TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
İSMAİL YANAR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/35909)
Karar Tarihi: 17/4/2024
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Mehmet Yavuz YAŞAR
Başvurucu
İsmail YANAR
Vekili
Av. Hüseyin Bahadır ACAR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, sahte fatura kullanıldığı gerekçesiyle resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması talebiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucunun yasal defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede alış belgeleri arasında sahte faturalara rastlanılmıştır. Başvurucu tarafından kullanılan bu faturaların yasal defterlere kaydının yapıldığı ve ilgili dönem beyannamelerine intikal ettirildiği hususlarının tespit edildiği gerekçesiyle 15/5/2019 tarihli vergi inceleme raporu düzenlenmiştir.
3. Anılan raporda 2016/Mart, Nisan ve Mayıs dönemlerinde sahte fatura kullanıldığından bahisle 2016/4 dönemine ilişkin olarak bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmıştır.
4. Başvurucu tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin iptali istemiyle Antalya 1. Vergi Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır.
5. Mahkeme, başvurucunun açmış olduğu davayı 28/1/2020 tarihli kararı ile kabul etmiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucuya fatura düzenleyen P... Mobilya İnş. Turz. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin (Firma) 2016 yılında katma değer vergisi, kurumlar vergisi, kurum geçici vergisi beyannamelerini verdiği, muhtasar beyannamede işçi çalıştırdığını beyan ettiği, 2016 yılı yasal defter ve kayıtlarında dönem sonu kapanış kayıtlarında yer alan brüt satış tutarı ile yıllık katma değer vergisi (KDV) matrahının uyumlu olduğu tespiti yapılmıştır. Mahkeme buradan hareketle fatura temin edilen Firmadan yapılan alışların tarihlerine bakıldığında, başvurucuya düzenlenen faturaların sahte olduğu hususunun somut olarak ortaya konulamadığı, Firmanın başvurucuya fatura düzenlediği dönemlerde faaliyette olmadığına dair herhangi bir somut tespit bulunmadığını vurgulamıştır. Mahkeme son olarak Firmanın başvurucu adına düzenlediği faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususunun açık ve somut bir şekilde ortaya konulamaması nedeniyle faturalarda gösterilen indirim konusu katma değer vergilerinin reddedilmesi suretiyle resen salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varmıştır.
6. Antalya Vergi Dairesi Başkanlığının (İdare) istinaf talebi Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin (Bölge İdare Mahkemesi) 10/9/2020 tarihli kararı ile kabul edilmiş ve davanın kesin olarak reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucu adına fatura düzenleyen Firmanın yüksek tutarda KDV matrahı beyan etmesine rağmen ödenecek vergisinin cüzi olması, ödemesi gerekli vergileri ödememesi, kısa sürede üç mali müşavir değiştirmesi, mal ve hizmet satın aldığı ve fatura düzenlediği mükelleflerin çoğu hakkında olumsuz tespitlerin bulunması hususlarına vurgu yapılarak anılan Firmanın başvurucu adına düzenlediği faturaların gerçek bir mal ve hizmet teslimine dayanmadığı ve sahte belge olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
7. Nihai karar, başvurucuya 22/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.
8. Başvurucu 16/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Komisyonca başvurunun kabul edilemez olduğu hususunda oybirliği sağlanamaması nedeniyle kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu; verilen karar ile İdareye imtiyaz tanındığını, kararın hukuka uygun olmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucu eşitlik ilkesinin de ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de yukarıda yer verilen şikâyetlerinin özü yargılama sürecinde maddi olayın değerlendirilmesinde takdir hatası yapılarak davasının reddedilmesidir. Bu itibarla başvurucunun tüm ihlal iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkı yönünden incelenmiştir.
12. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
13. Bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale iddiası içermeyen, yargılama aşamasında elde edilen delillerin takdiri ile bu deliller ışığında hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanmasına ilişkin somut başvuru, yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olup gerekçeli kararda yer verilen hukuki tespitler ve dayanaklar (bkz. § 6) gözönünde bulundurulduğunda derece mahkemesi kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilmemiştir. Bu itibarla ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 17/4/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.