TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
CEYHUN CEYHAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/37632)
Karar Tarihi: 2/10/2024
Başkan
:
Basri BAĞCI
Üyeler
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Kenan YAŞAR
Raportör
Kamber Ozan TUTAL
Başvurucular
1. Ceyhun CEYHAN
2. Hedef ÖZGÜN
3. Osman Alper ONBAŞILI
Vekili
Av. Mehmet AKBULUT
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, özel muayenehanesi bulunan tıp fakültesi öğretim üyesine üniversite ödeneği verilmemesi ve döner sermaye ek ödemesi yapılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. 26/11/2014 tarihinde yürürlüğe giren 19/11/2014 tarihli ve 6569 sayılı Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına İlişkin Bazı Düzenlemeler ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 32. maddesiyle 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na eklenen geçici 70. maddeyle tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan öğretim üyelerinden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih (26/11/2014 tarihi) itibarıyla mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta olanlara, bu faaliyetlerini sona erdirinceye kadar üniversite ödeneği verilmeyeceği ve ek ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmıştır. Sözü edilen yasal değişikliğin yürürlüğe girdiği 26/11/2014 tarihi itibarıyla başvuruculara üniversite ödeneği verilmesi ve ek ödeme yapılması durdurulmuştur.
3. Anayasa Mahkemesinin 22/6/2016 tarihli ve E.2016/13, K.2016/127 sayılı kararıyla 2547 sayılı Kanun'un geçici 70. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi iptal edilmiştir. Anılan karar 21/9/2016 tarihli ve 29834 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.
4. Başvurucuların19/11/2014-21/9/2016 dönemi için üniversite ödeneği verilmesi ve döner sermaye ek ödemesi yapılması yolunda yaptığı idari başvurular reddedilmiştir. Söz konusu işleme karşı açtıkları davalar nihai olarak reddedilmiştir. Kararların gerekçesinde; üniversite ödeneğine ilişkin olarak Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, iptal edilen kanuna uygun olarak tesis edilen işlemlerin geçerliliğini sürdüreceği belirtilmiştir. Kararlarda, 2547 sayılı Kanun'un geçici 70. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi kapsamında olmayan döner sermaye ek ödemesine ilişkin olarak ise Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçe gösterilerek döner sermaye ek ödemesi yapılmasının mümkün olmadığı vurgulanmıştır.
5. Başvurular süresi içinde yapılmıştır.
6. Başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. 2020/37638 ve 2020/37647 numaralı başvuruların 2020/37632 numaralı başvuru ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.
8. Başvurucular, ek ödeme yapılmasını önleyen 2547 sayılı Kanun'un geçici 70. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince Anayasa'ya aykırı olduğu tespit edilerek iptal edildiği hâlde geçmişte mahrum kalınan parasal hakların ödenmemesinin anayasal haklarını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
9. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.
10. Anayasa Mahkemesi Anayasa'nın 153. maddesinin beşinci fıkrasında yer alan "İptal kararları geri yürümez." hükmünün mülkiyet hakkına etkisini daha önceki kararlarında tartışmıştır (Mehmet Yalçın Akdeniz, B. No: 2015/19154, 31/10/2018, §§ 47-51; Hikmet Kuleci, B. No: 2018/5145, 28/11/2018, §§ 37-40).
11. Anayasa'nın 153. maddesinin ikinci fıkrası gereği, Anayasa Mahkemesince iptal edilen kanun hükmü, iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte Anayasa Mahkemesince daha ileri bir tarih belirlenmiş ise belirlenen tarihte yürürlükten kalkar. Aynı maddenin dördüncü fıkrası gereği ise Anayasa Mahkemesi iptal kararları geriye yürümez. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesince iptal edilen bir kanun hükmü, iptal kararının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yürürlükten kalkacak ve iptal kararları geriye yürümeyeceği için de bu kanun hükmüne göre tesis edilmiş işlemler geçerliliklerini sürdürecektir (Mehmet Yalçın Akdeniz, § 47; Hikmet Kuleci, § 37).
12. Anayasa'da, iptal kararları idari davalarda olduğu gibi düşünülmemiş ve iptal edilen kuralın baştan beri geçersiz duruma geldiği esası benimsenmemiştir. Türk anayasal sisteminde "devlete güven" ilkesini sarsmamak ve devlet yaşamında bir karmaşaya neden olmamak için iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralı kabul edilmiştir. Böylece hukuksal ve nesnel alanda etkilerini göstermiş, sonuçlarını doğurmuş durumların, iptal kararlarının yürürlüğe gireceği güne kadarki dönem için geçerli sayılması sağlanmıştır. Anayasa'nın bağlayıcılığı, Anayasa Mahkemesi kararlarına tüm devlet organlarının uyma zorunluluğu ve Anayasa'nın üstünlüğü ilkesi, Anayasa'ya aykırı bir kuralın aykırılığının saptanmasından sonra uygulanma alanı bulmasını kesinlikle önler. Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının zaman içindeki etkisi böylece ortaya çıkmakta ve "İptal kararları geriye yürümez." kuralı belirtilen anlamda geçerli olmaktadır (AYM, E.1989/11, K.1989/48, 12/12/1989).
13. Anayasa Mahkemesi yine eldeki başvuruya benzer bir başvuruyu Halise Özgüven (B. No: 2019/42069, 18/10/2022) kararında incelemiş ve mülkiyet hakkına yönelik bir ihlalin bulunmadığına karar vermiştir. Anılan kararda üniversite ödeneği verilmemesi ve ek ödemenin yapılmamasının dayanağı olup işlem tarihi itibarıyla yürürlükte olan 2547 sayılı Kanun'un geçici 70. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan düzenleme, Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olsa da iptal kararının ilgili Anayasa hükmü gereği geriye yürümeyeceği belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı geriye yürümeyeceğinden bu alanda geriye dönük olarak bir düzenleme yapılıp yapılmamasının kanun koyucunun takdirinde kaldığı, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin bir gereği olarak idarenin de geriye dönük bir ödeme yapmamasının tabii olduğu, dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümemesi sebebiyle idare tarafından iptal kararına dayalı olarak geriye dönük herhangi bir ödeme yapılmamasının mülkiyet hakkının ihlaline yol açmayacağı açıklanmıştır (Halise Özgüven, § 10). Ayrıca döner sermaye ek ödemesinin 2547 sayılı Kanun'un geçici 70. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin kapsamında olmadığına ilişkin mahkeme değerlendirmesi keyfî ve temelsiz bulunmamıştır (Halise Özgüven, § 11).
14. Somut olayda da Anayasa Mahkemesinin iptal kararı geriye yürümeyeceğinden başvuruculara üniversite ödeneği verilmemiş ve döner sermaye ek ödemesi yapılmamıştır. Dolayısıyla yukarıda anılan kararda açıklanan ilkeden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Sonuç olarak başvurucuların mülkiyet hakkına yönelik bir ihlalin bulunmadığı açıktır.
15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,
B. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 2/10/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.