyiciyi sosyal medya aracılığı ile örgütleyip sergilenecek oyuna davet eden
ve seyircinin de interaktif olarak katıldığı bir tiyatro oyunudur. Nisan 2013'e
kadar gösterimde kalan oyunda izleyici sosyal medya aracılığı ile örgütlenip,
temsili ülkenin başkanına karşı ayaklanmaya teşvik edilmektedir. Gerek oyunun
içeriğine gerekse oyuncuların yaptığı açıklamalara bakıldığında oyun
çerçevesinde gezi parkı eylemlerinin provasının yapıldığı tespit edilmiştir.
Mi Minör adlı tiyatro oyununun gösterimde olduğu günlerde
NTV ve CNN Türk kanallarındaki programlara katılan M.A.A, A.P.A ve H.M.A.nın;
'twitterla devrim olasılığı var', '140 karakterle ülkeler devriliyor', 'Pinima
çok yabancısı olduğumuz bir yer değil', 'yapılamayanların bir alıştırması
olur', 'tiyatroya telefonlarınızla gelin diyoruz' vb ifadelerinin de maksatlı
olduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca internette yer alan Ayaklan İstanbul isimli video
görüntüsünde 2011 Kasım ayında İstanbul-Taksim'de bir grupla beraber eylem
yapan M.A.A. A.P.A ve H.M.A. isimli şahıslarla röportaj yapıldığı, bu
röportajda şahısların Arap Baharının bölgesel olmadığı, küresel olduğu, eninde
sonunda ülkemizde de olmasını arzu ettiklerini açıkça dile getirmişlerdir.
Elde edilen bulgular ve tüm dosya kapsamı bir bütün
olarak değerlendirildiğinde Gezi Eylemleri olarak bilinen olayların Mehmet
Osman Kavala önderliğinde Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş tarafından
gerçekleştirilen organizasyonlar neticesinde planlı ve sistematik bir şekilde
gerçekleştirildiği, nihai amacının ülkede şiddet eylemlerinin marjinal gruplar
ve terör örgütlerini kanalize etmek suretiyle tüm ülke geneline yayıp kaos ve
kargaşa yaratarak mevcut hükümeti işlevsiz hale getirmek, ortadan kaldırmak olduğu
anlaşılmıştır.
Bu kapsamda aşağıda açık kimlik bilgileri yazılı
şüpheliler;
Yiğit Aksakoğlu’nun; Gezi eylemlerinin derinleştirilmesi
ve Anadolu’ya yayılmasına yönelik faaliyetler yürüttüğü, bu kapsamda eylemciler
yetiştirmek ve kullanmak için projeler yürüttüğü ... [anlaşılmıştır]."
17.Başvurucunun sorgusu 1/11/2017 tarihinde İstanbul 1.
Sulh Ceza Hâkimliğince yapılmıştır. Sorgu işlemi sırasında başvurucunun
müdafileri de hazır bulunmuştur. Başvurucunun Hâkimlikteki ifadesinin ilgili
kısmı şöyledir:
"Gezi hareketlerinin yaygınlaştırılması ile ilgili
herhangi bir faaliyete katılmadım, herhangi bir organizasyon düzenlemedim, sorularda
sık sık tekrar edilen Osman Kavala'yı tanımıyorum, benim kendisi ile herhangi
bir görüşmem olmadı, Anadolu Kültür ve Anadolu cem ile herhangi bir ilgim
olmadı, Helsinki Yurttaşlar derneği üyesi değilim, Taksim Platformu üyesi
değilim, ben yüksek lisansımı yurt dışında STK yönetimi üzerine yaptım, dönüşte
Bilgi Üniversitesinde çalıştım, kolaylaştırıcılık kılavuzu ile ilgili olarak
Milli Eğitim Bakanlığı'nın kılavuzunun ilk sayfasını okumak istiyorum,
kolaylaştırıcı diye geçen şey toplantının katılımcılarına karar vermez, çağrı
yapmaz, toplantının yürütülmesine modarötör olarak toplantıyı yürütür, ben bunu
Bilgi Üniversitesi ve çeşitli kuruluşlarda profosyonel olarak yaptım halen de
yapıyorum, benim bir kısım arkadaşımla kurup daha sonra kapattığım Diyalog ve
Uzlaşma Merkezi derneğini hükümetin yürüttüğü çözüm süreci ile ilgili olarak
kurdum çözüm süreci sona erince kapattım ama herhangi bir faaliyet yürütmedim,
Helsinki Yurttaşlar Derneği ile tek bir toplantı yaptık, bu toplantıda farklı
toplumsal guruplarda çözüm sürecini nasıl sürdürebiliriz diye konuştuk bu
toplantının Gezi eylemleri ile herhangi bir ilgisi yoktur, ayrıca bu derneğinde
üyesi değilim, Açık Toplum Vakfı ve Taksim Dayanışması ile bir ilişkim yoktur,
Garaj İstanbul toplantısı ile ilgili olarak burada kolaylaştırıcılık olarak
katkıda bulundum, bu toplantı temel olarak bütün bu iş doğasever barışçıl bir
hareketten böyle bir şiddetli harekete nasıl dönüştü onu konuşmak için
yapılmıştı, ben de bu yönde mesleki katkıda bulunmak üzere katıldım, çağrıcı
olmadım, düzenleyici olmadım, kararlar aldırmadım, kararlar almadım,
katılanların isimleri vardır, akademisyenlerdir, olan biteni anlamlandırmaya
yönelik katılımlardı, biten Gezi olaylarını yeniden canlandırmaya yönelik bir
görüşme yoktur, ben Gezi eylemlerine katılmadım, ben o dönemde Cihangir 'de
oturuyordum, evimin önünde bile gaz bombası atıldı, 3 yaşında küçük bir çocuğum
vardı, eylemlerin nereye gittiğini gözlemlemek zorundaydım, Aleviler ile ilgili
toplantıda alevi derneklerine yönelik derneklerin kendi yürüttüğü toplantılar
ile ilgili olarka Bilgi Üniversitesinden destek aldılar, bende burada
kolaylaştırıcı olarak görev aldım, bu toplantıların gezi ile alakası yoktur,
Avrupa Birliğinin finansmanı ile Alevi derneklerinin kendi yürüttüğü toplantılardı,
bende Bilgi Üniversitesinin görevlendirmesi ile kolaylaştırıcı olarak görev
aldım, çözüm sürecine katkı amacı ile sorunun şiddetten arındırılması amacı ile
şiddetsiz eylem sitesini satın aldım herhangi bir şey yayınlamadan bu siteyi
kapattım, şiddetsiz eylem sitesini tam tarihlerini hatırlamıyorum ama Gezi
olaylarından önce çözüm süreci ile ilgili olarak satın aldım, sonrasında
kapattım, dediğim gibi oradan bu konuya katkıda bulunmak gibi bir isteğim
vardı, herhangi bir şey yayınlamadan bu siteyi kapattım, bu dernek ve veb
sitesi çözüm sürecine etki etmek amacıyla giriştiğim şeylerdi, TÜSEV ile olarak
Türkiye'de vakıfların kurduğu vakıftır, bu vakıf içinde profosyonel olarak bir
araştırma yürüttüm, bu çalışmayı Yapı Kredi bankası desteklemişti, TÜSEV'e bir
araştırma yaptım, bunun da sonuçları yayınlandı, Şebeke diye geçen konu ile
ilgili Şebeke Avrupa birliği destekli İstanbul Bilgi Üniversitesinin yürüttüğü
gençlerinde katıldığı bir projedir, bu proje kapsamında ben bilgi
üniversitesine Türkiye Büyük Millet Meclisinin nasıl çalıştığına dair bir veb
sitesi hazırladım ve çalışmalar yaptım, son olarak Mark diye geçen şahısla
ilgili tapeler Mark Bernard Van Leer vakfının o zamanlar Türkiye Temsilcisidir,
bu vakıf Hollanda merkezli vakıftır, 0-6 yaş dönemi çocuklarla ilgili
çalışmalara teknik ve finansal destek sağlar, o dönem Beyoğlu belediyesinin
kurduğu kültür kenti vakfını destekliyordu, ben de vakfa profosyonel olarak
destek veriyordum, tapelerde geçen çeşitli konuşmalar, afiş vs. gibi şeyler ya
Boğaziçi Üniversitesinin yürüttüğü bir araştırma için, ya Ankara Üniversitesinin
yürüttüğü bir araştırma için ya da Beyoğlu Belediyesinin yürüttüğü araştırma
için yapılan konuşmalardır, Gezi hareketi ve Gezi eylemleri ile bir ilişkisi
yoktur, son olarak avukat arkadaşlar nasıl farklı davalara giriyorlar, ben de o
dönem farklı kuruluşlar için danışmanlık hizmetleri yapıyordum, bunların Gezi
ile alakası yoktur, Gezi ile ilgili olarak sadece Garaj İstanbul toplantısı
sayılabilir bu toplantıda bahsettiğim gibi nasıl derinleştirilmesi ile ilgili
bir toplantı değildir, anlaşılması için bir toplantıdır, şuanda halen Bernard
Van Leer vakfı için tam zamanlı olarak çalışıyorum, başka bir vakıfta
çalışmıyorum, bu vakıfla Sultanbeyli, Sarıyer, Beyoğlu, Maltepe belediyelerine
0-6 yaş dönemi çocuklarına yönelik çalışmalarda danışmanlık yapıyorum."
18.İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliği, sorgusunun ardından
başvurucunun Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini
yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.
Tutuklama kararının gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Şüpheli Yiğit Aksakoğlu'nun üzerine atılı Türkiye
Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye
Teşebbüs Etme suçunun niteliği, şüpheli hakkında yapılan iletişimin dinlenmesi
ve kayda alınması, fiziki takip tutanak ve tespitleri, bu tespitlerde gezi
olayları bittikten sonra gerçekleştirilen çeşitli toplantıların
organizasyonunda modaratör ve kolaylaştırıcı adı altında görev aldığı, her ne
kadar toplantıların içeriğine ulaşılamamış ve karanlıkta kalan yönleri olsa da
iletişimin tespiti tutanaklarında bu toplantıların geziden sonra tekrar sivil
itaatsizlik, şiddetsiz eylem adı altında yeniden çeşitli gösteri ve eylemlerin
yapılmasına yönelik bir takım eğitimler ve konuşmalar düzenlendiği kanaatine
ulaşıldığı, şüphelinin çeşitli şahıslarla bu toplantıların düzenlenmesinde
aktif olarak görev aldığı bu sebeplerle şüphelinin üzerine atılı suçu
işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin
bulunduğu, atılı suçun CMK 100/3 katalog suçlardan olması, atılı suçun yasada
öngörülen cezasının alt ve üst sınırı, bu aşamada adli kontrol hükümlerinin
uygulanmasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından CMK'nın 100 ve devamı
maddeleri uyarınca şüphelinin tutuklanmasına ... [karar verildi.]"
19. Başvurucu 20/11/2018 tarihinde tutuklama kararına
itiraz etmiştir. Başvurucu itiraz dilekçesinde, şiddetsiz eylemler yoluyla
Hükûmeti devirme suçunun oluşmasının mümkün olmadığını, FETÖ/PDY üyesi savcılarla
başlatılan usulsüz dinleme ve takiplerle delil üretildiğini, toplantıların Gezi
olaylarıyla ilgiliymiş gibi gösterilemeye çalışıldığını, Alevilere yönelik
toplantıların Gezi olayları ile ilgisinin olmadığını, Helsinki Yurttaşlar
Derneğinde gerçekleştirilen toplantının çözüm sürecine destek amaçlı
yapıldığını, Marc isimli şahsın, çalıştığı vakfın yöneticisi olduğunu, bu
kişiyle çocuklarla ilgili olan vakfın çalışmaları kapsamında görüştüklerini,
Garaj İstanbul toplantısına kolaylaştırıcı olarak katıldığını, bu toplantının
suç oluşturmadığını, Mehmet Osman Kavala'yı tanımadığını, Açık Toplum Vakfı ve
Anadolu Kültür A.Ş. ile bir bağının bulunmadığını, 5 yıllık bir soruşturmada
tüm deliller 2013 yılına ait iken neden tutuklama tedbirinin gerekli hâle geldiğinin
makul bir gerekçesinin sunulmadığını, tutuklanmasının hukuksuz ve ölçüsüz
olduğunu belirtmiştir.
20. İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği 29/11/2018 tarihinde
itirazın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
"İstanbul 6.Sulh Ceza Hâkimliği'nin 17/11/2018 tarih
ve 2018/844 Sorgu sayılı tutuklama kararının usul ve yasaya uygun olduğu,
kararın gerekçesine göre yerinde olduğu, kararda değişiklik yapılmasını
gerektirir herhangi bir neden bulunmadığı ve itirazın yerinde olmadığı
kanaatine varıldığından itirazın reddine, şüphelinin tutukluluk halinin
devamına ... [karar verildi.]"
21. Başvurucu 13/12/2018 tarihinde yapılacak tutukluluk
incelemesinde tahliye edilmesi için dilekçe sunmuştur. Başvurucu bu
dilekçesinde, ifade alma işlemi sırasında sorulan sorulardaki toplantıların
içeriklerinin Gezi olayları ile ilgisi olmadığına ilişkin belgeler ve uzman
mütalaası sunmuştur.
22. İstanbul 11. Sulh Ceza Hâkimliği dosya üzerinden
yaptığı incelemede 14/12/2018 tarihinde başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına
karar vermiştir.
23. 18/12/2018 tarihinde başvurucu hakkındaki soruşturma
2014/40852 sayılı soruşturmadan tefrik edilerek 2018/211876 sayılı soruşturma
dosyası üzerinden yürütülmüştür. Savcılık aynı tarihte 2018/211876 sayılı
soruşturmanın 2018/210299 sayılı soruşturma ile birleştirilmesine ve
soruşturmanın 2018/210299 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar vermiştir.
24. Başvurucu 21/12/2018 tarihinde tutukluluğun devamı
kararına itiraz etmiştir. İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliği 21/12/2018 tarihinde
itirazın reddine karar vermiştir.
25. Başvurucu 10/1/2019 tarihinde yapılacak tutukluluk
incelemesinde tahliye edilmesi talebinde bulunmuştur.
26. İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliği 11/1/2019 tarihinde
dosya üzerinden verdiği kararla başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar
vermiştir.
27. Başvurucu 21/1/2019 tarihinde bu karara itiraz
etmiştir. İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği 29/1/2019 tarihinde itirazın reddine
kesin olarak karar vermiştir.
28.Başvurucu 28/2/2019 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
29.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 19/2/2019 tarihli
iddianame ile başvurucu ve diğer on altı kişi hakkında aynı yer ağır ceza
mahkemesinde kamu davası açmıştır. İddianamede;
i.Gezi olaylarında Occupy Hareketi olarak bilinen
ve teorisyenliğini Gene Sharp’ın (pasif direniş teorisi ve yöntemleri üzerine
çalışan Amerikalı siyaset bilimci) yaptığı sivil başkaldırı yönteminin
kullanıldığı, söz konusu yöntemlerin OTPOR (Sırbistan’da 1998-2004 yılları
arasında faaliyet gösteren, dönemin lideri Slobodan Miloseviç’in devrilmesine
neden olan sokak hareketlerinin önemli bileşenlerinden bir gençlik hareketi) ve
CANVAS (Centre for Applied Nonviolent Action and Strategies/Şiddet İçermeyen
Eylem ve Stratejiler Uygulama Merkezi, eski OTPOR liderlerinden Slobodan
Djinoviç ve Srdja Popoviç tarafından 2004 yılında kurulan bir sivil toplum
örgütü) adı verilen gruplar tarafından Arap dünyasındaki kalkışma hareketleri
sırasında uygulandığı ileri sürülmüştür. George Soros’un Orta Doğu ve Baltık
ülkelerinde gerçekleşen ve özgürlükçü hareket olarak nitelenen halk hareketleri
kapsamında OTPOR/CANVAS’a finans desteği sağladığı belirtilmiştir. CANVAS’ın
aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkede faaliyet gösterdiği,
OTPOR/CANVAS denetiminde bir halk hareketi için Türkiye’de de nabız yoklandığı
iddia edilmiştir.
ii. Bu kapsamda 2012 yılı Aralık ayında Orta Doğu Teknik
Üniversitesinde başlayan öğrenci eylemleri sırasında Occupy/Turkey adlı
hareketin kurulduğu, bu hareketin sosyal medya faaliyetleri yürüttüğü iddia
edilmiştir. Occupy/Turkey’den önce 2011 yılında Ayaklan İstanbul/Occupy
İstanbul adıyla bir internet sayfası oluşturulduğu, bu harekete üye olan
kişilerce çeşitli aralıklarla eylemler düzenlendiği, Gezi eylemleri başlamadan
önce M.A.A. gibi bir kısım şüphelinin 2011 yılı içinde Taksim Gezi Parkı’nda
çekilmiş eylem video ve görüntülerinin bulunduğu, M.A.A.nın da yer aldığı bu
görüntülerde "Ayaklan İstanbul" ibaresinin olduğu, Gezi
Parkı’nda eylemde bulunma daveti yapıldığı, bu nedenle 2011 yılında gündem oluşturma
çabalarının başladığı ve 2013 yılındaki Gezi olaylarına uygun ortam
hazırlandığı ileri sürülmüştür. Gezi olayları sırasında da Occupy/Turkey
hareketinin etkili olduğu, özellikle sosyal medya üzerinden eylem çağrılarında
bulunduğu belirtilmiştir.
