TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
HASAN UMUT ÖZER BAŞVURUSU (4)
(Başvuru Numarası: 2020/2282)
Karar Tarihi: 2/5/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Kenan YAŞAR
Ömer ÇINAR
Raportör
Kemal ÖZEREN
Başvurucu
Hasan Umut ÖZER
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, başvurucuya gelen mektupların alıkonulması nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. 2020/3287 sayılı bireysel başvuru dosyası kişi yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle 2020/2282 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmiş, 2020/3287 sayılı dosya kapatılmış ve inceleme 2020/2282 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmüştür.
3. Hükümlü olarak Karabük T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) bulunan başvurucuya arkadaşları tarafından gönderilen mektupların bazı kısımları sakıncalı görüldüğünden İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığınca bu kısımların çizilerek teslim edilmesine karar verilmiştir.
4. Başvurucu anılan kararın keyfî olduğunu belirterek Karabük İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) itirazda bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği başvurucunun şikâyetinin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde mektupların içeriğinde kısmen sakıncalı ifadelere rastlandığı belirtilerek Disiplin Kurulu kararının usule ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
5. Akabinde Karabük Ağır Ceza Mahkemesi İnfaz Hâkimliği kararının kaldırılmasına ve mektubun tamamının sakıncalı olması nedeniyle başvurucuya verilmemesine karar vermiştir. Gerekçede anılan mektupların "terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan" nitelikte olduğu belirtilmiştir.
6. Başvurucu, nihai hükmü öğrendikten sonra süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
II. DEĞERLENDİRME
7. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
8. Başvurucu, mektupların içeriğine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, alınan kararların keyfî olduğunu belirterek adil yargılanma hakkının, ifade özgürlüğünün ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde haberleşme hürriyetinin ihlal edilip edilmediği konusunda yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile somut olayın kendine özgü şartlarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu Bakanlık görüşüne cevabında önceki beyanlarını tekrar etmiştir.
9. Başvuru, haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir.
10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
11. Mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (bkz. Ahmet Temiz B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).
12. Somut olayda, başvurucuya gelen mektupların alıkonulması nedeniyle başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır (ayrıntılı açıklama için bkz. Ahmet Temiz, §§ 46, 55; Muhittin Pirinççioğlu (3), §§ 45, 47). Öte yandan disiplin kurulunun ve derece mahkemelerinin kararlarında mektupların teslim edilmemesine dair mektupların içeriğiyle ilişkili, somut bilgilere dayalı ve yeterli gerekçenin bulunmadığı, mektupların sakıncalı görülen kısımlarının çizilerek teslim edilmesinin mümkün olup olmadığı yönünde bir değerlendirmenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır.
13. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III. GİDERİM
14. Başvurucu; ihlalin tespitine, yeniden yargılama yapılmasına ve tazminat ödenmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
15. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
16. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alındığında yeniden yargılamanın yeterli giderimi sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Karabük İnfaz Hâkimliğine (E.2019/1441, K.2019/1443 ve E.2019/1646, K.2019/1642 sayılı kararlar) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
F. Kararın bir örneğinin bilgi için Karabük Ağır Ceza Mahkemesi (2019/1242 D. İş ve 2019/1400 D. İş ) ve Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 2/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.