logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ercan Baysal [1.B.], B. No: 2020/29036, 23/5/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ERCAN BAYSAL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/29036)

 

Karar Tarihi: 23/5/2023

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Mehmet AKTEPE

Başvurucu

:

Ercan BAYSAL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, mahkûmiyete esas alınan belgeler hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma imkânının sağlanmaması nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan ilkelere ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) tarafından Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu şüphesiyle başlatılan soruşturma kapsamında 22/7/2017 tarihinde gözaltına alınmıştır.

6. Soruşturma neticesinde Başsavcılığın 6/3/2018 tarihli iddianamesiyle başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır. İddianamede; 2003-2013 yılları arasında Zaman gazetesinde ekonomi muhabiri olarak çalışan başvurucunun ByLock isimli kriptolu haberleşme programını kullandığı, FETÖ/PDY tepe yönetiminden M.M.G. ve H.K. ile iletişimi olduğu, Bank Asyada katılım hesabı açtığı ve aynı tarih itibarıyla hesaba yüklü sayılabilecek tutarda para yatırdığı, FETÖ/PDY bağlantılı şirketlerde çalışma kaydının bulunduğu iddialarına yer verilmiştir.

7. İddianamenin kabulü ile açılan dava, Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) E.2018/98 sırasına kaydedilerek görülmeye başlanmıştır. Başvurucu müdafii 29/5/2018 tarihli ilk celsede yazılı savunma dilekçesi sunmuştur. Mahkeme, başvurucuya dosyada bulunan iddianameyi ve eklerini ana hatlarıyla okumak suretiyle yüklenen suçu anlatmıştır. Ayrıca ilk celsede Mahkemece başvurucuya ait ByLock ID Tespit ve Değerlendirme Tutanağı, Bank Asya hesap hareketleri, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde, Başsavcılıkta ve Sulh Ceza Hâkimliğinde verdiği ifadelerin tutanakları ayrı ayrı okunmuştur. Başvurucu, okunan bilgi ve belgelere yönelik olarak müdafiinin de hazır bulunduğu celsede savunmasını yapmıştır.

8. Duruşmanın 11/7/2018 tarihli ikinci celsesine başvurucu, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla, müdafii ise duruşma salonunda hazır bulunarak katılmıştır. Mahkemece başvurucunun telefonuna ait CGNAT kayıtları ile HTS kayıtları, başvurucuyu ilgilendiren, başka şahıslara ait olan ByLock ID Tespit Değerlendirme Tutanakları ve ByLock görüşme içerikleri ile başvurucu adına kayıtlı telefon numarasıyla kullanılan tüm telefon cihazlarının marka, model ve IMEI numaraları başvurucu ve müdafiine duruşmada okunmuş ve belgeler dosyasına konulmuştur. Ayrıca tanık A.H. duruşmada dinlenilmiş, tanık beyanına karşı başvurucu ve müdafiine diyecekleri sorulmuş, tanığa soru sorma hakkı kullandırılmıştır. Esas hakkındaki mütalaanın açıklandığı bu celsede başvurucu ve müdafii savunmalarını yapmak üzere ek süre talep etmiştir. Mahkeme, mütalaaya karşı beyanda bulunulması için gelecek celseye kadar süre vermiştir.

9. Ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan başvurucu 16/7/2018 tarihli dilekçe ile daha iyi bir savunma yapabilmek amacıyla tüm dosya içeriğinin kendisine gönderilmesini Mahkemeden talep etmiştir. Ancak UYAP'ta kayıtlı belgelerden dosya içeriğinin başvurucuya ya da müdafiine tebliğ edildiğine dair herhangi bir belgeye ulaşılamamıştır.

10. Duruşmanın 10/10/2018 tarihli üçüncü ve son celsesine SEGBİS vasıtasıyla katılan başvurucu ve duruşmada hazır bulunan müdafii, mütalaaya karşı beyanda bulunup son savunmalarını yapmıştır. Yargılama neticesinde Mahkeme başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar vermiştir.

11. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Mahkememizce silahlı terör örgütü kabul edilen ve münhasıran fetö/pdy örgütünce kullanılan gizli haberleşme programı olan Bylock isimli programı 0532 ... 36 nolu telefon hattı üzerinden ilk olarak 11.08.2014 tarihinden itibaren 86932 numaralı ID, kullanıcı adı 'alperen0606', şifre 'buraK1338', son online tarihi 14/09/2015, ilk log tarihi 12/11/2014 olacak şekilde kullandığının tespit edilmesi ve BTK'den celbine karar verilen HTS ve CGNAT verileri ile bu hususun teyidinin sağlanmış oluşu;

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Tepe Yönetiminden [H.K.], [M.M.G] ile iletişimi bulunduğunun tespit edilmesi;

Örgütün bir numaralı finans kaynağı, para kasası olan Bank Asya'ya Fetö/PDY silahlı terör örgütü lideri ve yöneticilerinin 2013 Aralık ayında Bank Asya da hesap açılması ve para yatırılması talimatı üzerine 2014 yılından itibaren sanığın Bank Asya nezdinde bulunan hesabında artış olduğu, yeni hesaplar açtırdığı, yüksek miktarda hesap hareketlerinin olduğu, tüm bu eylemlerin ve delillerin suçlamayı kayıtsız şartsız inkara yönelen sanığın savunması kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde örgüte mensubiyet ve aidiyet duygusu içerisinde hareket ettiğini gösterdiği,

Tanık [A.H.nin] başka bir arkadaşının ekonomi ile ilgili güncel konuların paylaşıldığı bir gruba kendisiyle birlikte sanık Ercan Baysal'ı da eklediğini, sanığın da bu grupta yazışmalar yaptığını, bu grupta hatırladığı kadarıyla gazeteci [Ç.Ç], [G.U.], [H.B], [A.T.nin] olduğunu beyan etmesi nedeniyle..."

12. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

13. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesi şöyledir:

"(1)Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır. "

B. Uluslararası Hukuk

1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

14. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

 “Herkes davasının, … cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, adil, … görülmesini isteme hakkına sahiptir.”

2. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihadı

15. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında hakkaniyete uygun yargılanmanın temel unsurlarından birinin de yargılamanın çelişmeli olmasına (Rowe ve Davis/Birleşik Krallık [BD], B. No: 28901/95, 16/2/2000, § 60) dikkat çektikten sonra Sözleşme'deki hakların etkili bir biçimde korunması için davaya bakan mahkemelerin tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi olduğunu belirtmektedir (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000, § 33).

16. AİHM'e göre silahların eşitliği ilkesi ise taraflara, talep ve açıklamalarını diğer tarafa nazaran dezavantajlı olmayacak şekilde ileri sürebilmeleri için fırsat verilmesini gerektirmektedir (Kress/Fransa, B. No: 39594/98, 7/6/2001, § 72).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

17. Anayasa Mahkemesinin 23/5/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

18. Başvurucu, 16/7/2018 tarihli dilekçesi ile tüm dosya içeriğinin gönderilmesini talep etmesine rağmen gerekli bilgi ve belgelerin Mahkemece gönderilmeyerek silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğinden yakınmıştır.

19. Bakanlık görüşünde; başvurucuya iddianamede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller, suçlamanın hukuki nitelendirmesi ve kanundan kaynaklı temel haklarının hatırlatıldığı vurgulanmıştır. Ayrıca atılı suçun hukuki niteliği, iddianameye konu eylemler ve dosyada bulunan deliller hakkında bilgiye sahip olan başvurucunun yargılama aşamasında lehine olan hususları ileri sürebildiği, aleyhine olan delillere karşı çıkabildiği ve olayı kendi bakış açısından anlatabildiği belirtilmiştir.

B. Değerlendirme

20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özünün adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine ilişkin olduğu bu kapsamda bir inceleme yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

21. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

22. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddiada bulunma, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan, B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).

23. Taraflar arasında hakkaniyete uygun bir dengenin sağlanmasını amaçlayan silahların eşitliği ilkesi, mahkeme önünde sahip olunan hak ve yükümlülükler bakımından taraflar arasında eşitliğin sağlanması ve bu dengenin yargılamanın her aşamasında korunmasını ifade etmekte olup bu usul güvencesi gereğince uyuşmazlığın her iki tarafına da savunmasının temel dayanağı olan delilleri sunma imkânı tanınmalıdır (Yüksel Hançer, B. No: 2013/2116, 23/1/2014, § 18).

24. Adil yargılanma hakkının unsurlarından olan çelişmeli yargılama ilkesi ise taraflara dava malzemesi hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma hakkının tanınmasını, bu nedenle tarafların yargılamanın bütününe aktif olarak katılmasını gerektirmektedir. Bu anlamda mahkemece tarafların dinlenilmemesi, onlara delillere karşı çıkma imkânı verilmemesi yargılama faaliyetinin hakkaniyete aykırı hâle gelmesine neden olabilecektir (Ahmet Türko, B. No: 2013/5949, 12/3/2015, § 33). Çelişmeli yargılama ilkesi, silahların eşitliği ilkesi ile yakından ilişkili olup bu iki ilke birbirini tamamlar niteliktedir. Zira çelişmeli yargılama ilkesinin ihlal edilmesi durumunda davasını savunabilmesi açısından taraflar arasındaki denge bozulacaktır (Tahir Gökatalay, B. No: 2013/1780, 20/3/2014, § 25).

25. Çelişmeli yargılamanın bir amacı da dosyaya bir görüşün/talebin girmesini sağlamakla sınırlı olmayıp onun mahkemece dikkate alınarak bir sonuca ulaşılmasını sağlamaktır. Çelişmeli yargılama ilkesi, sanığın aleyhindeki delillerin çelişmeli bir usul ile mahkemeye sunulmasını ve sadece tanık beyanlarının değil diğer delillerin de tartışılmasını gerektirir. Böylelikle sanıklar delilin davayla ilgisini ve ağırlığını değerlendirerek güvenirliği hususundaki iddialarını ve itirazlarını dile getirebilecektir (Cezair Akgül, B. No: 2014/10634, 26/10/2016, § 28).

26. Taraflar arasında hakkaniyete uygun bir dengenin sağlanmasını amaçlayan silahların eşitliği ilkesi ise davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı şartlara tabi tutulması ve taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına gelir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).

27. Silahların eşitliği ilkesi, ceza yargılamasında asgari olarak iddia makamı tarafından gösterilen ve edinilen maddi bilgilerin açıklanmasını, dava dosyasının incelenmesi konusunda iddia makamıyla savunma arasında bir farkın gözetilmemesini gerekli kılar. Silahların eşitliği ilkesi kapsamında mahkeme önünde cereyan eden yargılama sürecinde davanın tarafları arasında sahip olunan hak ve yükümlülükler bakımından tam bir eşitlik sağlanmış olmalı ve bu eşitlik, yargılama süresince de devam etmelidir. Yargılama sürecinde yapılan her türlü usule ilişkin işlem, delil ve karşı delil sunma, iddia ve karşı iddiada bulunma gibi hususlar da silahların eşitliği ilkesine uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Silahların eşitliği prensibi, ceza yargılamasında sanığın aleyhine bir hukuki durumun yaratılmamasını da kapsamaktadır (Yankı Bağcıoğlu ve diğerleri [GK], B. No: 2014/253, 9/1/2015, §§ 63, 64).

28. Dava dosyasına sunulan belgelerin incelenmesi ve bu belgelerden suret alınması, mahkemenin kararına dayanak oluşturduğu bilirkişi raporlarına ulaşılması ve bunları edinme fırsatının tanınmış olması, keza yargılamanın taraflarından birinin ileri sürdüğü delillere ve belgelere karşı diğer tarafa itiraz etme, görüş açıklama ve bu delilleri çürütme, ayrıca karşı delil gösterme hakkının tanınması silahların eşitliği ilkesinin bir gereğidir (Yankı Bağcıoğlu ve diğerleri, § 65).

29. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten mahkemeye aittir. Bu konuda değerlendirme yapmak Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Bununla birlikte yargılamada adil yargılama hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine gerektiği ölçüde riayet edilip edilmediği Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ruhşen Mahmutoğlu, B. No: 2015/22, 15/1/2020, § 60).

30. Savunma için kendisine gerekli kolaylık sağlanmayan şüphelinin/sanığın hakkındaki isnatları değerlendirip bunlara karşı savunma ve delil araştırması yapması mümkün değildir. Savunma için gerekli kolaylık kavramı şüpheliye/sanığa savunma için yardımcı olacak veya olabilecek zorunlu imkânları ifade etmekte ve silahların eşitliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Suç isnadı altındaki kişiye sağlanması zorunlu kolaylıklar, savunma için gerekli olanlardır. Bu kolaylıklardan biri, kişiye savunmasını planlayarak mahkeme önünde en uygun ve etkili şekilde yapılabilmesini mümkün kılacak bilgilere ulaşmasına ve böylece yargılamanın sonucunu etkileyebilmesine imkân verilmesidir (Ufuk Rifat Çobanoğlu, B. No: 2014/6971, 1/2/2017, §§ 40-45).

31. Anayasa Mahkemesinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri bağlamında yapacağı inceleme, başvuru konusu yargılamanın bütünlüğü içinde adil olup olmadığının değerlendirilmesidir (Yüksel Hançer, § 19).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

32. Somut olayda başvurucunun terör örgütü üyeliği suçundan mahkûm olmasında dayanılan esaslı deliller ByLock kullanıcısı olması ve Bank Asya hesabındaki para artışlarıdır. Başvurucu, yargılamanın tüm aşamalarında ByLock kullanıcısı olduğu ve silahlı terör örgütü liderinin 2013 Aralık ayında Bank Asyada hesap açılması ve para yatırılması talimatı üzerine hesabında para artışı sağladığı iddialarına itiraz etmiş; söz konusu programı indirmediğini ve kullanmadığını savunmuştur.

33. Başvurucu 16/7/2018 tarihli dilekçesi ile tüm dosya içeriğinin gönderilmesini talep etmesine gerekli bilgi ve belgelerin Mahkemece gönderilmeyerek silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğinden yakınmıştır. Başvurucu, dosyadaki bilgi ve belgelerin gönderilmesini ikinci celse sonrasında, başka bir deyişle esas hakkında mütalaa açıklandıktan sonra mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talep ettiği sırada Mahkemeden istemiştir. Ancak başvurucunun bahse konu talebi ile ilgili olarak Mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.

34. Mahkeme, mahkûmiyete gerekçe gösterdiği olguların varlığı yönünden iddia makamı ve kolluk birimleri tarafından dosyaya sunulan belgeleri dikkate almıştır. Bu noktada ceza infaz kurumunda olan başvurucunun özel durumu da nazara alınmalıdır. Tutuklu yargılanan başvurucunun savunmasını planlayarak mahkeme önünde en uygun ve etkili şekilde yapabilmesini mümkün kılacak belgelere ulaşmaması başvurucuyu iddia makamı karşısında usule ilişkin imkânlardan yararlanma noktasında önemli ölçüde dezavantajlı konuma düşürmüştür. Başvurucu, yargılamanın silahlı terör örgütü üyeliğine ilişkin olması nedeniyle karmaşık yapısı, delillerin (özellikle ByLock'a ilişkin olanların) dijital ortamda muhafaza edilmesi ve delillere ilişkin raporların çok sayfadan oluşması da dikkate alındığında kendisine yöneltilen suçlamaların dayanağı olan delillere karşı etkili savunma yapma imkânı elde edememiştir. Başvurucunun iddialarını kendi imkânlarıyla ispat etmesi olanaklı değildir. Bu şartlarda Mahkemece izlenen yöntemin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin gereklerine uygun olmadığı ve başvurucunun menfaatlerini koruyan güvenceler içermediği açıktır. Bu durum, yargılamanın bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkmasına neden olmuştur.

35. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

İrfan FİDAN bu görüşe katılmamıştır.

C. Giderim Yönünden

36. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

37. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

38. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi kural olarak yargılamayı yürüten derece mahkemelerine aittir (Orhan Kılıç [GK], B. No: 2014/4704, 1/2/2018, § 44). Bu bağlamda somut olayda başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olup olmadığı yönünde karar vermek Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararı, sanığın beraat ettiği anlamına gelmediği gibi ihlal kararının gereklerinin yerine getirilmesi amacıyla yapılacak yeniden yargılama neticesinde sanık hakkında mutlaka beraat kararı verilmesi gerektiği anlamına da gelmemektedir. İhlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemler yerine getirildikten sonra yapılacak değerlendirmede delillerin takdir biçimine göre mahkemenin benzer veya farklı bir sonuca varması mümkündür.

39. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir. Ayrıca başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi ve belge sunulmadığından maddi tazminat talebi reddedilmiştir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE İrfan FİDAN'nın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

C. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2018/98, K.2018/252) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 23/5/2023 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Başvurucu; mahkûmiyete esas alınan belgeler hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma imkânının sağlanmaması nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi, somut olayın usul kurallarına uygunluğunu değil adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelerin somut olayda ihlal edilip edilmediğini denetlemektir. Bu kapsamda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri uyarınca taraflara delillerini sunma ve inceletme noktasında uygun imkânların tanınıp tanınmadığı yargılamanın bütünü nazara alınarak değerlendirilecektir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Fazlı Celep, B. No. 2015/1025, 21/3/2018, § 25). Esasen yargılama sürecinde savunma hakkını zedeleyen birtakım eksikliklerin bulunması veya uygulamaların yapılması otomatik olarak adil yargılanma hakkının ihlaline yol açmayacaktır. Bu durumda Anayasa Mahkemesinin yapacağı inceleme, bu eksiklikler/uygulamalar nedeniyle savunmanın maruz kaldığı zorlukların yargılama süreci içinde telafi edilip edilmediğinin ve bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetinin zedelenip zedelenmediğinin değerlendirilmesidir (bazı değişikliklerle birlikte bkz. Ayfer Atalmış, B. No: 2016/12198, 9/6/2020, § 41).

3. Somut olayda başvurucu hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır. İddianamede; 2003-2013 yılları arasında Zaman gazetesinde ekonomi muhabiri olarak çalışan başvurucunun ByLock isimli kriptolu haberleşme programını kullandığı, FETÖ/PDY tepe yönetiminden M.M.G. ve H.K. ile iletişimi bulunduğu, Bank Asyada katılım hesabı açtığı ve aynı tarih itibarıyla hesaba yüklü sayılabilecek tutarda para girişi yaptığı, FETÖ/PDY bağlantılı şirketlerde çalışma kaydının bulunduğu iddialarına yer verilmiştir.

4. Yargılamaya başlayan Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada başvurucu müdafii yazılı savunma dilekçesi sunmuştur. Mahkeme, iddianameyi ve eklerini ana hatlarıyla okumak suretiyle yüklenen suçu anlatmıştır. Ayrıca ilk duruşmada Mahkemece başvurucuya ait ByLock ID Tespit ve Değerlendirme Tutanağı, Bank Asya hesap hareketleri, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde, Başsavcılıkta ve Sulh Ceza Hâkimliğinde verdiği ifade tutanakları ayrı ayrı okunmuştur.

5. Başvurucu şu şekilde savunma yapmıştır;

- Sanığa Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde verdiği 26/07/2017 tarihli ifade tutanağı okundu soruldu; Doğrudur bana aittir tekrar ederim, dedi.

- Sanığa Ankara CBS'de verdiği 27/07/2017 tarihli ifade tutanağı okundu soruldu; Doğrudur bana aittir tekrar ederim, dedi.

- Sanığa Ankara 1.Sulh Ceza Hakimliğinin 28/07/2017 tarih 2017/965 Sorgu sayılı zaptındaki ifadesi okundu, soruldu; Doğrudur bana aittir, dedi.

- Sanığın Adli Sicil ve Nüfus kaydı okundu soruldu: Doğrudur bana aittir dedi.

- Sanığa dosya içerisinde mevcut olan; Banka Yazı Cevapları, Arama ve el koyma kararları, yakalama ve gözaltına alma tutanağı ve diğer belgeler ayrı ayrı okundu, Soruldu: Bir diyeceğim yoktur dedi.

- Sanığa dosyada bulunan Bylock ID tespit ve değerlendirme tutanağı okundu, soruldu: Ben bu hususu savunmam sırasında açıkladım, tekrar ederim, dedi.

- Sanığa Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu Başkanlığından gelen kendisine ait internet hareket kayıtları okundu, soruldu: Ben bu hususu savunmam sırasında açıkladım, tekrar ederim, dedi.

- Sanığa Bank Asya Hesap Hareketleri okundu soruldu: Ben bu hususu savunmam sırasında açıkladım, tekrar ederim, dedi.

- Sanığa Resmi Kurumlarla yapılan müzekkere cevapları, ile tüm dosya içeriği okundu soruldu; Aleyhime olan belge beyanlarını kabul etmiyorum dedi.

6. Başvurucunun savunmasından sonra, vekaletnameli müdafii detaylı savunma yapmıştır. Mahkeme eksik bazı hususların ikmali için duruşmayı ertelemiştir.

7. İkinci duruşmada gelen belgeler okunmuş, tanık dinlenmiş, başvurucu ve müdafi tarafından savunma yapılmıştır. Cumhuriyet Savcılığı tarafından esas hakkındaki mütalaa sunulmuş, sanık ve müdafiine mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere bir sonraki duruşmaya kadar süre verilmiştir.

8. Ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan başvurucu 16/7/2018 tarihli dilekçesi ile daha iyi bir savunma yapabilmek amacıyla tüm dosya içeriğinin kendisine gönderilmesini Mahkemeden talep etmiştir. Ancak UYAP sisteminde kayıtlı belgelerden dosya içeriğinin başvurucuya ya da müdafiine tebliğ edildiğine dair herhangi bir belgeye ulaşılamamıştır.

9. Son duruşmada başvurucu ve müdafii duruşmaya katılmış, esas hakkındaki mütalaaya yönelik savunmalar yapılmış, son sözleri sorularak başvurucunun mahkumiyetine karar verilmiştir. Başvurucu ve müdafii anılan duruşmada süre talep etmediği gibi, belgelerin tebliğ edilmediğine dair beyanda da bulunmamıştır. Öte yandan başvurucu müdafin tarafından istinaf veya temyiz aşamasında da böyle bir iddiada bulunulmamıştır.

10. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi, somut olayın usul kurallarına uygunluğunu değil adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelerin somut olayda ihlal edilip edilmediğini denetlemektir. Bu kapsamda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri uyarınca taraflara delillerini sunma ve inceletme noktasında uygun imkânların tanınıp tanınmadığı yargılamanın bütünü nazara alınarak değerlendirilmektedir.

11. Somut olayda başvurucu vekaletnameli müdafii ile tüm duruşmalara katılmış, tüm belgeler tek tek okunarak beyanları alınmış, savunma için talep ettiği süreler verilerek savunma için gerekli zaman ve kolaylıklardan yararlanma hakkı sağlanmıştır.

12. Başvurucu müdafine de tüm bilgi ve belgelere erişiminin tam olarak sağlandığı, nitekim müdafinin bu yönde bir itirazının bulunmadığı da dikkatten kaçmamalıdır.

13. Sonuç olarak, başvurucu cezaevinden gönderdiği 16/7/2018 tarihli dilekçesine rağmen tüm dosya içeriğinin gönderilmediğini iddia etmişse de yargılamanın bütününe bakıldığında, tüm delillerin ve belgelerin başvurucu ve müdafine ayrıntılı bir şekilde okunduğu, başvurucunun savunma ve beyanlarının alındığı, başvurucunun vekaletnameli müdafi tarafından yazılı ve sözlü savunma yapıldığı, duruşmalarda başvurucu ve müdafinin delil ve belgelerin tebliğ edilmediğine dair iddiada bulunmadığı, savunma için süre talebinin de olmadığı dikkate alındığında, yargılamanın bütünü itibarıyla adil olmadığının ve yargılamanın hakkaniyetinin zedelendiğinin söylenemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

14. Açıklanan nedenlerle somut olay yönünden, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edilmediği kanaatine vardığımdan, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.

 

 

 

 

Üye

 İrfan FİDAN

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ercan Baysal [1.B.], B. No: 2020/29036, 23/5/2023, § …)
   
Başvuru Adı ERCAN BAYSAL
Başvuru No 2020/29036
Başvuru Tarihi 6/8/2020
Karar Tarihi 23/5/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, mahkûmiyete esas alınan belgeler hakkında bilgi sahibi olma ve yorum yapma imkânının sağlanmaması nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Silahların eşitliği ilkesi / çelişmeli yargılama ilkesi (ceza) İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5237 Türk Ceza Kanunu 314
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi