TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ İHSAN SEÇER VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/9254)
Karar Tarihi: 8/12/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Mahmut ALTIN
Başvurucular
1. Ali İhsan SEÇER
2. Belgin DOKUZOĞLU
3. Berin ÖZSOY
4. Betül AKAY
5. Emine KARAPÜR
6. Güldane TÜRKER
7. Hakan SEÇER
8. Hamza SEÇER
9. Hatice UYANIK
10. Haydar Harun SEÇER
11. Mahmut SEÇER
12. Mehmet Emin SEÇER
13. Selma SEÇER
14. Süleyman SEÇER
15. Süleyman SEÇER
16. Yaşar SEÇER
17. Nigar YEŞİLDAL
18. Ali SEÇER
19. Süreyya AKAN
20. Mehmet SEÇER
21. Lülüfer ÖZTORUN
22. Azize SEÇER
Başvurucular Vekilleri
Av. Adil AKTAY
Av. Utku Çağrı AKTAY
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, kamulaştırma bedelinin değer kaybına uğratılarak ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucular tarafından Ceyhan Mal Müdürlüğü (İdare) aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin artırılması davasında, Yargıtay bozma kararı sonrasında 1/10/2002 tarihinde taşınmazın kamulaştırma bedeli olarak belirlenen 40.500 TL'nin 189.000 TL arttırılarak 229.500 TL'ye yükseltilmesine ve artış bedelinin 17/9/2000 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte başvuruculara ödenmesine hükmedilmiştir. Sonrasında başvurucular tarafından başlatılan icra takibi dosyasında kamulaştırma bedeli olarak başvuruculara 4/6/2003 tarihinde 467.191,31 TL ödenmiştir.
3. Ardından muhtıranın iptaline ilişkin İcra Hukuk Mahkemesinde görülen davada, İdarenin 9/6/2003 tarihi itibarıyla 14.244,63 TL dosya borcu olduğu tespit edilmiştir. Başvurucular tarafından temyiz edilen bu karar, kanun yolu denetiminden geçerek 30/5/2006 tarihinde kesinleşmiştir. Bu karar sonrasında başvuruculara 3/7/2007 tarihinde 38.480 TL ödenmiştir.
4. Başvurucular, makul sürede yargılanma hakkının ve kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla 20/10/2006 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde başvuruda bulunmuştur. AİHM, Seçer ve diğerleri/Türkiye kararı ile kamulaştırma bedelinin geç ya da eksik ödenmesine ilişkin şikâyetler açısından Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna (Tazminat Komisyonu) başvurulması gerektiğini ifade etmiş ve başvurucular tarafından yapılan başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.
5. Başvurucuların 23/2/2018 tarihinde Tazminat Komisyonuna başvurması üzerine 26/9/2018 tarihinde değer kaybı iddialarına yönelik şikâyetin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddine, yargı kararının geç icrasına yönelik şikâyet açısından ise başvuruculara toplam 13.000 TL tazminat ödenmesine karar verilmiştir. Başvurucuların istinaf talebini inceleyen Bölge İdare Mahkemesi 23/1/2019 tarihinde itirazın reddine karar vererek mülkiyet hakkına yönelik şikâyet açısından kamulaştırma bedeline işletilen faizin enflasyon oranına yakın olması nedeniyle Tazminat Komisyonu kararında hukuka aykırı bir husus bulunmadığını belirtmiştir.
6. Başvurucular nihai hükmü 20/2/2019 tarihinde öğrendikten sonra 22/3/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
A. Başvurucu Azize SEÇER Yönünden
8. Anayasa Mahkemesi olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Melle Malgir (B. No: 2014/11355, 15/2/2017) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede somut olayda 21/3/2019 tarihinde başvurucunun yaşamını yitirdiği ancak başvurucunun vekiline yapılan tebligata rağmen mirasçıların başvuruyu devam ettirmek istediklerine ilişkin taleplerini Anayasa Mahkemesine iletmediklerinden ve başvurunun incelenmesini devam ettirmeyi gerekli kılan ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen nedenlerden birinin de bulunmadığı anlaşıldığından başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer Başvurucular Yönünden
9. Başvurucular, kamulaştırma bedelinin değer kaybına uğratılarak ödenmesinden yakınmaktadır. Bakanlık görüşünde, alacağın tamamının ödenmesi nedeniyle başvurucuların mağdur sıfatının devam edip etmediğinin kabul edilebilirlik incelemesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesinin içtihatları ile somut olayın kendine özgü koşullarının gözönünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında önceki iddialarını yinelemiştir.
10. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenecektir.
11. Anayasa Mahkemesi, Ali Şimşek ve diğerleri (B. No: 2014/2073, 6/7/2017), Mehmet Akdoğan ve diğerleri (B. No: 2013/817, 19/12/2013), Kadir Çakar (B. No: 2015/18908, 21/3/2018) ve Türkan Poyraz (B. No: 2015/15388, 13/9/2018) kararlarında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede davanın açıldığı tarih ile ödendiği tarih arasında geçen dönemde gerçekleşen enflasyon oranları karşısında kamulaştırma bedelinin hissedilir/önemli derecede değer kaybetmesi nedeniyle başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklendiği belirtilerek mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Buna mukabil Hanım Çeyiz ve Mehmet Gündüz (B. No: 2015/19289, 17/7/2018) kararında, davanın açıldığı tarih ile kamulaştırma bedelinin ödendiği tarih arasında geçen dönemde gerçekleşen enflasyon oranları karşısında ödenen faizin aradan geçen sürede kamulaştırma bedelinin uğradığı değer kaybını çok büyük ölçüde karşıladığı değerlendirilmiş ve tespit edilen düzeyde küçük bir farklılığın ise (%5'ten daha az) hesaplama yöntemi sebebiyle oluşabilecek yanılma farklılığı (hata marjı) kapsamında kaldığı kabul edilmiştir.
12. Bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde kamulaştırma bedelinin artırılması davasında, 189.000 TL'nin 17/9/2000 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte başvuruculara ödenmesine hükmedilmesinin ardından 4/6/2003 tarihinde 467.191,31 TL ödenmiştir. Ardından İcra Hukuk Mahkemesinde görülen davada, İdarenin 9/6/2003 tarihi itibarıyla 14.244,63 TL dosya borcu kaldığı tespit edilmiş ve bu karar sonrasında başvuruculara 3/7/2007 tarihinde 38.480 TL ödenmiştir.
13. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre başvuruculara ödenmesi gereken 189.000 TL tutarındaki kamulaştırma bedelinin 2003 yılı Haziran ayı itibarıyla değer kaybını telafi edecek fark ile birlikte ödenmesi gereken bedel 507.003,08 TL'dir. İdare tarafından 467.191,31 TL ödenmiş ve İcra Hukuk Mahkemesince İdarenin 9/6/2003 tarihi itibarıyla 14.244,63 TL dosya borcu kaldığı tespitinden sonra 3/7/2007 tarihinde 38.480 TL ödenmiştir.
14. Bu durumda başvuruculara ödenmesi gereken geriye kalan 14.244,63 TL'nin TÜİK verilerine göre 2007 yılı Temmuz ayı itibarıyla değer kaybını telafi edecek fark ile birlikte ödenmesi gereken bedel 20.046,87 TL olmasına rağmen İdare tarafından değer kaybının üzerinde 38.480 TL ödeme yapılarak başvurucuların alacağının değer kaybına uğratılmadığı anlaşılmaktadır.
15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucu Azize SEÇER yönünden başvurunun başvurucunun ölümü nedeniyle DÜŞMESİNE,
B. Diğer başvurucular yönünden başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 8/12/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.