TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ADEM GÜLMEZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2019/777)
|
|
Karar Tarihi: 13/10/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Hikmet Murat AKKAYA
|
Başvurucular
|
:
|
1. Adem GÜLMEZ
|
|
|
2. Celal ŞAHİN
|
|
|
3. Mehmet Arif ŞAHİN
|
Başvurucular Vekili
|
:
|
Av. Cihad ALTUN
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 28/12/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca görevli memura
mukavemet suçu kapsamında başvurucular hakkında 2/5/2003 tarihinde
iddianame düzenlenmiştir.
9. Yapılan duruşmalar sonunda Batman 1. Asliye Ceza
Mahkemesi, başvurucuların üzerine atılı suçun 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı
mülga Türk Ceza Kanunu'nun 102. ve 104. maddelerinde yer alan hükümler gereği
zamanaşımı nedeniyle düşmesine ilişkin karar vermiştir. 5/11/2010 tarihli
hüküm, Cumhuriyet savcısının huzurunda ve başvurucuların bulunmadığı celsede
karara bağlanmıştır. Kararın başvuruculara tebliğinden itibaren yedi gün
içerisinde temyiz edilebileceği hükmün son kısmında belirtilmektedir.
10. Gerekçeli kararın ne zaman yazıldığı tam olarak
anlaşılamamakla birlikte Batman Cumhuriyet Başsavcılığı 30/12/2010 tarihinde
mahkeme dosyasının görüldüğünü yerel mahkemeye bildirmiştir.
11. Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesi yaklaşık sekiz yıl
sonra 7/11/2018 tarihinde gerekçeli kararın başvuruculara tebliğ edilmediğini
ve kesinleştirme işlemlerinin yapılmadığını belirten bir tutanak hazırlamıştır.
Bunun üzerine aynı gün gerekçeli karar, tebliğ edilmek üzere postaya
verilmiştir.
12. Başvuruculardan Adem Gülmez'e 22/11/2018 tarihinde,
diğer başvuruculara ise 21/11/2018 tarihinde gerekçeli karar tebliğ edilmiştir.
13. Kararı başvurucuların temyiz etmemesi üzerine 6/12/2018
tarihinde kesinleştirme işlemi yapılmıştır. Kesinleşme şerhinde kesinleşme
tarihi olarak 30/11/2018 tarihi belirtilmektedir.
14. 27/12/2018 tarihli dilekçeyle başvurucular vekili,
başvurucuları temsilen müdafi olarak kaydedilmesini yerel mahkemeden talep
etmiştir. Ertesi gün kayıt işlemi yapılmıştır.
15. 28/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda
bulunulmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
16. Mahkemenin 13/10/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
17. Başvurucular vekili, makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğini belirterek tazminat talep etmektedir. Başvurucu vekili ayrıca;
gerekçeli kararın 21/11/2018 tarihinde başvuruculara tebliğ edildiğini, temyiz
süresi içerisinde temyiz kanun yoluna müracaat edilmediğinden kararın
kesinleştiğini, bununla birlikte kesinleşmiş kararın tebliğ edilmediğini
belirtmektedir. Bu kapsamda da kararın kesinleştiğini müvekkillerinden
birisinin 28/12/2018 tarihinde bizzat mahkemeye gitmesi üzerine öğrendiğini
ifade etmektedir.
B. Değerlendirme
18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru
usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru
yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir..."
19. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün "Başvuru
süresi ve mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru
yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
20. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı
fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası
gereği bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu
öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekir.
21. Bireysel başvurunun süre koşuluna bağlanmasıyla
başvuruculara bireysel başvuruda bulunmak için imkân tanımanın yanında hukuki
belirlilik de sağlanmaktadır. Dolayısıyla dava açma ya da kanun yollarına
başvuru için belli sürelerin öngörülmesi -bu süreler dava açmayı imkânsız
kılacak ölçüde kısa olmadıkça- hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve
mahkemeye erişim hakkına aykırı değildir (Remzi Durmaz, B. No:
2013/1718, 2/10/2013, § 27).
22. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı
fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu
öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu öngörülen
durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak
"başvuru yollarının tüketildiği" tarihten söz edilmekte ise de
haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu
ibarenin "nihai kararın gerekçesinin öğrenildiği" tarih olarak
anlaşılması gerekir. Bu öğrenme somut olayın özelliklerine göre farklı
şekillerde gerçekleşebilir (A. C. ve diğerleri, B. No: 2013/1827,
25/2/2016, § 25).
23. Bireysel başvuru süresi bakımından "nihai
kararın gerekçesinin tebliği" öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet
Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27).
24. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden
davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E.,
B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).
25. Duruşmada hazır bulunmayan başvuruculara gerekçeli
karar tebliğ edilmiş, temyiz kanun yoluna gidilmemiş ve karar bu şekilde
kesinleşmiştir. Bu durumda somut olayda otuz günlük bireysel başvuru süresi ilk
derece mahkemesi kararın öğrenilmesinden itibaren başlayacaktır. Dolayısıyla
başvuruculardan Adem Gülmez'in 22/11/2018, diğer başvurucuların ise 21/11/2018
tarihinde nihai kararı öğrendikleri kabul edilmelidir.
26. Bireysel başvuru ise 28/12/2018 tarihinde yani
bireysel başvuru için öngörülen otuz günlük süreden sonra yapılmıştır.
27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde
BIRAKILMASINA 13/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.