iii. Gezi olaylarında ön plana çıkan şahıslar ile
OTPOR/CANVAS eğitmenleri arasında irtibat olduğu ifade edilmiştir. Bu bağlamda
OTPOR yöneticilerden I.M.nin 18-21 Haziran 2012 tarihlerinde Türkiye’ye
geldikten sonra 7-15 Temmuz 2012 tarihlerinde Mısır’a gittiği, aynı tarihlerde
Gezi olaylarında ön planda bulunan M.A.A. ve birlikte hareket ettiği şahısların
da I.M.den halk ayaklanması ile ilgili eğitim almak üzere Mısır’da bulundukları
ileri sürülmüştür. Aynı zaman dilimi içinde başvurucunun da -yaklaşık yirmi beş
günlük süreçte- Gezi olaylarının koordine edilmesi maksadıyla Belçika, Almanya
ve ABD’ye gittiği vurgulanmıştır. Başvurucunun daha sonraki süreçte de Fransa,
Belçika, Ermenistan, Macaristan ve Fas’a gittiği iddia edilmiştir.
iv. İddianameye göre yurt dışı seyahatlerinden sonra
30/7/2012 tarihinde “Mi Minör” isimli bir tiyatro oyununun provalarına
başlanmıştır. Şüphelilerden H.M.A.nın yazdığı ve M.A.A.nın yönetmenliğini
yaptığı oyunda izleyici sosyal medya aracılığı ile temsilî ülkenin başkanına
karşı ayaklanmaya teşvik edilmektedir (Oyunda Pinima adlı bir ülke ve bu
ülkenin başında zalim bir diktatör bulunmaktadır. Diktatörün itici demokrasi
konuşmaları, tutuklamalar, adam öldürmeler, susturmalar, bağrışmalar halkın
canını sıkar ve halk başkana karşı ayaklanır. Bu esnada seyirciler tarafından
akıllı telefonlar aktif olarak kullanılır ve sosyal medyada izleyiciler başkan
aleyhine mesajlar yazarak isyan ederler.). Bu oyun ile Gezi olaylarının
provasının yapıldığı iddia edilmiştir.
v. Gene Sharp’ın belirlediği ve OTPOR/CANVAS hareketinin
uygulandığı 198 şiddetsiz protesto ve ikna yönteminin Gezi olayları sırasındaki
eylemlerle bire bir eşleştiği iddia edilmiştir. George Soros’un finanse ettiği
OTPOR’un da bu olaylarda ön planda yer aldığı, başvurucunun da George Soros’un
Türkiye’deki bağlantısı ve Açık Toplum Vakfı üzerinden para aktardığı kişi
olduğu ifade edilmiştir.
vi. 16 şüphelinin gevşek de olsa hiyerarşik ve iş
bölümüne dayanan bir ilişki içinde bulunduğu, Gezi eylemlerini toplumsal eylem
ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak
belirlediği ve bu doğrultuda çalıştığı ileri sürülmüştür. Profesyonel eylemci
yetiştirmek amacıyla gizli ve açık toplantılar düzenledikleri, eğitim
çalışmaları yürüttükleri, sosyal etkinlikler düzenledikleri, Avrupa
kurumlarında görev yapan kişilerle görüşerek Gezi eylemleri lehine kamuoyu
oluşturma çabasına giriştikleri iddia edilmiştir. Başvurucunun yöneticiliğini
yaptığı Açık Toplum Vakfının bu faaliyetlere finans desteği sağladığı belirtilmiştir.
vii. Başvurucunun İstanbul Bilgi Üniversitesinde Sivil
Toplum Kuruluşları (STK) Eğitim ve Araştırma biriminde çalıştığı, toplumsal
eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak
belirledikleri iddia edilen eylem biçimi olan sivil itaatsizlik üzerine
çalışmalarının bulunduğu ileri sürülmüştür.
viii. Başvurucunun H.H.G. (Sivil Toplum Geliştirme
Merkezi Derneği yöneticileri arasında iletişim koordinatörüdür.), Helsinki
Yurttaşlar Derneği ve İ.E.(H.H.G. ile aynı ofisi kullandığı ileri sürülmüş.)
ile irtibatlı olduğu belirtilmiştir.
ix. Başvurucu ile H.H.G. arasında 4/2/2013-30/6/2013
tarihleri arasında toplamda 42 adet, İ.E. ile arasında 22/11/2012-10/6/2013
tarihleri arasında toplamda 8 adet, Mehmet Osman Kavala ile arasında 3/12/2012
tarihinde toplamda 1 adet iletişim kaydının mevcut olduğu, bu suretle de
başvurucunun Gezi olayları başlamadan önce de diğer şüphelilerle irtibat
hâlinde bulunduğu ve faaliyetler yürüttüğü ileri sürülmüştür.
x. Mehmet Osman Kavala'nın talimatıyla H.H.G. ile
birlikte Gezi olaylarının derinleştirilip yaygınlaştırılması için Garaj
İstanbul, Anadolu Jam, Baraka gibi forumların yapılması, toplumsal eylem ve
kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak
belirledikleri eylem biçimi olan sivil itaatsizlik ve kolaylaştırıcılık eğitimi
verilmesi için yurt dışından eğitimci getirilmesi ve bu amaçla toplantılar
yapılması gibi birçok faaliyette görev aldığı iddia edilmiştir.
xi. H.H.G., başvurucu, F.T., A.G.nin Gezi parkı eylemlerini
derinleştirip yaygınlaştırmak amacıyla çeşitli çalışma grupları içinde yer
aldıkları, Gezi eylemleri süreci sonrasında oluşan toplumsal hareketliliği
kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilmek amacıyla İstanbul ve Türkiye
genelinde yapılmakta olan forumlara katıldıkları, bu forumların Taksim
Dayanışmasının çatısı altında daha derli toplu hâle getirilebilmesi için karar
alındığı, Forum Koordinasyon toplantıları yapıldığı, H.H.G.nin yaptığı
görüşmelerinde Gezi direnişi ile ilgili bir grup insanla sürekli toplantı
hâlinde olduklarını, organizasyonla uğraştıklarını, Mehmet Osman Kavala, T.T.
gibi şahıslarla bir çalışma grubu oluşturarak toplantılar yaptıklarını, bu
toplantılarda Gezi hareketinin nasıl daha derinleştirilip genişletilebileceği
ve Anadolu’da yaygınlaştırılacağını konuştuklarını aktararak "Gezi ile
ilgili hem kişisel hem örgütsel olarak yoğun çalışıyorum…" dediği,
çalışmalarla ilgili başvurucu ve H.H.G.nin Diyalog ve Uzlaşma Merkezi Derneğini
kurdukları, değişik tarihlerde toplantı ve forumlar düzenledikleri, yapılacak
son toplantının 27/6/2013 tarihinde olacağından bahsettikleri, toplantı için
Mehmet Osman Kavala'nın sahibi olduğu Cezayir Restoran veya Garaj İstanbul
isimli işyerlerinin isminin konuşulduğu ancak toplantının Garaj İstanbul'da
yapılmasının kararlaştırıldığı ve 27/6/2013 günü 18-21 saatleri arasında
H.H.G., başvurucu, F.T., A.G. organizesinde 31 kişinin katılımı ile toplantının
gerçekleştirildiği belirtilmiştir.
xii. İddianamede H.H.G., F.T. ve başvurucunun birlikte
hareket ederek birçok çalışmayı organize ettikleri, toplumsal eylem ve kaosa
dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri
eylem biçimi olan şiddetsiz eylem konusu ile ilgili eğitimler
verdikleri, başvurucunun "siddetsizeylem.org" internet
sitesinin sahibi olduğu belirtilmiştir. Bu eylem biçimleri ile ilgili yurt
dışından gelen bazı eğitmenlerden "büyük grup kolaylaştırıcılığı ve
konsensüs eğitimi" adı altında eğitim aldıkları, bu amaçla
başvurucunun Çukurcuma'da bulunan ofisinde 26/6/2013 günü saat 19.00'da
başvurucu, H.H.G., F.T., A.G. ile birlikte yaklaşık on sekiz (18) kişinin
katılımı ile şiddetsiz eylemler ile ilgili eğitim verildiği belirtilmiştir. Bu
kapsamdaki telefon görüşmeleri özetle şöyledir:
- 26/6/2013 tarihli görüşme:
[H.H.G.] Saat 7’de Çukurcuma’da bir grup insan büyük
grup kolaylaştırıcılığı ve konsensüs üzerine bir eğitim alacağız yurt dışından
bir kolaylaştırıcı gelmiş .. F. dedi ki E. de gelsin Anadolu Jam’den yatırım
olur ileriki dönem için.
- 26/6/2013 tarihinde H.H.G. ile A.G. arasında yapılan
görüşme:
[H.H.G.] Peki akşam ne yapacaksın?
[A.G.] Belli değil yani burda kalma ihtimalim var
hayırdır.
[H.H.G.] Ya Yiğit bahsediyordu ya bu yurtdışından
konsensüs şiddetsiz eylemle ilgili falan bir eğitmen gelecek toplantı yapacak
diye. Onlar o toplantı yapmışlar bir tane kolaylaştırıcı eğitimi yapalım
diyorlar bu akşam büyük grup kolaylaştırıcılığı ve konsensüs saat 7’de
Çukurcuma’daki ofisite F. geliyor E. geliyor.
[A.G.] Çok güzel. Ben arayım sizi o zaman çünkü daha
yeni baya uzak burası daha yeni geldim giremedim bile eve girmeye çalışıyorum
yani.
[H.H.G.] Saat 7’de
[A.G.] Tamam ben sana haber veririm o zaman son
durumu.
- 26/6/2013 tarihinde F.T. ile H.H.G. ve başvurucu
arasında yapılan görüşme:
[F.T.] Forumlardan var mı insan bu akşama
gelebilecek?
[H.H.G.] Hangi forumlardan?
[F.T.] Mahalle forumlarından.
[H.H.G.] Buradaki insanların bir kısmı mahalle
forumlarına gidiyorlar zaten forumlardan insan dediğin onları organize eden
falan gibi.
[F.T.] Yani evet böyle her forumdan birkaç kişi var
çünkü yani öne çıkmış ya da baya emek veren.
[H.H.G.] Yiğit bence gerek yok diyor çünkü buradaki
ekip zaten ne biliyim F. var mesela.
[F.T.] Anladım bi yani aklıma gelen isimler var ama
hani eğer müsaitse.
[H.H.G.] Dur vereyim ben Yiğit’i.
[Başvurucu] Hani şey insanları dahil etmek gibi bir
derdim var bir yandan da sayıyı makul ve kullanışlı birşeyde tutmak gibi de bir
derdim var.
[F.T.] Bir iki isim daha geliyor H.H.G. ile
konuştuklarımız haricinde yani eğer çok sıkışıklık yaratmayacaksa.
[Başvurucu] Bir iki isim hiç sorun değil ama hani
böyle forumlara çağrı ırdan işte ne biliyim böyle … bir iki isim he ya isim
üzerinden gidelim olur öyle tamam.
[F.T.] Tamam L. diye bir arkadaşım var yaz okulu
fikrini birlikte konuştuğumuz insan o da kolaylaştırıcı onu önerecektim sonra
S.E. var bizim yine şey hareketlerimizden yani Permakültür falan.
[Başvurucu] Tabi tabi direkt çağır ben şimdi e mail
atacağım davet gibi yani böyle ne olduğunu anlatan.
xiii. Başvurucunun toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek
istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri iddia edilen
eylem biçimlerinin tüm ülke çapına yayılması amacıyla özellikle Alevi kökenli
vatandaşlara da bueylem biçimlerinin eğitimini verdiği ileri sürülmüştür. Bu
kapsamda başvurucu ve beraberindeki bazı şahıslar tarafından 13-14/7/2013
tarihlerinde Taksim'de bir otelde yaklaşık 20 kişilik bir gruba eğitim
verildiği belirtilmiştir. Bunların yanı sıra başvurucunun Süryaniler ve Rumlar
gibi bazı gayrimüslim vatandaşları da bu tür eğitimlerden geçirmeye çalıştığı,
konuyla ilgili H.H.G., Z.M., N.E.,M.F.B., B.K.ile de görüşmeler yaptığı iddia
edilmiştir.
-30/6/2013 tarihinde başvurucu ile B.K. arasında yapılan
görüşme şöyledir:
[B.K.] Eğitim iyiydi genel olarak iyi geçtiğini
söyleyebilirim gayet güzel geçti yöntem şu bu ta ki son 15-20 dakikaya kadar.
[Başvurucu] Gerçekten ne oldu?
[B.K.] Çok sakindim hiç ihtilaf yaşamadık bilmem ne
şu bu ondan sonracığıma Uğur’un araçlarını kullandım güzel çalıştılar üzerine
konuştuk hazırlığımı yaptım metinler okudum yasal çerçeve zart zurt ondan sonra
herşey iyi gidiyordu din ve inanç özgürlüğü sizce ne diye sordum hani neden
bahsediyoruz neyi talep ediyorsunuz diye işte ibadethane işte başka derdiniz
yok mu hani başka talebiniz yok mu ibadethane iyi peki tamam hani siz
dillendirmiyorsanız ben hani kendi okuduğum yerden bildiğim yerden birşeyler
söyleyeyim gibi bir yere girdim ve ondan sonra pişman oldum yani çünkü oraya
girmeden daha bir takım insanlar işte siz biliyor musunuz ne kadar biliyorsunuz
ya işte Alevi cemaatini işte siz Alevi misiniz böyle hani anlata ... bu
dertleri biz yaşıyoruz mağdur olan biziz hep böyle mağdurluk şeyinden yerinden
ama bunlar bir iki kişi ama yetiyor yani sinirlerini bozmaya tam böyle çekmeye
çalışıyorsun onlar işte başka bir şey diyor diyorum ki hani burada sadece
azınlıklar yok Rumlar var Süryaniler var başka cemaatler var onlar sizin gibi
din adamı yetiştiremiyor işte hani böyle bir okula ruhban okuluna ihtiyaçları
var filan hani bu bir ihtiyaç pedagojik olarak yanlış biz Eğitimsen olarak işte
din eğitmesi yahu pedagojik olarak yanlış olması başka bir şey talep olarak
gelmesi bunun ve bunu sosyal devlet olarak karşılanması başka bir şey
yasaklansın filan yani yasaklanınca ne farkı kalıyor bi şey cemevinin
yasaklanmasından Kur'an kursunun yani niye yasaklıyoruz arkadaş filan derken
böyle bir sesler yükselince tamam dedim hani benim daha başka söyleyecek
birşeyim yok … İyi oldu ve sadece hani daha böyle bireysel bir yerden konuştuk
hani kendimize bakalım edelim ikinci eğitimde daha böyle örgütlülük üzerinden
katılım üzerinden sivil toplum üzerinden konuşacağız deyip oralara hiç
girmedim.
[Başvurucu] Güzel çok güzel
[B.K.] E. hoca birara yurttaşlık birşeyler konuştu E.
hocanın şeyi de iyiydi konuşması da iyiydi gayet tatlı tatlı bir eğitim
geçirdik son böyle bir sürtüşme oldu ama no problem o da nazarlık artık diyelim
böyle özetleyebilirim sana.
[Başvurucu] Tamam çok sevindim bunlar çok iyi
haberler yaptığımız kurgular artık yapmamız gerekmiyor oluyor bunlar çok iyi
haberler yani … iyi çok sevindim çok iyi olmuş biz de şeyde ne derler ona ya
çok acayip şeyler oldu güzel bağlantılar oldu onu söyleyeyim böyle central
fordimanti ..dais diye bir yer varmış Cenevrede o herif çok ilgi gösterdi.
Katılmış yani yapılacak şeyler var diyor orda bizim Fıratlar muhtar murat falan
vardı onlarla hem görüştüm hem denk getirdim gençlik bahçesinde çay içtik falan
başındaki adamla bu sabah konuştum o da hani elimizden geleni yapalım falan
birşeyler söyledi o da neyse yani konuşşun falan filan diye böyle ondan sonra
yani çok çok acayip bağlantılar oldu çok iyi şeyler oldu güzel oldu yani hani
çok para eder bir şey değildi ama iyi oldu.
[B.K.] Evet herkes zaten o yüzden gitti muhtemelen
şüreka ordaydı gibi hissetim Twiterda ben.
[Başvurucu] Şey bir ortamdı yani güzel bir ortamdı
ondan sonra.
[B.K.] Dün burası da çok güzel yani Taksim de harika
bir ortamdı çünkü hani bir saniye bekle hem Kürtçe sloganlar vardı hem de Türk
bayrakları falan böyle inanılmaz bir kalabalık böyle tüyler ürperticiydi çok
mutlu oldum filan.
[Başvurucu] Orda hep bunu söyledik yani toplantıda
falan bunlar hatta ben söz aldım söyledim yani şimdi … diye slogan atılıyor
Beşiktaş’ta Kadıköy’de yani Gezi ruhunu küçümsemeyin falan gibi şeyler söyledim
yani.
[B.K.] İyi demişsin ve öylede olduğunu göstermek için
iyi oldu gerçekten.
[Başvurucu] Aynen aynen hadi görüşürüz.
- 8/7/2013 tarihinde H.H.G ile başvurucu arasındaki
görüşme şöyledir:
[Başvurucu] Bu hafta sonu İstanbul’da olmak gibi bir
ihtimalin yok değil mi?
[H.H.G.] Hayır 12 Temmuz'daki toplantı için mi
diyorsun?
[Başvurucu] Hayır 13-14 ünde Alevilere eğitim
yapacağız ücretli mücretli iş yani onun için ilgilenirsen gel diyeceğim.
[H.H.G.] Bakayım dönecek gibi olursam şey yaparım.
[Başvurucu] Yok öyle değil uğun söylemen lazım ki ben
de ikinci eğitmen ayarlayacağım yani ya sen olacaksın ya da başkasını
ayarlayacağım yani şey değil … olarak öyle not almaya falan değil.
[H.H.G.] Bayağı da iyi bir fırsatmış ya ben Alevi
olduğu için şey yaptım.
[Başvurucu] Yaa yaa kim Alevi?
[H.H.G.] Niye böyle zorluyorsun insanları?
[Başvurucu] Neyi zorluyorum.
[H.H.G.] Ya şu anda arada kaldım işte tatili yarıda
bırakıp gelmek.
