logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İshak Bekiroğlu [1.B.], B. No: 2021/10035, 9/1/2024, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İSHAK BEKİROĞLU BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/10035)

 

Karar Tarihi: 9/1/2024

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Şeyda Nur ÜN

Başvurucu

:

İshak BEKİROĞLU

Vekili

:

Av. Rıffat ULUŞAHİN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, iş sözleşmesi feshedilen başvurucunun açtığı alacak davasının sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek reddedilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 1964 doğumlu olup 1992 yılından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünde (ÇAYKUR/ işveren) önce mevsimlik işçi, akabinde de kadrolu işçi olarak çalışmıştır. Başvurucu, iş sözleşmesinin feshedildiği sırada ÇAYKUR Zihniderin Çay Fabrikası Müdürlüğünde çalışmaktadır.

3. 18/8/2016 tarihinde işveren tarafından başvurucuya gönderilen "sosyal medya hesabı üzerinden işvereni karalayıcı, itibar ve kişilik haklarını zedeleyici paylaşımlarda bulunarak doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar sergilediğinizden....iş akdiniz 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/2-e bendi uyarınca ihbarsız ve tazminatsız olarak feshedilmiştir." şeklindeki yazılı bildirim ile başvurucunun iş sözleşmesi feshedilmiştir.

4. Başvurucu, fesih işleminin haksız olduğunu belirterek işveren aleyhine kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı talepli dava açmıştır.

5. Davanın görüldüğü Rize İş Mahkemesi (İş Mahkemesi) 12/10/2017 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatı yönünden davanın reddine, yıllık izin alacağı yönünden kabulüne karar vermiştir. Gerekçeli kararında İş Mahkemesi; davacının sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlar ile ÇAYKUR Genel Müdürü İ.S.ye hakaret etmesi nedeniyle Rize 2. Asliye Ceza Mahkemesinde hakaret suçundan yargılanarak ceza aldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı tespitinde bulunmuştur. Devamında İş Mahkemesi, söz konusu ceza yargılaması da gözönüne alındığında başvurucunun sosyal medya paylaşımları ile işverenin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf ettiği ve bu davranışı ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/2-b maddesine aykırı davrandığı kanaatine varmıştır. Neticeten Mahkeme; feshin haklı olduğu gerekçesiyle başvurucunun kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar vermiştir.

6. İş Mahkemesinin gerekçesine dayanak aldığı Rize 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/495 Esas sayılı kararı incelendiğinde başvurucunun 3/7/2016 tarihinde sosyal medya hesabında paylaştığı "Bu yalancı müdür'e 8 temmuzda tekmeyi basacak kaç kişiyiz... Paylas beğen başbakan sayı görsün... Paylaş rizeli tepkini göster !! Çay'a su karışınca haram kendisinin kibirliliğine diyecek yok kendi şahsına özel asansör yaptırınca helal öyle mi? Çaykur Genel Müdürlüğünün İçinde 3 Ayrı Asansör Olmasına Rağmen Kendini Personelden Ayırıp 300 Bin Lira Harcayıp Kendisine Özel Şifreli Asansör Yaptıran Çaykur Genel Müdürü 'İmdat Sütlüoğlu'....Gir çaylığa kes taşı sat... Bu Millet Ne Eziyet Çekiyor Bi Anla Sonra Uygulamalarına Başla, Senin Keyfine Yaptırdığın Asansörün Parasını Milletten Çıkartmaya Çalışma Peçetenide Kantarınıda Şimdi Diyeceğimde Yeri Değil, Kimse Senin Şeyine Keyfine Göre Hareket Edemez, Şerefsizliğin Yavşaklığın Luzümü Yok.." şeklindeki ifadeler nedeniyle hakaret suçundan cezalandırılarak hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı görülmüştür.

7. Kararın istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi) 1/6/2018 tarihinde benzer gerekçelerle kıdem ve ihbar tazminatı yönünden davanın reddine karar vermiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 13/1/2021 tarihinde hükmün onanmasına karar vermiştir.

8. Başvurucu, nihai kararı 12/2/2021 tarihinde öğrendikten sonra 19/2/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu; işveren tarafından kişisel sosyal medya hesabına izinsiz olarak giriş yapıldığını, sosyal medya hesabındaki verilerin soruşturmaya eklendiğini, bu hâliyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Devamında başvurucu; söz konusu paylaşımları kendisinin yapmadığını, farklı sitelerde yer alan haberleri paylaştığını, bu paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca işçilik alacaklarından mahrum edildiği için mülkiyet hakkının da ihlal edildiğini iddia etmiştir.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; mevcut başvuruda başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediği konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü şartlarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında; önceki beyanlarını tekrarla Bakanlık görüşünü kabul etmediğini belirtmiştir.

12. Başvuru, ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.

13. Temel hak ve özgürlüklere yönelik pozitif yükümlülükler temel hak ve özgürlüklerin korunmasını ve bireyler arası ilişkiler alanında olsa da temel hak ve özgürlüklerin güvencelerini sağlamaya yönelik olaya özgü tedbirlerin alınmasını zorunlu kılar (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Adnan Oktar (3), B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 32; Ömür Kara ve Onursal Özbek, B. No: 2013/4825, 24/3/2016, § 46; Ayhan Deniz ve diğerleri [GK], B. No: 2019/10975, 14/6/2023, § 35).

14. Pozitif yükümlülükler; özel hukuk kişilerinin birbirleriyle olan uyuşmazlıklarının çözümüne ilişkin yasal altyapının oluşturulmasını, uyuşmazlıkların adil yargılama gereklerine uygun ve usul yönünden güvenceleri haiz bir yargılama kapsamında incelenmesini ve bu yargılamalarda temel haklara ilişkin anayasal güvencelerin gözetilip gözetilmediğinin denetlenmesini de gerektirir (Ömür Kara ve Onursal Özbek, §§ 47-49; Ayhan Deniz ve diğerleri, § 36).

15. Bu doğrultuda özel hukuk iş ilişkisi kapsamında çalışan bireylerin Anayasa ile güvence altına alınan haklarına işverence gerçekleştirilen müdahaleye ilişkin iddiayı içeren uyuşmazlıkların karara bağlandığı davalarda derece mahkemelerince söz konusu güvenceler gözardı edilmemeli, işveren ve çalışanlar arasındaki çatışan çıkarlar adil biçimde dengelenmeli, ulaşılan sonuç hakkında hüküm kurulurken ilgili ve yeterli gerekçeler sunulmalıdır (Ömür Kara ve Onursal Özbek, § 50; Kasım Çiftçi ve diğerleri, B. No: 2019/33243, 4/7/2022, § 32; Ayhan Deniz ve diğerleri, § 37).

16. Somut olayda başvurucunun sosyal medya paylaşımları, işveren açısından şeref ve namusuna dokunacak davranışlar niteliğinde görülmüş ve başvurucunun iş sözleşmesi haklı fesih kapsamında feshedilmiştir.

17. 4857 sayılı Kanun'un 25. maddesi ile işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilmesi hâlleri düzenlenmiştir. İş sözleşmesinin haklı sebeplerle feshi dürüstlük kuralı gereği iş ilişkisinin sürdürülmesinin beklenemeyeceği durumlarda iş sözleşmesini derhâl sona erdirme imkânı veren bir haktır. İş sözleşmesinde ortaya çıkan bir durum nedeniyle iş ilişkisine devam edilmesi çekilmez hâle gelmişse haklı sebeple derhâl fesih hakkı ortaya çıkar. Haklı fesih sebeplerinin neler olduğu Kanun metninde bentler hâlinde sayılmıştır. Buna göre işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları haklı sebeple fesih nedenidir. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hâllerden birisi de işçinin işveren veya işverenin aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesidir. Bu hâl ancak işveren veya onun aile üyelerinden birisine (veya işveren vekiline) eleştiri sınırını aşan ve hakaret boyutunda olan sözlerin sarf edilmesi ile ortaya çıkmaktadır.

18. Bununla birlikte Anayasa'nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünden herkes gibi işçiler de yararlanır. İfade özgürlüğünün sağladığı güvence, yerine getirilen görevle bağlantılı bir şekilde genel olarak işçilerin işverenleri hakkındaki beyanlarını da kapsamaktadır (bazı farklılıklarla birlikte bkz. İlter Nur, B. No: 2013/6829, 14/4/2016, § 26). Ancak işverene karşı sadakat yükümlülüğü içinde bulunan işçi, ahlak ve iyi niyet kurallarına uygun hareket etmelidir. Bu kapsamda somut olayda başvurucunun ifade özgürlüğüyle işverenin şeref ve itibarının korunması hakkı arasında adil bir dengenin gözetilip gözetilmediğinin değerlendirilmesi gerekir.

19. Somut olayda başvurucunun sosyal medya hesabındaki paylaşımları incelendiğinde işverenin ismini açıkça belirterek kullandığı ifadelerle (bkz. § 6) işverenin şeref ve saygınlığına yönelik saldırıda bulunduğu görülmüştür. Söz konusu ifadeler bir bütün olarak ele alındığında başvurucunun paylaşımının eleştirinin ötesine geçen, işverenden buna katlanması ve hoşgörü göstermesi gerektiğini söylemeyi zorlaştıran, “abartılı eleştiri” olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan ve hakaret niteliğinde olan aşağılayıcı ifadeler olduğu kanaatine varılmıştır. Derece mahkemeleri de söz konusu paylaşımların eleştiri sınırlarını aşarak işverenin şeref ve namusuna dokunacak sözler kapsamında kaldığı değerlendirmesinde bulunmuştur.

20. Bu şartlarda, yukarıdaki değerlendirmelerin tamamı ve yargı mercilerinin çatışan hakları dengelerken sahip oldukları takdir payları da dikkate alındığında özel hukuk iş ilişkilerinden doğan uyuşmazlıkları karara bağlayan derece mahkemelerince ilgili ve yeterli gerekçeler oluşturulduğu ve tarafların haklarının değerlendirilmesinde açık bir dengesizlik saptanmadığı anlaşılmıştır.

21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda bir ihlal bulunmadığı açık olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

22. Açıklanan gerekçelerle başvuru konusu olayda ifade özgürlüğünün ihlal edilmediği açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 9/1/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(İshak Bekiroğlu [1.B.], B. No: 2021/10035, 9/1/2024, § …)
   
Başvuru Adı İSHAK BEKİROĞLU
Başvuru No 2021/10035
Başvuru Tarihi 19/2/2021
Karar Tarihi 9/1/2024

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, iş sözleşmesi feshedilen başvurucunun açtığı alacak davasının sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek reddedilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
İfade özgürlüğü İş akdinin feshi Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi