TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ENVER EVREN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/3597)
Karar Tarihi: 14/4/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Habip OĞUZ
Başvurucu
Enver EVREN
Vekili
Av. Fatih DÖNMEZ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza davasında başvurucunun (sanığın) hazır bulunma talebi reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya uzaktan katılımının sağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 23/1/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, duruşmada hazır bulunma hakkı dışındaki şikâyetlerinin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetinin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. 2020/3790 numaralı başvuru, incelenen başvuruyla birleştirilmiştir.
4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu; Hayrabolu hâkimi olarak görev yapmakta iken Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) 13/10/2016 tarihli kararıyla görevinden uzaklaştırılmış, daha sonra HSYK Genel Kurulunca meslekten çıkarılmıştır.
7. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) 21/6/2017 tarihli iddianamesi ile başvurucunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına ( FETÖ/PDY) üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır. İddianamede; başvurucunun adına kayıtlı olan ve kendisinin kullandığı anlaşılan telefon hattı üzerinden ByLock uygulamasını kullandığı, ele geçirilen dizüstü bilgisayarda ByLock olabileceği değerlendirilen uygulama yükleme kalıntılarına rastlandığı, örgüte müzahir bankada hesap hareketlerinin olduğu iddialarına yer verilmiştir.
8. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülen yargılama üç celsede tamamlanmıştır. Yargılamada 30/6/2017 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda duruşmanın 18/10/2017 tarihinde yapılmasına ve başvurucunun duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katılımının sağlanmasına karar verilmiştir.
9. Başvurucu, yargılamanın 18/10/2017 tarihli ilk celsesine tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan SEGBİS aracılığı ile katılmıştır. Duruşma Tutanağı'nda başvurucunun SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılmak istemediği yönünde mahkemeye itirazda bulunduğuna dair herhangi bir beyanı yer almamıştır. Başvurucunun savunma yaptığı duruşmada Başsavcılık tarafından esas hakkında mütalaa sunulmuştur. Başvurucu, esas hakkında mütalaaya ve ByLock raporuna karşı savunmada bulunmak için süre istemiştir. Mahkeme bir sonraki celsede başvurucunun duruşmada hazır edilmesine karar vererek duruşmayı 26/1/2018 tarihine ertelemiştir.
10. Başvurucu Mahkemeye gönderdiği 22/1/2018 havale tarihli dilekçesinde, 26/1/2018 tarihinde yapılacak duruşmaya bizzat katılmak istediğini belirtmiştir.
11. Başvurucunun SEGBİS aracılığı ile katıldığı 26/1/2018 tarihli ikinci celsede esaslı bir işlem yapılmadan, başvurucuya savunmasını hazırlaması için süre verilerek tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiş ve duruşma 6/4/2018 tarihine bırakılmıştır. Bu celsede başvurucu müdafii duruşmada yer almıştır. Duruşma Tutanağı'nda, başvurucunun duruşmaya bizzat katılmak istediği yönündeki talebe bir cevap verilmemiştir.
12. Hükmün açıklandığı yargılamanın 6/4/2018 tarihli son celsesine de SEGBİS aracılığı ile katılan başvurucu, Mahkemeye gönderdiği 21/2/2018 havale tarihli dilekçesinde, 6/4/2018 tarihinde yapılacak duruşmaya bizzat katılmak istediğini belirtmiştir. Mahkeme,başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
13. Başvurucu, gerekçeli temyiz dilekçesinde -diğerlerinin yanı sıra- duruşmalara bizzat katılamamış olması nedeniyle aleni yargılama, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerinin ihlal edildiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir. Hüküm, kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
14. Başvurucu 21/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
15. Duruşmada hazır bulunma hakkına ilişkin ilgili hukuk için bkz. Şehrivan Çoban [GK], B. No: 2017/22672, 6/2/2020, §§ 38-60.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Anayasa Mahkemesinin 14/4/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
17. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Duruşmada Hazır Bulunma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu; duruşmalara SEGBİS aracılığı ile katılmak istemediğini, bizzat getirilmek suretiyle katılmak istediğini belirtmiş olmasına rağmen talebinin Mahkemece dikkate alınmadığını, duruşmalarda SEGBİS kaydı alınmadığını, böylece etkin bir savunma yapamadığını ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiaları, adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkı yönünden incelenmiştir.
20. Anayasa Mahkemesi, Şehrivan Çoban ve Emrah Yayla ([GK], B. No: 2017/38732, 6/2/2020) kararlarında duruşmada hazır bulunma hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararlarda öncelikle kişilerin istemine aykırı olarak SEGBİS yoluyla duruşmaya katılmasının duruşmada hazır bulunma hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir. Bu müdahalenin kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük yönünden inceleneceğini ifade etmiştir. Anılan kararlarda 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 196. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin usul ekonomisinin gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmıştır (Şehrivan Çoban, §§ 72-104; Emrah Yayla, §§ 58-86).
21. Anılan kararlarda ölçülülük yönünden yapılan incelemede ise başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebinin hangi zorlayıcı nedene dayalı olarak kabul edilmediğinin ortaya konulmaması ve başvurucunun SEGBİS yoluyla katıldığı celselerde esaslı işlemlerin yapılması nedeniyle müdahalenin gerekli olmadığı değerlendirilmiştir. Somut olayda da anılan kararlarda yer alan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır.
22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. Diğer İhlal İddiaları
23. Başvurucu, bireysel başvuru formlarında duruşmada hazır bulunma hakkı yanında adil yargılanma hakkı ile bağlantılı olarak suçların ve cezaların kanuniliği, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ile eşitlik ilkelerinin, hakkaniyete uygun yargılanma, müdafi yardımından yararlanma, savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma, aleni yargılanma, gerekçeli karar, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde yargılanma, özel haya ve aile hayatına saygı haklarının, haberleşme, ifade, din ve vicdan özgürlüklerinin de ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
24. Başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
D. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
25. Başvurucu, ihlal tespiti ile 2.000.000 TL manevi, 1.000.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
26. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.
27. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
28. İhlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun manevi tazminat talebi kabul edilmemiştir. Ayrıca başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zararla ilgili bilgi ve belge sunmadığından maddi tazminat talebi reddedilmiştir.
29. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 4.500 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin duruşmada hazır bulunma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2017/130, K.2018/62) GÖNDERİLMESİNE,
E. Tazminata ilişkin taleplerin REDDİNE,
F. 4.500 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemelerde gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/4/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.