TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ABDURREZZAK SELÇUK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/1619)
Karar Tarihi: 23/5/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
M. Emin ŞAHİNER
Başvurucu
Abdurrezzak SELÇUK
Vekili
Av. Nermin PARLAMIŞ
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, bir kamu kurumu aleyhine verilmiş mülkiyetle ilgili ve icra edilebilir bir yargı kararının uzun süre icra edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Kaynartepe Mahallesi'nde bulunan 172 parsel numaralı taşınmaza Bağlar Belediyesi (Belediye) tarafından kamulaştırılmaksızın el atılmasından dolayı başvurucu 13/4/2012 tarihinde Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı tazminat davası açmıştır.
3. Mahkeme 10/12/2015 tarihli kararla, başvurucunun da aralarında bulunduğu davacılara toplam 109.070 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek faizle ve eşit oranda verilmesine, fen bilirkişisi tarafından 13/7/2015 tarihindehazırlanan taşınmaza ilişkin krokide yer alıp A, B, C, D, E, F, G harfleri ile gösterilen toplam 1.091,92 m² yüz ölçümündeki bölümün ifrazına, ifraz edilecek bu bölümde davacıların murisi Harun Selçuk'a ait payın tümüyle iptal edilip yol olarak terkinine karar vermiştir.
4. Mahkeme kararına karşı temyiz isteminde bulunulmuş, hüküm Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 23/10/2017 tarihli kararı ile onanmıştır. Taraflarca karar düzeltme isteminde bulunulmadığından karar 3/1/2018 tarihinde kesinleşmiştir.
5. Başvurucu, Diyarbakır 1. İcra Müdürlüğünde Belediye aleyhine icra takibi başlatmıştır.
6. Başvurucu 31/12/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde başvuruya konu taşınmaz bakımından Diyarbakır İcra Dairesinin 2020/52528 sayılı icra takip dosyasına 26/1/2021 tarihinde 223.280 TL tutarında ödeme yapıldığı, ayrıca başvurucu vekili tarafından dava vekâlet ve icra vekâlet ücretleri bakımından Diyarbakır İcra Dairesinin 2021/24013 sayılı dosyası üzerinden ayrı bir takibin başlatıldığı, 30/12/2021 tarihinde bu takip yönünden de toplam 34.969,20 TL tutarında gerekli ödemenin yapıldığı, dolayısıyla başvurucunun tüm alacakları ödendiğinden takibin infazen kapandığı anlaşılmıştır.
8. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
9. Başvurucu; kamulaştırmasız el atmadan dolayı açtıkları tazminat davasının lehlerine sonuçlandığını, kesinleşmiş mahkeme kararının uygulanmadığını ve yargılama sonunda da mahkeme kararına rağmen alacağını tahsil edemediğini iddia etmiştir. Başvurucu kesinleşmiş mahkeme kararıyla bir sonuca varamadığını, karar doğrultusunda alacağının tahsili için Diyarbakır İcra Dairesi vasıtasıyla icra takibi başlattığını ancak aradan geçen süre zarfında bireysel başvuru tarihi itibarıyla alacağını elde edemediğini belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvuruya konu yargılama sürecinden bahsedilmiş ve Belediye aleyhine ilamlı icra takibi yapıldığı, güncel dosya borcunun 26/1/2021 ve 30/12/2021 tarihlerinde Belediyece ödendiği ifade edilmiştir. Bu durumda başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinde başvurucunun mağdur sıfatının devam edip etmediğinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında mahkeme kararında belirtilen kamulaştırmasız el atma bedelinin tamamı kendisine ödenmiş olsa da ödemenin makul sürede yapılmaması nedeniyle bedelin değer kaybına uğradığını belirtmiştir.
11. Genel olarak bir hakkın öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak nitelendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31). Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılmasıyla söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy, § 32).
12. Somut olayda UYAP üzerinden yapılan araştırmada Belediye tarafından 26/1/2021 ve 30/12/2021 tarihlerinde İcra Dairesine ödeme yapılarak borcun ödendiği anlaşılmıştır. Ancak başvurucu, Anayasa Mahkemesini bu konuda bilgilendirmemiştir.
13. Belediyenin mahkeme ilamına bağlanan borcunu ödemediğinden şikâyet edilen başvuruda borcun süreç içinde kısmen veya tamamen ödenmesi başvurucunun mağdur statüsünün değerlendirilmesi bakımından oldukça önem taşımaktadır. Ödeme olgusunun değerlendirilmesi sonucunda bazı şikâyetler yönünden başvurucuların mağdur statüsünün hitama erdiği sonucuna ulaşılabilecek ve başvurunun düşmesine karar verilebilecektir. Başvurucu, bireysel başvuru formunda başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu Anayasa Mahkemesine bildireceğini beyan etmesine rağmen Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı bir şekilde, yukarıda belirtilen olguya ilişkin olarak herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.
14. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmelerle ilgili olarak Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
15. Başvurunun mahiyeti gözetildiğinde taşınmaza ilişkin olarak 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca başvurucu aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesine gerek görülmemiştir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 23/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.