TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
YUSUF ÇELİK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/35753)
Karar Tarihi: 12/7/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Raportör
Zehra GAYRETLİ
Başvurucu
Yusuf ÇELİK
Vekili
Av. Cumali AYDEMİR
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza davasında sanığın hazır bulunma talebinin reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya uzaktan katılımının sağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/11/2020 tarihinde yapılmıştır.
3. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne ve duruşmada hazır bulunma hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanmıştır. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülen yargılama üç celsede tamamlanmıştır. Yargılamada 12/4/2018 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda duruşmanın 7/6/2018 tarihinde yapılmasına ve başvurucunun duruşma tarihinde duruşma salonunda hazır edilmesine karar verilmiştir.
7. Yargılamanın 7/6/2018 tarihli ilk celsesinde duruşma salonunda hazır bulundurulan başvurucunun -müdafiinin de hazır bulunmasıyla- savunması alınmıştır. Mahkeme, duruşmayı 13/9/2018 tarihine ertelemiş ve başvurucunun ikinci celse tarihinde duruşma salonunda hazır edilmesine karar vermiştir.
8. Başvurucu, yargılamanın 13/9/2018 tarihli ikinci celsesinde de duruşma salonunda hazır bulundurulmuştur. Bu celsede Savcılık makamınca esas hakkındaki mütalaa dosyaya sunulmuştur. Başvurucunun esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talep etmesi üzerine talebi Mahkemece kabul edilerek duruşma 15/10/2018 tarihine ertelenmiştir. Duruşma Tutanağı'na göre başvurucunun duruşma tarihinde duruşma salonunda hazır edilmesi için tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumuna müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
9. Başvurucunun Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldığı duruşmanın 15/10/2018 tarihli son celsesinde hüküm açıklanmıştır. Duruşma Tutanağı'na göre başvurucunun yüz yüze savunma yapmak üzere duruşma salonunda hazır bulundurulması için duruşmanın yakın bir tarihe ertelenmesi yönünde talepte bulunduğu ancak Mahkemenin takdirine göre savunmasını SEGBİS aracılığı ile de yapabileceğini Mahkemeye bildirdiği anlaşılmıştır. Mahkeme, başvurucunun duruşma salonunda hazır edilmesi için celse arasında müzekkere yazıldığı hâlde tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan sevk işleminin uzun süreceğinin anlaşılması üzerine bu defa SEGBİS aracılığı ile hazır edilmesine karar verildiğini, bu şekilde savunma yapmayı kabul ettiği takdirde savunmasını yapabileceğini başvurucuya bildirmiştir. Başvurucu, SEGBİS aracılığı ile savunma yapmayı kabul ederek esas hakkındaki mütalaaya karşı ayrıntılı şekilde açıklamalarda bulunmuştur. Duruşmanın tamamlanmasıyla birlikte Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütü üyeliği suçundan hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
10. Başvurucu, gerekçeli temyiz dilekçesinde -diğerlerinin yanı sıra- hükmün açıklandığı duruşmanın son celsesine bizzat katılamamış olması nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir. Hüküm kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
11. Duruşmada hazır bulunma hakkına ilişkin ilgili hukuk için bkz. Şehrivan Çoban [GK], B. No: 2017/22672, 6/2/2020, §§ 38-60.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Anayasa Mahkemesinin 12/7/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
13. Başvurucu, duruşmanın son celsesinde duruşma salonunda hazır bulunmayı talep etmesine rağmen SEGBİS aracılığı ile dinlenildiğini belirterek duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
14. Bakanlık görüşünde, başvurucunun müdafi yardımından da yararlanmak suretiyle herhangi bir sınırlamaya maruz kalmadan ve teknik bir bağlantı sorunu yaşamadan etkili bir şekilde savunma yapma imkânı bulduğu ifade edilmiştir.
B. Değerlendirme
15. Anayasa Mahkemesi, Şehrivan Çoban ve Emrah Yayla ([GK], B. No: 2017/38732, 6/2/2020) kararlarında duruşmada hazır bulunma hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararlarda öncelikle kişilerin istemine aykırı olarak SEGBİS yoluyla duruşmaya katılmasının duruşmada hazır bulunma hakkına yönelik müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir. Bu müdahalenin kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük yönünden inceleneceğini ifade etmiştir. Anılan kararlarda 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 196. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin usul ekonomisinin gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmıştır (Şehrivan Çoban, §§ 72-104; Emrah Yayla, §§ 58-86).
16. Anılan kararlarda ölçülülük yönünden yapılan incelemede ise başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebinin hangi zorlayıcı nedene dayalı olarak kabul edilmediğinin ortaya konulmaması ve başvurucunun SEGBİS yoluyla katıldığı celselerde esaslı işlemlerin yapılması nedeniyle müdahalenin gerekli olmadığı değerlendirilmiştir.
17. Öte yandan Anayasa'nın 36. maddesi veya diğer herhangi bir maddesi kişilerin adil yargılanma hakkının güvencelerinden feragat etmelerini yasaklayan bir hüküm içermemektedir. Ne var ki adil yargılanma hakkının güvencelerinden feragat edilmesinin Anayasa'ya uygun olabilmesi için feragat iradesinin açık olmasının ve sonuçlarının kişi yönünden makul olarak öngörülebilir olmasının yanında asgari usul güvencelerinin de sağlanmış olması, ayrıca adil yargılanma hakkından feragat edilmesini meşru olmaktan çıkaran üstün bir kamu yararının bulunmaması gerekir (Nurettin Balta, B. No: 2016/10023, 28/12/2022, § 47).
18. Başvuru konusu olayda üç celsede tamamlanan duruşmanın ilk iki celsesinde başvurucu duruşma salonunda bizzat hazır bulundurulmuştur. Duruşmanın son celsesinde ise başvurucunun duruşma salonuna sevk işleminin zaman alacağının anlaşılması nedeniyle duruşmaya katılımının SEGBİS aracılığı ile gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece bu husus başvurucuya bildirilerek SEGBİS aracılığı ile savunma yapmayı kabul edip etmediği sorulmuştur. Duruşma Tutanağı'na göre başvurucunun bu duruma itiraz etmeyerek iddia makamınca verilen esas hakkındaki mütalaaya karşı ayrıntılı şekilde savunma yaptığı ve yargılamanın tamamlanmasıyla birlikte hükmün açıklandığı anlaşılmıştır (bkz. § 9). Dolayısıyla duruşmada hazır bulunma hakkından açık bir şekilde feragat edildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Ayrıca başvurucunun SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katılımının sonuçlarını makul olarak öngörebilecek durumda olmadığına dair somut bir veri bulunmadığı gibi duruşmada hazır bulunma hakkından feragat ile ilgili asgari usul güvencelerinin kendisine sağlanmadığına yönelik bir iddia da başvuru formuna yansımamıştır. Buna ek olarak başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkından açık bir şekilde feragat ettiğine ilişkin kabulü meşru olmaktan çıkaracak üstün bir kamu yararının mevcut olduğundan söz etmek de -somut olayın koşullarında- mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkına bir müdahalede bulunulmadığı sonucuna varılmıştır.
19. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 12/7/2023 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi.