logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Güven Usta [1.B.], B. No: 2020/29515, 9/1/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÜVEN USTA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/29515)

 

Karar Tarihi: 9/1/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Mustafa Eyyub DEMİRBAŞ

Başvurucu

:

Güven USTA

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, infaz hâkimliğince yapılan incelemede şikâyette bulunanın duruşmada hazır bulunma talebi reddedilerek Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kullanılarak duruşmaya katılımının sağlanmaya çalışılması nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 9/9/2020 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu hakkında, hükümlü olarak bulunduğu İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) 16/3/2020 tarihinde kasten yangın çıkardığının tespiti ile 13 gün hücreye koyma disiplin cezası verilmiştir. Başvurucu, disiplin cezasına karşı şikâyet yoluna başvurmuştur. Başvurucunun 8/4/2020 tarihli şikâyet dilekçesi aşağıdaki ibarelerden ibarettir:

"Konu:23.03.2020 tarihli, 2020/99 karar sayılı karara itirazımdır. Savunmamı mahkemeniz huzurunda bulunarak yapmak istiyorum."

9. İzmir 1. İnfaz Hâkimliği (Hâkimlik), şikâyeti 2020/1858 Esas sırasına kaydederek Ceza İnfaz Kurumundan başvurucunun 5/5/2020 tarihli duruşmada hazır edilmesini istemiş ancak duruşmadan bir gün önce yazdığı müzekkere ile başvurucunun duruşmaya getirilmemesi talimatını vermiştir. Müzekkerenin ilgili kısmı şöyledir:

"...kurumunuzda hükümlü olarak bulunmakta olan GÜVEN USTA her ne kadar 05/05/2020 tarih saat 10:20'de ifade tespiti için mahkememizde hazır bulundurulması istenilmiş ise de HSK'nın COVİD-19 salgını kapsamında almış olduğu 30/04/2020 tarihli tedbirler içeriği de nazara alınarak Hükümlü hakkındaki duruşmanın acil nitelikte değerlendirilmemesi karşısında bu kez hükümlünün itiraza konu disiplin cezası hakkında savunmasının alınması için HAKİMLİĞİMİZE GETİRİLMEMESİ,

Duruşma gün ve saatinin hükümlüye tebliği edilmek üzere ayrıca kurumunuza bildirileceği hususu,

Bilgilerinize rica olunur. 04/05/2020"

10. Hâkimlik 5/5/2020 tarihli birinci duruşmada aşağıdaki ara kararı kurmuştur:

"GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

1-Her ne kadar duruşmanın icrası amacıyla karar verilmiş ise de Hakimler ve Savcılar Kurulunun almış olduğu karara göre Covid-19 virüsü salgını gerekçesine dayalı olarak duruşma icra edilemeyeceğinden itiraz edenin savunmasının alınmamasına,

2-Yeni belirlenecek duruşma gününde itiraz edenin hazır edilmesi için ceza infaz kurumuna yazı gönderilmesine,

Bu nedenle de duruşmanın 17/06/2020 tarihi saat 09:30'a bırakılmasına karar verildi. 05/05/2020"

11. Hâkimlik, celse arasında 15/6/2020 tarihinde Ceza İnfaz Kurumuna yazdığı müzekkere ile ilgilinin 17/6/2020 tarihli duruşmada hazır edilmesi yerine aynı tarihte Ceza İnfaz Kurumunun SEGBİS salonunda hazır edilmesi talimatını vermiştir. Müzekkerenin ilgili kısmı şöyledir:

"...kurumunuzda hükümlü olarak bulunmakta olan GÜVEN USTA'nın her ne kadar 17/06/2020 tarih saat 09:30'da ifade tespiti için mahkememizde hazır bulundurulması istenilmiş ise de İzmir Ceza ve Tevkifevleri Masasının 11/06/2020 tarihli ve B.M. 2020/10368 sayılı yazısı ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık ve HSK Muhabere Bürosunun 11/06/2020 tarihli ve B.M. 2020/3100 sayılı yazısı kapsamında alınan tedbirler nazara alınarak hükümlünün itiraza konu disiplin cezası hakkında savunmasının alınması için HAKİMLİĞİMİZE GETİRİLMEMESİ,

Duruşma günü olarak belirlenen 17/06/2020 tarih saat 09:30'da KURUM SEGBİS SALONUNDA HAZIR EDİLMESİ,

Rica olunur. 15/06/2020"

12. 17/6/2020 tarihinde SEGBİS yoluyla yapılan ikinci Duruşma Tutanağı'nın ilgili kısmı şöyledir:

"İtiraz eden hükümlü Güven USTA'nın talebi üzerine İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu SEGBİS salonunda hazır edildiği görüldü başka gelen yok, duruşmaya başlandı

...Bu koşullar altında savunmamı vereceğim. Müdafim yoktur. Savunmam alınsın. Haklarımı anladım. Savunmam hazırdır, dedi.

İTİRAZ EDEN HÜKÜMLÜ GÜVEN USTA İFADESİNDE: Tarafıma süre verilmesini istiyorum. Beyanda bulunmak istemiyorum, dedi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

İtiraz eden hükümlüye beyanda bulunması için süre verilmesine,

Duruşmanın bu nedenle 08/07/2020 tarih, saat: 10:00'a bırakılmasına karar verildi.17/06/2020"

13. 8/7/2020 tarihinde SEGBİS yoluyla yapılan son Duruşma Tutanağı'nın ilgili kısmı şöyledir:

"Bu koşullar altında savunmamı vereceğim. Müdafim yoktur. Haklarımı anladım, dedi.

İTİRAZ EDEN HÜKÜMLÜ GÜVEN USTA İFADESİNDE: ben bizzat mahkemeye gelip mahkemeniz huzurunda savunmada bulunmak istiyorum. SEGBİS sistemi yüz yüzelik ilkesine aykırıdır. Susma hakkımı kullanmıyorum. Savunma yapmak için Hakimliğe gelmek istiyorum.

İtiraz edene ifade vermek istemediği takdirde susma hakkını kullanmış sayılacağından beyanı alınmaksızın karar verileceği hususu ihtar olundu.

Hükümlü tekrar söz alarak; ben susma hakkımı kullanmıyorum, sadece yasal hakkımı istiyorum. Savunma hakkımın gasp edilmesini istemiyorum, dedi. "

14. Hâkimlik 8/7/2020 tarihli son duruşmada dosyanın karara hazırlanmak üzere incelemeye alınmasına karar vermiş ve başvurucunun şikâyetini reddetmiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Hükümlü itiraz eden Güven Usta'nın İzmir 1 nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda A Blok 20 numaralı odada birlikte kalmakta olduğu ...., ...., ....ve A blok 21 numaralı odada kalmakta olan .... ve ....'in kaldığı odalardan seslerin gelmesi üzerine blok görevlilerince odaya gidildiği, yapılan kontrolde bir adet yatağın yanmış vaziyette olduğu ve yanmış yatak parçalarının dışarıya alındığının görüldüğü, hükümlü Güven Usta'nın 18.03.2020 tarihinde vermiş olduğu dilekçesinde hücreyi kendisinin yaktığına dair beyanda bulunduğu, hükümlünün itirazı üzerine hakimliğimizce açılan duruşmada kendisine süre verilmesine rağmen, Covid-19 salgının devam ettiği süre içerisinde bizzat duruşma salonunda ifade vermek istediğini beyan ettiği, kendisine verilen ihtara rağmen savunmada bulunmadığı görüldüğünden önceki beyanlar ve dosya içeriği itibariyle Hakimliğimizce itiraz edene yapılan ihtar içeriğine göre SEGBİS ile beyan vermediği takdirde beyanı alınmaksızın karar verileceği ihtar edildiğinden Hakimliğimizce haklarında isnada konu disiplin cezasına ilişkin duruşma yoluyla savunma hakkından vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.

Ceza infaz kurumu aynı zamanda bir toplu yaşam alanı olmakla yasa koyucu tarafından getirilen kısıtlamalar dışında toplu yaşam alanının gerektirdiği kendiliğinden kaynaklı uyulması gereken diğer bir kısım kısıtlamalar da barındırır. Dosya içerisindeki tutanaklar ve hükümlünün kendisinin hücreyi yaktığına dair beyanı da gözetilerek itirazının reddine karar vermek gerektiği sonucuna ulaşılmıştır."

15. Başvurucunun aleyhine sonuçlanan şikâyet başvurusuna yaptığı itiraz da reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir.

16. Kesin karar 25/8/2020 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu, 9/9/2020 tarihinde ve süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

17. İlgili hukuk kaynakları için bkz. Emrah Yayla [GK], B. No: 2017/38732, 6/2/2020, §§ 28-30, 32-42.

18. COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla çıkarılan 25/3/2020 tarihli ve 7226 Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici birinci maddesinin (4) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"...

(4) Durma süresince duruşmaların ve müzakerelerin ertelenmesi de dâhil olmak üzere alınması gereken diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasları;

...

b) İlk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından Hâkimler ve Savcılar Kurulu,

...

belirler.”

19. Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Genel Kurulu 30/3/2020 tarihli ve 2020/51sayılı karar ile COVID-19 kapsamında ilave tedbirler alınmıştır. Başvuruya konu olan tedbirlerden bir kısmı şöyledir:

"...

-Yargılama faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında ortaya çıkacak riskleri önlemek amacıyla, tutuklu işlere yönelik soruşturma ve kovuşturmalar ile ivedi sayılacak diğer hususlar haricinde duruşma ve keşiflerin ertelenmesi ile gerekli görülen hâllerde SEGBİS uygulaması kullanılması hususunun adli makamlarca değerlendirilmesi,

... hususlarına ilişkin tedbirler teşkilata duyurulmuştur.

...

13)Erteleme süresince hâkim ve Cumhuriyet savcılarının uhdelerinde bulunan iş ve işlemleri mümkün olduğunca uzaktan çalısma, dönüşümlü çalısma gibi esnek çalışma yöntemleri kapsamında takip etmeleri, bu kapsamda dava dosyalarının incelenmesi, kararların süresi içerisinde yazılması ve diger zorunlu adli hizmetlere ilişkin yükümlülüklerini imkan dahilinde evden yerine getirmeleri gerektiğinin bilinmesine,

...

karar verilmiştir."

20. HSK Genel Kurulu 87742275-010.07-0076-2020 sayılı ve 30/4/2020 tarihli kararı ile "COVID-19 Kapsamında Alınan Tedbirlerin Uzatılması"na karar vermiştir. Kararın başvuruya konu kısmı şöyledir:

"...

Genel Kurulumuzun 30/3/2020 tarihli ve 2020/51 sayılı kararı ile belirlenen tedbirlerin 15/6/2020 ( bu tarih dâhil) tarihine kadar aynen uygulanmasına devam olunmasına,

 ...

karar verilmiştir."

21. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 44. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Hücreye koyma cezası, hükümlünün eylemlerinin nitelik ve ağırlığına göre bir günden yirmi güne kadar, açık havaya çıkma hakkı saklı kalmak üzere, geceli ve gündüzlü bir hücrede tek başına tutulması ve her türlü temastan yoksun bırakılmasıdır.

...

(3) Onbir günden yirmi güne kadar hücreye koyma cezasını gerektiren eylemler şunlardır:

...

c) Kasten yangın çıkarmak.

..."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Anayasa Mahkemesinin 9/1/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

23. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılayacak geliri olmadığını beyan ederek adli yardım talebinde bulunmuştur.

24. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Duruşmada Hazır Bulunma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

25. Başvurucu; duruşma salonunda bizzat hazır bulunarak savunma yapmak istediği hâlde SEGBİS ile duruşmaya katılmaya zorlandığını, duruşma salonunda bizzat savunma yapma hakkının kullandırılmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

26 Bakanlık görüşünde, olayın niteliği itibarıyla karmaşık olmadığının, salgından korunma ile hükümlü olan başvurucunun cezaevinden transferi nedeniyle oluşabilecek gecikmelerin azaltılması ve yargılamanın hızlandırılması amacına ağırlık verilerek duruşmada hazır bulunma hakkına sınırlama getirildiğinin Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak değerlendirmede dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

2. Değerlendirme

27. Anayasa'nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

28. Başvuruya benzer olaylarda kabul edilebilirlik kriterleri kapsamında uygulanacak ilkeler, Anayasa Mahkemesinin Emrah Yayla kararında ortaya konmuştur (aynı kararda bkz. §§ 53-56). Somut olayda da başvurucu hakkında uygulanan disiplin cezaları nedeniyle yaptığı şikâyetin infaz hâkimliği tarafından incelenmesinin medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlık kapsamında kaldığı ve dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinin uygulanmasının mümkün olduğu kabul edilmiştir.

29. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

i. Hakkın Kapsamı ve Müdahalenin Varlığı

30. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddiada bulunma, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesiyle, adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiğini göstermektedir.

31. Anayasa'nın 36. maddesine "...ile adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılama kavramından hareket ederek adil yargılama hakkının gereklerini saptamıştır. Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası kapsamında adil yargılanma hakkının gereklerinden birinin de duruşmada hazır bulunma hakkı olduğunu birçok kararında vurgulamıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının duruşmada hazır bulunma hakkını da kapsadığının kabul edilmesi gerekir (Emrah Yayla, § 59; Şehrivan Çoban [GK], B. No: 2017/22672, 6/2/2020, § 73; Rıza Şahin, B. No: 2016/12909, 22/7/2020; Emrah Yayla (2) (B. No: 2017/34742, 13/10/2020).

32. Tarafların duruşmada hazır bulunma hakkı hem savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamakta hem de silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine işlerlik kazandırmaktadır. Anılan hak, sadece duruşmada hazır bulunmayı değil duruşma sürecini dinlemeyi, takip etmeyi, iddia/savunmaları destekleyecek şeyleri ileri sürmeyi de içerir. Dolayısıyla duruşmada hazır bulunma hakkının tarafların yargılamaya etkili katılmaları ile doğrudan ilişkisi vardır. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin uyuşmazlıklar da dâhil olmak üzere tarafların duruşmada hazır bulunmasının sağlanması çelişmeyi gerçekleştirmektedir. Böylelikle taraflar gösterdikleri kanıtlardan ve sundukları görüşlerden bilgi sahibi olmakta ve bunlarla ilgili görüşlerini bildirebilme imkânını elde etmektedir (Emrah Yayla, § 60; suç isnadı altındaki kişiler yönünden benzer bir değerlendirme için bkz. Şehrivan Çoban, § 77).

33. Diğer taraftan medeni hak ve yükümlüklere ilişkin uyuşmazlıklar açısından tarafların duruşmada hazır bulunması, onların iddia ve savunma imkânlarını doğrudan kullanmalarına ve uyuşmazlıkla ilgili olan taleplerini huzurda açıklamalarına olanak tanımaktadır. Taraflar duruşmada bizzat hazır bulunmak suretiyle teknik ve fiziksel engeller bulunmaksızın delillerini ileri sürebilmekte ve diğer tarafça gösterilen delillere itiraz etmek ve davasını bizzat savunmak suretiyle kararı etkileme imkânını elde etmektedir (Emrah Yayla, § 61).

34. Somut olayda başvurucunun SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katılımının sağlanmaya çalışılması nedeniyle başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkına yönelik bir müdahalenin olduğu görülmektedir.

ii. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

35. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan duruşmada hazır bulunma hakkı mutlak olmayıp sınırlamalara konu olabilir. Ancak yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı müddetçe Anayasa’nın 36. maddesinin ihlalini teşkil edecektir.

36. Anayasa'nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”

37. Bu sebeple müdahalenin somut başvuruya ilişkin olarak Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenmiş olan kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma, ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.

 (1) Kanunilik

38. Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunmakta olan başvurucunun İnfaz Hâkimliğince açılan duruşmada bizzat hazır bulunma talebinin reddedilmesi16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 6. maddesinin yollamasıyla 5271 sayılı4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 196. maddesinin (4) numaralı fıkrasına dayanmaktadır. Dolayısıyla anılan müdahalenin kanunilik ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.

 (2) Meşru Amaç

39. COVID-19 salgın hastalığı ile mücadele ve virüsün yayılımının engellenmesi amacıyla duruşmada hazır bulunma hakkına yapılan müdahalenin yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla çıkarılan 7226 sayılı Kanun'un verdiği yetki ve HSK tarafından uygulanan tedbirler kapsamındaki meşru amaca dayandığı sonucuna ulaşılmıştır.

 (3) Ölçülülük

a. Genel İlkeler

40. Anayasa'nın 13. maddesinde yer alan ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen müdahalenin amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, gereklilik amaç bakımından müdahalenin zorunlu olmasını yani aynı amaca daha hafif bir müdahale ile ulaşılmasının mümkün olmamasını, orantılılık ise bireyin hakkına yapılan müdahale ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir (AYM, E.2011/111, K.2012/56, 11/4/2012; E.2016/16, K.2016/37, 5/5/2016; Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/817, 19/12/2013, § 38; Şehrivan Çoban, § 89).

41. Buna göre duruşmada hazır bulunma hakkına yapılan müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasının yanında gerekli olması da gerekir. Gereklilik yukarıda da ifade edildiği üzere hakka müdahale teşkil eden birden fazla araç arasından hakkı en az zedeleyen aracın seçilmesini ifade etmektedir. Bununla birlikte hakka müdahale oluşturacak aracın seçiminde kamu otoritelerinin belli ölçüde takdir payının bulunduğu da kabul edilmelidir (gereklilik kavramına ilişkin bazı açıklamalar için bkz. Emrah Yayla, § 69; Şehrivan Çoban, § 90).

42. Duruşmada hazır bulunma asıldır ve bu hak istisnai olarak sınırlandırılabilir. Duruşmada hazır bulunma hakkı, ceza hukukunun çekirdeğini oluşturan konularda daha katı bir biçimde uygulanırken anılan kategorilere girmeyen medeni hak ve yükümlüklere ilişkin uyuşmazlıklarda daha esnek şekilde uygulanabilir. Bu durumda bile gerçekleştirilen işlemin niteliği ile davanın özelliklerinden ötürü ilgili tarafın duruşma salonunda fiziksel olarak yer alması gerekebilir (Emrah Yayla, § 70; suç isnadı altındaki kişiler yönünden benzer bir değerlendirme için bkz. Şehrivan Çoban, § 91).

43. Dolayısıyla ölçülülük ilkesi açısından -duruşmada hazır bulunma ilgili usul hukuku kurallarına göre zorunlu olsun ya da olmasın- başvurucuların kişisel özellikleri ve davranışları gibi duruşmada hazır bulunmayı zorunlu kılan olguların bulunup bulunmadığı, yargılamanın niteliği, şekli ve teknik nitelikte bir incelemeden ibaret olup olmadığı hususları değerlendirilmelidir. Özellikle geleneksel ceza hukuku kategorilerine dâhil olmayan veya medeni hak ve yükümlüklere ilişkin uyuşmazlıklarda delil ve ifadelerin sözlü olarak sunulmasını veya tanıkların sorgulanmasını gerektirecek -inandırıcılıkla ilgili- sorunların ya da kişilerin duruşmada bizzat bulunmasını zorunlu kılacak olayların var olmadığı, taraflara iddialarını yazılı olarak sunma ve aleyhindeki delillere itiraz etme imkânının tanındığı hâllerde kişilerin duruşmada bizzat bulunması gerekli görülmeyebilir (Emrah Yayla, § 71).

44. Bilindiği üzere SEGBİS; Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nde (UYAP) ses ve görüntünün aynı anda elektronik ortamda iletildiği, kaydedildiği ve saklandığı ses ve görüntü bilişim sistemi olarak tanımlanmaktadır (Erdal Korkmaz ve diğerleri, B. No: 2013/2653, 18/11/2015, § 99). Esasen SEGBİS'in suç isnadına ilişkin uyuşmazlıklar ile medeni hak ve yükümlülüklere -ve bu bağlamda cezaların infazına- ilişkin uyuşmazlıklarda uygulanması kategorik olarak Anayasa'ya aykırı bir durum değildir. Bununla birlikte SEGBİS'in kullanılması yoluyla duruşmaya katılmanın duruşmada bizzat hazır bulunmaya göre kişilere kendilerini yargı makamları önünde sözlü olarak ifade etme ve yargılama sürecine aktif olarak katılım sağlama yönünden daha sınırlı bir menfaat sağladığı da gözardı edilmemelidir. Bu durumda kişinin duruşmada bizzat hazır bulunma hakkına belirli ölçüde sınırlama getiren bir uygulama olan SEGBİS vasıtasıyla duruşmaya katılımının neden gerekli olduğu derece mahkemelerince gösterilmelidir (Emrah Yayla, §§ 72, 73; suç isnadı altındaki kişiler yönünden benzer bir değerlendirme için bkz. Şehrivan Çoban, §§ 92, 93).

45. Müdahalenin gerekli olduğunun ortaya konulduğu hâllerde ise başvurucunun duruşmada hazır bulunmamasının yargılamanın adilliğine bir bütün hâlinde zarar verip vermediği ölçülülük ilkesinin diğer bir unsuru olan orantılılık açısından gözönüne alınmalıdır. Bu kapsamda duruşmada bizzat hazır bulundurulmayan tarafın diğer tarafça ileri sürülen görüş ve kanıtlar hakkında bilgi sahibi olup olamadığı veya bunlarla ilgili yorum yapıp yapamadığı, dezavantajlı duruma düşürülmeksizin davaya etkili katılımının sağlanmasında makul bir fırsata sahip olup olmadığı hususları detaylı bir incelemeye tabi tutulmalıdır. Orantılılık açısından yapılacak değerlendirmede, yokluğunda gerçekleştirilen işlemin ilgili tarafın duruşmada fiziken hazır bulunmasını gerektiren (esaslı) nitelikte bir işlem olup olmadığına da bakılmalıdır (Emrah Yayla, § 74; suç isnadı altındaki kişiler yönünden benzer bir değerlendirme için bkz. Şehrivan Çoban, § 94).

46. Diğer taraftan duruşmada hazır bulunma hakkından açıkça veya örtülü şekilde feragat edilmesi mümkündür. Her iki durumda da feragatin tereddüde yer vermeyecek şekilde açık olması ve aynı zamanda kamu yararına aykırılık taşımaması gerekir. Duruşmada hazır bulunma hakkından feragat, ilgili tarafa bu haktan vazgeçmesiyle orantılı asgari güvenceler sağlanmadıkça kamu yararına uygunluk taşımayabilir. Ayrıca örtülü feragatin geçerli olabilmesi için feragat eden tarafın söz konusu eylemlerinin sonuçlarını makul olarak öngörebileceğinin ortaya konulması gerekmektedir. Dolayısıyla yetkili yargı organlarının bu konuda varsayıma dayalı bir değerlendirme yapmamaları gerekir(Emrah Yayla, § 75).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

47. Başvuru konusu olayda Hâkimlik, ilgili mevzuat hükümleri gereğince başvurucunun savunmasının alınması ve delillerinin sorulması amacıyla duruşmalı inceleme yapmaya karar vermiştir. Salgın nedeniyle önce duruşma ertelenmiş sonra başvurucunun Ceza İnfaz Kurumundaki SEGBİS odasında hazır edilerek duruşmaya video konferans bağlantısı üzerinden katılması istenmiştir. Başvurucunun anılan yöntemle savunma yapmak istemediğini bildirmesi üzerine başvurucunun ifade vermek istemediği takdirde susma hakkını kullanmış sayılacağından, beyanı alınmaksızın karar verileceği hususu ihtar olunarak yargılamaya son verilmiştir. Hâkimlik, dosyadaki mevcut bilgi ve belgeleri değerlendirerek ve COVID-19 salgınının devam ettiği süre içerisinde olunduğunu belirterek kararını vermiştir.

48. Ölçülülük ilkesi açısından ilk olarak müdahalenin elverişli olup olmadığı incelenmelidir. Somut olayda ceza infaz kurumunda hükümlü bulunan başvurucunun SEGBİS yoluyla duruşmaya katılımının sağlanmak istenmesinin amacının salgın şartlarının ağırlaştığı dönemde virüsün yayılımının engellenmesi ve yüz yüze duruşma şartlarının oluşmasının zaman alacağı gözetilerek oluşabilecek gecikmelerin azaltılması ve yargılamanın hızlandırılmasıdır. Hâkimlik, SEGBİS yöntemiyle sorgunun yapılmasının yasal bir imkân olduğu ve somut olayda duruşma salonuna transfere ihtiyaç bulunmadığı inancındadır. Buna göre yargılamanın uzun sürmemesi gibi meşru bir amaca ağırlık verilerek duruşmada hazır bulunma hakkına sınırlama getirilmesi anlaşılabilir bir durumdur. Başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkına yapılan müdahalenin makul sürede yargılama yapılması amacına ulaşılması bakımından elverişli bir araç olduğu söylenebilir.

49. İkinci olarak müdahalenin gerekli olup olmadığı incelenmelidir. Somut olayda başvurucuya hücreye koyma cezası verilmiş olup başvurucu, Hâkimlik önünde bu cezayı şikâyet etmiştir. Başvuruya konu uyuşmazlığın -klasik idari veya hukuk yargılamalarından farklı olsa bile- medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin olduğu ve bu tür uyuşmazlıklarda duruşmada hazır bulunma hakkının daha esnek uygulanabileceği tartışmasızdır.

50. Somut olayda başvurucunun disiplin cezasına konu eylemi, başvurucunun bulunduğu yerde kasten yangın çıkarmasıdır. Başvurucu ne şikâyet dilekçesinde ne de başvuru formunda duruşmada tanıklarını sorgulatmak istediğinden ya da yangını kendisinin çıkartmadığından söz etmektedir. Başvurucu soyut olarak duruşmaya bizzat katılmak istediğini ve bu talebinin kabul görmediğini beyan ederek duruşmada hazır bulunma hakkının kullandırılmadığından hareket etmektedir. Bu bağlamda yargılamanın karmaşık bir niteliğinin olduğu ve şeklî bir incelemeden ibaret olmadığı yönünde bir iddia söz konusu değildir. Bunun yanında yargılama konusu uyuşmazlığın medeni hak ve yükümlüklere ilişkin uyuşmazlık kapsamında olduğu ve yargılamada delil ve ifadelerin sözlü olarak sunulmasını veya tanıkların sorgulanmasını gerektirecek -inandırıcılıkla ilgili- ya da başvurucunun SEGBİS odasında iddialarını özgürce anlatamayacağı gibi bir iddia da dile getirilmemiştir.

51. Başvurucunun duruşmada hazır bulunmasının gerekli görülmemesinin sebepleri HSK'nın uyguladığı tedbirlere atfen gerek duruşma aralarında gerekse duruşmada gösterilmiştir. Salgının belirginleştiği, henüz aşının bulanamamış olduğu bir dönemde ayrıca HSK tedbirlerine göre evden çalışmanın özendirildiği döneme denk gelen yargılama sürecinde duruşmanın SEGBİS üzerinden yapılmasına ilişkin tercih, salgının yaygın olduğu söz konusu somut olaydaki yargılama döneminde duruşmada hazır bulunma hakkına müdahale için en uygun aracın seçildiğini göstermektedir. Öte yandan Hâkimlik, şikâyete konu disiplin yaptırımının dayanağını oluşturan olayla ilgili olarak başvurucunun savunmasını almaya çalışmak haricinde herhangi bir esaslı işlem yapmamıştır. Tüm bu nedenlerle somut olayda duruşmada hazır bulunma hakkına yapılan müdahalenin gerekli olmadığının söylenemeyeceği sonucuna varılmıştır.

52. Son olarak başvurucunun duruşmada hazır bulunmamasının yargılamanın adilliğine bir bütün hâlinde zarar verip vermediğinin ölçülülük ilkesinin diğer bir unsuru olan orantılılık açısından değerlendirilmesi gerekir. Hâkimlik tarafından öncelikle duruşmada hazır edilme şartlarının zorlandığı, salgın nedeniyle ve HSK tarafından uygulanan tedbirler kapsamında duruşmada hazır etmenin sağlık yönünden sorunlu olduğunun tespiti nedeniyle SEGBİS yoluyla duruşma yapılmıştır. Bu noktada somut olay değerlendirildiğinde duruşmada bizzat hazır bulundurulmayan başvurucunun yargılamanın diğer tarafını oluşturan Ceza İnfaz Kurumunun disiplin cezası kararından ve bu karara ilişkin bilgi ve belgelerden haberdar olduğu açıkça görülmektedir. Nitekim başvurucu, herhangi bir şekilde diğer tarafa göre dezavantajlı duruma düşürüldüğü yönünde bir iddiada bulunmamış resen de bu yönde bir husus tespit edilememiştir. Bundan başka yargılama sürecinde başvurucunun yokluğunda herhangi bir esaslı işlemin yapıldığı da tespit edilmemiştir. Sonuç olarak somut olayda duruşmada hazır bulunma hakkına yapılan müdahalenin orantılı olduğu değerlendirilmiştir.

53. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 9/1/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Güven Usta [1.B.], B. No: 2020/29515, 9/1/2024, § …)
   
Başvuru Adı GÜVEN USTA
Başvuru No 2020/29515
Başvuru Tarihi 9/9/2020
Karar Tarihi 9/1/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, infaz hâkimliğince yapılan incelemede şikâyette bulunanın duruşmada hazır bulunma talebi reddedilerek Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kullanılarak duruşmaya katılımının sağlanmaya çalışılması nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Aleni yargılanma hakkı (hukuk) İhlal Olmadığı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 4675 İnfaz Hakimliği Kanunu 4
6
7226 Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun geçici 1
5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 44
Yönetmelik 20/9/2011 Ceza Muhakemesinde Ses ve Görüntü Bilişim Sisteminin Kullanılması Hakkında Yönetmelik 14
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi