TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ERHAN ŞAHİN BAŞVURUSU (2)
(Başvuru Numarası: 2020/22972)
Karar Tarihi: 17/7/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Ayşenur TUNCER
Başvurucu
Erhan ŞAHİN
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; başvurucuya ailesi tarafından gönderilen mektup ekinde yer alan çocuklarının fotoğraflarının bulunduğu takvimin teslim edilmemesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin, infaz hâkimliğince yapılan şikâyet başvurusu incelemesi sırasında alınan savcılık görüşünün bildirilmemesi nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Başvurucu ceza infaz kurumunda bulunduğu dönemde ailesi tarafından gönderilen mektup ekinde yer alan çocuklarının fotoğraflarının bulunduğu takvimin kendisine kurum tarafından teslim edilmemesi şeklindeki uygulamaya yönelik Tekirdağ 2. İnfaz Hâkimliğine (Hâkimlik) 4/2/2020 tarihinde şikâyette bulunmuştur. Başvurucu dilekçesinde ailesi tarafından gönderilen mektubun ekinde bulunan çocuklarının kendisi için hazırladığı ve çocuklarının fotoğraflarını içeren takvimin tarafına teslim edilmediğini, bilgi talep etmesi üzerine sadece sözlü olarak takvimin verilmeyeceğinin beyan edildiğini, bu durumun gerekçesinin bildirilmesi ve yazılı cevap verilmesi için dilekçe yazdığını, ancak kurum tarafından cevap verilmediğini belirtmiştir. Bunun yanında 2019 yılında yine çocuklarının fotoğraflarının bulunduğu daha büyük boyutta olan takvimin tarafına teslim edildiğini, 2020 yılında gönderilen fotoğraflı takvimin teslim edilmemesinin ise keyfî uygulamadan kaynaklandığını ifade etmiştir.
3. Hâkimlik; Ceza İnfaz Kurumu (Kurum) tarafından gönderilen 4/2/2020 tarihli yazıda 17/6/2005 tarihli Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Bulundurulabilecek Hayvanlar ile Diğer Eşyalar" başlıklı 15. maddesinde "Her oda veya koğuşta, idare tarafından yaptırılan panolara asılmak ve kurum kantininden temin edilmek koşuluyla birer adet Türk bayrağı, Atatürk resmî, gazete kupürü, haber, yazı fotoğraf ve takvim bulundurulabilir" şeklinde hüküm bulunduğunun, başvurucunun dilekçesinde belirttiği gibi hâlen kendisinde şahsi bir adet takvimin mevcut olduğunun, ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kuruma gönderilen takvimin de her oda/koğuşun içerisindeki panolarda yer aldığının bildirildiğini belirtmiştir. Bunun yanında anılan yazıda belirtilen Yönetmelik'te bulunan "Her hükümlünün kendisine ayrılan yattığı yer veya dolabında, aile fertlerinin fotoğraflarına ait albüm bulundurmasına izin verilir." hükmü gereğince başvurucunun da kendisine ait bir fotoğraf albümünün bulunduğunun tespit edildiği ifade edilmiştir.
4. Ayrıca gönderilen yazıda Kurumda oda/koğuşların kapasitesinin çok üzerinde hükümlü ve tutuklunun barındırılmakta olduğu, bu sebeple kapasite aşımı yaşanmasından, bu tür eşya ve benzerlerinin duvarlara, ranzalara, dolaplara asılmasının kamufle amaçlı kullanılabildiği, genel arama ve kısmi aramalarda zafiyete yol açtığı belirtilmiştir. Sonuç olarak eşya fazlalığından oda/koğuşlarda kontrol ve güvenliğin zafiyete uğratılmaması ve oda/koğuşlarda stok oluşturulmasının önüne geçilmesi amacıyla takvimin teslim edilmediği İnfaz Hâkimliğine bildirildiği belirtilmiştir. Hâkimlik, Kurum uygulamasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı başvurucunun yaptığı itiraz, Tekirdağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Hâkimlik kararı usule ve yasaya uygun bulunduğundan kesin olarak reddedilmiştir.
5. Başvurucu, nihai hükmü 2/6/2020 tarihinde öğrendikten sonra 30/6/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan hükümlü başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
A. İnfaz Hâkimliğince Yapılan Şikâyet Başvurusu İncelemesi Sırasında Alınan Savcılık Görüşünün Bildirilmediğine İlişkin İddia
8. Başvurucu, savcılık görüşünün kendisine tebliğ edilmemesi/bildirilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Anayasa Mahkemesi, Selahattin Demirtaş (4) (B. No: 2017/27359, 10/6/2020, §§ 33-35) kararında; İnfaz Hâkimliğine şikâyet incelemeleri sırasında alınan savcılık görüşünün şikâyetçilere bildirilmemesinin anayasal önem taşımadığını, içeriğinde başvurucunun cevap vermesini gerektirmeyen ve daha önce ileri sürülmemiş yeni bir olgudan bahsedilmeyen durumlarda savcılık görüşünün başvurucuya bildirilmemesinin önemli bir zarara da neden olmadığını ifade etmiştir. Somut başvuruda, anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
10. Açıklanan gerekçelerle anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Haberleşme Hürriyetinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
11. Başvurucu; ailesi tarafından gönderilen mektup ekinde yer alan takvimin kendisine teslim edilmemesine ilişkin infaz hâkimliğine yaptığı şikâyetin gerekçesiz olarak reddedilmesi nedeniyle takvimde çocuklarının fotoğrafları bulunduğundan özel hayata saygı hakkının ve üzerine atılı suç tipi nedeniyle bu uygulama yapıldığından eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun takvim ve fotoğraf albümü bulundurma hakkının tamamen sınırlandırılmadığı, başvurucunun hâlihazırda takviminin ve fotoğraf albümünün bulunduğu, buna ek olarak ailesi tarafından gönderilen yeni bir takvimle birleşik hâldeki albümün tesliminin gerçekleştirilmediği, bunun da Kurumdaki düzenin ve güvenliğin sağlanması amacıyla yapıldığı, Kurumun fiziki şartları gözönünde bulundurulduğunda söz konusu müdahalenin içinde bulunulan şartlar itibarıyla orantılı olduğu değerlendirilmiştir.
12. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında kendisinde bulunan takvimin 2019 yılına ait olduğunu, bir önceki yıl başvuru konusu yapılan takvimden daha büyük ve yine çocuklarının fotoğraflarının yer aldığı takvimin tarafına teslim edildiğini, iki uygulama arasında farklılık oluştuğunu ve gerekçenin ortaya konulmadığını belirtmiştir. Böylelikle çocuklarının gönderdiği yılbaşı hediyesini almasına izin verilmemesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ifade etmiştir.
13. Başvuru, ailesinin gönderdiği mektubun ekindeki çocuklarının fotoğrafları bulunan takvimin verilmemesi şikâyetine ilişkindir. Başvurucunun iddialarının özü, kendisine gönderilen fotoğraflı takvimin alıkonulması nedeniyle haberleşme hürriyetinin engellenmesine ilişkindir. Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında bu tür başvurular haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir (Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, § 23; Özkan Kart (2), B. No: 2013/1201, 20/5/2015, § 22; Akif İpek, B. No: 2013/9456, 24/6/2015, § 23; Ramazan Vural, B. No: 2013/1148, 7/7/2015, § 24; Eren Yıldız, B. No: 2013/759, 7/7/2015, § 25; Mustafa Aydin, B. No: 2013/275, 6/10/2015, § 24; Mustafa Kökten (2), B. No:2018/29677, 29/12/2021, § 15). Somut başvuruda da bu durumdan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
15. Mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler Anayasa Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (bkz. Ahmet Temiz, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B. No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B. No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).
16. Anayasa Mahkemesinin Ahmet Temiz ve Mehmet Koray Eryaşa kararlarında 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 68. maddesinin mahpuslar tarafından yapılan yazışmaların denetimi ve sınırlandırılmasının kanuni dayanağını oluşturduğu ve düzenlemenin kanunilik ölçütünü karşıladığı tespiti yapılmıştır (Ahmet Temiz, §§ 37-46; Mehmet Koray Eryaşa, B. No:2013/6693, 16/4/2015, §§ 74-76).
17. Anayasa Mahkemesinin Ahmet Temiz kararında Anayasa'nın 22. maddesinde sayılan sınırlama nedenlerine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir (Ahmet Temiz, §§ 47-51). Somut olayda haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin Kurumun düzeni ile disiplininin sağlanması, kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanması kapsamında yapıldığı, bu bağlamda yazışmaların denetlenmesine yönelik uygulamanın meşru amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır.
18. Bunun yanında hükümlü ve tutukluların mektuplarının denetlenmesi suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin demokratik toplum gereklerine uygunluğunun denetiminde gözetilmesi gereken hususlar için bkz. Muhittin Pirinççioğlu, § 48-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, § 48-57.
19. Somut olayda, başvurucuya ailesi tarafından gönderilen mektup ekinde yer alan çocuklarının fotoğraflarının bulunduğu 2020 yılı takvimi teslim edilmemiştir. Bu hususta alınmış bir disiplin kurulu kararı tespit edilmemiş olmakla birlikte Kurum uygulamasının gerekçeleri ilgili mevzuat hükümleriyle birlikte Kurumun 4/2/2020 tarihli yazısında (bkz. § 3-4) belirtilmiştir.
20. Kurumun bu uygulaması ve ilgili mevzuat birlikte değerlendirildiğinde; kurum güvenliği ile haberleşme hürriyeti arasında bir denge kurulduğu ve ortaya konan gerekliliklerin kurumların kapasitesinin gözetilmesi hâlinde makul görülebileceği söylenebilir. Bu bağlamda somut olayda yargılama makamlarının kararlarında ilgili ve yeterli gerekçenin bulunduğu sonucuna ulaşmak mümkündür. Böylelikle başvurucunun haberleşme hürriyetine yönelik bu müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olma ve ölçülülük ilkelerine uygunluk koşulunu sağladığı kanaatine ulaşılmıştır.
21. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. 1. İnfaz Hâkimliğince yapılan şikâyet başvurusu incelemesi sırasında alınan Savcılık görüşünün bildirilmediğine ilişkin iddianın anayasal ve kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLMEDİĞİNE,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 17/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.