TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHRAN HAYATDAVOODI BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2020/7982)
Karar Tarihi: 30/3/2022
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Gökçe GÜLTEKİN YILMAZ
Başvurucu
Mehran HAYATDAVOODI
Vekili
Av. Emine SARI
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı etme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/3/2020 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Anayasa Mahkemesinin 3/3/2020 tarihli kararıyla, ilgili bilgi ve belgeler toplandıktan sonra yeniden değerlendirilmek üzere başvurucunun ülkesine sınır dışı edilmesine dair işleminin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler doğrultusunda tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. İran İslam Cumhuriyeti vatandaşı olan başvurucu, belirlenemeyen bir tarihte Türkiye'ye giriş yapmış ve uluslararası koruma başvurusunda bulunmuştur. Başvurucunun talebi kabul edilmiştir.
6. Başvurucunun gönüllü olarak vazgeçmesi nedeniyle Manisa Valiliğinin 8/10/2018 tarihli kararıyla uluslararası koruma başvurusunun geri çekilmiş sayılmasına karar verilmiştir.
7. 16/7/2019 tarihinde bir ev inşaatında yapılan kontrollerde başvurucunun çalışma belgesi olmadan çalıştığı tespit edilmiştir.
8. İzmir Valiliğinin 18/7/2019 tarihli kararıyla 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ğ) bendi kapsamında başvurucu hakkında sınır dışı etme kararı tesis edilmiştir
9. Başvurucu, anılan kararın iptali istemiyle 1/8/2019 tarihinde İzmir 1. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde sınır dışı etme kararının hukuka aykırı olmasının yanı sıra İslam dinini terk ederek Hristiyanlığı benimsediğini, bu nedenle 6458 sayılı Kanun'un 55. maddesi gereği sınır dışı edilemeyecek şahıslardan olduğunu iddia etmiştir.
10. İdare Mahkemesinin 21/10/2019 tarihli kararıyla "davacının sınırdışı edilirken 6458 sayılı Yasa'nın 4. maddesindeki; 'Bu Kanun kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışıya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez.' hükmünün dikkate alınacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
11. Anılan karar 21/12/2019 tarihinde başvurucunun vekiline tebliğ edilmiştir. Başvurucu 3/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuş, başvurusuyla birlikte sınır dışı etme kararının tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. İlgili hukuk için bkz. A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Anayasa Mahkemesinin 30/3/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
14. Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. İhlal İddiaları Yönünden
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; İslam dinini terk ederek Hristiyanlığı benimsediğini, ülkesine gönderilmesi hâlinde kötü muameleye maruz kalacağını, bütün ailesinin Türkiye'de yaşadığını belirterek sınır dışı etme kararı nedeniyle kötü muamele yasağı ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür.
2. Değerlendirme
16. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereği bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
17. 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesinde yer alan kural uyarınca vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır ve tebliğ edilen evrakın içeriğine göre bir kanun yoluna başvurulması söz konusu ise kanunda öngörülen süreler bu tarih itibarıyla işlemeye başlar (Yasin Yaman, B. No: 2012/1075, 12/2/2013, § 24).
18. Somut olayda başvurucunun vekiline nihai karar 21/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 3/3/2020 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı bulunduğu anlaşılmıştır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Başvurucu hakkındaki sınır dışı etme işlemine ilişkin tedbirin SONLANDIRILMASINA,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA
E. Kararın bir örneğinin bilgi için İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE 30/3/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.