TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
DİLAN SILA KANMAZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/12950)
Karar Tarihi: 18/9/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Metin KIRATLI
Raportör
Kamber Ozan TUTAL
Başvurucular
1. Dilan Sıla KANMAZ
2. Hakan ULU
3. Şenay KOCAOĞLU
Vekili
Av. Nuran ÖZDEMİR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, yargı kararının icra edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucular, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin koyduğu teşhis ve uyguladığı tedavinin hatalı olduğu iddiasıyla maddi ve manevi tazminat davası açmıştır. Ankara 8. İdare Mahkemesi (Mahkeme) idareye atfedilebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığını belirterek davayı reddetmiştir. Başvurucular kararı temyiz etmiştir.
3. Danıştay 15. Dairesi, manevi tazminat talebinin yapılacak araştırmadan sonra yeniden değerlendirilmesi ve reddedilen maddi tazminat talebi yönünden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararı bozmuştur. Daire, başvurucuların diğer temyiz itirazlarını reddetmiştir.
4. Mahkeme 6/12/2018 tarihinde bozma kararına uymuş, sağlık hizmetinin gerektiği gibi yürütülmediğini kaydederek başvuruculara 150.000 TL manevi tazminat, 14.750 TL vekâlet ücreti ve 295 TL yargılama giderinin ödenmesine karar vermiştir. Taraflar karara karşı temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
5. Başvurucular 7/1/2020 tarihinde davalı idare aleyhine tazminat miktarı, vekâlet ücreti ile yargılama gideri ile bunlara işlemiş faizden oluşan toplam 255.275,25 TL üzerinden Mahkemenin kararına dayalı olarak ilamlı icra takibi başlatmıştır. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden icra dairesi dosyası incelendiğinde idarenin ödeme emrine itiraz etmediği, icra takibine konu alacağın ödenmediği ve 3/12/2023 tarihinde başvurucuların idarenin hak ve alacakları üzerine haciz konulması talebinin kabul edildiği anlaşılmaktadır.
6. Başvurucular 14/4/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Danıştay 10. Dairesi 3/6/2021 tarihinde manevi tazminat miktarının fazla belirlendiğini belirterek kararın bu kısmını bozmuştur. Daire 14/12/2022 tarihinde davalı idarenin karar düzeltme istemini reddetmiştir.
8. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucuların adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
10. Başvurucular, mahkeme kararıyla hüküm altına alınan alacaklarını kamu mallarının haczedilememesi nedeniyle tahsil edemediklerini ve bu nedenle de mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
11. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
12. Somut olayda başvurucular mahkeme kararına dayalı alacağın ödenmemiş olmasından şikâyetçidir. Bununla birlikte başvurucuların icra takibinde dayanak olarak gösterdikleri 6/12/2018 tarihli mahkeme kararı bireysel başvuru yapıldıktan sonra Danıştay 10. Dairesi tarafından 3/6/2021 tarihinde bozulmuştur. Sonrasında da aynı Daire, davalı idarenin karar düzeltme talebini reddetmiştir. Bu hâliyle icra takibine dayanak mahkeme kararının henüz kesinleşmediği ve başvurucuların manevi tazminat talebine konu yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvuru yolları tüketilmediğinden başvurunun incelenmesi mümkün değildir.
13. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım taleplerinin KABULÜNE,
B. Yargı kararının icra edilmediğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talepleri kabul edilen başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 18/9/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.