[Başvurucu] Biliyorum hadi 15 dakika o zaman bir
sigara içeyim sen bir düşün ondan sonra sen cevap ver bana.
[H.H.G.] Tamam mı?
- 8/7/2013 tarihinde başvurucu ile N.E. arasında yapılan
görüşme şöyledir:
[N.E.] Ben seni şey için arayacaktım ne oldu bu
eğitimler ne bitti nasıl bir süreç işliyor ne oluyor ne bitiyor diye sana genel
anlamda hem bir durum değerlendirme hem gelecek projeksiyonu sormak için
aramıştım.
[Başvurucu] Eğitimler dediğin Alevilere yaptığımız mı
tamam ben de onun için aradım. Gerçekten olaylar tesadüfler vesaire şimdi bu
hafta sonu tekrar 13-14ünde tekrar eğitim yapıyoruz devam eğitimi yani aynı
gruba bu sefer başka konu yapacağız dolayısı ile müsait misin?
[N.E.] Haftaya müsaitim ama bu hafta değilim.
[Başvurucu] Anladım haftaya alamıyoruz onlar da bu
hafta yapacaklar işte sonra Eylül'e falan kalacak süreç şöyle biz bu eğitimleri
aynı şekilde yani iki artı iki gün olarak dört şehirde daha yapacağız. Ankara
İzmir Dersim Mersin dolayısıyla hani ama Eylül’de başlayacağız ondan sonra
tarihlere göre hani işte senin B.nin benim ve şimdi bir üçüncü dördüncü kişiyi
de dahil edeceğimiz daha geniş bir ekiple onları paylaş belki paralel eğitimler
yaparız yani aynı hafta sonu başka şehir eğitim olur falan hep aynı içerikleri
tekrar edeceğiz olay budur genel olarak mevzu bu ama Eylül'de başlayacağız …
senin geldiğin görüştüğümüz ofiste derneği kurduk orada çalışmaya başladık
ilgilenirsen onun da yazışmalarına seni dahil edeyim orada da hem işye Kürt
sorununa çözümüne sivil toplum katkısı üzerine işler hem de şiddetsiz eylem
yöntemlerinin teşvik edilmesi yaygınlaştırılması ile ilgili işler yapmaya
çalışacağız burada yani o dernekte gelir yok dolayısıyla herkes gönüllü
çalışıyor hani iş olarak değil ama gönüllü olarak orada bir şeyler yapmak
istersen de orada öyle bir alan var onu da söyleyeyim.
- 8/7/2013 tarihinde başvurucu ile F.B. arasında yapılan
görüşme şöyledir:
[Başvurucu] Bilgi Üniversitesi ile beraber Alevi
Kültür Derneklerine bir eğitim yapıyoruz din ve vicdan özgürlüğü işte
ayrımcılık savunuculuk sivil toplum örgütleri vesaire ile ilgili bunun ilkinin
iki hafta önce hafta sonu yaptık ikincisini yapacağız yine aynı ekibe fakat
arkadaşlar diyorlar ki başka cemaatlerden de arkadaşlar olsa hani hem bir
iletişim alanı olur hem işte aynı konulara benzer yerlerden bakmaya başlarız
falan filan gibi sen de Agos’ta çalışıyorum demiştin acaba Ermeni cemaatinden
böyle bir iki genç arkadaş hani bu konularla ilgilenen eğitime yönlendirmek
mümkün olur mu diye seni arayayım dedim nedir durumun.
[F.B.] İyi yapmışsın şimdi şöyle söyleyeyim bunlar
katılanlar genelde gençler mi katılıyor?
[Başvurucu] Ya biz öyle tercih ettik ama işte hani
çok genç olamadı hepsi ben katılamadın o eğitime hepsi çok genç olamadı ama
gençlerde vardı dolayısıyla tercihen genç ve kadınları hani öncelik verelim
diyoruz zaten bir iki kişi ama hani zaten dernekçi olan bu işlerle ilgilenen falan
birileri varsa işte erkek veya orta yaş ve üzeri onları da kabul ederiz yani ne
yapalım ama dediğimi gibi bir iki kişi zaten durum budur. Ben bir çağrı da
gönderirim sana hani şey resmi bir davetiye derneğin hazırladığı sende onunla
davet edebilirsin eğer istersen.
[F.B.] Anladım anladım benim aklıma hep Agos’un bu
hafta sonu internet sitesine organize ediyorlar şapgir diye bir şey var bu
gezide de hani Twitter falan şeyi kurmuşlardı orada T.N. var Anadolu Kültür’de
çalışıyor hani orda onun olması daha iyi şimdi mesela direk Agos’tan olacağına
sonuçta gazeteci yani.
[F.B.] Mesela o biraz daha bir şeyiyle sivil toplum
Anadolu Kültür'den ona ulaşabilirsin ya da ben sana telefonunu atarım sen bana
hani o duyuruyu da istersen gönder.
[Başvurucu] Tamam ben sana şimdi davetiyeyi
gönderiyorum sen tamar’ın da telefon yada mailini gönderirsen daha kolay
ulaşırım hafta sonu olduğu için çok da vakit yok hani bir an evvel direk
bağlantı kurayım tamam.
[F.B.] Tamam haberleşiriz.
- 9/7/2013 tarihinde başvurucu ile Z.M. arasında yapılan
görüşme şöyledir:
[Başvurucu] Bu şey Bilgi Üniversitesine bu Alevi
Kültür Dernekleri Federasyonuna geliyorlar. İşte biz bir proje aldık bunun
eğitimlerini beraber yapalım diyorlarA. hoca da buluyor işte bunları nasıl
yaparız falan filan biz onlara proje metnine uygun ama hani bizce daha doğru
bir eğitim modeli işte içeriği önerdik onların derdi din ve vicdan özgürlüğü
üzerine yoğunlaşmak biz de dedik hani bu tek başına bir işe yaramıyor yaramaz
hani işte ayrımcılığa bakmamız lazım ondan sonra ya da onunla beraber din ve
vicdan ondan sonra işet ve sivil toplum gibi de hani böyle biraz bireysel
dersler biraz da kurumsal kapasite gelişimine katkıda bulunacak bir eğitim
programı önerdik bu eğitim beş şehirde yapılacak ilki İstanbul’da oluyor
29-30'unda birinci ve ikinci gün yapıldı. Hem din özgürlüğü hem ayrımcılık
üzerine yaklaşık galiba ya on beş ya on sekiz kişi vardı genelde Alevilerden
oluşan bir ekipti bunlar ben katılamadım B. ile N. diye başka bir arkadaşımız
yaptılar.
xiv. Başvurucunun bir telefon konuşmasında OTPOR’un
lideri İvan Maroviç'in Türkiye’ye getirilmesinden bahsettiği ileri sürülmüştür.
Başvurucunun bu suretle kalkışmanın yeniden alevlendirilmesi, genişletilmesi ve
toplumun geniş kitlelerinin katılımının sağlanması gayreti içinde olduğu, bu
kapsamda yurt dışı bağlantılarını da devreye sokmaya çalıştığı iddia
edilmiştir.
- 31/7/2013 tarihinde başvurucu ile H.K.Ö. arasında
yapılan görüşme şu şekildedir:
[H.K.Ö.] Bizim bu o şey vardı ya Nonviolence dersini
veren Yörgen hani ... Hasta ... Nonviolence (şiddet karşıtlığı) dersimize
gelemeyecek herhâlde … onun için senden şeyi rica edecektim bu Nonviolence
dersini verecek bize böyle bir iyi bir isim verebilir misin?
[Başvurucu] İvan Maroviç'i getirebiliriz o ağustos
sonunda zaten gelecek gibi görünüyor şimdi ee bu otpor hareketinden…bu işi
profesyonel olarak yapıyor yani orada ... ama tabibiliyorsunuz OTPOR ismi şey
olarak geçti bu Gezi olaylarına hani onlar düzenlediler CIA miaey falan filan diye
geçti ismi yani bilmiyorum duydunuz mu denk geldiniz mi öyle bir tarafı var.
xv. Başvurucunun H.H.G. ile Diyalog ve Uzlaşma Derneğini
kurduğu belirtilmiştir. Başvurucunun bir telefon görüşmesinde "dört beş
tane toplantı yapıldı böyle işte hani ne bileyim sanatçılar gazeteciler
vesairenin olduğu 40-50 kişilik toplantılar onlarda da işte kolaylaştırıcılık
yaptım ne bileyim toplantı çağırıcılığı yaptık sanatçıları topladık bizim
ofiste hani Gezide iş yapmış sanatçıları falan filan böyle ufak tefek girişimler
de oldu zaten sonrasında da bir şey kurduk dernek kurduk Diyalogcu Uzlaşma
Merkezi diye işte … Hem Kürt sorununun çözümüne hani sivil toplum katkısı gibi
bir şeyler konuşalım üretelim istedik hem de bu Park sırasındaki olaylarda
ortaya çıkan şiddetsiz eylem biçimlerini böyle daha geliştirmek yaygınlaştırmak
falan istiyoruz ondan sonra hani bu böyle bir senedir gündemimizde vardı da bir
kaç arkadaş hani Parktan sonra artık ya Allah dedik biz de onun gazıyla derneği
falan kurduk işte …" diyerek Derneğin kuruluş amacını anlattığı ileri
sürülmüştür.
xvi. Başvurucunun Gezi kalkışmasında eylem biçimi olan
sivil itaatsizlik ile ilgili belge toplayarak bu konuda kitap hazırlamaya
çalıştığı, maddi kaynak arayışıyla ilgili olarak yaptığı bir telefon
görüşmesinde "Michael’dan falan hani şeyden Amerika’dan para
geliverirse cart diye onu nasıl geçireceğiz hesap açmamız lazım hani bir
ton" diyerek Amerika’dan gelecek olan 25.000 dolar para yardımının
kendi hesabına yatmaması, başka hesap açılması, yoksa başının belaya gireceği
şeklinde konuşmaların yer aldığı, bu paranın yeni kurdukları Diyalog ve Uzlaşma
Merkezi Derneği hesabına yatması konusunda konuştukları, H.H.G., F.T. ile
yapılan çalışmalarda da Diyalog ve Uzlaşma Merkezi Derneğinin adının geçtiği
belirtilmiştir. Bu kapsamda yapılan telefon görüşmeleri şöyledir:
- 17/7/2013 tarihinde başvurucu ile H.Ö. arasında yapılan
görüşme:
[Başvurucu] Şimdi şöyle oldu adamın adı Michael bizim
şeydeki Washington'daki adamımızın adı Michael mail attı ve işte bu akşam
görüşmeye gidiyorum bir an evvel bana bir bütçe gönder dedi işte timeline için
dur bakayım kaç para istedim yani yapılabilir bir para istedim ama dur şimdi
tam söyleyeyim sana açıyorum 25 bin dolar istedim. Bir dakika toplamda çeviri
ve şey için 25 istedim yani kitap için yani birkaç kitap çeviririz bir de işte
şey yaparız kendimiz hazırlarız gibi dolayısıyla ama henüz buna yanıt gelmedi
gelince şey yapacağız ama buna bir an evvel başlamak iyi olabilir yani istersen
işte Burcu ya sana falan bir mail atayım şey yapmaya başlayalım hani paylaşmaya
başlayalım hani yazmaya başlayalım.
[H.Ö.] Tamam yani biz buna bir proje metni
yazmıyoruz.
[Başvurucu] Hayır şu anda yazmıyoruz.
[H.Ö.] Ha süper tamam.
[Başvurucu] Yani bir çıkaralım ama işte yani pazar
aramaya giderken hiç olmazsa böyle bir şey yapacağız diye arayabiliriz yani
büyük kısmını zaten parasız yapacağız aslında hani olur da para bulursak o
zaman telif alırız falan filan anlatabildim mi hani yazdığımız için.
[H.Ö.] Tamam ha zaten öyle yapacaktık başta zaten.
[Başvurucu] Evet evet aynen öyle.
[H.Ö.] Para şey olur yani.
[Başvurucu] Evet olursa bonus olur olmazsa zaten çok
ilginç şey olur onun için bence mailleşmeye başlayalım derim ben senin aklında
birşeyler varsa istersen oradan başla hani sen yaz başla hani şöyle birşeyler
var benim aklımda diye beni çok.
[H.Ö.] Tamam okey ben baya bir şey çıkarttım bile
yani hani şey.
[H.Ö.] Ya ilgimizi çektiği için okumaya falan
başladım birkaç öyle.
…
[Başvurucu] Evet yani böyle tanıklıklar toplasak falan
çok güzel olmaz mı yani hani bazıları yazılı olur da.
[H.Ö.] Evet evet ya video çekilebilir falan şeyin
S.nin dediği hikaye için.
[Başvurucu] Tamam sen onu o zaman elindekini bir
toparlayıp postalarsan biz onun üzerine yazmaya konuşmaya başlayalım defterleri
de yeni verdim yani işte tüzüğü almaya gittiğimde defter de alınacakmış onları
aldım hızlıca verdim onaylanmış gidip almam gerekiyor ama sonra ne yapacağımızı
bilmiyorum özellikle bu michaelden falan şeyden Amerika’dan para geliverirse
cart diye onu nasıl geçireceğiz hesap açmamız lazım hani bir ton işte
bürokratik işi var ve ben onların hiçbirini bilmiyorum onları nasıl yapacağız
ne yapacağız eğer yol gösterirsen harika olur bildiğin kadarıyla.
[H.Ö.] Okey yani şey hesap açalım bir an önce senin
üzerinden çıksın şu.
[Başvurucu] Tamam.
[H.Ö.] Çünkü senin başın belaya girecek yani.
[Başvurucu] Tabi çünkü benim hesabıma yatacak ondan
sonra ben oradan şey yapmak zorunda kalacağım yani bağış yapmak zorunda
kalacağım.
[H.Ö.] Aynen öyle bir an önce bir hesap aç.
[Başvurucu] Tamam.
[H.Ö.] Michael falan da o hesabı söyle yani biz şöyle
bir şey var yani ceza gelmemesi için yapacağımız en önemli şey yurtdışı yardım
bildirme meselesi bizim o bankaya yani derneklere de bildirdiğimiz hesabımıza
para girdikten sonra bir kuruşunu dahi harcamadan önce bildirim yapmamız
gerekiyor yapmadığımız her bildirim için yönetim kurulu başkanına400 mü 700
lira mı ne ceza geliyor o yüzden hani ona yani şimdi başka iş yapmadığınız için
onu düşünüyorum vergi dairesi geldi mi ofise.
[Başvurucu]Yok.
[H.Ö.] Peki vergi numarası aldın mı?
[Başvurucu] Yok nereden alacağız.
[H.Ö.] Tamam onları falan yapmak gerekiyor.
xvii. Yine bir telefon görüşmesine dayanılarak
başvurucunun kurduğu dernekle ilgili yaptığı faaliyetlerden bahsettiği belirtilmiştir.
İddianamenin bir başka bölümünde bu görüşme ile ilgili Gene Sharp yöntemleri
olarak bilinen ve olaylarda simge hâline getirilen duran adam, yeryüzü
iftarları, piyano çalan adam, kırmızılı kadın vb. birtakım faaliyetlerde
bulunulduğu ileri sürülmüştür.
- 31/7/2013 tarihinde A.Ö. ve N. ile başvurucu arasındaki
görüşme şöyledir:
[Başvurucu] A. ofise geldi mi bilmiyorum ama ofisimiz
bayağı böyle dershane gibi aslında her yerde işte panolar yazılacak yerler işte
kara tahtalar bilmem neler falan açık alanlar var dolayısıyla işte hemen yine
sonbaharda bir yani kürtçe derslerine başlayalım biraz dilde öğrenelim falan
gibi böyle kendi içimizden gelen ufak tefek talepler var falan bu birinci ayak
ikinci ayak ta asıl varoluş ve kurulma sebebimiz yani bize ilk böyle bir yer
kursanıza diyen uluslararası bir derneğin aslında şeyi ön ayak olmasıyla oluştu
o da şiddetsiz eylem şiddetsizlik üzerine ... şiddetsiz eylem işte bütün bu
duran adamlar işte ne bileyim piyano çalan adam efendim başka ne olabilir
yeryüzü iftarları falan hani bir siyasi bir kamusal alanda yapılan her türlü
siyasi aktivite aslında ama şiddet içermeyen yani taş atmadan direnmek aslında
bir nevi şiddetsiz eylem biçimi ve biz bunları yaygınlaştırmak istiyoruz bunun
dünyada çok sağlam şeyi var literatürü var örnekleri var bununla ilgili de
yine.
[A.Ö. ve N.] Yiğit birşey soracağız … şimdi şiddetsiz
eylem diye bir site var zaten ve siz orayı güncelliyorsunuz.
[Başvurucu] Onu işte daha güncel ...
[A.Ö. ve N.] Bağlayacak mısınız birbirine öyle bir
şey mi?
[Başvurucu] Tabi tabi yani o şiddetsizeylem.org bizim
ilk ürünümüz aslında bir yandan hani piyasa diliyle konuşmak gerekirse çünkü
bir şeyi yaygınlaştırmak için hani ne olduğunu anlatmak gerekiyor ya ki benzer
bir site daha varmış gerçi de hani onları belki konuştururuz birbiriyle
görüştürürüz bir iki site benzer şekilde bu eylem türlerinin bir kere temel
metinleri Türkçe'ye çevireceğiz ondan sonra Türkiye'de şiddetsiz eylemin
tarihçesiyle ilgili bir çalışma yapıp hani böyle ne derler orjinal bir metin
üreteceğiz işte Türkiye bugüne kadar işte Cumartesi Anneleri de bir şiddetsiz
eylem biçimi aslında bütün Gezi direnişinde taş atılmayan kısım molotof
atılmayan kısımları şiddetsiz eylem ... falan filan hani Türkiye'de bunu
tarihçesini yazacağız ki hani bakın biz CIA'den OTPOR'dan oradan buradan bir
şey ithal etmiyoruz bunun yerlisi yapılmışı var şimdi bunu biz.
xviii. Başvurucunun Mark isimli şahısla irtibatlı olduğu
diğer telefon görüşmelerinde de bu şahıs ile irtibatlandırılan projelerle
ilgili para yardımı ve kaynak konusu geçtiği ileri sürülmüştür. Bu konudaki
telefon görüşmeleri şöyledir:
- Başvurucu ile G. arasında yapılan görüşme şu
şekildedir:
[Başvurucu] Ben de iyiyim sağol akşam görüşüyoruz
değil mi?
[G.] Tabi tabi görüşüyoruz bir problem yok.
[Başvurucu] İyi çok iyi tamam,… bir şey diyeceğim
yedisi haftası 7 Ekim haftası Mark burada olacak şimdi sizi şey ile Konda ile
beraber görelim hani hep beraber oturup konuşalım istiyoruz.
[G.] Tamam bugün planlama yaparız beraber ben ona
göre programımı ayarlarım benim için sorun yok yani ... istediklerinizi de
ayarlarım.
[Başvurucu] E. de geliyor mu?
[G.] Z. gelecek
[Başvurucu] Hı Z. gelecek peki sen bana.
[G.] Ona göre Konda ile konuş.
[Başvurucu] Bir tarih söyleyebilir misin yani bugün toplantıda
karışıklık olmasın diye diyorum … yedisi hariç sekizi dokuzu ve on biri müsait
şimdilik.
[G.] Sekiz dokuz on biri müsait benim saha çalışmam
var mı o tarihte 6sında ne varmış bir saniye 6-7 olmadığına göre sanıyorum o
Cuma olabilir ya on biri.
[Başvurucu] On biri Cuma tamam ben bir bakayım.
[G.] On biri olabilir ama ben akşama kadar bir daha
bir şey yaparım bakarım hani bir değişiklik varsa söylerim çünkü ... şimdi
araya çıktı ben daha yemeğe çıkmadım asıl programımı o biliyor yani Y. olmasa hakikaten
öldüm(gülüyor) o yüzden bir sorayım ona da toplantı bir şey var mı diye on biri
olur gibi görünüyor şuan.
[Başvurucu] Tamam hı hı tamam ben şimdi E. ile de
konuşmaya çalışacağım ondan sonra ona da uyuyorsa onbirinde görüşürüz tamam.
- 19/9/2013 tarihinde başvurucu H.A. arasında yapılan
görüşme şöyledir:
[Başvurucu] abi işte Mark gelecek bir yandan onun
hazırlıkları bir yandan bu işte şeylerin Bürge’lerin falan da yürüttüğü bu saha
araştırmasının sonuçlarını önümüzdeki sene duyuracağız ama şimdiden
hazırlıklara başlamak lazım ... var falan bir de dediğim gibi yani rahat rahat
çalışmaya alışmıştık şimdi her şey üst üste geldi falan haftaya işte Genç
hayatın bir konferansı var orada da danışmanlık yapıyorum falan hepsi bir arada
yani çok iş var.
[H.A.] Hı Genç Hayat şu şey şiddet şiddet ile ilgili
olan,…,Ona bizden bana birisini istediler bende birisini önerdim yurt dışından
ama o geliyor mu gelmiyor mu haberim yok yani.
[Başvurucu] Yani dur bakalım peki bir şey diyeceğim …
Sen onunla ilgileniyor musun yani o gün buraya gelme ihtimalin olur mu?
[H.A.] Ya açıkçası şöyle çok böyle hani ilgimi çek
çekiyor desem yalan olur.
[Başvurucu] İyi o zaman tamam.
[H.A.] Bi.. yani bir de bu ara hani biraz fazla gidip
geliyorum şeye.
[Başvurucu] İstanbul’a değil mi?
[H.A.] Ya İstanbul değil sadece şey de öyle yani bu
işte Ankara var gene bayram dan önce bir kere sonra yine iki üç defa bu Adalet
Bakanlığına bir eğitim yapıyoruz biz 2 senedir... Unicef’le beraber,… şimdi onu
onun yani çok kulis yaptım Pendik’deki Green Park da yapalım bütün eğitimleri
diye inşallah öyle olacak.
[Başvurucu] Hadi bakalım.
[H.A.] Ama olmazsa yine şey başlayacak dolayısı ile
Genç Hayatınkini es geçeceğim.
[Başvurucu] Hı oku Eyvallah Eyvallah.
[H.A.] Veya bu hafta sonu çok güzel bir şey var o
geldi duyurdu mu bilmiyorum,…,Bu toplumsal dayanışma için psikologlar güzel bir
çalıştay yapıyorlar bu gezi direnişi sonrası falan işte politik psikoloji falan
gibi bir şey.
[Başvurucu] Gördüm de gidemeyeceğim herhalde ben de
Azizelerin şeyi var bir eğitimi var Büyükada’da bu ÇAÇA'cıların işte Dersim’den
Diyarbakır’dan falan çocuklarla çalışan örgütlerden gençleri topluyorlar hani o
çocuklarla çalışan gençleri,… onlarla böyle birazcık işte ha savunuculuk
ayrımcılık falan öyle şeyler konuşacağız bu hafta sonu,…Onun için Büyükada’ya
gideceğim herhalde gelemem yani o şeye ilginç olurdu ama.
[H.A.] Anladım bende belki ona giderim diye düşündüm
hani Cumartesi günü çünkü.
[Başvurucu] Ha yok bende Çarşamba hani gelebilecek
olursan seni moderatör yapabiliriz bir oturumda diyecektim onun için söyledim
aslında ya hani izleyici olarak değil de.
- 11/9/2013 tarihinde başvurucu ile G. arasında yapılan
görüşme şu şekildedir:
[Başvurucu] Ben iyiyim şimdi Mark'la konuştum …
ödemeni iletmiş finans departmanına yarın öbür gün hesabınızda olur tamam.
[G.] Tamam bir problem yok yani tamamı ile zaman
olarak yoğun olduğu için.
[Başvurucu] Tabi tabi arada İsrail’e falan gitti
geldi onun için hani bir süre şey yapamadı ama eee geri geliyor yani Türkiye
işine.
[G.] Tamam süper.
[Başvurucu] Ondan sonra herşey yolunda belki ay
sonunda ziyaret edecek o zaman yine şey yaparız eee görüşürüz tamam.
[G.] Tamam tamam toplantı büyük ihtimal Salı olacak
gibi herkes Salı'ya okey dedi.
- 11/9/2013 tarihinde başvurucu H.A. arasında yapılan
görüşme şöyledir:
[Başvurucu] Şimdi bu ikinci ee konuşmacı yani bizim
konuşmacı için Mark ile bir konuştuk da bu ee sizin verdiğiniz bütçeye dahil
değil mi yani bütçe artı bir birinin karşılamayacak.
[H.A.] Hı hıyok içinde.
[Başvurucu] Ha içinde yani biz birini önereceğiz siz
onun giderlerini karşılayacaksınız gibi bir durum var.
[H.A.] Evet evet aynen öyle yani ona ne kadar
koymuştuk çok bilmiyorum da herhalde 350 euro gidiş geliş bilet koymuştuk
ekstra bir şey koymadık ona hani konuşma için ona … falan koymadık yani.
[Başvurucu] Peki önemli değil tamam şimdi şunu
söylüyor Mark tamam bizim taraftan birazcık gecikmeler oldu hani şeyde yani
vakıf tarafında falan kısa zamanda birini bulmak da belki zorlanırız sizin
önereceğiniz birisi varsa biz onu da kabul edebiliriz gibi bir şey söyledi hani
aklınızda birisi varsa eğer onu da.
[H.A.] Hı ya açıkçası şöyle çok net olma hani ben de
daha sormadım açıkçası kimseye hani daha belli olmadan ama Hollanda da bizim
zaten sıklıkla hani vakıf da Hollanda vakfı … merkezi çok hani iyi bir ilişkiye
sahip olduğumuz Utrecht de bir okul var onlara hani sorabilirim diye açıkçası
benim aklımdan geçiyor ama onlar da bana diyebilir ki ya biz bu konuda bizde
çalışan yok da diyebilir.
[Başvurucu] Tamam.
- 16/9/2013 tarihinde başvurucu ile S.B. arasında yapılan
görüşme şöyledir:
[Başvurucu] Ama hanianaokulu falan daha ilkokulu
diyeyim neyse Mark’ın maili ile ilgili aradım senin kaç tane görüşmen olacak
nedir var mı belirlediğin bir şey ona göre şey yapalım diyecektim seninle bir
koordine olalım şimdi de mail yazdım beş altı tane görüşme olacak çünkü bizim
tarafta senin durum nedir onu merak ettim.
[S.B.] Şimdi biz bizim şöyle bir şey var .
[Başvurucu] Senin kaç tane var.
[S.B.] Bir tanesi sosyal amma uydurdum ha Hayata
Destek Derneği diye bir dernek var.
[Başvurucu] Evet biliyorum.
[S.B.] Onlar bizimle bir başka projede işbirliği
falan yapmak istemişlerdi gerçi onlar şey yapamadık angaje olamadık maddi
durumdan dolayı fakat onlarla bir tanıştırmak istiyorum Mark’ı çünkü hem bizim
projelerimize ilgi duyuyorlar hem belki ileride ortak birşeyler yapabiliriz
diye onlara bir toplantı koymak istiyorum ben.
[Başvurucu] Tamam.
- 17/9/2013 tarihinde başvurucu ile H.A. arasında yapılan
görüşme:
[Başvurucu] Şimdi birincisi geçen gün C. ile
karşılaştık... Sivil Düşün galiba oraya da başvurmuşsunuz bizden para aldı.
[H.A] Evet ama onu kullanmayacağız.
[Başvurucu] Ha onu söyledin mi peki haberi yok gibi
geldi bana.
[H.A] Söylemedim çünkü sizinki belli olmadığı için
daha doğrusu onlarınki de belli değildi dolayısıyla gerçi ordan şu var tam ne
istediğimizi hatırlamıyorum da sanıyorum 3 kalem aynıydı ama ikisi değildi
herhalde
[Başvurucu] Yani bizim için şey değil bu bir sorun
değil yani hani burada yani o parayı alsanız da başka yere kullanacağınıza
eminiz hani de Cengiz için sorun olabilir sonra da başka şey için almak
isterseniz hani ilişkiyi sağlam tutmakta fayda var.
[Başvurucu] Doğru sıkıntı olur yo yo yo onu ordan çok
şey yani her ikisinden de onu biz Gündem Çocuk adına başvurmuştuk herhalde tama
hatırlamıyorum şimdi ama.
[H.A] Hı hı yani veriyorum diye de biliyor ama o
kendisi yani vereceğini düşünüyor. Onun için hani aklında olsun bir C. ile
konuşmakta fayda var tamam.
[Başvurucu] Tamam onunla ben bir görüşeyim tamam olur
olur.
[H.A] Birincisi buydu ikincisi 7 Ekim haftası Mark
burada olacak çok zor olamayacak.
- 18/9/2013 tarihinde başvurucu ile C.D. arasında yapılan
görüşme şöyledir:
[Başvurucu] Müsait misin bir şey soracaktım.
[C.D.] Tabi ki buyur
[Başvurucu] 7 Ekim haftası Mark geliyor da on biri
Cuma öğleden sonra müsait misin toplantı yapabilir miyiz diyecektim.
…
[C.D.] bu bayramdan önceki hafta oluyor değil mi
Çarşamba oluyor.
[Başvurucu] Tam evet evet bir önceki hafta peki ben
şimdi o zaman bir mail atayım herkese öyle bir şey yapalım madem.
[C.D.] Tamam oldu.
- 31/10/2013 tarihinde başvurucu ile H. adlı kişi
arasındaki görüşme şu şekildedir:
[H.] Ben de şimdi Mark’e mail yazıyordum.
[Başvurucu] Ne yazıyordun.
[H.] İşte raporları toparladım hazırladım.
[Başvurucu] Tamam.
[H.] Onu göndermek üzere işte bir mail yazıyordum.
[Başvurucu] Tamam harika.
[H.] Daha önce seninle konuştuk ya hepsini bir arada.
[Başvurucu] Evet evet tamam ben bir bunun için
aramıştım.
[H.] İleteceğim inşallah ha ha seni de CC ye koydum
zaten.
[Başvurucu] Rapor hazırlıyoruz biz de bu sene burada
olan bitenlerle ilgili sizin işte bir önceki o 3 eğitimin şeyi var raporu var
hani bununla da ilgili birkaç sayı soracaktım sana madem raporu gönderdin artık
oradan alırız ondan sonra gönderdiğin diğer da ancak haftaya şey yapabileceğiz
Mark şeye çıkıyor izne çıkıyor bir hafta ondan sonra öbür hafta ben orada
olacağım zaten ondan sonra gittiğimde bunu da ayrıca konuşuruz tamam.
[H.] Tamam tamam oldu.
[Başvurucu] İyi o zaman senden mail bekliyorum.
- 26/9/2013 tarihinde başvurucu ile B.A. arasında yapılan
görüşme şöyledir:
[B.A.] Şimdi şu an ki bütçe bizim her şeyi
öngördüğümüz şekilde koyarsak senin medyayı eklemen haricinde 41000 Euro.
[Başvurucu] Ne diyorsun?
[B.A.] Evet.
[Başvurucu] Koordinatörü ekledin mi?
[B.A.] Her şeyi ekledim bir tek medya ... yok.
[Başvurucu] Oo ... medyacıyla sadece 5000 Euro gider
kalemi çıkardık 30 ... o çalışacak işte 6-10000 Euro da oradan geliyor yani.
[B.A.] Gider kalemi 5000lik ne var peki benim acaba
... koymuş koyduğumuz bir şey var mı?
[Başvurucu] Ha onları tabi tabi ya posterler
bakılacak işte flaş diskler basılacak ne bileyim böyle ya gönderirim zaten tabi
ki hepsini çifte kontrol ederiz yani ...kalemler falan filan diye yani
çıkarırız ama 5000.. ne bileyim 2000 3000 çıkar yani yine en iyi ihtimal yani
fakat evet yani.
[B.A.] Toplam yani 45000 Euro ya falan gelecek
toplamda bu hadi 4000 olsun.
[Başvurucu] Yani neyse artık evet benden gelen.
[B.A.] Şunun için söyledim acaba yani böyle biraz
oradan buradan şimdi biz ... o gün hesapladığımız gibi yani işte 15 kişilik
konferans katılır. Konferansa işte ne bileyim uçak bileti yok 9 kişilik bilmem
ne ... o gün hesapladığımız gibi biraz böyle kısayım mı onları.
[Başvurucu] Hayır hayır hayır hepsini koyalım hepsini
koyalım.
[B.A.] Hı onun için yani şimdi bir gönderdikten sonra
kısmak mümkün olmaz onun için.
[Başvurucu] Sizin ilk gönderdiğiniz işler listesi
vardı ya yanında da günler vardı falan,…,Ha onun altına ekleyivermiş aynı
yöntemle sadece dolayısıyla hani onu eklememizde kolay olacak gerekirse lafa da
dökerim ben onları bütçe de eğer çalıştığın üzerine çalıştıysan dün biz yine
oturduk Ç. ile o bütçe üzerinden de eklemeler yaptık hepsini bir araya
getiririm ben bu şey derim Mark’a gönderirim drafconfiden.. hani ne
düşünüyorsun bunu şey olarak ... etsinler mi derim resmi olarak ... etsinler mi
derim ondan sonra etsinler devam edelim yada şu kalemleri kısalım vesaire bir
şey der onun üzerine hani somut şey hale getirir resmi hale getirir göndeririz
tamam.
xix. Diyalog ve Uzlaşma Merkezi Derneğinin faaliyetleri
kapsamında "Kürt sorunun çözüm sürecinde sivil toplum katkısı"
ile ilgili 16/11/2013 tarihinde Helsinki Yurttaşlar Derneğinde başvurucu,
H.H.G. ve H.Ö.nün de katılımı ile bir yuvarlak masa toplantısı yapılacağından
bahsedildiği, teknik takipler neticesinde anılan şahısların bu toplantıya
katıldıkları ileri sürülmüştür. Bu kapsamda yapılan telefon görüşmeleri
şöyledir:
- 7/11/2013 tarihinde başvurucu ile H.Ö.K. arasında
yapılan görüşme:
[Başvurucu] Müsait misin 5 dakika bir şey
anlatacağım.
[H.Ö.K] Ha söyle.
[Başvurucu] Bu şey dernekten bahsetmiştim bizim de
Kürt sorunu ile ilgili birşeyler yapacağımızdan haftaya o toplantıyı yapıyoruz
ufak bir yuvarlak masa toplantısı yapalım diyoruz cumartesi 2 ile 5 arası
şişhane tarafında Helsinki Yurttaşlar derneği ofisinde nedir zamanın
gelebilecek misin diye sormak için.
- 6/11/2013 tarihinde başvurucu ile E. adlı kişi arasında
yapılan görüşme:
[Başvurucu] Haftaya Cumartesi toplantıyı yapıyoruz
ondan sonra işte Diyarbakır’dan şurdan burdan insan da getiriyoruz 6-7 tane
birazcık fon bulduk işte helsinki Yurttaşlar Derneği'nden insanlar olacak ondan
sonra işte ne yapabiliriz çözüm sürecinde falan filan diye bir yuvarlak masa
toplantısı yapıyoruz.
[E.] Ayın kaçı oluyor?
[Başvurucu] 16'sı saat 2’de Helsinki’de.
- 7/11/2013 tarihinde başvurucu ile E.S.W. arasındaki
görüşme:
[Başvurucu] Biz başka bir iş daha yapıyoruz onun ile
ilgili arıyorum seni bir tane dernek kurduk belki bahsetmişimdir diyalog ve
uzlaşma merkezi derneği diye bu Kürt sorunun çözüm sürecinde sivil toplum
katkısı üzerine işler yapmak istiyoruz bununla ilgili ilk böyle yuvarlak masa
toplantısını da hani neler yapabiliriz birazcık gücümüzü birleştirelim diye sivil
toplum kuruluşları falan yapalım dedik on altısı haftaya Cumartesi İstanbul'da
isen iki ile beş arası Helsinki'nin ofisinde toplanacağız seni de çağırıyoruz
onun için aradım.
- 7/11/2013 tarihinde başvurucu ile Ö.S.G. arasında
yapılan görüşme:
[Başvurucu] Seni haftaya bizim derneğin toplantısını
ilk toplantısını yapıyoruz bu çözüm sürecine sivil toplum katkısı ne olur ne
olmaz diye.
[Ö.S.G.] Hangi gün peki?
[Başvurucu] Cumartesi 2-5 arası 16 Kasım.
[Ö.S.G.] 16 Kasım'da İstanbul’da gibiyim şimdilik ama
sen bana ne olur mail at.
[Başvurucu] İlk etkinlik bu yazacağım şimdi Şubat’ta
da böyle uluslararası bir konferans yapalım hani Kuzey İrlanda Bask Bölgesi
falan oralardan sivil toplum hani onlar ne yaptı ona bakalım falan ama burda
bir şey oluşturmak istiyoruz hani bu işi yapalım biz de katkıda bulunalım falan
bir irade oluşturmak istiyoruz bu toplantı tek başına altına giremeyiz çünkü.
- 6/11/2013 tarihinde H.H.G. ile K.K. arasında yapılan
görüşme:
[H.H.G.] Kolay gelsin ya ben biraz Gezi'den sonra
dağıldım... şimdi yavaş yavaş toplamaya çalışıyorum ya ben Gezi sırasında
istifa etmiştim bilmiyorum hatırlıyor musun … Ondan sonra da böyle sivil
toplumda profesyonel olarak çalışayım mı çalışmayayım mı şu anda biraz öyle bir
dönemdeyim ... … kendime böyle bir alan yaratabildim seneler sonra ilk defa
kararsızlığa müsaade ettiğim bir andayım yani … ama tabi onun dışında gönüllü
işler devam ediyor seni de onlardan biriyle ilgili aradım İstanbul’da mısın?
[K.K.] Tabi buyur İstanbul’dayım.
[H.H.G.] Şimdi K. 16 Kasım’da bir yuvarlak … masa
toplantısı yapıyoruz ... olarak yapıyoruz bunu ... Yurttaşlar Derneğini
biliyorsundur … Helsinki Yurttaşlar Derneğiyle benim üyesi olduğum Diyalog ve
Uzlaşma Merkezi Derneğini kurduk biz Gezi sırasında … Zaten Gezi'den önce de
şiddetsiz eylem ve diyalog ve uzlaşmayla ilgili çalışmalar başlamıştı dernek
kapsamında …İkimizin ortak bir çalışması …Çalışma şu aslında çalışmanın ana
başlığı çatışmalara karşı sivil çözümler yani Helsinki bu kapsamda 2010'dan
beri toplantılar yapıyor … bunun altında bizimle beraber yaptıkları 16 kasımda
Helsinki Yurttaşlar Derneğinin ofisinde gerçekleşecek … Kürt sorununun çözüm
sürecinde sivil toplum katkısı … hani sen diyeceksin ki benim konuyla ne alakam
var ben daha çok işte Kaf.. ve diğer kim.. için uğraşıyorum.
[K.K.] Yok ben Kürt sorunu ile ilgileniyorum.
[H.H.G.] Zaten bizde öyle tahmin ettik bide farklı
bir bakış açısı getirmek ve mevzuya gerçekten kimlik ve nefret suçları kimlikle
ayrımcılık yani kapısından bakacağız aslında mevzunun Kürt olmakla Kafkas
olmakla Ermeni ve Rum olmakla alakası olmadığına biraz daha dikkat çekecek bir
başka insanlarında meselesi bu meseleye ışığı tutacak bir grup insanında orda
bizimle olmasını istiyoruz … aslında hani bir sürü tabi Kürt illerinde çeşitli
çalışmalar yapan insanlarda olacak … iki grup olsun yuvarlak masa toplantısı
olsun ama daha sonra yine bizim Diyalog ve Uzlaşma Derneğinin Şubat 2014'de
sivil toplumun katkısını inceleyen yurt dışında ki örneklerde … Uluslararası
bir konferans yapacağız atölye çalışması … onun bir ön hazırlığı gibi olacak bu
16 Kasımdaki … hafif bir hani saha da ne oluyor durumunu …konuşmak için gelir
misin?
xx. İddianamede Mehmet Osman Kavala’nın, Gezi sürecinin
devam etmesi, eylemlerin Anadolu’ya yayılarak derinleştirilmesi, bir taraftan
da kendilerince kurgulanan ve toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen
olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri eylem biçimi olan ve
sözde sivil itaatsizlik olarak adlandırılan eylemlerin (Gene Sharp metotlarının
Türkiye’de uygulanması) yaygınlaştırılması amacıyla Garaj İstanbul forum
toplantıları, Anadolu Jam, Baraka forum toplantıları, Açık Toplum Vakfı ve
Anadolu Kültür A.Ş. desteği ve fonlamasıyla Gezi olaylarıyla ilgili
belgesel-film çekimi, sergi vb. hazırlanması, Avrupa milletvekilleriyle
görüşmeler, biber gazının Türkiye'ye ihracının yasaklanması uluslararası
ambargo kararı aldırılmasıyla ilgili çalışmalar, Türkiye'yi uluslararası alanda
zor durumda bırakmak için yapılan faaliyetler (Avrupa ve dünyada kamuoyu oluşturmak
için yapılan faaliyetler) ve medya-televizyon kurulması gibi çok sayıda
faaliyette bulunduğu ya da bunlara dolaylı destek verdiği, bu faaliyetlerle
ilgili finans desteğini de yöneticiliğini yaptığı Açık Toplum Vakfından ve yine
yönetiminde bulunduğu Anadolu Kültür A.Ş. üzerinden sağladığı ileri
sürülmüştür. Bu değerlendirmelerin maddi gerçeklikle uyuştuğuna dair ise
başvurucu ile H.H.G. arasındaki görüşmeye yer verilmiştir.
- 30/6/2013 tarihli görüşme şöyledir:
[H.H.G.] Ya on iki kişiydik,…, a gidip geldiğimizde
sekiz kişi falandık ve çok az sanatçı vardı düşün onlar dört kişilerdi zaten
ama biz böyle yetenekleri bulmuşken kendi aklımızdaki soruları soralım ee
occupy da moküpay da onlar ne yaptılar iyice bir öğrenelim İspanya'da falan
onları biz söyledik …oradan da geyiğe bağlandı yani biraz böyle bir kaç tane
yaratıcı aktivzm fikri verdiler … sanatçıları nasıl toplayabileceğimizle ilgili
fikir verdiler,… onları böyle listeledik … ondan sonra işte onların zaten yarın
sabah ofise tekrar geri döneceğim tahta da kalan notları da ekleyip bütün ekibe
göndereceğim bunları da ekiple tanıştırmış olacağım ki çocuklardan bir tanesi
Washington'dan gelen ... onun ee Şon mu hayır Şon değil diğeri.
[Başvurucu] Şon değil mi Kanada'dan gelen.
[H.H.G.] Kanada'dan gelen değil Washington'dan gelen,
S.nin işi zaten 7 yıldır yaratıcı aktivizm danışmanlığıymış.
[Başvurucu] Vay bu işten para mı kazanıyor lan
insanlar.
[H.H.G.] Amerika'daki zengin ... lara satıyormuş bize
bedava verir misin dedim ayıp ettin ya uzun zamandır bu kadar ... bir ortamda
bulunmamıştım dedi.
[Başvurucu] Bizim ki gibi ha.
[H.H.G.] Yani ... evet bizimkini yani Occupy'dan
falan daha ileri görüyorlar yaratıcılık anlamında.
[Başvurucu] Hangi bizimkini haa şey geziyi
diyorsun,…,tabii ki de.
[H.H.G.] Biz burada yapılanları ve çok uzun zamandır
dünyada bu kadar yenik bir şey ya çok ... etki var falan dedi ondan sonra ama
düşün sahadan gelen şey var daha Boğaziçi Caz Korosu'ndan gelen M. vardı.
[Başvurucu] Evet o şey.
[H.H.G.] Herif küçük çaplı ee evet çapulcu musun vay
vay,…,... vay vay o vardı herif baya bildiğin yani küçük çaplı demeyeceğim baya
büyük çaplı şöhret olmuş yani sokakta millet m. m. diye bağırıyor falan …ondan
sonra onlar ikinci bir şarkı yapmışlar şöyle bir fikir geldi ha inanç bu iletişim
ekibinin koordinasyon koordinatörlüğünü alıyor.
[Başvurucu] Hangi iletişim ekibinin?
[H.H.G.] Ve daha büyük bir ya bu bizim şeyde
kurduğumuz vardı ya bizim toplantı da bir iletişim ekibi kuralım dedik,…,ona
bir tane bu insanları kovalayacak ve bir araya getirecek birisi lazımdı yani
ben gideceğim sonra kalır o iş ... İ.ye o toplantıyı anlattım notları falan
paylaştı biz toplantıdan biraz erken buluştuk inanç gayet atladı ben yaparım bu
işi dedi birde eski iletişimci zaten.
[Başvurucu] Bu iletişim dediğin şey Babilon'da
yaptığımız falan şey Babilon diyorum Garaj da yaptığımız da mı?
[H.H.G.] Evet Garaj'da yaptığımız şeyden biz bir tane
iletişim ekibi kuracağız diye bir fikir çıkmıştı ya oradan.
[Başvurucu] Ha oradaki küçük ekibi diyorsun tamam.
[H.H.G.] Orada ki küçük ekip ama herkes o ekibe isim
önerdi yarın onun da notlarını tamamlayacağım ve insanlara göndereceğim yarın
iki tane not gönderme işim var o iletişim ekibinin koordinasyonunu insanlara
hadi hadi ayrıca iletişim ekibi olarak toplanalım şeyini inanç yapacak.
[Başvurucu] Okey iyi.
[H.H.G.] Ve bu iletişim ekibinin altına da bu kent
forumlarını dolaşıp bizim böyle bir ekip kuruluyor falan deyip oradan
sanatçıların yaptığı bu aktivist hareketleri de bu iletişim ekibinin altına
koymayı düşündüm ben,…,abi çok iyi fikirler var İspanya'da Bankiya diye bir yer
varmış bu banka battıktan sonra devlet 20 milyon euroyu bankayı ... etmek için
sağlık bakanlığından kesmiş abi herifler gidip bankada hesabını kapatan bir
müşteri bulmuşlar güvenliği en az olan bankada millet içeride böyle şey
bekliyor sıra bekliyor zannediyorsun sen video ya çekmişler hesabı kapatıyor
abi zarfı alıyor bir anda bir müzik palyaçolar ... konfetiler.
[Başvurucu] Bravo tebrik ediyoruz hesabı.
[H.H.G.] Bir anda kadının kafasına bir tane prenses
tacı eline bir çiçek ondan sonra omuzlara alıp şubeden çıkıyorlar abi şube
çalışanlarına şampanya falan ikram ediyorlar aynısını istinye park daki garanti
bankasının şubesinde yapmaya karar verdik.
[Başvurucu] Bravo tamam çok güzel hareketler bunlar.
[H.H.G.] Öyle çok bombastik fikirler çıktı ... onları
yarın yazacağım işte neler yapılabilir ne yapılmaz daha tabi ayağı yere basan
fikirler de çıktı yarın görürsün zaten işte bir yarın sabah ofise gideceğim
erkenden eee o notları notları toplayacağım sonra öyle yani sonra da önümüzdeki
hafta senin burada olduğun bir zaman için bu geçen haftaki ekipten.
[Başvurucu]Okey tamam hı hı okey iyi öbür hafta
buradayım önümüzdeki hafta yokum.
[H.H.G.] Neyse öteki ekibi şey yapmak lazım koparmamak
lazım.
[Başvurucu] Sekizinde geleceğim evet ... toparlaman
lazım.
[H.H.G.] Bu arada çarşamba günü Osman Kavala'ya
gidiyoruz.
[Başvurucu] Bu çarşamba mı?
[H.H.G.] Evet.
[Başvurucu] Evet ne isteyeceksiniz para.
[H.H.G.] Para istemeyeceğiz doğrudan ... Osman Kavala
bu toplantılara dahil olmak istiyordu … ona bu toplantının sonuçlarını işte
toplantıda neler konuşuldu ne olabilir ne olamaz falan.
[Başvurucu] Yarattın be...yani olmayan bir şey için
... yarattın yani gerçekten.
[H.H.G.] Daha daha daha ... yarattık denmez abi daha
bunu bıraksak yüzmez.
[Başvurucu] Doğru diyorsun.
[H.H.G.] Yüzene kadar ittireceğiz ittireceğiz böyle
şimdi bu hafta böyle ... bir şekilde toplatıya katılanlarla bire bir görüşmeler
yapmayı planlıyorum … bu hareketin şu kısmını siz alın mesela yarın T.yi
arayacağım.
[Başvurucu] T. zaten yürüyecek yani bekliyor yani
görev görev ver.
[H.H.G.] Hukuk o yürüyecek aynen öyle ona diyeceğim
ki bir grup hukukçuyu bir araya getir biz kolaylaştırmaya gelelim hukuk için
kapalı devre bir toplantı yapalım ... bir de İ.ye iletişimi vereceğim o onu
yüzdürecek verdim bile yani bugün.
[Başvurucu]Çok cinsin ha adam çarpıyorsun.
[H.H.G.] Ondan sonra öyle ittir ittir Osman Kavala'yı
da biraz daha bu teşkilatlanma ve şey konusunda ne yapabiliriz yani yerel
örgütlenme işte bu yaz okulu … ... mesela bir tane turne yapabilsek ve bunu
turneye para bulsak internette en çok hit almış Gezi hareketi performanslarına
Anadolu turuna çıkartsak abi.
[Başvurucu] Bak Anadolu turunu boşver şey ... sokak
sanatları festivali olacak sonbaharda oraya gideceğiz.
[H.H.G.] Ne zaman nerde.
[Başvurucu] Sonbaharda Mardin'de olacak hem hem
international.
[H.H.G.] Mardin desin değil mi sen P.orada mı?
[Başvurucu] Ben geldim geldim P. yoktu burada.
[H.H.G.] Aaa Mardin de P.nin hayvan gibi festival
tecrübesi var.
[Başvurucu] İşte tamam bunları konuşacağız ... biraz
hem destek olacağız falan filan danışma kurulumuza da oradan birilerini
koyacağız böyle hikayeler ... Ben de çok insanla konuştum öyle ben de yatmadım
yani.
[H.H.G.] Ya ... benim müdürüm ya ... yapar mı ben
sana yarın bu arada TÜSEV'in notlarını da göndereyim de sonra koparız moparız
sen çıplak kalma ortada.
[Başvurucu] Bravo bravo gönder tamam okey tamam.
xxi. H.H.G. ile başvurucunun yaptığı bir telefon görüşmesinde
yapılan faaliyetlerin amacının, kendilerince kurgulanan ve toplumsal eylem ve
kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak
belirledikleri eylem biçimlerinin özetlendiği ileri sürülmüştür. İddianamede bu
konuşmayla ilgili olarak ayrıca başvurucunun ve diğer şüphelilerin Gezi
olaylarının yeniden alevlendirilmesi, genişletilmesi ve toplumun geniş
kitlelerinin katılımının sağlanması gayreti içinde oldukları, bu kapsamda yurt
dışı bağlantılarını da devreye sokmaya çalıştıkları iddia edilmiştir.
- 19/7/2013 tarihli telefon görüşmesi şöyledir:
[H.H.G.] Ya işte bu DÜD işl… çünkü şöyle biz bu
Anadolu Jam organizasyonunu yapıyorduk ya bizim Amerika’daki ayağımız titiese
göndermiş.
[Başvurucu] O ne demek?
[H.H.G.] Ya bu Turkish Philanthropy Fundsvar ya
Newyork’taki paralıgiller … H.T. falan
[Başvurucu] Tanımıyorum.
[H.H.G.] Neyse onlar şimdistgm’den
ayrılmışsın,…,whatsupp DÜD Anadolu Jam'de mi çalışıyorsun gibi bir mail
atmışlar da ... şimdi onlara bizim bu Diyalog ve Uzlaşma Derneği'nden
nonviolence internationaldan falan bahsediyorum biraz ... onlarda manginez bol
... evet.
[Başvurucu] Ama Kürt sorunu falan filan konusunda
nerde oldukları önemli.
[H.H.G.] İlgilenebilirler ilgilenebilirler.
[Başvurucu] İyi çok iyi o zaman bahset istediğin
gibi.
[H.H.G.] Bahsediyorum Talimhane ekibinden de
bahsediyorum.
[Başvurucu] Tamam yoo Talimhane bu işin hani içinde
değil Talimhane bizim şeyimiz şirketimiz fatura kestiğimiz başka hiçbir alakası
yok ki anlatabildim mi?
[H.H.G.] Peki o zaman yeni kurduğumuz Diyalog ve
Uzlaşma derneği olarak diyorum.
[Başvurucu] Aynen öyle yani biz şirket olarak bu işte
yokuz aslında.
[H.H.G.] Ama nonviolence iyi nonviolence.
[Başvurucu] Anlatabildim mi?
[H.H.G.] Tamam peki senin yaptığın çalışmalar diyor,…,o
zaman şöyle bahsedeyim bir bu yeni kurduğumuz Diyalog ve Uzlaşma Derneği ile
nonviolence ınternational çalışmaları kapsamında çeşitli şiddetsiz eylem
eğitimleri ve özellikle çözüm süreci kapsamında etkinlik organizasyonu
yapıyoruz diyorum bu kasım’daki konferansı bahsederek.
[Başvurucu] Tamam şöyle nonviolence ben sana yani
benim yazmam lazım aslında bunları ki herkes copy paste edebilsin ama hazır
yazmaya başlamışken nonviolence işini promot etmeye teşvik etmeye çalışıyoruz
özellikle Gezi'den sonra ortaya çıkan ihtiyacı göre.. ama zaten bir senedir
işte nonviolence ınternational ile görüşme halindeydik dolayısı ile şiddetsiz
eylem türlerinin yaygınlaştırılması için aracılık etmek istiyoruz gibi bir şey
var hani çeviri yayın eğitim ve eylemlerde beraber eylemlilik hali falan gibi
bir şeyimiz var yani biz.
[H.H.G.] Profesyonel şiddetsiz eylemci yetiştirmek
istiyoruz.
[Başvurucu] Hayır böyle deme tabi de.
[H.H.G.] Anladık ya.
[Başvurucu] Yani bu birinci track ikinci track da
Kürt sorunun çözümünde.
[H.H.G.] Yeni kurduğumuz Diyalog ve Uzlaşma Derneği
ile non violence international çalış.
[Başvurucu] Uzlaşma Merkezi Derneği lütfen.
[H.H.G.] Uzlaşma Merkezi illa merkezini koyacan stgm
hatırlatıyor bana … dur o zaman bir şey söyleyeceğim parantez içinde DÜD de
yazarım.
[Başvurucu] Ya olur yaz yani hani kendi aramızda
kullandığımız kod adı olarak DÜD falan diye böyle sevimlileştirebilirsin.
[H.H.G.] DÜD demeyeyim bunlara ya bunlar paralıgiller
ciddi kalalım yeni kurduğumuz Diyalog ve Uzlaşma Merkezi Derneği ile
nonviolence ınternational çalışmaları kapsamında … özellikle şiddetsiz eylem
türlerinin Türkiye’de yaygınlaştırılması için yaygınlaştırılmasını desteklemek
için çeşitli şiddetsiz,… desteklemek için yayın.
[Başvurucu] Eğitim.
[H.H.G.] Eğitim.
[Başvurucu] Ve pilot eylemler projeler yapmayı
düşünüyoruz.
[H.H.G.] Abi bu arada bugün bizim sanatçılarla
beraber yaptığımız şiddetsiz eylem… örnekleri toplantısını takip eden bir grup
genç arkadaşlar hangi bankayı occupy ediyoruz diye mail atmış şuanda bir
bankayı o occupy etmek üzere bir film ekibi hazırlanmış.
[Başvurucu] Occupy değil de hani orda şey
yapacaklardır hesabını kapattı diye falan hı Occupy.
[H.H.G.] Kampanya dışında işte işte o Occupy dediğim
o işte anladın sen.
[Başvurucu] Vallaha bizim bu işlerle hiç bir alakamız
yok gidip orda tutuklanıp da ondan sonra biz bunları şurda bir dernekte
konuştuk falan derlerse bilmiyorum yani…anlatabildim mi?
[H.H.G.] O işte bu Occupy ekibinin başımıza açtığı iş
oldu yani bu.
[Başvurucu] Evet yani de hani biz böyle bir şeyi
bizimle alakası yok bu işin yan… hayır hayır yani ee şey Occupy ... bir ...
yapmak istiyor ya hiç bir şey demeyeceksin bunun bizimle bir alakası yok.
[H.H.G.] Tamam peki.
[Başvurucu] Biz orda bireyleri bir araya getirdik
dernekten orda bahsedilir.
[H.H.G.] Tamam özellikle şiddetsiz eylem türlerinin
Türkiye’de yaygınlaştırılmasını desteklemek için yayın çeşitli şiddetsiz eylem
eğitimleri ve.
[Başvurucu] Hayır yayın eğitim ve model pilot
şiddetsiz eylem etkinlikleri düzenlemeyi düşünüyoruz tamam bu birinci bölüm bir
de ikinci bölüm var.
[H.H.G.] Model oluşturacak pilot ya Yiğit yazıyorum
aynı zamanda gözünü seveyim model oluşturacak pilot.
[Başvurucu] Tamam etkinlik eylem etkinlikleri.
[H.H.G.] Şiddetsiz etkinlikleri düzenlemeyi
düşünüyoruz düzenlemeyi planlıyoruz.
[Başvurucu] Evet bunun yanı sıra… Kürt sorununun
çözümüne sivil toplum katkısı ile ilgili de çalışmalar başlattık… sonbahar da
bu konu ile ilgili farklı ülke örneklerini bir araya getireceğimiz.
[H.H.G.] Farklı ülke örnek ve tecrübelerini.
[Başvurucu] Bir araya getireceğimiz bir konferans
düzenleyeceğiz …. bu konu ile ilgili de sivil toplumun çeşitli paydaşları ile
bir arada çalışmayı planlıyoruz gibi bir şey ... gibi bir cümle.
[H.H.G.] Tamam Diyalog ve Uzlaşma Derneğinden
bahsediyorum bizim Anadolu Jam ile ilgili bunlar… Anadolu Jam ile
ilgileniyorlar bunlar Anadolu Jam'e para vermek için aslında onun için
yazmışlar.
[Başvurucu] Tamam on.. versin de tamam ona versinler
bir de işte yani nasıl dersin demek ister misin bilmiyorum seneye de bir yaz
okulu yapmayı düşünüyoruz falan hani nonviolence şeylerle ilgili diye
diyebilirsin yada demeyebilirsin… Ağustos sonundaki eğitime de kimleri
çağıracağımızı konuşmamız lazım çünkü ... şey olacak.
[H.H.G.] Ağustos sonundaki bunlar hep DÜD aktivitesi
değil mi şimdi benim önümde DÜD işleri tamam mı fotoğrafçı işleri anadolu jamı
bitirmem lazım Ağustos’ta.
xxii. Savcılık; başvurucunun da dâhil olduğu şüphelilerin
birbiri ile bağlantısız gözüken yasal, yasa dışı ve legal görünümlü illegal
yapılarla aynı amaç etrafında birleşerek faaliyetlere giriştiklerini, başta
şiddet içermeyen biçimde sahnelenen eylemlerle halkı sokağa dökmeye ve algı
oluşturmak suretiyle kitlesel eylemlere katılımı artırmaya çalıştıklarını,
oluşan bu karmaşada sahada eylem yapmaya müsait sol terör örgütlerinin bu
faaliyetlerine uygun ortam sağlamak suretiyle 1960 ve 1980 darbelerinde olduğu
gibi toplumu ve devleti kaos ortamına sokarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini
ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs ettiklerini
iddia etmiştir. Ayrıca şüphelilerin Gezi olaylarını organize ettikleri
gerekçesiyle Türkiye genelinde gerçekleşen mala zarar verme, nitelikli mala
zarar verme, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi,
ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet,
nitelikli yağma, nitelikli yaralama, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet suçlarından da dolaylı fail
olarak sorumlu oldukları iddia edilmiştir.
30. İddianame, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından 2019 tarihinde kabul edilmiş ve E.2019/74 sayılı dosya üzerinden
kovuşturma başlamıştır.
31.Mahkemece 25/6/2019 tarihli duruşmada adli kontrol
tedbirlerinin yeterli ve ölçülü kalacağı gerekçesiyle başvurucunun tahliyesine
karar verilmiştir.
32.Başvurucunun kovuşturma aşamasındaki savunmaları
özetle şöyledir:
- Mehmet Osman Kavala’dan talimat ve yönlendirme aldığı
yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, bununla ilgili bir delil
bulunmadığını, bu talimat ve yönlendirmeleri 2012 yılında kendisine ait sabit
bir hatla 35 saniye süren ve içeriği herhangi bir dosyada bulunmayan görüşmeden
aldığının ima edildiğini, 35 saniyede aldığı talimat ve yönlendirmeyle tüm bu
faaliyetleri yapmasının mümkün olamayacağını, emniyetteki ifadesinde sorulan
bir telefon görüşmesinden Osman Kavala’yı tanımadığının anlaşıldığını, kaldı ki
Osman Kavala’yı tanımanın suç olmadığını ileri sürmüştür.
- Başvurucu; hakkındaki dinlemelerde şiddet kullanımıyla
ilgili herhangi bir görüşme geçmediğini, www.siddetsizeylem.org site
adını satın almış olmasının suçmuş gibi anlatıldığını, sunduğu uzman raporunda
da görüleceği üzere bu siteye sahip olduğu süre boyunca burada herhangi bir şey
yayımlanmadığını, şiddetsiz eylem konusunda bir yayın hazırlama girişiminin suç
oluşturmadığını ileri sürmüştür.
- Kitap hazırladığı iddiasıyla ilgili olarak iddianame
boyunca tekrar edilen sivil itaatsizliğin şiddetsiz eylemle birebir aynı şey
olmadığını, sadece şiddetsizlikten bahsettiğini, dinlemelerin herhangi bir
yerinde ne Hükûmetten ne Hükûmet üyelerinden ne de herhangi bir siyasi
otoriteden bahsedildiğini yani şiddetsiz eylemi ve bu eylem türlerini
yaygınlaştırma meselesini Hükûmete diz çöktürmek için değil çeşitli sosyal
konulara faydalı olacağını düşünerek belgelemeyi planladığını fakat sonuçta
böyle bir yayın da hazırlanmadığını, bu yayın için alınması planlanan fonun da
alınmadığını, Derneğin banka hesap dökümünde de bu fonun Derneğe gelmediğinin
ispatlandığını belirtmiştir.
- Piyano çalan adam, duran adam ve yeryüzü iftarlarına
atıfta bulunduğu konuşmayla ilgili olarak bu konuşmanın şiddetsiz eylemin Gezi
olayları sırasında ortaya çıkan örnekleriyle ilgili olduğunu, bu görüşmenin
park boşaltıldıktan bir buçuk ay sonra gerçekleştiğini, bu eylemleri kendisinin
teşvik etmediğini, bu eylemlerle nasıl bir ilişkisinin olduğunu ortaya koyan
herhangi bir delilin bulunmadığını, kaldı ki bu eylemlerin de suç
oluşturmadığını ileri sürmüştür.
- Kurmuş olduğu Diyalog ve Uzlaşma Merkezi Derneğinin o
zamanlar Hükûmetin yürüttüğü çözüm sürecine mütevazı bir katkıda bulunmak üzere
kurulduğunu, Derneğin kuruluş başvurusunu 26 Haziran 2013 tarihinde yani Gezi
olaylarından sonra yaptıklarını, sivil toplumun başka ülkelerde geniş çaplı
çözüm ve barışma süreçlerinde oynadıkları rolü göstermek ve şiddetin sona
ermesine katkıda bulunmak üzere belgelenmesinin iyi bir fikir olduğunu
düşündüğünü, bunun için her sivil toplum kuruluşunun yaptığı gibi fon
aradıklarını, uluslararası alanda diyalog ve barışma süreçleri konusuna destek
veren çeşitli kuruluşlarla görüştüklerini, polis sorgusunda geçen Sivil Düşün
adlı Avrupa Komisyonu’nun sivil toplum kuruluşlarına yönelik bir fonundan
etkinlik desteği aldıklarını, bu destekle 16/11/2013 tarihinde, Helsinki
Yurttaşlar Derneği ev sahipliğinde bir toplantı gerçekleştirdiklerini, bu
toplantının daGezi olaylarıyla bir ilişkisinin olmadığını belirtmiştir.
- İvan Maroviç’i Türkiye’ye getirmekten bahsetmiş olduğu
iddiasıyla ilgili olarak bu kişiyi tanımadığını, OTPOR’la veya Occupy’la
ilişkisinin olmadığını, telefon görüşmelerinden de bunun anlaşıldığını,
bahsedilen telefon görüşmesinde o zamanlar Hacettepe Üniversitesinde Doç. Dr.
olan bir hocayla konuştuğunu, bu kişinin yürüttüğü Çatışma Çözümü ve Barış
İnşası Yüksek Lisans Programı için şiddetsizlik dersini verecek kişinin hasta
olması üzerine dersi kimin verebileceği konusunda konuştuklarını, bu konuşmanın
26/6/2013 tarihinde yani Gezi olaylarından sonra gerçekleştiğini, konuşmadan da
anlaşılacağı üzere İvan Maroviç ile ilgili şüphelerinin olduğunu da
belirttiğini, bu alanda dünyada yürütülen çalışmalarda bu ismin adının
geçtiğini, kaldı ki böyle bir dersin de zaten yapılmadığını, söz konusu dersin
standart bir ders olduğunu, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinin hâlihazırda
yürüttüğü Çatışma Çözümü Programı'ndan da bu durumun görülebileceğini
belirtmiştir.
- Başvurucu; Gezi olayları ile ilgili katıldığı tek
etkinliğin Garaj İstanbul’da gerçekleşen toplantı olduğunu, bu toplantıda Gezi
olayları sırasında neler olduğunun akademisyen, aktivist ve hukukçularla
tartışıldığını, toplam katılımcı sayısının 31 olduğunu, bu toplantıya
kolaylaştırıcı olarak katıldığını, bu toplantının Gezi olaylarından sonra
gerçekleşen belki yüzlerce toplantıdan sadece biri olduğunu, tek bir
toplantıyla Gezi olaylarını Anadolu’ya yaymaya ve derinleştirmeye
çalışılmasının mümkün olmadığını, Gezi olaylarını Anadolu’ya yaymaya ve
derinleştirmeye yönelik bir delilin de bulunmadığını, kolaylaştırıcılık
yapmanın ve toplantı düzenlemenin suç olmadığını belirtmiştir.
- Başvurucu; iddianamede, Gezi olaylarının öncesinde,
sırasında ve sonrasında herhangi bir aşamada isminin geçmediğini, iddianamede
ve dinlemelerde Taksim Dayanışması, Taksim Platformu, Anadolu Jam, Baraka,
Anadolu Kültür, Açık Toplum Vakfı, OTPOR/Canvas ile de bir ilişkisinin olduğuna
yönelik delilin bulunmadığını, tüm bunların yanında Gezi’de bulunduğuna dair
bir delilin de olmadığını dile getirmiştir. Bu davada yargılananlardan sadece
üç kişiyi aynı sektörde çalıştıkları için tanıdığını, diğerleriyle hiçbir
ilişkisinin olmadığını belirtmiştir.
33. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 18/2/2020 tarihinde
başvurucunun üzerine atılı tüm suçlardan beraatine karar vermiştir. Kararın
gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Dosyamızın soruşturma aşamasında 5271 sayılı
CMK'nin 135. maddesi kapsamında 53 adet dinleme kararının bulunduğu, verilen
ilk dinleme kararının 18/6/2013 tarihinde 5237 sayılı TCK'nin 220. maddesinde
düzenlenen 'suç örgütü kurma ve yönetme' suçuna ilişkin olarak verildiği,
TCK'nin 312. maddesi kapsamında 'Hükûmete karşı suç' suçundan verilmediği, daha
sonra dinlemenin uzatılması talep ve kararlarında ayrıca TCK'nin 312.
maddesinin de eklendiği, ancak bu tarihlerde 5271 sayılı CMK'nin 135/8
maddesinde sayılan ve yasal dinlemeye konu suçlardan olmadığı, 'Hükûmete karşı
suç' suçunun 2/12/2014 tarihinde eklendiği, bu tarihten sonra verilmiş bir
dinleme kararının da bulunmadığı, bu haliyle dinleme kayıtlarının kanuna ve
hukuka aykırı delil niteliğinde bulundukları, CMK 206/2-a, 217/2, 230/1-b
maddeleri doğrultusunda yapılan değerlendirme ve bu konudaki yerleşik (Yargıtay
Ceza Genel Kurulu'nun; 29/11/2018 tarihli 2016/18-1097 Esas ve 2018/591 Karar,
13/6/2006 tarihli 2006/4.MD-122 Esas ve 2016/162 Karar, 3/7/2007 tarihli
2007/5.MD-23 Esas ve 2007/167 karar, 22/1/2008 tarih 2007/5.MD-101 Esas ve
2008/3 nolu kararları ile Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nin 2019/12042 Esas ve
2020/412 Karar, Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin 2017/38286 Esas ve 2020/538
Karar, Yargıtay 13.Ceza Dairesi'nin 2019/8433 Esas ve 2019/19226 Karar,
Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 2015/14642 Esas ve 2019/15560 Karar sayılı
ilamları)Yargıtay içtihatları ve 'zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir' ilkesi
de gözönüne alındığında iddianameye konu tapelerin yasak delil mahiyetinde
bulundukları kabul edilmiştir. Yine dosyamız kapsamında, aynı hukuka aykırı
yöntemle soruşturma aşamasında verilen 5271 sayılı CMK'nin 140. maddesi
uyarınca teknik araçla izleme kararlarının da aynı gerekçelerle hukuka aykırı
olduğu kabul edilmiştir.
Sanık Mehmet Osman Kavala'nın Gezi olaylarının finansörü
olduğu yönündeki iddia üzerine dosya kapsamında MASAK raporunun alındığı, MASAK
tarafından 18/1/2018 tarihli rapor incelendiğinde; Gezi olaylarının Açık Toplum
Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. üzerinden finanse edildiğini gösteren herhangi bir
delilin sunulmadığı, sanık Mehmet Osman Kavala'nın ortağı ve yönetim kurulu
üyesi olduğu anlaşılan Anadolu Kültür A.Ş.'nin Türk Ticaret Kanunu'na göre
anonim şirketi olarak kurulduğunun, şirketin genel kurul kararıyla kâr amacı
gütmediğinin, elde edilen gelirlerin organize edilecek kültür etkinlikleri için
kullanılmasına karar verildiğinin tespit edildiğinin, para transfer
hareketlerinin 2005 yılı ile 2016 yılı arasında yapıldığının, bu hususun tablo
şeklinde belirtildiğinin, ancak iddianamede iddia edildiği şekilde Gezi
eylemlerinin öncesinde veya sonrasında hangi transfer ile kime ne surette
finans sağladığının hiçbir şekilde izahının yapılmadığı, tespitlerin afaki
anlatım boyutunda bırakılıp delil ve takdirin savcılıkça değerlendirileceğinin
bildirilmiş olduğu, yine bu kuruluşların herhangi bir suç veya terör örgütüyle
bağlantıları olduğuna dair iddianamede tespit ve değerlendirmeye de yer verilmediği,
bu nedenle Gezi eylemlerini finanse ettiği şeklindeki iddianın soyut ve havada
kaldığı, ayrıca iddianamede sanık Mehmet Osman Kavala'nın Gezi olaylarına
katılan şahısları finanse ettiği, eylemde kullanılacak malzemelerin temini için
hesap numarası açtırdığını, masa, ses sistemi, yiyecek yardımında bulunduğunu,
bu hususun tape kayıtlarında tespit edildiği iddia edilmiş ise de; hukuka
aykırı delil olarak kabul ettiğimiz tape görüşmelerinde geçen eylemlere ilişkin
hiçbir somut tespit ve belirlemenin de yapılmadığı, açılmış herhangi bir
hesabın da tespit edilemediği, bu nesnelerin şiddet eylemlerinde kullanıldığını
gösteren bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yine her ne kadar haklarında hüküm kurulan sanıklar için
5237 sayılı TCK'nin 312/2. maddesi uyarınca ayrıca, olaylar kapsamında
gerçekleşen eylemlerden sorumlu tutulacağına dair değerlendirme yapılmış ise
de; yukarıda izah edildiği şekilde, hakkında hüküm verilen sanıklarımızın 5237
sayılı TCK'nin 312/1 maddesindeki hukuka aykırı tapeler dışında kalan, hüküm
kurmaya yetersiz deliller nedeniyle 312/2 kapsamında bulunan ve iddianamede
sevk tablosunda gösterilen suçlar nedeniyle hukuksal değerlendirmeler
yapılmamıştır.
...
Taksim Platformu üyeleri olan sanıklarımızdan; A.M.Y,
T.K., Ş.C.A., M.Ö., Açık Toplum ve Anadolu Kültür A.Ş.'den Mehmet Osman
Kavala'nın da iştirak etmek suretiyle, A.H.A., Yiğit Aksakoğlu, Y.A.K. ve
Ç.M.U.nun halkı kanuna aykırı olarak toplantı ve gösteri yürüyüşleri
düzenleyerek ve bunları yöneterek güvenlik kuvvetlerine veya toplantı ve
yürüyüş safahatının teknik araç ve gereçlerle tespiti için görevlendirilenlere,
bu görevlerini yaptıkları sırada tehdit eylemlerinde bulunup, ihtara ve zor
kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar edip, yasa dışı toplantıyı organize ettikleri
hususunda iddianamede yer alan görüntü tespit tutanakları ve video kayıt çözüm
tutanaklarıyla nedeniyle dosya kapsamında bu suç yönünden kuvvetli suç
şüphesinin bulunduğu, bu hususları kovuşturma aşamasında dosya kapsamında
öğrenilmesi nedeniyle ve bu yönde de sevk maddesinde bu suç türü belirtilmeyip
dava açılmamış olması nedeniyle, Mahkememizin 18/2/2020 tarihli celsedeki
hükmünün 6. maddesi ile bu yönlerden gereğinin takdir ve ifası için ilgili
Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir.
Yukarıda izah olunan ve heyetimizce kabul edilen
gerekçeler doğrultusunda tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde;
kanuni zorunluluk nedeni ile hükme esas alınamayan hukuka aykırı tape delilleri
haricinde kalan delillerin değerlendirmesi ile haklarında hüküm kurulan
sanıkların; kamu düzeninin işleyişine karşı vahim nitelikte şiddet ve cebir
içeren eylemlerde bulunan 'marjinal grupları' ve 'yasadışı sol örgütleri'
yöneterek, yönlendirerek veya azmettirerek Hükûmetin icra kabiliyetini
engelleyecek düzeyde bir girişimde bulunduklarına dair, mahkumiyetlerine yeter
derecede hukuka uygun, somut ve kesin delil elde edilemediği zarureti ile
sanıklar ... Yiğit Aksakoğlu ... hakkında anılan suçlardan 5271 sayılı CMK'nin
223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.
"
34. Bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla
istinaf incelemesi devam etmektedir.
IV. İLGİLİ
HUKUK
35.İlgili ulusal ve ulusal hukuk için bkz. Mehmet
Osman Kavala [GK], B. No: 2018/1073, 22/5/2019, §§ 28-39.
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
36. Mahkemenin 3/12/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Tutuklamanın
Hukuki Olmadığına İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
37. Başvurucu; tutuklama kararında sivil itaatsizlik ve
şiddetsiz eylem adı altında eylem yapılması için eğitimler, konuşmalar
düzenlediğinden bahsedildiğini, bu eylemlerle cebir ve şiddet yoluyla
işlenebilen atılı suçun oluşmasının mümkün olmadığını, maddedeki suç tanımına
uyan eylem isnadında bulunulmadığını, kuvvetli belirti şartı bulunmadan
tutuklandığını, delillerin karartılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını,
delillerin tamamının 2013 yılına ait kayıtlardan oluştuğunu, 5 yıldır devam
eden soruşturmada delillerin toplanmamasının söz konusu olamayacağını, bu
gerekçeye dayanılarak tutuklanmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
38. Başvurucu kendisine yöneltilen suçlamaların 17-25
Aralık soruşturmasını yürüten FETÖ/PDY üyesi savcılar tarafından
oluşturulduğunu, usulsüz dinleme ve teknik takip kararlarıyla delil
üretildiğini, alakasız toplantıların Gezi olaylarıyla irtibatlandırılmaya
çalışıldığını, bu soruşturmayı yürüten savcının kanuna aykırı dinleme ve teknik
takipler yaptığını, şu anda da yargılandığını, dolayısıyla tüm bu dinleme ve
teknik takip kararlarının hukuka aykırı olduğunu, bu tapelere değer verilerek
soruşturma yürütülmesinin ve tutuklanmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini
ileri sürmüştür.
39. Başvurucu 2/4/2019 ve 5/7/2019 tarihli ek beyan
dilekçeleriyle bireysel başvuruda bulunduktan sonraki süreç yönünden yeni ihlal
iddialarında bulunmuştur. Başvurucu; hakkındaki soruşturmanın özenli
yürütülmediğini, soruşturmanın basına sızdırılarak hakkında peşin bir kanaat
yaratılmaya çalışıldığını belirterek masumiyet karinesinin ihlal edildiğini
ileri sürmüştür. Tutukluluğun devamı kararlarının ve itirazın reddi
kararlarının hukuk devleti ilkesini karşılamaktan uzak olduğunu, tutuklamanın
hukuki olmadığını, tutukluluğun makul süreyi aştığını, tek kişilik hücrede ve
ağır tecrit koşullarında tutulduğunu, tutuklamaya itiraz incelemesinin dosya
üzerinden duruşmasız yapıldığını, Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasının
itiraz öncesinde tebliğ edilmediğini, hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin
sivil toplum kuruluşlarına ilişkin gerek kişisel gerekse profesyonel olarak
yürüttüğü faaliyetlerle doğrudan ilgili olduğunu, şiddet içermeyen eylemlerin
kaos yaratarak dönemin Hükûmetini devirme planının bir parçası olarak
değerlendirildiğini belirterek Anayasa’nın 10., 17., 25., 26., 33., 34., 36.,
38., 40. ve 141. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
40.Bakanlık, başvurucunun yargılama neticesinde beraat
ettiği hususu da gözönüne alındığında 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesindeki
tazminat yolunun tüketilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Bakanlık; başvurucu
hakkında verilen tutuklama kararında açıklanan gerekçeler, tutukluluğun gözden
geçirilmesi kararlarında değinilen hususlar ile bu eylemlere ilişkin olarak
dayanılan delillerin içeriği dikkate alındığında tutuklamaya esas alınan
delillerin objektif bir gözlemciyi, başvurucunun üzerine atılı suçu işlediği
konusunda ikna edecek yeterlilikte olduğunu ve tutuklama anında da somut delillere
dayanan kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunu ileri sürmüştür. Bakanlık tutuklama
kararında tutuklama nedenleri ve adli kontrol hükümlerinin uygulanması
konusunda da değerlendirme yapıldığını, bu kapsamda tutuklama kararında
soruşturma dosyasında somut deliller ve ilgili Kanun'a göre bir tutuklama
nedeninin bulunması nedeniyle başvurucu hakkında adli kontrol uygulanması
hâlinde istenen amaca ulaşılamayacağının ve adli kontrole ilişkin hükümlerin
yeterli olmayacağının belirtildiğini, bu itibarla tutuklama kararının
gerekçesiz olduğunun söylenemeyeceğini vurgulamıştır. Bakanlık bu gerekçelerle
tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasına ilişkin olarak Anayasa'nın 19.
maddesinin üçüncü fıkrası ile güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği
hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerektiğini değerlendirmiştir.
41. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında 5271
sayılı Kanun'un 141. maddesindeki tazminat yolunun tutuklamanın hukukiliği
şikâyeti bakımından etkili bir yol olmadığını, Anayasa Mahkemesinin içtihadının
da bu yönde olduğunu belirtmiştir. Esas bakımından ise başvurucu, başvuru ve ek
beyan dilekçelerindeki açıklamalarına benzer açıklamalarda bulunmuştur.
2. Değerlendirme
42. Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin
sınırlanması" kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:
"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın
yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve
ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna,
demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük
ilkesine aykırı olamaz."
43. Anayasa'nın "Kişi hürriyeti ve
güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü
fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:
"Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
...
Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler,
ancak kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek
maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen
diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir."
44. Anayasa Mahkemesi olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucunun bu bölümdeki iddialarının Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü
fıkrası bağlamında, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi
gerekir.
45. Başvurucunun ek beyan dilekçelerinde belirttiği
tutuklamanın hukuki olmadığı ve tutukluluğun makul süreyi aştığına yönelik
ihlal iddiaları dışındaki ihlal iddiaları -yeni bir bireysel başvuru formunu
doldurmak, başvuru harcını yatırmak gibi usul yükümlülüklerini yerine getirmek
koşuluyla- bireysel başvuru konusu edilecek önceki şikâyetlere bağlı olmayan
yeni iddialar niteliğindedir. Belirtilen nedenle başvurucunun sonradan ileri
sürdüğü bu şikâyetler yönünden ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
a. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
46. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden bulunmadığı
anlaşılan bu iddiaların kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas
Yönünden
i. Genel
İlkeler
47. Genel ilkeler için bkz. Mehmet Osman Kavala,
§§ 51-64; Zafer Özer, B. No: 2016/65239, 9/1/2020, §§ 38-45.
ii. İlkelerin
Olaya Uygulanması
48. Başvurucu, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan
kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından 5271
sayılı Kanun’un 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Dolayısıyla başvurucu
hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağı bulunmaktadır.
49. Kanuni dayanağı bulunduğu anlaşılan tutuklama
tedbirinin meşru bir amacının olup olmadığı ve ölçülülüğü incelenmeden önce
tutuklamanın ön koşulu olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti
bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekir.
50. Tutuklama kararında iletişimin dinlenmesi ve kayda
alınması, fiziki takip tutanak ve tespitlerine atıf yapılarak başvurucunun Gezi
olayları bittikten sonra gerçekleştirilen çeşitli toplantıların
organizasyonunda moderatör ve kolaylaştırıcı adı altında görev aldığı, her ne
kadar toplantıların içeriğine ulaşılamamış ve karanlıkta kalan yönleri olsa da
iletişimin tespiti tutanaklarında, bu toplantıların Gezi olaylarından sonra
sivil itaatsizlik, şiddetsiz eylem adı altında yeniden çeşitli gösteri ve
eylemlerin yapılmasına yönelik birtakım eğitimler ve konuşmalar düzenlendiği
kanaatine ulaşıldığı, başvurucunun çeşitli şahıslarla bu toplantıların
düzenlenmesinde aktif olarak rol aldığı belirtilmiştir.
51. İddianamede ise başvurucunun sivil itaatsizlik
üzerine çalışmalarının bulunduğu, H.H.G., İ.E. gibi kişilerle ve Helsinki
Yurttaşlar Derneğiyle irtibatlı olduğu, Mehmet Osman Kavala ile bir adet
iletişim kaydının olduğu, Osman Kavala'nın şüphelilerden H.H.G.ye verdiği
talimat çerçevesinde H.H.G. ile birlikte Diyalog ve Uzlaşma Derneği isimli
sivil toplum kuruluşunu kurduğu, bu Dernek aracılığıyla şiddetsiz eyleme
ilişkin faaliyetlerde bulunduğu, Gezi olaylarının derinleştirilmesi ve
yaygınlaştırılması amacıyla Garaj İstanbul, Anadolu Jam, Baraka gibi forumların
yapıldığı, 27/6/2013 tarihinde Garaj İstanbul adlı yerde Gezi olaylarının
derinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla yapılan toplantıya katıldığı,
Osman Kavala'nın talimatlarıyla hareket ettiği, sivil itaatsizlik ve kolaylaştırıcılık
eğitimi verilmesi için eğitimci getirme ve bu amaçla yapılan toplantılara
iştirak etme eylemlerinde bulunduğu, sivil itaatsizlik eylemlerini kaosa
dönüştürmeyi amaçladığı, sivil itaatsizlik, şiddetsiz eylem biçimlerinin tüm
ülke çapına yayılması amacıyla özellikle Alevi kökenli vatandaşlara eğitim
verdiği, iletişim kayıtlarına göre OTPOR'un liderinin Türkiye'ye
getirilmesinden bahsettiği, sivil itaatsizliğe ilişkin yaptığı çalışmalarla
ilgili belge toplayarak bu konuda kitap hazırlamaya çalıştığı ve bunun için
maddi kaynak arayışına girdiği, Marc isimli bir kişiyle irtibatlı olduğu ileri
sürülmüştür.
52.Gezi olayları sırasında birtakım şiddet olaylarının
gerçekleştiği, kamu mallarının zarar gördüğü, çok sayıda kişinin yaralandığı,
güvenlik görevlisi ve sivillerden ölenlerin olduğu ve söz konusu olaylara
ilişkin olarak birçok kişi hakkında çeşitli suçlardan soruşturma başlatıldığı
ve kamu davalarının açıldığı bilinmektedir (bkz. § 8).
53.Öte yandan Gezi olayları sırasında çok sayıda toplantı
ve gösteri yürüyüşünün düzenlendiği, bunların bir kısmının barışçıl nitelik
taşıdığı Anayasa Mahkemesi kararlarına da yansımıştır. Anayasa Mahkemesinin
Gezi olaylarıyla ilgili olarak toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının
ihlal edildiğine karar verdiği başvurular bulunmaktadır (örneğin bkz. Ali
Orak ve İrfan Gül, B. No: 2014/10626, 18/4/2018, Özge Özgürengin, B.
No: 2014/5218, 19/4/2018; Duran Eren Şahin, B. No: 2016/11928,
20/11/2019; Ender Ergün, B. No: 2016/1849, 19/11/2019; E. A. K.,
B. No: 2015/12263, 16/1/2020; Egemen Budak, B. No: 2016/14870,
9/6/2020).
54. Şiddet içermeyen barışçıl eylemlerin yapılmasının ve
organize edilmesinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı kapsamında
korunduğu yadsınamaz bir gerçekliktir. Dolayısıyla barışçıl toplantıların
düzenlenmesinin, organize edilmesinin ve bunlara katılınmasının suçlama konusu
olmaması gerekir. Ancak barışçıl olmayan veya barışçıl bir şekilde başlayıp
sonradan şiddete evrilen gösterilerin ceza hukuku mevzuatında veya özel
kanunlarda yer alan bir hükmü ihlal etmesi durumunda bunların suçlama konusu
edilebileceği tabiidir. Bu bağlamda şiddet içeren bir toplantıyı düzenleyen,
düzenlenmesine yardım eden ve buna katılanların orantılı bir ceza ile
cezalandırılmasının demokratik toplumda mümkün olduğu vurgulanmalıdır. Bununla
birlikte barışçıl olmayan ve şiddet içeren eylemlere katılımın bir suçlamaya
konu edilmesi durumunda bunun dayanaklarının somut olgularla gösterilmesi
gerekir. Öte yandan cebir ve şiddet, bu davadaki en önemli husustur zira
başvurucunun tutuklandığı ve daha sonra yargılandığı suçun en temel unsuru
cebir ve şiddet kullanımıdır. Kuvvetli suç şüphesinin var olup olmadığının
değerlendirilmesinde bu hususlar dikkate alınmalıdır.
55. Somut olayda başvurucuya söz konusu olaylarda meydana
gelen şiddet eylemlerine olası iştirakiyle ilgili herhangi bir soru
yöneltilmediği hatta başvurucunun Gezi olaylarına katıldığına ilişkin bir
tespitin dahi bulunmadığı görülmektedir. Dosyada, özellikle de ilk tutuklama ve
tutuklamanın uzatılması kararlarında veya iddianamede; başvurucunun güç veya
şiddet kullandığı, söz konusu şiddet eylemlerine azmettirdiği veya bu eylemleri
yönettiği ya da böylesi suç oluşturan davranışları desteklediği konusunda delil
bulunmamaktadır. Öyle ki başvurucunun sivil itaatsizlik, şiddetsiz eylem adı
altında yeniden çeşitli gösteri ve eylemlerin yapılmasına yönelik birtakım
eğitimler verdiği ileri sürülmüştür.
56.Soruşturma mercilerince telefon görüşmelerine
dayanılarak başvurucunun sivil itaatsizlik konusunda çalışmaları olan bir kişi
olarak Gezi olaylarının hemen sonrasında bazı eğitim faaliyetlerinde bulunduğu
ve toplantıların tertibinde ve icrasında rol aldığı ileri sürülmüş, bu bağlamda
şiddet içermeyen eylemlerin yaygınlaştırılmasının amaçlandığı ifade edilmiştir.
Soruşturma mercileri başta şiddet içermeyen biçimde sahnelenen bu faaliyetlerin
eylemlerle halkı sokağa dökmek ve algı oluşturmak suretiyle kitlesel eylemlere
katılımı artırma amacı güttüğüne; oluşan bu karmaşa sonucunda -önceki askeri
darbelerde olduğu gibi- toplum ve devletin kaos ortamına sokularak Hükûmetin
devrilmesinin hedeflendiğine işaret etmişlerdir. Ancak soruşturma mercileri
Gezi olaylarının yatışmasından hemen sonra başvurucu yönünden şiddet içermeyen
bazı etkinliklerin yaygınlaşmasını sağlamaya yönelik girişimlerini gösteren
olgulara erişmişlerse de bunların Hükûmeti devirmeye yönelik bir girişimin
parçası olarak yapıldığını ortaya koyan olguları gösterememişlerdir.
57.İfade alma işlemi sırasında başvurucuya yöneltilen
soruların dayanağı olarak belirtilen ve sonrasında Savcılığın başvurucunun
işlediğini iddia ederek iddianameye konu ettiği olaylar birbiriyle bağlantısı
olmayan, bir kısmı Gezi olayları ile ilgisi bulunmayan, münferit ve yasal
faaliyetler ya da açıkça Anayasa'dan kaynaklanan bir hakkın kullanımına ilişkin
(kitap çıkarma girişiminde bulunma, dernek kurma, internet sitesi açma, dernek
faaliyetleri için fon arayışı, dernek faaliyetlerine katılma, toplantı
düzenleme) faaliyetlerdir. Her hâlükârda söz konusu faaliyetlerinşiddet içermeyen
faaliyetler olduğu görülmektedir.
58. İddianamede atıf yapılan STK'lar ve bunlarla
başvurucu arasındaki ilişkiye gelindiğinde söz konusu STK’ların hâlen veya söz
konusu dönemde faaliyetlerini serbestçe yürütmekte olan yasal kuruluşlar olduğu
anlaşılmaktadır. Başvurucunun irtibatta olduğu, telefon görüşmesi yaptığı ve
çeşitli suçlamalar yöneltilen kişilerin ise masumiyet karinesinden
faydalandıkları da gözden kaçırılmamalıdır. Söz konusu görüşmelerde,
başvurucunun bu kişilerle birlikte Gezi olaylarını Hükûmete karşı yaygın ve
şiddet içerikli bir ayaklanmaya çevirmeye çalıştığına dair herhangi bir
belirtiye rastlanmamıştır.
59. İddianamede, Gezi olaylarının 2013 yılından önce
planlandığı da iddia edilmektedir. Gezi olaylarının daha önceden planlandığına ilişkin
olarak Savcılıkça ortaya konulan olaylar silsilesinde başvurucuya yönelik bir
tespit bulunmamaktadır. Öte yandan başvurucunun Gezi olaylarından önce herhangi
bir faaliyetinin olduğu da gösterilebilmiş değildir. Başvurucunun Mehmet Osman
Kavala'nın talimatıyla hareket ettiği iddiasının da bir temelinin olmadığı
görülmektedir. İddianamede, başvurucu ile Mehmet Osman Kavala arasında sadece
bir kez gerçekleşen -3/12/2012 tarihinde- iletişime dair kaydın olduğu
belirtilmiş, bu kaydın içeriğine ilişkin bir bilgi verilmemiştir.
60. Savcılık; başvurucunun da dâhil olduğu şüphelilerin
Gezi olaylarını organize ettikleri gerekçesiyle Türkiye genelinde gerçekleşen
mala zarar verme, nitelikli mala zarar verme, tehlikeli maddelerin izinsiz
olarak bulundurulması veya el değiştirmesi, ibadethanelere ve mezarlıklara
zarar verme, nitelikli yağma, nitelikli yaralama, 2863 sayılı Kanun'a muhalefet
suçlarından da dolaylı fail olarak sorumlu olduklarını iddia etmiştir. Ancak
söz konusu eylemler ile başvurucu arasında bir illiyet bağı olduğu ortaya konulamamıştır.
61. Bu itibarla soruşturma belgelerinde yer alan tespit
ve değerlendirmeler kapsamında somut olayda tutuklama için gerekli olan suç
işlendiğine dair kuvvetli belirtinin ortaya konulamadığı sonucuna
varılmıştır.
62.Tutuklama tedbirinin hukukiliğinin ön şartı olan
başvurucunun suç işlediğine dair kuvvetli belirtinin ortaya konulması söz
konusu olmamakla birlikte somut olayın koşullarında tutuklamanın hukukiliğinin
belirlenmesinde tutuklama nedenleri ve ölçülülük bağlamında da bir inceleme
yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir.
63. Bu kapsamda başvurucu hakkındaki tutuklama kararında
atılı suçun tutuklama nedeni varsayılabilen katalog suçlardan olmasına, atılı
suçun yasada öngörülen cezasının alt ve üst sınırına dayanılmıştır. Anayasa'nın
19. maddesinin üçüncü fıkrasında, tutuklama kararının kaçma ya da delillerin
yok edilmesini veya değiştirilmesini önleme amacıyla verilebileceği
belirtilmiştir. 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesine göre şüpheli ya da sanığın kaçması,
saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların bulunması, şüpheli
ya da sanığın davranışlarının delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
tanık, mağdur ya da başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma
hususlarında kuvvetli şüphe oluşturması hâllerinde tutuklama kararı
verilebilecektir. Maddede ayrıca işlendiği konusunda kuvvetli şüphe bulunması
şartıyla tutuklama nedeninin varsayılabileceği suçlara ilişkin bir listeye yer
verilmiştir. Başvurucuya isnat edilen suç tutuklama nedeninin varsayılabileceği
bir suç ise de somut olayın niteliği itibarıyla tutuklama nedeni bakımından
sadece bu hususa dayanılması yeterli görülmemiştir.
64. Somut olayda başvurucu, Gezi olaylarından ve 2013
yılında başlatılan ceza soruşturmasından 5 yılı aşkın bir süre sonra
tutuklanmıştır. Bu süre zarfında başvurucunun kaçma girişiminde bulunduğuna
yönelik bir olgu tespit edilememiştir.
65. Başvurucunun tutuklanmasına dayanak oluşturan
delillerin tamamının 2013 yılına ait olduğu ve bu tarihte toplandığı
anlaşılmaktadır. Kamu davasının açılması sonrasında, yetkililerin bu
soruşturmanın seyrini değiştirebilecek önemli yeni deliller topladıklarını
gösteren herhangi bir bilginin dava dosyasında bulunmadığı görülmektedir.
Dolayısıyla başvurucunun delilleri karartma şüphesinin bulunduğunu söylemek de
mümkün değildir.
66. Son olarak başvurucunun tutuklanmasına konu
eylemlerin 2013 yılına ilişkin olması, iddia edilen suçların işlendiği tarihten
uzunca bir süre sonra tutuklama tedbirine başvurulması nedeniyle somut olayda
ayrıca soruşturma süreci bakımından tutuklamanın ölçülülük ilkesinin bir unsuru
olarak gerekli olup olmadığının da incelenmesi gerekir. Nitekim Anayasa
Mahkemesi benzer durumdaki (suç tarihi ile tutuklama tarihi arasında önemli
zaman diliminin bulunduğu) bazı olaylara ilişkin başvurularda tutuklamanın
gerekliliğine dair incelemede bulunmuştur.
67. Bu kapsamda Erdem Gül ve Can Dündar ([GK],
B.No: 2015/18567, 25/2/2016) kararında, başvurucular hakkında soruşturma
başlatıldığının kamuoyuna duyurulmasından sonra tutuklama tedbirinin
uygulandığı tarihe kadar geçen yaklaşık altı aylık sürede soruşturma
makamlarının suça konu edilen haberler dışında hangi delile ulaştığının,
dolayısıyla tutuklama tedbirinin uygulanmasının neden gerekli olduğunun
somut olayın özelliklerinden ve tutuklama kararının gerekçelerinden
anlaşılmaması hususu, başvurucuların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal
edildiği sonucuna varılırken dikkate alınan olgulardan biri olmuştur (Erdem
Gül ve Can Dündar, §§ 79-81). Eren Erdem (B. No: 2019/9120,
9/6/2020)kararında da başvurucunun suça konu olayların yaşandığı tarihten dört
yıl kadar sonra -yeni bir olguya ulaşılmadan- tutuklanması ölçüsüz bulunmuş ve
tutuklamanın hukuki olmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan bir mülki idare
amiri hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin hukukiliğinin incelendiği A.C.
(B. No: 2016/64868, 27/2/2020)kararında başvurucunun hakkında soruşturma
başlatılmasından yaklaşık iki yıl sonra tutuklanması ölçüsüz bulunmuştur.
Anılan kararda ayrıca soruşturma sürecinde yaklaşık iki yıl boyunca soruşturma
mercilerince başvurucunun tutuklanmasına gerek görülmediği, yine soruşturmanın
başlaması ile tutuklama tedbirinin uygulanması arasındaki iki yıllık dönemde
suça ilişkin yeni bir olgunun tespit edildiğinin soruşturma mercilerince ortaya
konulmadığı belirtilmiş, buna göre başvurucu hakkında uygulanan tutuklama
tedbirinin süreç yönünden ölçülü olmadığı değerlendirilmiştir.
68. Anayasa Mahkemesi buna karşılık Mehmet Baransu (2)
(B. No: 2015/7231, 17/5/2016, §§ 139-141) ve Süleyman Bağrıyanık ve
diğerleri (B. No: 2015/9756, 16/11/2016, §§ 228-232) kararlarında suçun
işlendiği tarih ile tutuklama tedbirinin uygulandığı tarih arasında uzun bir
süre geçmiş olmasına rağmen bu süre içinde soruşturma işlemlerinin devam
ettiğini ve soruşturma makamlarının hareketsiz kalmadığını dikkate alarak bu
tutuklamaların süreç bakımından gerekli olmadığı sonucuna varmamıştır. Yine Gülser
Yıldırım (2) ([GK], B. No: 2016/40170, 16/11/2017) kararında Anayasa
Mahkemesi başvurucunun tutuklanmasına konu suçların genel olarak 2014 yılı Ekim
ayı ile 2016 yılı Mart ayı arasındaki eylemlere ilişkin olması nedeniyle
tutuklamanın gerekli olup olmadığını incelemiştir. Anayasa Mahkemesi
başvurucunun Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi
uyarınca yasama dokunulmazlığından yararlandığı sürece başvurucu hakkında
tutuklama tedbirinin uygulanmasının mümkün olmadığını ve yasama
dokunulmazlığının belirli aşamadaki dosyalar için uygulanmayacağına ilişkin
Anayasa değişikliğinin 8/6/2016 tarihinde yürürlüğe girmesinin akabinde kamu
makamlarının hareketsiz kalmadıklarını gözeterek tutuklamanın gerekliliği
hususunda bir sorun görmemiştir (Gülser Yıldırım (2), §§ 160-163).
69.Somut olayda başvurucu 2013 yılında gerçekleşen Gezi
olaylarına ilişkin olarak tutuklanmıştır ve Gezi olayları ile ilgili olarak
2013 yılında aralarında başvurucunun da bulunduğu şüpheliler hakkında 2013/1120
sayılı soruşturma başlatılmıştır. 2013/1120 sayılı soruşturma kapsamında
başvurucu hakkında birçok iletişimin tespiti ve fiziki takip kararı
verilmiştir. Ancak daha sonra bu soruşturma 2014/40852 sayılı soruşturma
dosyası üzerinden yürütülmeye devam etmiştir. Bu soruşturmalar kapsamında
başvurucunun ifadesi alınmamış, başvurucu hakkında gözaltı ya da tutuklama gibi
tedbirlere başvurulmamıştır. Savcılık tarafından düzenlenen 9/2/2019 tarihli
iddianamedeki delillerin ilk soruşturma dosyasındaki deliller olduğu
anlaşılmaktadır. Bu deliller soruşturma makamlarının elinde olmasına rağmen
başvurucu bu ilk soruşturmadan 5 yılı aşkın bir süre sonra 17/11/2018 tarihinde
tutuklanmıştır. Başvurucunun bu eylemlerin üzerinden 5 yılı aşkın bir süre
geçtikten sonra tutuklanmasının neden gerekli olduğu, somut olayın
özelliklerinden ve tutuklama kararının gerekçelerinden anlaşılamamaktadır
(benzer değerlendirmeler için bkz. Erdem Gül ve Can Dündar, §§ 79-81).
70. Açıklanan gerekçelerle tutuklama tedbirinin hukuka
aykırı olması nedeniyle Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence
altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar
verilmesi gerekir.
71. Başvurucu ayrıca hukuka aykırı delillere dayalı
olarak tutuklandığını ileri sürmüş ise de yargılama süreci devam ederken
delillerin hukuka uygun olup olmadığı konusunda hukuki kesinliğin yapılacak yargılama
ve kanun yolu incelemesi sonucunda ortaya çıkacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda
aynı dava sürecine ilişkin iddiaların farklı düzlemlerde hem Anayasa
Mahkemesince hem de derece mahkemeleri tarafından yargısal incelemeye tabi
tutulması, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurudaki ikincil nitelikteki rolüne
uygun olmayacağından başvurucunun anılan iddiasının bu aşamada incelenmesi
mümkün görülmemiştir.
72. Başvurucu, tutukluluğunun makul süreyi aştığından da
şikâyetçi olmuştur. Yukarıda belirtilen tespitler dikkate alındığında derece
mahkemelerin başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar verirken sundukları
gerekçelerin ilgili ve yeterli olup olmadığı hususunu ayrıca incelemeye gerek
görülmemiştir.
B. Soruşturma
Dosyasına Erişimin Kısıtlandığına İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
73. Başvurucu; soruşturma dosyasında kısıtlama kararı
olduğu için tutukluluğa etkili itiraz hakkının kısıtlandığını belirterek kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
74. Anayasa'nın "Kişi hürriyeti ve
güvenliği" kenar başlıklı 19. maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir:
"Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan
kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna
aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir
yargı merciine başvurma hakkına sahiptir."
75. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Bu itibarla
başvurucunun bu bölümdeki iddiasının Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci
fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi
gerekir.
a. Genel
İlkeler
76. Genel İlkeler için bkz. Turhan Günay [GK], B.
No: 2016/50972, 11/1/2018, §§ 58-72.
b. İlkelerin
Olaya Uygulanması
77. İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliği 31/3/2017 tarihinde
5271 sayılı Kanun'un 153. maddesi gereğince dosyaya erişimin kısıtlanmasına
karar vermiştir. Kısıtlılık durumu iddianamenin kabul edilmesiyle sona
ermiştir.
78. Somut olayda başvurucunun ifadesi ve savunması
alınırken başvurucuya erişimi kısıtlanan belgelerin içeriğine ilişkin sorular
sorulmuş ve başvurucu da ayrıntılı bir ifade vermiştir. Bu kapsamda
soruşturmaya konu olaylarla ilgili teknik takip sonucu yapılan dinlemelerin
ilgili kısımlarının ve fiziki takibe ilişkin fotoğrafların gösterildiği
görülmektedir. Öte yandan başvurucu, Sulh Ceza Hâkimliğinde yapılan sorgusunda
ayrıntılı bir şekilde ifade vermiş; tutukluluğa itiraz dilekçelerinde de
suçlamalara cevap vermiştir.
79. Bu itibarla suçlamalara dayanak olan temel unsurların
ve tutmanın hukukiliğinin değerlendirilmesi için esas olan bilgilerin
başvurucuya veya müdafilerine bildirilmiş ve başvurucuya bunlara karşı savunma
ve itirazlarını ileri sürme imkânı verilmiş olması dikkate alındığında
soruşturma aşamasında dosyanın incelenmesine izin verilmemesi nedeniyle
başvurucunun tutukluluğa karşı etkili bir şekilde itirazda bulunamadığının
kabulü mümkün görülmemiştir.
80. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun dosyanın
incelenmesine izin verilmemesi nedeniyle tutukluluğa etkili bir şekilde
itirazda bulunamadığı iddiasına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık
olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
81. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir."
82. Başvurucu, başvuru dilekçesinde 100.000 TL ve ek
beyan dilekçelerinde ise 1.000.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
83. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan kararında
ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağı hususunda genel
ilkeler belirlenmiştir (B. No: 2014/8875, 7/6/2018, [GK]). Mahkeme diğer bir
kararında ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararının yerine getirilmemesinin
sonuçlarına da değinmiş ve bu durumun ihlalin devamı anlamına geleceği gibi
ilgili hakkın ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacağına da işaret etmiştir (Aligül
Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019).
84. Bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal
edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan
kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural mümkün olduğunca eski hâle
getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için
ise öncelikle ihlalin kaynağı belirlenerek devam eden ihlalin durdurulması,
ihlale neden olan karar veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan
kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların
giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması
gerekmektedir (Mehmet Doğan, §§ 55, 57).
85. Başvuruda, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle
Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlal edildiğine karar
verilmiştir. Başvurucunun 26/9/2019 tarihinde tahliyesine karar verilmiş ve
başvurucunun tutukluluk hâli sona ermiştir.
86. Öte yandan somut olayda ihlalin tespit edilmesinin
başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı
açıktır. Başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahale
nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
87. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi
için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal
arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge sunmamış
olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
88. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 364,60 harç ve
3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.964,60 TL yargılama giderinin
başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması dolayısıyla
kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle Anayasa'nın 19.
maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 364,60 harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan
toplam 3.964,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun
Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde
yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten
ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul 30. Ağır
Ceza Mahkemesine (E.2019/74, K.2020/34) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 3/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.