TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YUNUS ÖNAL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2020/39791)
|
|
Karar Tarihi: 18/12/2024
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
Yılmaz AKÇİL
|
Raportör
|
:
|
Erdem Ender ÇINAR
|
Başvurucu
|
:
|
Yunus ÖNAL
|
Vekili
|
:
|
Av. Betül Büşra ÖNAL
|
I. BAŞVURUNUN
ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucuya avukatı
tarafından gönderilen belgelerin verilmemesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin
ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, başvuru tarihinde Yalvaç T Tipi Kapalı Ceza
İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) hükümözlü olarak bulunmaktadır. Avukatının gönderdiği
ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvurusu kapsamında kullanacağını
belirttiği 403 sayfadan oluşan evrak, İnfaz Kurumu tarafından sakıncalı
bulunarak başvurucuya teslim edilmemiştir.
3. Söz konusu belgelerde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel
Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan adli işlem gören kişilerin
kişisel bilgileri, aldıkları ceza miktarları, kaldıkları ceza infaz kurumları,
başka şahıslara ait yargı kararları gibi bilgiler bulunmaktadır. Belgelerin
teslim edilmemesi nedeniyle başvurucu 15/9/2020 tarihinde Yalvaç İnfaz
Hâkimliğine başvurmuştur. İnfaz Hâkimliği tarafından 8/10/2020 tarihli kararla
başvurunun reddine karar verilmiştir. Kararda belgelerin, örgütsel haberleşme
ve örgüt bağını korumaya yönelik olabileceği belirtilmiştir.
4. Başvurucu 19/10/2020 tarihinde Yalvaç Ağır Ceza
Mahkemesine (Ağır Ceza Mahkemesi) itiraz etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi
20/11/2020 tarihinde İnfaz Hâkimliği kararının yerinde olduğunu belirterek
itirazı reddetmiştir.
5. Başvurucu, nihai hükmü 24/11/2020 tarihinde
öğrendikten sonra 18/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucunun
adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
8. Başvurucu; avukatı tarafından kendisine gönderilen
belgelerin AİHM'e yaptığı başvuruda hükûmet tarafından verilen savunmaya
ilişkin olduğunu ve belgelerin tarafına verilmemesi nedeniyle avukat-müvekkil
ilişkisine ve savunma hakkına müdahale edildiğini belirterek adil yargılanma ve
etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
9. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; ceza infaz
kurumu uygulamalarına karşı yargı yolunun açık olduğu ve yargı kararlarına
karşı idarenin müdahale imkânının bulunmadığı ifade edilmiştir. Başvurucu,
Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
10. Anayasa Mahkemesi, avukattan gelen ve avukata
gönderilen mektuba yönelik müdahale bağlamındaki iddiaları -savunma hakkına
ilişkin şikâyetler dahil- avukat ile haberleşme hakkının engellenmesine ilişkin
olduğunu değerlendirerek bir bütün hâlinde haberleşme hürriyeti kapsamında
incelenmesine karar vermiştir (İrfan Kaplan, B. No: 2017/34518, §§
51-67; Mehmet Fatih Göksan (2),B. No: 2017/38886, 8/9/2020, §§ 36-65).
Somut başvuruda da bu sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum olmadığı
görülmüştür.
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
12. Tutuklu ve hükümlülerin mektuplarının denetlenmesi ve
alıkonulması suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalelerin kanuniliği,
meşru amacı, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu ve ölçülülüğünün
denetiminde gözetilmesi gereken genel ilkeler ile ilgili mevzuat Anayasa
Mahkemesince birçok kararda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (Ahmet Temiz, B.
No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 37-68; Muhittin Pirinççioğlu (3), B.
No: 2017/34566, 10/3/2020, §§ 44-57; Cihat Ayik ve Hacı Ali Baştürk, B.
No: 2017/31506, 10/3/2020, §§ 44-57).(Avukatla yazışma yönünden bkz. Kemal
Yiğit B. No: 2013/1700, 20/1/2016;Murat Türk, B. No: 2017/37794,
10/3/2020,İrfan Kaplan;Mehmet Fatih Göksan (2)).
13. Anayasa Mahkemesi, hükümlü ve tutukluların savunması
için avukatına gönderdiği mektup, faks ve telgrafların denetime tabi
olmadığının -istisnaları bulunmakla birlikte- 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da açıkça düzenlendiğini
bu bağlamda savunma hakkıyla bağlantılı olarak avukat-müvekkil ilişkisinin
gizliliği ilkesi kapsamında ayrıcalıklı bir denetleme yönteminin kabul edildiğini
vurgulamıştır( Kemal Yiğit; §§51-56;Murat Türk §40). Ayrıca
mevzuatta mahpusun avukatına gönderdiği mektup ve faks ve telgrafın incelenmesi
şartlarının düzenlendiği, avukattan gelen belgelerin denetlenmesiyle ilgili
açık bir düzenlemenin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte
mahpusların avukatlarıyla yazışmalarının anılan hak ve ilkeyi koruyacak
güvenceler kapsamında gerek avukata gönderilen gerekse avukattan gelen mektubun
aynı denetleme yöntemine tabi olması gerektiği kabul edilmiştir (İrfan
Kaplan, §§ 61- 64; Mehmet Fatih Göksan (2), § 57).
14. Anılan kararlarda ifade edildiği üzere, 5275 sayılı
Kanun'da belirtilen suçlardan hükümlü ya da tutuklu olanların avukatına
gönderdiği veya avukatından gelen mektup, faks ve telgrafın savunmaya ilişkin
olup olmadığı değerlendirilmeden infaz kurumunca fiziki olarak denetlenmesi,
iletişimin kötüye kullanıldığı düşünülüyorsa ve bu yönde makul gerekçelerin
varlığı hâlinde söz konusu belgelerin incelenmek üzere infaz hâkimliğine
yollanması gerekmektedir. İnfaz hâkimliği avukatla yazışmanın savunmaya yönelik
olup olmadığı yönünde inceleme yaparak karar vermelidir. Bununla birlikte
savunmaya ilişkin olmadığının tespiti hâlinde ise mevzuatın diğer hükümleri
kapsamında gösterilecek makul gerekçeyle iletinin sakıncalı olup olmadığına
dair karar verilebilecektir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi, belirtilen yönteme
aykırı bir denetlemenin kanuni dayanağının mevcut olmaması nedeniyle haberleşme
hürriyetinin ihlaline yol açacağını kabul etmiştir (Kemal Yiğit; §§
53,57; İrfan Kaplan, §§ 65-67). Ancak anılan ayrıcalıklı denetleme
yönteminin uygulanabilmesi için adi posta ile gönderen kişinin mahpusun avukatı
olduğunun sabit olması, en azından basit bir araştırmayla da olsa
belirlenebilir olması gerekir (Mehmet Fatih Göksan (2), §§ 58-60).
15. Somut olayda; başvurucuya gönderilen mektubun
gönderici kısmında "Av. Betül Büşra Önal" yazdığı gözönüne
alındığında, mektubun başvurucunun avukatı tarafından gönderilmiş
olabileceğinin İnfaz Kurumu tarafından basit bir araştırmayla belirlenebilecek
nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. İnfaz Kurumu görevlileri tarafından kargonun
açılarak içeriğindeki belgelerin mektup okuma komisyonu tarafından sakıncalı
olarak değerlendirildiği ve disiplin kurulu başkanlığınca belgelerin
başvurucuya teslim edilmemesine karar verildiği görülmektedir. Başvurucunun
savunma hazırlaması amacıyla mektubun avukatından geldiği yönündeki açık
itirazına rağmen İnfaz Hâkimliği ve itiraz merciin de mektubun savunmaya
ilişkin olup olmadığı yönünde bir inceleme yapmadığı vurgulanmalıdır. Bu
durumda başvurucuya avukatı tarafından gönderildiği tespit edilebilecek
nitelikte olan iletinin yukarıda belirtilen yönteme aykırı şekilde
denetlendiği, dolayısıyla haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni
dayanağının olmadığı anlaşılmıştır.
16. Müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı tespit
edildiğinden haberleşme hürriyetine yönelik bir müdahalenin varlığı hâlinde
bulunması gereken ve Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen meşru amaçlardan biri
kapsamında olma, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük
ilkesine aykırı olmama gibi kriterlere riayet edilip edilmediğinin ayrıca
değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. (Benzer kararlar için bkz. Süleyman
Araç (2), B.No: 2016/9882, 12/6/2019; Murat Türk (7), B.No:
2017/37794,10/3/202; İsmail Aytaç; B.No: 2018/18305, 18/1/2022; Cihan Kurmaz, B.No: 2020/7564,12/1/2023).
17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 22. maddesinde
güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
III. GİDERİM
18. Başvurucu, ihlalin tespiti ve 500.000 TL manevi
tazminat talebinde bulunmuştur.
19. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki
yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince
yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa
Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında
belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un
50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü
yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için
bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül
Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri
Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).
20. Öte yandan ihlalin ve sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim
sağlayacağı anlaşıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi
gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan
haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin haberleşme hürriyetinin
ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak
amacıyla Yalvaç İnfaz Hâkimliğine (E.2020/458, K.2020/465) GÖNDERİLMESİNE,
E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
F. 30.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama
giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine
ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE, 18/12/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.