TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
EBUTALİP POLAT BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/20681)
Karar Tarihi: 15/5/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Mehmet Yavuz YAŞAR
Başvurucu
Ebutalip POLAT
Vekili
Av. Zehra POLAT
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, iptal davasının süre aşımından reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, Cumhuriyet savcısı adaylığı eğitimi sonunda katıldığı yazılı ve sözlü olarak iki aşamalı olarak gerçekleştirilen mesleki yeterlik sınavının 16/8/2016 tarihinde yapılan sözlü sınavında başarısız sayılmıştır. Başvurucunun 31/8/2016 tarihinde Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığına hitaben yazdığı dilekçeyle sözlü sınava yaptığı itiraz 14/2/2017 tarihinde reddedilmiştir.
3. Başvurucunun sözlü sınavdan başarısız olduğu gerekçesiyle Adalet Bakanlığının (Bakanlık) 29/3/2017 tarihli işlemi ile adaylık görevine son verilmiş, söz konusu işlem 14/4/2017 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
4. Başvurucu, Bakanlığa sunduğu 29/3/2017 tarihli dilekçe ile sınav sonucunun tekrar değerlendirilmesi talebiyle sonuca itiraz etmiştir. Belirtilen başvuru, Bakanlıkça ilgisi nedeniyle Türkiye Adalet Akademisi Başkanlığına (Akademi) gönderilmiştir. Akademi 13/4/2017 tarihli yazıyla sözlü sınav sonucuna yönelik itirazın daha önce reddedildiğini ve tekrar bir işlem yapılamayacağını belirtmiştir.
5. Başvurucu, adaylık görevine son verilmesine ilişkin 29/3/2017 tarihli Bakanlık işleminin iptali talebiyle 29/7/2017 tarihinde Tokat İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır.
6. Başvurucu 8/8/2017 tarihli dilekçeyle Bakanlığa adaylık görevine son verilmesine ilişkin işlemin kaldırılması talebiyle yeniden başvurmuştur. Yapılan başvuru 2/10/2017 tarihli Bakanlık işlemiyle, başvurucunun sözlü sınavda başarısız olup sınav sonucu kesinleşerek adaylığına son verildiğinden talep hakkında Bakanlıkça yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
7. Mahkeme 14/2/2018 tarihinde davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucunun adaylık görevine son verilmesine ilişkin 29/3/2017 tarihli Bakanlık olurunun 14/4/2017 tarihinde başvurucuya tebliğ edildiği vurgulanmıştır. Mahkeme, başvurucunun 14/4/2017 tarihinden itibaren ya doğrudan altmış gün içinde göreve son verme işlemine karşı dava açması yahut da 14/4/2017 tarihinden itibaren altmış gün içinde göreve son verme işlemine davalı idare nezdinde itiraz etmesi, itiraz ile duran sürede itirazdan itibaren altmış gün içinde bir cevap verilmesi durumunda kalan dava açma süresi içinde, itiraz ile duran sürede altmış gün içinde bir cevap verilmezse duran dava açma süresinden itiraz tarihine kadar geçen altmış günlük dava açma süresinden düşülerek geriye kalan dava açma süresi içinde davanın açılması gerektiğinin altını çizmiştir. Mahkeme bu kabulle, anılan hak düşürücü süreler geçtikten sonra 8/8/2017 tarihinde dava konusu işleme yapılan itirazın dava açma süresini ihya etmeyeceğini belirtmiştir.
8. Başvurucu, Mahkeme kararına karşı istinaf talebinde bulunmuştur. Başvurucu; istinaf dilekçesinde 29/3/2017 tarihinde Bakanlığa hitaben yaptığı başvuru ile sözlü sınav sonucuna değil memuriyete son verme işlemine karşı itiraz ettiğini, dava konusu işlemi tebliğ tarihinden evvel şifahen öğrendiğini 29/3/2017 tarihli dilekçenin 14/4/2017 tarihinde tebliğ edilen memuriyete son verme işleminin iptali, geri alınması, değiştirilmesi talebinden ibaret olduğunu iddia etmiştir. Dosyayı inceleyen Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 12/6/2018 tarihli karar ile istinaf talebinin reddine karar vermiştir.
9. Başvurucu, istinaf dilekçesindeki iddialarını yineleyerek temyiz talebinde bulunmuştur. Yapılan başvuru Danıştay Beşinci Dairesi (Daire) tarafından 13/1/2020 tarihli karar ile reddedilerek hüküm onanmıştır.
10. Nihai kararın 9/6/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmesi üzerine başvurucu 2/7/2020 tarihinde başvuruda bulunmuştur.
11. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
12. Başvurucu 29/3/2017 tarihinde Bakanlığa hitaben yaptığı başvuru ile sözlü sınav sonucuna değil, memuriyete son verme işlemine karşı itiraz ettiğini vurgulamıştır. Başvurucu, dava konusu işlemi tebliğ tarihinden önce şifahen öğrendiğini ve 29/3/2017 günlü dilekçeyle 14/4/2017 tarihinde tebliğ edilen memuriyete son verme işleminin iptali, geri alınması, değiştirilmesi talebinde bulunduğunu belirtmiştir. Başvurucu son olarak Mahkemenin süre aşımı kararı ile dava açmasının engellendiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
13. Başvuru, mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.
14. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
15. Adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52).
16. Mahkemeye erişim hakkı, mahkemeye başvuru konusunda etkili bir sistemin var olmasını ve dava açmak isteyen kişilerin mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve yeterli fırsatlara sahip olmasını gerektirir. Özellikle hukuki ya da uygulamadaki belirsizlikler kişilerin mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (Aktif Elektrik Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2012/855, 26/6/2014, § 34). Bu nedenle mahkemelerin usul kurallarını uygularken yargılamanın hakkaniyetine zarar getirecek ölçüde katı şekilcilikten kaçınmaları gerektiği gibi kanunla öngörülmüş usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak ölçüde aşırı esneklikten de kaçınmaları gerekir (Kamil Koç, B. No: 2012/660, 7/11/2013, § 65).
17. Dava açma süresinin işlemeye başladığı an da mahkemeye erişim hakkına yapılan müdahalenin ölçülülüğü bağlamında büyük önem taşımaktadır (Yaşar Çoban [GK], B. No: 2014/6673, 25/7/2017, § 66). Dava açma süresinin hangi tarihte başlayacağını belirlemek ve mevzuatı bu yönüyle yorumlamak görevi esasen mahkemelere aittir. Bireysel başvurunun ikincillik ilkesi gereği, dava açma süresinin başlatılacağı tarihin belirlenmesi noktasında Anayasa Mahkemesinin bir görevi bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesinin bu hususta üstleneceği rol, dava açma süresinin hangi tarihten itibaren başlatılması gerektiğiyle ilgili derece mahkemelerinin yorumlarının mahkemeye erişim hakkına etkisini somut olayın şartları ışığında incelemektir (Ahmet Yıldırım, B. No: 2014/18135, 20/9/2017, § 46).
18. Somut yargılama sürecinde Mahkeme ret gerekçesini, başvurucunun adaylık görevine son verilmesine ilişkin 29/3/2017 tarihli işlemin 14/4/2017 tarihinde kendisine tebliğ edilmesine karşın bu tarihten itibaren doğrudan altmış gün içinde ya da göreve son verme işlemine davalı idare nezdinde itiraz ederek kalan dava açma süresi içinde dava açmadığı üzerine kurmuştur. Mahkeme, ayrıca başvurucu tarafından 29/3/2017 tarihli dilekçe ile Bakanlığa yapılan başvurunun dava konusu işleme -göreve son verme işlemine- itiraz mahiyetinde olmadığını, belirtilen dilekçenin sözlü sınav sonucunun tekrar değerlendirilmesi talebine ilişkin olduğunu da belirterek söz konusu durumun dava açma süresini ihya etmediğini belirtmiştir.
19. Adaylık görevine son verilmesine yönelik dava konusu 29/3/2017 tarihli Bakanlık işleminin başvurucuya 14/4/2017 tarihinde tebliğ edildiği gözetildiğinde; diğer yandan başvurucunun idari işlemin iptali, geri alınması, değiştirilmesi talebiyle Bakanlığa sunduğunu belirttiği 29/3/2017 tarihli dilekçede sadece sözlü sınav sonucuna yapılan itiraz ve tekrar inceleme talebinin bulunduğu, memuriyetine son verilmesine yönelik herhangi bir iddia veya itirazının yer almadığı dikkate alındığında, Mahkemenin söz konusu yorum ve değerlendirmesinin öngörülemez olmadığı kaldı ki bu değerlendirme kapsamında da başvurucunun ilgili işleme yönelik dava yoluna başvuru için yeterli süreye ve imkâna sahip olduğu görülmektedir.
20. Bu durumda derece mahkemesinin gerek uyuşmazlık konusu olguyu gerekse bu olgudan hareketle dava açma süresinin hesaplanma usulünü, sürenin başlatılacağı tarihi belirlemesiyle ilgili yorumunun ve mevzuata dair değerlendirmesinin öngörülemez nitelikte olmadığı ve başvurucunun dava açmasını aşırı derecede zorlaştıracak ya da imkânsız kılacak nitelikte katı bir yaklaşım içermediği anlaşılmıştır.
21. Bu itibarla başvurucunun mahkemeye erişim hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 15/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.