logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ferruh Dal [2.B.], B. No: 2020/38027, 10/1/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FERRUH DAL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/38027)

 

Karar Tarihi: 10/1/2024

R.G. Tarih ve Sayı: 20/5/2024-32551

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Muhammed Cemil KANDEMİR

Başvurucu

:

Ferruh DAL

Vekili

:

Av. Gönül ÇELEBİ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, aylıktan kesme cezasına ilişkin iptal davasında hakkındaki ceza yargılamasında verilen beraat kararının dikkate alınmaması ve suç işlediği izlenimi oluşturacak şekilde karar verilmesi nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, İzmir İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmaktayken hakkında yürütülen disiplin soruşturması neticesinde aylığının 1/4 oranında kesilmesi cezası ile cezalandırılmıştır.

3. Başvurucu, bu işlemin iptali talebiyle dava açmıştır. İzmir 2. İdare Mahkemesi (Mahkeme) 12/2/2020 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Mahkemenin gerekçesi şöyledir:

"...davacı hakkında disiplin soruşturmasına konu iddia ile ilgili olarak cezai kovuşturma başlatıldığı ve İzmir 3.Ağır Ceza Mahkemesince yürütülen yargılama sonucunda davacının beraatine karar verilmiş ise de davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda, davacının R.B.isimli şahsa cinsel istismarda bulunmuş olması nedeniyle cezalandırılma yoluna gidilmemiş, aksine yaşanan olayda davacının tutumu ve mesleki tecrübesi de dikkate alınarak duruma müdahale etme noktasında hatalı davranarak cinsel istismar ile yargılanması yolunu açan sürecin başlamasına neden olduğu ve disiplin cezası ile cezalandırılması yoluna gidilmesinde bu hususların dikkate alındığı görülmüş olup, dava konusu disiplin cezasına yönelik olarak davacının hakkında yürütülen yargılama sonucunda beraat etmiş olmasının yargılama konusu fiil ile disiplin cezasına konu isnadın farklı olması nedeniyle disiplin cezasına bir etkisi olmayacağı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda davacının 23 yıllık mesleki tecrübesi ve yürüttüğü kamu görevinin niteliği dikkate alındığında, küçük yaştaki bir çocukla ilgilenen bir polis memurunun görevini yürütürken daha dikkatli olması gerektiği, çocuğun uygun olmayan davranışlarının bertarafı noktasına gereken inisiyatifi alarak mesleki tecrübesine uygun olarak hareket etmesi gerekirken, disiplin soruşturması kapsamında ifadesine başvurulanların da belirttiği üzere bu hususta davacının gerekeni yapmadığı ve hakkında cezai yargılama açılmasına giden yolun açıldığı, dikkate alındığında davacıya isnat edilen 'Hizmet içinde resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak.' eyleminin sübuta ermiş olması nedeniyle 'Brüt Aylığından 1/4 Oranında Kesilmesi' cezası ile cezalandırılmasına yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır."

4. Başvurucunun mahkeme kararına karşı yaptığı istinaf başvurusu, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 1/10/2020 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

5. Başvurucu, nihai kararı 26/10/2020 tarihinde öğrenmiş ve 25/11/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvurucu hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan ceza davası açılmıştır. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) 21/3/2019 tarihli ve E.2018/95, K.2019/94 sayılı kararla başvurucunun mahkûmiyetine yeterli, inandırıcı ve kesin delil elde edilemediği ve atılı suçun başvurucu tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle başvurucunun beraatine karar vermiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi 8/6/2021 tarihli ve E.2019/1654, K.2021/1026 sayılı kararıyla Ağır Ceza Mahkemesi kararını kaldırarak mağdur R.B.ye sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği gerekçesiyle başvurucunun neticeten 3 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Kararın başvurucu tarafından temyiz edildiği ve kesinleşmediği anlaşılmıştır.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu; mahkeme kararının gerekçesinin hatalı olduğunu, 23 yıllık polislik tecrübesi gereğince psikolojik rahatsızlıkları olan küçük kıza fiziksel müdahalede bulunmadığını, aksi hâlde cinsel istismar suçundan mahkûm olabileceğini, ceza davasında aldığı beraat kararı dikkate alınmadan karar verildiğini, Anayasa Mahkemesi kararları gereğince beraat kararına rağmen uygulanan disiplin cezalarının hak ihlali olduğunu, aksinin düşünülmesi hâlinde beraat kararının anlamsız hâle geleceğini, mahkeme kararının suç işlediği izlenimi oluşturduğunu, masumiyetine gölge düşürüldüğünü, suçu işleyip işlemediğiyle ilgili çelişkili kararlar ortaya çıktığını ileri sürerek masumiyet karinesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

9. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde, başvuruya ilişkin süreç özetlendikten sonra yapılacak incelemede Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü şartlarının da dikkate alınmasının faydalı olacağı değerlendirmesine yer verilmiştir. Ayrıca başvurucu hakkında yürütülen ceza yargılamasında verilen beraat kararının Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılarak mağdur R.B.ye sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği gerekçesiyle başvurucunun 3 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı cevap vermemiştir.

10. Başvurucunun bu iddiaları masumiyet karinesi kapsamında incelenmiştir.

11. Masumiyet karinesi, hakkında suç isnadı bulunan bir kişinin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar masum sayılması gerektiğini ifade etmekte ve hukuk devleti ilkesinin de bir gereğini oluşturmaktadır (AYM, E.2013/133, K.2013/169, 26/12/2013). Anılan karine, kişinin suç işlediğine dair kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan suçlu olarak kabul edilmemesini güvence altına almaktadır. Ayrıca hiç kimse, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar yargılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından suçlu olarak nitelendirilemez ve suçlu muamelesine tabi tutulamaz (Kürşat Eyol, B. No: 2012/665, 13/6/2013, § 26).

12. Adil yargılanma hakkının bir unsuru olan masumiyet karinesinin sağladığı güvencenin iki yönü bulunmaktadır. Güvencenin ilk yönü kişi hakkındaki ceza yargılaması sonuçlanıncaya kadar geçen, bir başka ifadeyle kişinin ceza gerektiren bir suçla itham edildiği (suç isnadı altında olduğu) sürece ilişkin olup suçlu olduğuna dair hüküm tesis edilene kadar kişinin suçluluğu ve eylemleri hakkında erken açıklamalarda bulunulmasını yasaklar. Güvencenin bu yönünün kapsamı sadece ceza yargılamasını yürüten mahkemeyle sınırlı değildir. Güvence aynı zamanda diğer tüm idari ve adli makamların da işlem ve kararlarında, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçlu olduğu yönünde ima ya da açıklamalarda bulunmamasını gerekli kılar. Dolayısıyla sadece suç isnadına konu ceza yargılaması kapsamında değil ceza yargılaması ile eş zamanlı olarak yürütülen diğer hukuki süreç ve yargılamalarda da (idari, hukuk, disiplin gibi) masumiyet karinesinin ihlali söz konusu olabilir (Galip Şahin, B. No: 2015/6075, 11/6/2018, § 39).

13. Güvencenin ikinci yönü ise ceza yargılaması sonucunda mahkûmiyet dışında bir hüküm kurulduğunda devreye girer ve daha sonraki yargılamalarda ceza gerektiren suçla ilgili olarak kişinin masumiyetinden şüphe duyulmamasını, kamu makamlarının toplum nezdinde kişinin suçlu olduğu izlenimini uyandıracak işlem ve uygulamalardan kaçınmasını gerektirir (Galip Şahin, § 40).

14. Ceza muhakemesiyle eş zamanlı olarak yürütülen, bir başka ifadeyle kişinin henüz suç isnadı altında olduğu, ceza makamları tarafından hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı süreçte devam eden idari süreç veya yargılamalarda masumiyet karinesi bakımından önemli olan husus kamu makamlarının işlem ya da kararlarında belirttikleri gerekçeler veya kullandıkları dil nedeniyle bireye cezai sorumluluk yüklememeleri, ceza mahkemeleri tarafından henüz suçlu bulunmamış bireyin masumiyeti üzerine gölge düşürülmesine sebebiyet vermemeleridir (Galip Şahin, § 47). Bununla birlikte ceza yargılamasına konu maddi olay ve olguların diğer kamu makamlarınca (idari/adli) ayrıca değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sonucunda ulaşılacak kanaate göre işlem/karar tesis edilmesi mümkündür. Ancak adli ve idari makamların kendi görev sınırlarını aşarak kişiyi suçlu ilan etmesi veya bu bağlamda birtakım çıkarımlarda bulunması masumiyet karinesinin ihlaline yol açabilir. Masumiyet karinesi kapsamındaki güvencelerin sağlanıp sağlanmadığının tespiti yapılırken ise kararın gerekçesinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekir (Galip Şahin, § 48).

15. Anayasa Mahkemesi daha önceki kararlarında suçluluğa yönelik bir ithamın bulunmadığı, suç vasfının ve mahiyetinin tartışılmadığı, yalnızca somut olayın işlem tarihindeki şartları dikkate alınarak mevzuat bağlamında idari yönden değerlendirildiği durumlarda masumiyet karinesine yönelik bir müdahalenin bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır (M.A.B., B. No: 2015/288, 19/11/2020, § 39). Anayasa Mahkemesi, Galip Şahin kararında ise ceza yargılamasında kişinin isnat edilen eylemleri işlediği ve suçlu olduğu yönünde bir çıkarımda bulunulmadığı, kararlarda geçen ifadelerin gerek kullanılan dil gerekse bağlamı itibarıyla ceza hukuku anlamında ve teknik unsurlarıyla yargılamaya konu suça ya da bu suçun işlendiğine işaret etmediğini belirterek kullanılan dil ve gerekçenin masumiyet karinesine yönelik bir ihlal teşkil etmediği sonucuna ulaşmıştır (Galip Şahin, §§ 52, 53).

16. Somut olayda bireysel başvuru yapılmadan önce başvurucu hakkında verilen beraat kararının Bölge Adliye Mahkemesince kaldırıldığı ve mahkûmiyet hükmü kurulduğu, bu kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır (bkz. § 7).

17. Bireysel başvuruya konu olayda, başvurucuya cinsel istismar suçundan yargılanması yolunu açan sürecin başlamasına neden olduğu gerekçesiyle disiplin cezası verilmiş ve başvurucu hakkında ceza davası açılmıştır. Başvurucu hakkındaki ceza yargısı ve idari yargı süreçlerinin eş zamanlı olarak yürütüldüğü ancak disiplin işlemine karşı açılan idari davanın ceza yargılaması devam ederken sonuçlandığı, başka bir ifadeyle idare mahkemesi kararının verildiği tarihte başvurucunun suçluluğunun hükmen sabit olmadığı görülmektedir.

18. Bireysel başvuruya konu olan yargılamada ise başvurucu hakkındaki ceza yargılaması sürecine ve sebeplerine dair hukuki irdeleme yapılmamıştır. Mahkeme kararında suça konu bir eylemin gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Suçun varlığına yönelik bir kabul ile de hareket edilmemiştir. Aksine Mahkeme, Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararını nihai karar gibi değerlendirerek, başvurucu hakkında yürütülen ceza yargılamasına konu fiil ile disiplin cezasına konu isnadın farklı olduğunu, bu sebeple beraat etmiş olmasının disiplin cezasına etkisinin olmayacağını belirtmiştir. Somut olayda mezkûr Anayasa Mahkemesi kararlarında (bkz. § 15) ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmamaktadır.

19. Açıklanan gerekçelerle masumiyet karinesine yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 10/1/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Ferruh Dal [2.B.], B. No: 2020/38027, 10/1/2024, § …)
   
Başvuru Adı FERRUH DAL
Başvuru No 2020/38027
Başvuru Tarihi 25/11/2020
Karar Tarihi 10/1/2024
Resmi Gazete Tarihi 20/5/2024 - 32551

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, aylıktan kesme cezasına ilişkin iptal davasında hakkındaki ceza yargılamasında verilen beraat kararının dikkate alınmaması ve suç işlediği izlenimi oluşturacak şekilde karar verilmesi nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Masumiyet karinesi (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi