logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hanife Baykal [2.B.], B. No: 2020/37859, 10/7/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HANİFE BAYKAL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/37859)

 

Karar Tarihi: 10/7/2024

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Duygu KALUKÇU

Başvurucu

:

Hanife BAYKAL

Vekili

:

Av. Elif AKTAŞ ÖZTÜRK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, daimî işçi kadrosuna geçirilmeme yönündeki idari işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, Niğde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne (İdare) bağlı birimlerde bakım personeli olarak (ikame işçi olarak) yüklenici Seyitoğlu İnşaat Nakliye Temizlik Akaryakıt Turizm Sanayi Limitet Şirketi bünyesinde çalışmakta iken 20/11/2017 tarihli ve 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (696 sayılı KHK) 127. maddesi ile 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23. ve 24. maddelerine istinaden sürekli işçi kadrosuna geçmek için İdareye başvuru yapmıştır.

3. İdare tarafından talebi reddedilen başvurucu, Aksaray İdare Mahkemesi nezdinde (Mahkeme) iptal davası açmıştır. Dava dilekçesinde daimî çalışanların herhangi izin hâllerinde çalışamayan kimseler yerine joker eleman olarak kuruma çağrıldığını belirtmiş; bu kapsamda ihtiyaç duyulan birimlerde çalıştırıldığını, iş sözleşmesi devam etmesine rağmen yalnızca çalıştığı dönemler için sigorta primlerinin yatırıldığını, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan bildirimlerde sürekli girdi-çıktı gösterildiğini ifade etmiştir. 4/12/2017 tarihinde fiilen çalışmadığını belirten başvurucu, bu durumun ikame işçi olarak çalışmasından kaynaklandığını ve bunun anılan işyerinde çalışıyor olduğu gerçeğini değiştirmediğini, kaldı ki belirtilen tarihten sonra hem on ikinci ayda hem de birinci ve ikinci aylarda yine bakım elemanı olarak izinli işçiler yerine çağırılarak çalışmaya devam ettiğini ifade etmiştir.

4. 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesi daimî işçi kadrosuna geçirilme ile ilgili şartları düzenlemiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında; ödemeleri merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, gençlik hizmetleri ve spor il müdürlüğü bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden karşılanan 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanlar... "

5. Yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde ilgili mevzuat hükmü ile ihaleye ait dokümanları ve SGK kayıtlarını inceleyen Mahkeme 10/10/2019 tarihli karar ile davanın reddine hükmetmiştir. Gerekçeli kararda SGK hizmet cetveline göre başvurucunun 21/11/2017 tarihinden itibaren sigorta primlerinin çalıştığı gün sayısına göre yatırıldığını, 2017 yılı Kasım ayında 10 gün, 2017 yılı Aralık ayında ise 25/12/2017 tarihinden başlamak üzere toplam 7 gün sigorta primi yatırıldığının tespit edildiğini, buna göre başvurucunun 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalışıyor olma şartını sağlamadığını belirtmiştir. Başvurucunun SGK kayıtlarındaki giriş-çıkış kayıtlarının ikame işçi olarak çalışmasından kaynaklandığı yönündeki itirazları da inceleyen Mahkeme, daimî işçi kadrosuna geçiş düzenlemesinin temel amacı gözetildiğinde başvurucunun çalışmasının süreklilik arz etmediğini, sigorta primlerinin çalıştığı gün sayısına göre yatırıldığını, mevzuatta yer alan "4/12/2017 tarihinde çalıştırılmakta olmak" şartına herhangi bir istisna getirilmediğini ifade etmiştir.

6. Başvurucu, istinaf talebinde bulunmuş; Konya Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi 29/9/2020 tarihli karar ile istinaf talebinin kesin olarak reddine hükmetmiştir.

7. Başvurucu, nihai hükmü 27/10/2020 tarihinde öğrenmiş; 26/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

8. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Yönünden

9. Başvurucu; Bölge İdare Mahkemesi tarafından yapılan incelemede iddia ve itirazlarının karşılanmadığını, istinaf incelemesi neticesinde verilen kararın yeterli gerekçe içermediğini ileri sürmüştür.

10. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun iddiaları gerekçeli karar hakkı kapsamında ele alınmıştır.

11. Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamakta; tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve ayrıca demokratik bir toplumda, kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gerekli olmaktadır (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).

12. Temyiz/istinaf merciinin yargılamayı yapan mahkemenin kararını uygun bulması hâlinde bunu ya aynı gerekçeyi kullanarak ya da bir atıfla kararına yansıtması yeterlidir. Burada önemli olan husus, temyiz/istinaf merciinin bir şekilde temyiz/istinaf dilekçesinde dile getirilmiş ana unsurları incelediğini, ilk derece/istinaf mahkemesinin kararını inceleyerek onadığını ya da bozduğunu göstermesidir (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 57).

13. Başvuru konusu davada Mahkemenin SGK kayıtları ile sözleşmeye ilişkin bilgi ve belgeleri toplayarak ilgili mevzuat çerçevesinde bir inceleme yaptığı, bu kapsamda özellikle başvurucunun işe giriş-çıkış kayıtlarını inceleyerek KHK'nın aradığı "4/12/2017 tarihinde çalıştırılmakta olmak" şartının sağlanmadığı gerekçesiyle davayı reddettiği görülmektedir. Mahkeme başvurucunun ikâme işçi olarak çalıştığı, bu nedenle esasen sürekli çalışma hâlinde olmakla birlikte işe giriş çıkışlarının aktif çalışma dönemine göre yapıldığı yönündeki itirazlarını da incelemiş ve süreklilik arz etmeyen çalışmanın daimi işçi kadrosuna geçiş düzenlemesinin temel amacına uygun olmadığını, mevzuatta "4/12/2017 tarihinde çalıştırılmakta olmak" şartına bir istisna getirilmediğini belirtmiş; Bölge İdare Mahkemesi de kararın ilgili mevzuata uygun olduğunu belirterek başvurucunun istinaf talebini reddetmiştir.

14. Bu durumda Bölge İdare Mahkemesinin istinaf incelemesi aşamasında verdiği kararda, değerlendirme konusu hüküm ve gerekçesini uygun bulduğu dikkate alındığında gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmıştır.

15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Diğer İhlal İddiaları Yönünden

16 Başvurucu, daimî işçi kadrosuna geçirilmek üzere mevzuatın aradığı tüm şartları sağladığını, buna mukabil mahkemelerce çalıştığı gün sayısının hatalı hesaplandığını, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, delillerin tamamının toplanmadığını, aynı mahkemeler tarafından aynı ya da benzer konuda farklı kararlar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkı ile eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

17. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı maddi adaleti değil şeklî adaleti temin etmeye yönelik güvenceler içermektedir. Bu bakımdan adil yargılanma hakkı davanın taraflardan biri lehine sonuçlanmasını garanti etmemektedir. Adil yargılanma hakkı temel olarak yargılama sürecinin ve usulünün hakkaniyete uygun olarak yürütülmesini teminat altına almaktadır (M.B. [GK], B. No: 2018/37392, 23/7/2020, § 80).

18. Anayasa'nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlık konusunda varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (konuya ilişkin birçok karar arasından bkz. Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013).

19. Başvurucu yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığını, benzer durumda bulunan kişilere yönelik olarak aynı Bölge İdare Mahkemesi tarafından aksi yönde değerlendirme yapıldığını belirterek iki karar örneğinden bahsetmiş ve içtihat farklılığı nedeniyle haksızlığa uğradığını ileri sürmüştür. Başvurucunun belirttiği her iki kararın da farklı mahkemelerden gelerek Konya Bölge İdare Mahkemesinin incelemesine konu olduğu ve başvurucuya dair verilen karardan sonra Bölge İdare Mahkemesi tarafından ele alındığı görülmekte olup mahkemelerin somut olayın niteliğine, bu bağlamda her bir davacının kendi özel durumuna ve şartlarına bağlı olarak farklı değerlendirmeler yapabileceği gözetildiğinde başvuru konusu olay kapsamında derinleşmiş bir içtihat farklılığının başvurucu tarafından ortaya konulamadığı anlaşılmıştır.

20. Başvurucunun ileri sürdüğü iddiaların delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu, mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvurucunun şikâyetinin açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır.

21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 10/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Hanife Baykal [2.B.], B. No: 2020/37859, 10/7/2024, § …)
   
Başvuru Adı HANİFE BAYKAL
Başvuru No 2020/37859
Başvuru Tarihi 26/11/2020
Karar Tarihi 10/7/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, daimî işçi kadrosuna geçirilmeme yönündeki idari işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Gerekçeli karar hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi