logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Firdevs Mürşide Yiğitbaş [2. B.], B. No: 2020/19822, 12/3/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FİRDEVS MÜRŞİDE YİĞİTBAŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/19822)

 

Karar Tarihi: 12/3/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Duygu KALUKÇU

Başvurucu

:

Firdevs Mürşide YİĞİTBAŞ

Vekili

:

Av. Serhat ATLI

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; öğretmenliğe ilk atanmada kırk yaşından gün almamış olma şartı kaldırıldığı hâlde atanma talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davanın reddi nedeniyle gerekçeli karar hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. İlahiyat fakültesinden mezun olan başvurucu, Millî Eğitim Bakanlığı (İdare) nezdinde vekil öğretmen/ücretli öğretmen olarak görev yapmaktayken 2013 yılı için internet sistemi üzerinden atanma talebinde bulunmuş; talebinin kabul edilmemesi üzerine İdareye başvurmuştur. Başvurucunun başvurusu zımnen reddedilmiştir. Başvurucu, zımni ret işleminin iptali talebiyle Ankara 3. İdare Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde dava açmıştır.

3. Mahkeme 28/11/2014 tarihli kararla davanın kabulüne hükmetmiştir. Kararın gerekçesinde 4/3/2006 tarihli ve 26098 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin (2006 tarihli Yönetmelik) 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendinde yer alan "kırk yaşından gün almamış olmak" koşulunu inceleyen Mahkeme, başvurucunun yaş şartını taşıdığını tespit ederek dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.

4. Davalı İdare bu karara karşı temyiz kanun yoluna gitmiştir. Danıştay 12. Dairesi (Daire) yaptığı inceleme neticesinde 31/5/2017 tarihli kararla hükmü bozmuştur. Daire, kararında 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'nun "Öğretmenlerin nitelikleri ve seçimi" başlıklı 45. maddesine yer vermiş; öğretmen adaylarında genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyon bakımından aranacak niteliklerin İdarece tespit edileceğini belirtmiştir. Bu kapsamda 6/5/2010 tarihli ve 27573 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin (2010 tarihli Yönetmelik) 11. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (g) bendinde yer alan "kırk yaşından gün almamış olmak" şartına yer vermiş, ücretli öğretmen olarak istihdam edilen başvurucunun öğretmenliğe ilk defa atanacaklar bakımından kırk yaş koşulunu taşımadığından bahisle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık olmadığını belirtmiştir.

5. Başvurucu, anılan Yönetmelik hükmünün 2015 yılında yürürlükten kaldırıldığını belirterek karar düzeltme kanun yoluna başvurmuşsa da başvurucunun talebi reddedilmiştir.

6. Bozma üzerine dosya kendisine gelen Mahkeme 26/4/2018 tarihli kararıyla bozmaya uyarak davanın reddine hükmetmiştir. Kararın gerekçesinde 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 1739 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerine atıfta bulunulmuş ve buna göre atanacak öğretmenlerde aranacak kriterlerin İdarece yönetmelik ile düzenlenebileceği belirtilmiş; bu kapsamda ücretli öğretmen olarak istihdam edilen başvurucunun öğretmenliğe ilk defa atanacaklar bakımından 2010 tarihli Yönetmelik'in 11. maddesi uyarınca aranan kırk yaşından gün almamış olma koşulunu sağlamadığı ifade edilmiştir.

7. Başvurucu, ilgili Yönetmelik hükmünün 2015 yılında yürürlükten kaldırıldığı iddiası ile temyiz ve karar düzeltme talebinde bulunmuş ise de başvurucunun talepleri reddedilmiş ve karar 4/2/2020 tarihinde kesinleşmiştir.

8. Nihai karar, başvurucuya 13/4/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 29/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. 25/3/2020 tarihli ve 7226 sayılı Kanun ile COVID-19 pandemisi nedeniyle yargı alanındaki süreler 13/3/2020 tarihinden 15/6/2020 tarihine kadar durdurulduğundan başvurunun süresinde olduğu anlaşılmıştır.

9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

10. Başvurucu; kırk yaş şartını getiren 2010 tarihli Yönetmelik'in kaldırıldığını, dolayısıyla tesis edilen işlemin hukuki dayanağının ortadan kalktığını, mevcut hâliyle de kendisine karşı uygulanmasının hatalı olduğunu zira kırk yaş şartının ilk defa atanacaklar için getirildiğini, ilgili mevzuata göre sözleşmeli öğretmen pozisyonunda hâlen görev yapanlarla daha önce bu kapsamda en az bir yıl fiilen görev yapmış kişiler yönünden anılan şartın aranmayacağını belirtmiştir. Kanunla getirilmeyen bir sınırlamanın yönetmelik ile getirilmesinin hukuka aykırı olduğunu ifade eden başvurucu; kendisiyle aynı durum ve şartlara sahip olan kişilerin atamasının yapıldığını, bu konuda yargı makamlarının çelişkili kararlarının bulunduğunu, davanın reddi kararında ise bu konudaki iddia ve itirazlarına ilişkin bir değerlendirmeye yer verilmediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; yargısal süreç devam ederken başvurucunun 15/8/2016 tarihli ve 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarıldığı, ardından örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ancak kararın henüz kesinleşmediği belirtilmiştir. Bu kapsamda öncelikli olarak başvurucunun mağdur sıfatının tartışılması gerektiği, öte yandan güncel gelişmelerin bireysel başvuru dosyasına bildirilmediği gözetildiğinde hakkın kötüye kullanımının da söz konusu olabileceği ifade edilmiştir. Esasa ilişkin olarak ise dava konusu idari işlemin tesis edildiği tarihte işleme dayanak mevzuatın yürürlükte olduğu, Danıştayın yerleşik içtihadına göre yargısal denetimin işlem tarihine göre yapılması gerektiği, gerekçeli kararda uyuşmazlığı çözmeye yönelik yeterli açıklama yapıldığı belirtilmiştir. Çelişkili kararlar verildiği iddiası yönünden ise bir kanun hükmüne ilişkin içtihadın yerleşik hâle gelene kadar yargı organlarınca farklı şekillerde yorumlanabileceği ifade edilmiş, başvuruya konu olayla ilgili olarak Danıştay 12. Dairesinin içtihadının 2016 yılında değiştiği ve başvurucu hakkında verilen kararın değişen içtihada uygun olduğu belirtilmiştir.

12. Başvurucu; Bakanlığın görüşüne karşı beyanında, görevine devam eden öğretmenler yönünden İdare lehine sonuçlanan yargısal kararların uygulanmayarak öğretmenlerin görevlerine devam etmeleri yönünde karar alındığını belirtmiştir.

13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun şikâyeti adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan gerekçeli karar hakkı kapsamında incelenmiştir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsar (daha geniş değerlendirme için bkz. Abdullah Topçu [1. B.], B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75). Nitekim Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı yanıt vermesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz ancak mahkemeler, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de (Yasemin Ekşi [1. B.], B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56) mahkemelerin davanın esas sorunlarını inceledikleri gerekçeli karardan anlaşılmalıdır. Bir kararda tam olarak hangi unsurların olması gerektiği davanın niteliğine ve şartlarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte olması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçeyle yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, § 35). Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi veya yanıt vermeyi gerektiren usul ya da esasa dair iddiaları cevapsız bırakması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).

16. Öte yandan temyiz mercilerinin kararlarının tamamen gerekçeli olması zorunlu değildir. Temyiz merciinin yargılamayı yapan mahkemenin kararıyla aynı fikirde olması ve bunu ya aynı gerekçeyi kullanarak ya da basit bir atıfla kararına yansıtması yeterlidir. Burada önemli olan husus; temyiz merciinin bir şekilde temyizde dile getirilmiş ana unsurları incelediğini, mahkemenin kararını inceleyerek onadığını ya da bozduğunu göstermesidir (Yasemin Ekşi, § 57).

17. Somut olayda ücretli öğretmen olarak görev yapan başvurucunun kadrolu öğretmen olarak atanma talebi, şartları taşımadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucu, talebinin reddedilmesi üzerine iptal davası açmıştır. Mahkeme davayı kabul etmiş ancak Daire 2010 tarihli Yönetmelik kapsamında başvurucunun kırk yaşından gün almamış olma koşulunu sağlamadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Bozma üzerine dosya kendisine gelen Mahkeme de aynı gerekçeyle davanın reddi yönünde karar vermiştir (bkz. §§ 3-6).

18. Öğretmenliğe atanabilmek için kanunla belirlenen genel şartların yanı sıra 2010 tarihli Yönetmelik'te belirtilen özel şartların da sağlanması gerektiği görülmüştür. Anılan Yönetmelik'te 2015 yılında değişiklik yapılarak kırk yaşından gün almamış olmak şeklindeki atanma şartı kaldırılmıştır. Başvurucu, yargılama sürecinde bu hususu ileri sürmüş, kendisiyle benzer durumda olan kişiler yönünden lehe kararlar verildiğini iddia etmiş ise de yargı mercilerince bu hususa ilişkin ayrıca ve açıkça bir yanıt verilmediği görülmüştür. Başvurucunun anılan iddiaları yönünden ne gerekçeli kararda ne de kanun yolu incelemesinde ayrıca ve açıkça bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmış, bu kapsamda gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

19. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

20. Başvurucu, gerekçeli karar hakkının yanında mülkiyet hakkının, kanun önünde eşitlik ilkesi ile çalışma hakkının da ihlal edildiğini öne sürmüştür. Başvuruda gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden bu iddialar hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

21. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

22. 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 40. maddesi ile 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri İle Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun'un geçici 2. maddesinin birinci fıkrasında yer alan tarih 9/3/2023 olarak değiştirilmiş ve 9/3/2023 tarihi itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Tazminat Komisyonu tarafından inceleneceği düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi Veysi Ado ([GK], B. No: 2022/100837, 27/4/2023) kararında, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir. Mevcut başvuruda da söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

24. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile 500.000 TL manevi ve miktar belirtmeksizin maddi tazminat talebinde bulunmuştur.

25. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2) [1. B.], B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

26. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

27. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 3. İdare Mahkemesine (E.2018/853, K.2018/979) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 446,90 TL harç ve 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 30.446,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/3/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Firdevs Mürşide Yiğitbaş [2. B.], B. No: 2020/19822, 12/3/2025, § …)
   
Başvuru Adı FİRDEVS MÜRŞİDE YİĞİTBAŞ
Başvuru No 2020/19822
Başvuru Tarihi 29/6/2020
Karar Tarihi 12/3/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, öğretmenliğe ilk atanmada kırk yaşından gün almamış olma şartı kaldırıldığı hâlde atanma talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davanın reddi nedeniyle gerekçeli karar hakkının, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Gerekçeli karar hakkı (idare) İhlal Yeniden yargılama
Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi