logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Nurettin Serhun Çakır [2.B.], B. No: 2020/10261, 27/11/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NURETTİN SERHUN ÇAKIR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/10261)

 

Karar Tarihi: 27/11/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Yücel ARSLAN

Başvurucu

:

Nurettin Serhun ÇAKIR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, oğluyla hafta içi telefon görüşmesi ve kapalı görüş yapamayan hükümlünün görüşme gününün hafta sonuna alınması talebinin reddi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihinde, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Silivri 6 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Kurum) hükümlü olarak bulunmakta iken 17/7/2022 tarihinde kendi isteği ile Bafra T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakli gerçekleştirilmiştir. Başvurucu 6/9/2022 tarihinde denetimli serbestlik tedbiri kapsamında serbest bırakılmıştır.

3. Başvurucu ve eşi 11/7/2014 tarihinde boşanmış; velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile başvurucu arasında her hafta cumartesi günü saat 10.00 ile pazar akşamı saat 17.00 arasında, sömestr tatillerinin, yıl sonu tatillerinin, dinî bayramların mahkeme kararında belirtilen gün ve saatlerinde başvurucu yanında yatılı kalmak sureti ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

4. Başvurucu 18/10/2019 tarihinde Silivri İnfaz Hâkimliğine hitaben yazdığı dilekçesinde 2014 yılında eşinden boşandığını, eski eşi izin vermediği için oğluyla fiziken görüşemediğini, okullar açıldığı için de telefonla görüşemediğini belirterek hak ihlali oluşmaması için gereğinin yapılmasını talep etmiştir.

5. Kurum İdare ve Gözlem Kurulu (Kurul) 18/10/2019 tarihinde başvurucunun talebini reddetmiştir. Kurul kararında özetle telefon görüş günleri, kurumun fiziki yapısı, kapasitesi, kurumda barındırılan hükümlü ve tutukluların profilleri, telefon görüşünde görevlendirilecek personel sayısı dikkate alındığında kurumda barındırılan hükümlü ve tutukluların öğrenim gören çocukları için, haftalık telefon görüşlerinin hafta sonuna alınmasının Kurum ve kişi güvenliğini tehlikeye düşürebileceği belirtilmiştir. Kararda değişiklik yapılması hâlinde Kurum düzeninin bozulabileceği ve ileride telafisi mümkün olmayan müessif olaylara sebebiyet verilebileceği ve bu durumun kurum düzenini ve disiplinini riske atacağı ifade edilerek hafta sonu telefon görüşü yaptırılmamasına, hafta içi telefon görüşlerinin sabah 09.00-12.00 ile öğleden sonra 13.30-17.00 saatleri arasında yaptırılmasına karar verilmiştir.

6. Başvurucunun talebinin reddine ilişkin karara karşı (Kapatılan) Silivri 3. İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği)şikâyet başvurusunda bulunması üzerine 16/12/2019 tarihinde İnfaz Hâkimliği, şikâyetin reddine karar vermiştir. Kararda İnfaz Hâkimliği, başvurucunun eğitim gören oğlu ile hafta sonları telefon ve kapalı görüşten faydalanmayı talep ettiği, İdare ve Gözlem Kurulunun gerekçelerine yer verilmiş; ölçülülük ilkesi ve mevzuat lafzında, telefon görüş günleri, kurumun fiziki yapısı, kapasitesi, kurumda barındırılan hükümlü ve tutukluların profilleri, telefon görüşünde görevlendirilecek personel sayısının dikkate alındığı gözönüne alınarak kurumun takdir hakkını kullanmasında mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı belirtilmiştir.

7. Başvurucu İnfaz Hâkimliği kararına karşı Silivri Ağır Ceza Mahkemesine (Mahkeme) itiraz başvurusunda bulunmuştur. Mahkeme 14/1/2020 tarihli kararı ile İnfaz Hâkimliği kararının usul ve kanuna uygun olduğu, kararın gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiştir.

8. Nihai karar başvurucuya 11/2/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, başvurucu 6/3/2020 tarihinde süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

10. Başvurucu; eşiyle 2014 yılında boşandığını, çocuğunun velayetinin annesinde olduğunu, hafta içi annesinde hafta sonları ise başvurucunun ailesinin yanında kaldığını, çocuğun eğitimi ve boşanmış olmalarının sonucu olarak annesinde kaldığı zamanlar annesinin izin vermemesinden dolayı hafta içi çocuğuyla görüşemediğini belirtmiştir. Başvurucu kendi durumunun Anayasa Mahkemesinin Ümit Balaban (3), (B. No: 2016/2821, 29/5/2019) kararındaki durumun kendi durumuyla benzer olduğunu, dilekçesinde bu durumu belirtmesine rağmen idare ve mahkemelerin ısrarla çocuğun hafta içi öğrenim görmesi nedeniyle görüşemediği sebebinden yola çıkarak değerlendirme yaptıklarını, kendine özgü durumunun değerlendirilmediğini belirterek talebinin reddedilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Adalet Bakanlığı görüşünde başvurucunun kapalı görüşe ilişkin iddiasını ilk defa Anayasa Mahkemesi önünde ileri sürdüğünü belirterek başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği yönünden kabul edilebilirlik incelemesinde gözönüne alınması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bakanlık, aile hayatına saygı hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü koşullarının da dikkate alınması gerektiği belirtmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

12. Başvuru, aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmiştir.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Hükümlü ve tutukluların haftalık telefon görüşme gün ve saatlerinin öğrenim gören çocuklarıyla görüşme sağlayacak şekilde tespit edilmesi gerektiğine ilişkin genel ilkeler Anayasa Mahkemesinin Yeliz Erten (B. No: 2020/99, 11/3/2021, §§ 34-38) kararında açıklanmıştır. Bu bağlamda Anayasa’nın 20. ve 41. maddeleri ebeveynin çocuklarıyla bütünleşmesinin sağlanması amacıyla tedbirler alınmasını isteme hakkını ve kamusal makamların bu tür tedbirleri alma yükümlülüğünü içermektedir. Mahkemeler, idari makamlar ve yasama organı tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun üstün yararının gözetilmesi ve aile ilişkilerinin sürdürülmesini sağlayacak şekilde hareket edilmesi devletin pozitif yükümlülüklerinin gereğidir. Hükümlü ve tutukluların bazı haklarının sınırlandırılması, tutulmanın kaçınılmaz sonucu olsa da cezaevi idaresi hükümlü ve tutukluların ailesiyle temasını sağlayacak tedbirler almak zorundadır. Bu tedbirler alınırken çocuğun yüksek yararı gözetilerek kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile aile hayata saygı hakkı arasında adil bir denge sağlanmalı ve bu konuda ikna edici gerekçeler ortaya konmalıdır. Telefonla görüşme hakkı konusunda tespit edilen bu ilkeler, açık ve kapalı görüşlerin çocuk ve ebeveynin aile bağlarını sürdürecek şekilde temas etmesini sağlaması bakımından da geçerlidir (Aynı yönde bkz. Kenan Gülbay, B. No: 2020/9239, 8/6/2023, § 10; Enes Akelma ve diğerleri, B. No: 2020/37466, 8/2/2024, § 10; Şaban Cinoğlu, B. No: 2020/8674, 8/6/2023, § 9).

15. Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan Yeliz Erten ve aynı yöndeki diğer kararlarında (Yeliz Erten,§ 43, Kenan Gülbay, § 12; Enes Akelma ve diğerleri, § 12; Şaban Cinoğlu, § 11), çocuğun üstün yararının da gözetilerek aile ilişkilerinin devamlılığını sağlayacak şekilde hareket edilmediği, telefonla görüşme ve ziyaret gününün hafta sonu olacak şekilde ayarlanmasının Kurumun güvenliğini ne şekilde tehlikeye düşüreceğinin ilgili kararlarda somut ve yeterli şekilde açıklanmadığı belirtilerek aile hayatına saygı hakkı bakımından devletten beklenen pozitif yükümlülüklerin yerine getirilmediği sonucuna ulaşılmıştır.

16. Başvurucunun eşinden boşandığı ve örgün eğitime devam eden müşterek çocuğuyla kişisel ilişki kurulmasına dair karara göre hafta sonları ve ilgili kararda belirtilen tatil günlerinde müşterek çocuğun başvurucu ile görüşebileceği anlaşıldığından başvurucunun kapalı görüş ile telefonla görüşme hakkının hafta içi kullandırılması nedeniyle çocuğuyla görüşemediği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.

17. Somut başvuruda, idari ve yargısal kararlarda başvurucunun eşiyle boşandığı ve müşterek çocukla görüşebileceği günler de gözetilerek herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, çocuğun yüksek yararı ve başvurucunun aile hayatına saygı hakkı dikkate alınmadığı ve talebinin neden karşılanmadığı konusunda ilgili ve yeterli gerekçeler sunulmadığıanlaşılmıştır.

18. Sonuç olarak, idarenin ve yargı mercilerinin başvurucunun özel olan ve istisna teşkil eden durumunu göz ardı etmesi, başvurucunun çocuğuyla kişisel ilişki ve aile bağı kurmasını ciddi ölçüde zorlaştırmıştır. Bu itibarla olayda aile hayatına saygı hakkı bakımından devletten beklenen pozitif yükümlülükler çerçevesinde alınması gereken makul tedbirlerin alınmadığı, bu yönde yargısal makamlarca oluşturulan gerekçelerin de yeterli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır (Ümit Balaban (3), §§ 38,39).

19. Açıklanan nedenlerle, yukarıda değinilen kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

20. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucunun ceza infaz kurumundan tahliye edildiği gözetildiğinde ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin reddine,

E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Silivri 2. İnfaz Hakimliğine (2019/7397 Esas sayılı dosyası kapsamında Silivri (Kapatılan) 3. İnfaz Hâkimliğinin E.2019/5792, K.2019/6844), Silivri Ağır Ceza Mahkemesine (2020/120 D.iş) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 27/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLEkarar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Nurettin Serhun Çakır [2.B.], B. No: 2020/10261, 27/11/2024, § …)
   
Başvuru Adı NURETTİN SERHUN ÇAKIR
Başvuru No 2020/10261
Başvuru Tarihi 6/3/2020
Karar Tarihi 27/11/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, oğluyla hafta içi telefon görüşmesi ve kapalı görüş yapamayan hükümlünün görüşme gününün hafta sonuna alınması talebinin reddi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Ceza infaz kurumu uygulamaları İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi