TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
EMRAH DURAN BAŞVURUSU (2)
(Başvuru Numarası: 2020/32373)
Karar Tarihi: 4/7/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Muammer TOPAL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
İrfan FİDAN
Raportör
Tahir Hami TOPAÇ
Başvurucu
Emrah DURAN
Vekili
Av. Elvan BAĞ CANBAZ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın değerlendirilmesi ve başvurucunun bizzat hazır edilmeksizin sadece müdafiinin dinlenilmesi suretiyle yapılması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 12/10/2020 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca diğer iddialar yönünden kabul edilemezlik kararı verilerek bu kararda incelenen şikâyetler yönünden başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına ve başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış, bu nedenle 21/7/2016 tarihinde ülke genelinde olağanüstü hâl ilan edilmesine karar verilmiş ve olağanüstü hâl 19/7/2018 tarihinde sona ermiştir. Kamu makamları ve yargı organları -olgusal temellere dayanarak- bu teşebbüsün arkasında Türkiye'de çok uzun yıllardır faaliyetlerine devam eden ve son yıllarda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) olarak isimlendirilen bir yapılanmanın olduğunu değerlendirmişlerdir (Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-25).
9. Darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında ülke genelinde darbe girişimiyle bağlantılı ya da doğrudan darbe girişimiyle bağlantılı olmasa bile FETÖ/PDY'nin kamu kurumlarındaki örgütlenmesinin yanı sıra eğitim, sağlık, ticaret, sivil toplum ve medya gibi farklı alanlardaki yapılanmasına yönelik olarak Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından soruşturmalar yürütülmüş; çok sayıda kişi hakkında gözaltı ve tutuklama tedbirleri uygulanmıştır (Aydın Yavuz ve diğerleri, § 51; Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No: 2016/23672, 11/1/2018, § 12).
10. Başvurucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlar nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında Başsavcılığın talimatıyla20/2/2020 tarihinde gözaltına alınmıştır.
11. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 26/2/2020 tarihinde başvurucuyu terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanması istemiyle sulh ceza hâkimliğine sevk etmiştir.
12. İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği 26/2/2020 tarihinde başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.
13. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 31/3/2020 tarihinde başvurucu hakkındaki soruşturmayı tefrik etmiş ve yetkisizlik kararı vererek dosyayı Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) göndermiştir.
14. Başsavcılığın talebi üzerine tutukluluk durumu 15/5/2020 tarihinde Kocaeli 1. Sulh Ceza Hâkimliğince başvurucunun Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla dinlenilmesi suretiyle değerlendirilmiş ve tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir. Bu karara yapılan itirazlar Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğince dosya üzerinden incelenerek 24/6/2020 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.
15. Başsavcılığın talebi üzerine başvurucunun tutukluluk durumu 11/6/2020 tarihinde Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğince, 9/7/2020 tarihinde Kocaeli 3. Sulh Ceza Hâkimliğince, 4/8/2020 tarihinde ise Kocaeli 1. Sulh Ceza Hâkimliğince dosya üzerinden incelenerek tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir. Başvurucunun 11/6/2020 tarihli karara yaptığı itirazlar Kocaeli 3. Sulh Ceza Hâkimliğince 25/6/2020 ve 8/7/2020 tarihlerinde, 4/8/2020 tarihli karara yaptığı itiraz ise Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğince 12/8/2020 tarihinde dosya üzerinden incelenerek reddedilmiştir.
16. Bu süreçte başvurucunun 26/6/2020 havale tarihli dilekçeyle tahliye talebinin Kocaeli 1. Sulh Ceza Hâkimliğince dosya üzerinden incelenerek 29/6/2020 tarihinde reddine karar verildiği, bu karara yapılan itirazın da Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğince dosya üzerinden incelenerek 6/7/2020 tarihinde kesin olarak reddedildiği anlaşılmaktadır.
17. Başsavcılığın talebi üzerine başvurucunun tutukluluk durumu 1/9/2020 tarihinde Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğince başvurucunun yokluğunda müdafiinin dinlenilmesi suretiyle değerlendirilmiş ve tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir. Bu karara başvurucu tarafından yapılan itiraz Kocaeli 3. Sulh Ceza Hâkimliğince dosya üzerinden incelenerek 9/9/2020 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir.
18. Başvurucu 12/10/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
19. Başsavcılık tarafından 28/10/2020 tarihli iddianameyle başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) kamu davası açılmıştır.
20. İddianame 2/11/2020 tarihinde Mahkeme tarafından kabul edilerek E.2020/171 sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması başlamıştır. Mahkeme aynı tarihte yaptığı tensiple birlikte başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.
21. Mahkeme 1/12/2020 tarihli oturumda başvurucunun tahliyesine ve yurt dışına çıkamama şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar vermiştir.
22. Mahkeme 1/6/2021 tarihinde başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiş, anılan karar kesinleşmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
23. Anayasa Mahkemesinin 4/7/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
24. Başvurucu, tutukluluk incelemesinin yapıldığı 15/5/2020 tarihinden itibaren doksan gün içinde -hâkim önünde- yapılması gereken sonraki tutukluluk incelemesinin süresinden sonra 1/9/2020 tarihinde yapıldığını, yapılan incelemede kendisinin hazır edilmeksizin sadece müdafiinin dinlendiğini, bu nedenlerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
25. Bakanlık görüşünde özetle öncelikle resen gerçekleştirilen tutukluluk incelemeleri sonucunda verilen kararlar Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası kapsamına dâhil olmadığından başvurucunun şikâyetinin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği, hâkim önüne çıkarılmaksızın tutukluluk hâlinin devam ettirildiği iddiası bakımından ise Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin içtihatlarına atıfla başvurucu müdafiinin 1/9/2020 tarihli tutukluluk incelemesine katılıp tutukluluğa ilişkin savunmalarını ileri sürebildiği belirtilerek 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde düzenlenen tazminat davasının başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğu, dolayısıyla söz konusu şikâyet yönünden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararı verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
26. Bakanlık görüşünde ayrıca Anayasa Mahkemesince esastan inceleme yapılacak olması durumunda, Mahkemece başvurucunun müdafiine duruşmada hazır edilerek başvurucunun tutukluluk hâline itirazlarını ileri sürme fırsatı verildiği, uygulamanın kanuna uygun olduğu, 15/5/2020 tarihinden sonra dosya üzerinde yapılan tüm tutukluluk incelemelerinde hem başvurucunun hem de müdafiinin tahliye talebiyle sunduğu dilekçelerin sulh ceza hâkimliklerince değerlendirilmek suretiyle kararlara yansıtıldığı belirtilerek somut olayın kendine özgü koşulları da dikkate alındığında başvurucunun şikâyetlerinin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez bulunması gerektiği ileri sürülmüştür.
27. Başvurucu, Bakanlık görüşüne cevabında başvuru formundakine benzer iddialarda bulunmuştur.
B. Değerlendirme
28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
29. Tutukluluk durumu 15/5/2020 tarihinde Kocaeli 1. Sulh Ceza Hâkimliğince başvurucunun SEGBİS yoluyla dinlenilmesi suretiyle değerlendirilmiş, bu karara yapılan itiraz da dosya üzerinden incelenerek reddedilmiştir. Sonraki süreçte başvurucunun tutukluluk durumu 11/6/2020, 9/7/2020 ve 4/8/2020 tarihlerinde dosya üzerinden incelenmiş, tahliye talebi de dosya üzerinden incelenerek 29/6/2020 tarihinde reddedilmiştir. Anılan kararlara yönelik itirazların da dosya üzerinden incelenerek reddedildiği anlaşılmaktadır. 1/9/2020 tarihinde ise başvurucunun tutukluluk durumu kendisinin yokluğunda fakat müdafiinin dinlenilmesi suretiyle değerlendirilmiş ve tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.
30. Tutukluluk incelemelerinin müdafii dinlenmeksizin dosya üzerinden yapılması suretiyle kişinin serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına karşı gerçekleştirilen müdahale kişinin mahkeme/hâkim önüne çıkarılmasıyla sona erecek ve ihlalin kişi tarafından öğrenildiği kabul edilecektir (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Tarık Korkmaz, B. No: 2019/13057, 9/7/2020, § 95). Öte yandan başvurucu 1/9/2020 tarihinde yapılan ve müdafiinin katıldığı tutukluluk incelemesi duruşmasında kendisinin hazır bulundurulmadığından da şikâyet etmektedir. Tutukluluğun devamına ilişkin itiraz yolunun bu hususa dair etkili bir yol olduğunu söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla başvurucunun her iki şikâyet yönünden de anılan duruşma tarihinden itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunması gerekecektir.
31. Somut olayda başvurucu müdafii 1/9/2020 tarihindeki Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğince yapılan tutukluluk incelemesine katılmış ve tutukluluğa ilişkin savunma ve itirazlarını sözlü olarak sunma imkânı bulmuştur. Dolayısıyla anılan tarihte başvurucunun şikâyetine konu müdahale sona ermiştir. Diğer taraftan başvurucu söz konusu duruşmada kendisinin dinlenilmemesi nedeniyle de şikâyetçi olmuştur. Başvurucunun bu hususa dair müdahaleyi de anılan tarihte öğrendiği konusunda bir tereddüt olmaması gerekir. Bu itibarla başvurucunun söz konusu duruşmanın yapıldığı 1/9/2020 tarihinden itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 12/10/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.
32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapılması ve tutukluluk incelemesinde etkili bir şekilde savunma yapma hakkının kısıtlanması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 4/7/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.