logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ali Fuat Bayındır [1. B.], B. No: 2021/13688, 18/11/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ FUAT BAYINDIR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/13688)

 

Karar Tarihi: 18/11/2025

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Sinan ARMAĞAN

Başvurucu

:

Ali Fuat BAYINDIR

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda kalabalık odada tutulma nedeniyle kötü muamele yasağının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, 10/11/2016 tarihinden Bolvadin T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledildiği 13/2/2021 tarihine kadar İzmir 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) tutulmuştur.

3. Başvurucu, tutulduğu odada kapasitesinin üzerinde kişi barındırıldığını belirterek durumun düzeltilmesini talep etmiştir. Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu (İdare Kurulu) 15/1/2021 tarihli kararıyla başvurucunun talebini reddetmiştir .İdare Kurulu verdiği kararda COVID-19 pandemisi nedeniyle alınan tedbirler kapsamında aynı suç türünden hükümlü ve tutuklu olanların birlikte barındırılması zorunluluğu gözönüne alınarak 15 çoklu ve 7 tekli odanın karantina odasına çevrildiğini, kalabalıklaşmanın bu durumdan kaynaklandığını, bu sorunun önüne geçmek için çeşitli tedbirler alındığını, İnfaz Kurumu idaresinin kuruma getirilen tutuklu veya hükümlüleri kabul etmeme gibi bir yetkisi olmadığını, kapasitenin üzerinde hükümlü ve tutuklu barındırılmasının mevcut şartlarda zorunlu olduğunu belirtmiştir.

4. Başvurucu, verilen karar üzerine 21/1/2021 tarihinde Karşıyaka İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) başvurmuştur. Başvurucu, şikâyet dilekçesinde 10 kişilik dizayn edilen odalarda 23-27 aralığında değişen sayıda kişiyle birlikte tutulduğunu, odadaki bir tuvalet ve banyonun yetersiz olduğunu, ibadet edecek yer bile kalmadığını, başka suç grubundan tutuklu ve hükümlü olanlar 10-15 kişi tutulurken Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) suçundan tutulanların 25'ten fazla kişiyle birlikte barındırıldığını iddia ederek şartların iyileştirilmesini talep etmiştir. İnfaz Hâkimliği 25/1/2021 tarihli kararıyla başvurucunun talebinin kabulü karar vermiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “...

Hakimliğimizce yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına ve 5275 Sayılı yasanın 6. Maddesigereğince ceza infaz kurumunda hükümlülerin düzenli bir yaşam sürdürmeleri, cezanın infazının zorunlu kıldığı hürriyetten yoksunluğun insan onuruna saygının korunmasını sağlayan maddi ve manevi koşullar altında çektirilmesi gerektiği, sırf ceza evi mevcudunun fazla olması ve Covid salgınının bu sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı, ceza evi koşullarının düzeltilmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği anlaşıldığından hükümlünün itirazının kabulüne idare ve gözlem kurulu başkanlığının ilgili kararının iptaline karar vermek gerekmiştir.”

5. Cumhuriyet savcısının itirazı üzerine Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesince 8/2/2021 tarihinde İnfaz Hâkimliğinin kararı iptal edilerek İdare ve Gözlem Kurulunun kararı onanmıştır. Karar gerekçesi şöyledir:

 “...

Ceza İnfaz Kurumu idaresinin herhangi bir hükümlü yada tutukluya yönelik 5275 sayılı kanunun 2.maddesinde belirtildiği şekilde ırk, dil, din, milliyet, cinsiyet, sosyal köken vs. ayrımı yaptığı yönünde bir iddianın bulunmadığı, Ceza İnfaz Kurumlarında bulunan hükümlü ve tutuklu sayısının mevcudun çok üzerinde olduğu, Ceza İnfaz Kurumu idaresinin mevcudun üzerindeki hükümlü ve tutukluları kurumda bulunan oda ve koğuşlara dağılttığı, ancak son 1 yıldır dünyayı ve ülkemize saran küresel Covid-19 salgını nedeniyle bir kısım oda ve koğuşların zorunlu olarak karantina koğuşu olarak ayrılmak zorunda kaldığı, bununda tüm hükümlü ve tutukluların sağlıklarını korumak, salgını önlemek için alınması gerekli zorunlu bir tedbir olduğu, aynı şekilde kuruma başka şehirlerden hükümlü ve tutuklu nakli olduğu, gelen hükümlü yada tutukluyu kurumun kabul etmeme gibi bir takdir hakkı bulunmadığı, dolayısıyla kurumun mevcudun üzerindeki hükümlü ve tutukluların keyfi olarak eşit şekilde dağıtmak yerine belli koğuşlarda topladığına dair bir delilin de bulunmadığı, kurum tarafından alınan önlem ile kısıtlanan hakların orantılı olduğundan itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir.”

6. Karar, başvurucuya 25/2/2021 tarihinde tebliğ edilmiş; başvurucu 4/3/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvurucunun tutulma koşullarına ilişkin olarak Ceza İnfaz Kurumuna yazılan yazıya verilen 5/1/2023 tarihinde verilen cevapta;

i. Başvurucunun tutulduğu süre boyunca resmî kapasitesi 14 kişi olan C Blok 15, D Blok 1 ve A Blok 4 No.lu odalarda barındırıldığı,

ii. Söz konusu odaların ortak kullanım alanının 32 m², havalandırmasının 33 m² ve yatakhanesinin de 45,5 m² olmak üzere toplam 110,5 m² olduğu,

iii. Rutin olarak odalarda yapılan kısmi aramalara ve genel aramaya Kurum teknisyeninin de eşlik ettiği, bakım veya onarım gerektiren durumların tespit edilmesi durumunda ivedilikle gerekli işlemlerin yapıldığı, ayrıca yazılı veya sözlü olarak bildirilen bakım veya onarım taleplerinin de ivedilikle giderildiği, Ceza İnfaz Kurumu tip proje üzerine inşa edilerek 2012 yılında hizmete girdiğinden koku, akma gibi herhangi bir sorun bulunmadığı,

iv. Her odada ve ortak kullanım alanında 24 saat kullanıma açık şekilde birer tuvalet, banyo ve lavabo olduğu, kesintisiz su verildiği, koğuşta barındırılan kişilerin bunları 24 saat kullanabildikleri,

v. Ortak alanda kişi başına olacak şekilde bir sandalye, kişi sayısına göre de masa bulunduğu, talep eden hükümlü ve tutukluların satranç bulundurmalarına izin verildiği, kendilerine ait elektrikli semaverleri olduğu, kantinden alışverişi yapma hakları olduğu, gün boyunca televizyon izleyip radyo dinleyebildikleri, Kurum kütüphanesinden (7.008 kitap) ve ilçe halk kütüphanesinden istedikleri kitapları temin edebildikleri, gazete ve dergilere abone olabildikleri, açık ve kapalı spor salonlarından faydalanabildikleri, eğitim ve öğretimlerini devam edebildikleri, ayrıca Kurumun ücretli televizyon platformlarına üyeliği bulunduğu ve merkezî sistemle tüm odaların bu imkândan faydalandırıldığı,

vi. Her odanın kendisine ait açık havalandırmasının olduğu, gün aydınlandığında odanın havalandırmaya açılan kapısının açıldığı ve hava kararana kadar havalandırma kapısının kapatılmadığı, bu sayede isteyen hükümlü ve tutukluların gün aydınlık olduğu süre boyunca istedikleri saatte havalandırmaya girip çıkabildikleri, odaların iki katlı olması sebebi ile üst kata ulaşımın merdiven ile yapıldığı ve odalardaki merdiven boşluğunun 4,7 metrekare olduğu,

vii. Başvurucunun tutulduğu süre boyunca en fazla 17/06/2019 tarihinde A-4 No.lu odada 22 kişi ile barındırıldığı,

viii. Odaların yatakhane kısmında açılabilirdört ve sabit dört, ortak kullanım alanlarında da açılabilir iki, sabit iki olmak üzere toplam on iki cam olduğu,

ix. Hükümlü ve tutuklulara her gün sıcak su ve soğuk su temin edildiği, soğuk suyun gün boyunca, sıcak suyun ise gün içinde 05.00-08.00, 11.00-16.00 ve 19.00-23.30 saatleri arasında verildiği,

x. Her hükümlü ve tutukluya ücretsiz birer yatak, nevresim, çarşaf, battaniye, yastık ve yastık kılıfı temin edildiği, ayrıca hükümlü ve tutukluların talep etmeleri hâlinde ücretini karşılamak suretiyle Kurum kantininden de nevresim, çarşaf, battaniye, yastık ve yastık kılıfı satın alabildiği, odalarda resmî kapasite kadar ranza bulunduğu ancak her hükümlünün kendisine ait yatağı olduğu,

xi. Odalarda ranza sayısı kadar elbise/eşya dolabı olduğu, ayrıca elbise dolabının yetmediği durumlarda hükümlü ve tutuklulara elbiselerini ve özel eşyalarını koymaları için talep etmeleri karşılığında plastik çekmeceli eşya dolabı temin edildiği,

xii. Saat 08.00'de ve 20.00'de olmak üzere günde iki kez sayım yapıldığı,

xiii. Başvurucunun Kurumda barındırıldığı süre zarfında Psikososyal Servise hitaben yazdığı dilekçeler üzerine toplamda bir kez Psikososyal Servis ile görüştüğü, ayrıca fiziksel rahatsızlıkları nedeniyle beş kez Kurum revirinde, altı kez de dış hastanelerde muayene edildiği, sağlık işlemlerinin eksiksiz yerine getirildiği,

xiv. Kurum kütüphanesinden talep ettiği 91 kitabın okuması için başvurucuya teslim edildiği ve daha sonra iade alındığı, ayrıca tutulduğu süre zarfında 2018 yılının Aralık ve 2020 yılının Şubat aylarında talep etmesi üzerine gazete aboneliği aldığı,

xv. Tutulduğu süre boyunca 14 kez avukat, 3 kez noterle görüştürüldüğü, yakınlarıyla toplam 336 kez ziyaretçi görüşü gerçekleştirdiği bildirilmiştir.

8. Ceza İnfaz Kurumu tarafından Anayasa Mahkemesine gönderilen 15/11/2024 tarihli cevap yazısında;

i. C-15 No.lu odada 10/11/2016-13/10/2017 tarihleri arasında en az 19 kişiyle 45 gün, en fazla 24 kişiyle birlikte 50 gün barındırıldığı,

ii. D-1 No.lu odada 13/10/2017-17/06/2019 tarihleri arasında en az 19 kişiyle 50 gün, en fazla 24 kişiyle birlikte 55 gün barındırıldığı,

iii. A-4 No.lu odada 17/6/2019-13/2/2021 tarihleri arasında en az 19 kişiyle 7 gün, en fazla 26 kişiyle birlikte 103 gün barındırıldığı,

9. Aynı yazı cevabında başvurucunun tutulduğu odaların hepsinin aynı özellikte olduğu ve buna göre odalarda birer tuvalet, banyo ve lavabo bulunduğu, her birinin mahrem kullanım için ayrı ayrı kapılarının olduğu, tuvaletin 1,22 m², banyonun 1,21 m², lavabonun 2,54 m² ve merdiven boşluğunun (alt kat) 2,67 m² olduğu bildirilmiştir. Ayrıca odanın krokisi de gönderilmiştir. Krokiye göre zemin (yaşam ve yemek alanı), üst kat (yatakhane) ve havalandırma bahçesinin tümünün 5x6,80 metre olmak üzere her biri 34 m², üst kattaki merdiven boşluğu ise 4,35 m²dir.

10. İnfaz Kurumunun 5/1/2023 ve 15/11/2024 tarihli yazı cevapları arasında odalar ve merdiven boşluklarının büyüklüğü ile başvurucunun birlikte tutulduğu kişi sayısının (bkz. §§ 7-ii, vi, vii, 8, 9) çelişkili olması üzerine yeniden yazı yazılmıştır. İnfaz Kurumunun 19/11/2024 tarihli cevap yazısında çelişkinin geçmiş dönemde istemsiz yapılan inceleme ve ölçüm hatalarından kaynaklanabileceği, 15/11/2024 tarihli yazıya itibar edilmesi gerektiğibildirilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

A. Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

12. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunda tutulduğu süre boyunca 8 kişi için tasarlanan odalarda 20-27 arasında değişen sayıda kişiyle barındırıldığını, tuvalet ve banyo sayısının az olduğunu, yeterli ranza olmadığından yıllarca yerde yatmak zorunda kaldığını, bazen yerde bile yatacak yer olmadığı için gündüz vakti başkasının yatağını kullandığını, yerde yatan kişilerin yataklarına diğer mahpusların basarak tuvalet ve banyoya gidebildiklerini, geçiş sırasında yerde yatanların vücutlarına da dokunulduğunu, bu durumun düzgün uyuyamamasına ve hijyen sorunu oluşmasına neden olduğunu, zeminin tamamı yatakla kaplandığından seccade serebilmek için dahi yer kalmadığını iddia etmiştir. Başvurucu, iddiaları hakkında adli makamların yeterince araştırma yapmadan, delillerini tespit etmeden, kimseyi çağırıp dinlemeden dosya üzerinden talebinin reddine karar verdiğini hâlbuki aynı odada tutulan hükümlü L.A.nın aynı yöndeki talebini ağır ceza mahkemesinin kabul ettiğini öne sürmüş ve söz konusu kararın bir örneğini sunmuştur. Başvurucu, adil yargılanma ve etkili başvuru hakları, eşitlik ilkesi, din hürriyeti ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir.

13. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun tazminat yolunu tüketmeden bireysel başvuruda bulunduğu, ceza infaz kurumlarındaki tutulma koşullarının hukuka uygun olmaması nedeniyle doğan zararların manevi tazminat davasına konu edilmesinin mümkün olup olmadığı hususunun Anayasa Mahkemesince yapılacak incelemede dikkate alınması gerektiği bildirilmiştir. Ayrıca tutulma koşullarına ilişkin Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadına değinilmiştir. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunamamıştır.

14. Başvuru, kötü muamele yasağı kapsamında incelenmiştir.

15. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

16. İnsan onurunun korunması amacıyla Anayasa’nın 17. maddesinin ilk fıkrasında maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı güvence altına alınmış; aynı maddenin üçüncü fıkrasıyla da kişilere işkence ve eziyet yapılması, kişilerin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulması yasaklanmıştır. Bu yasak için herhangi bir istisnanın kabul edilmemesi ve Anayasa’nın 15. maddesinde savaş, seferberlik veya olağanüstü hâllerde de maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamayacağının ifade edilmesi yasağın mutlak niteliğini ortaya koymaktadır (Cezmi Demir ve diğerleri [1. B.], B. No: 2013/293, 17/7/2014, §§ 80, 83; Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, §§ 72, 74, 75).

17. Anılan yasak kapsamında kalan hususlar, ceza infaz kurumlarında farklı şekillerde tezahür edebilir. Bunlar ceza infaz kurumu idaresi ve görevlilerinin kasıtlı davranışlarından kaynaklanabileceği gibi yönetimsel hatalar veya yetersiz kaynaklar sebebiyle de ortaya çıkabilir (Turan Günana [1. B.], B. No: 2013/3550, 19/11/2014, § 37).

18. Anayasa’nın 17. maddesi, tutuklu ve hükümlülerin tutulma koşullarının da insan onuruna yakışır bir şekilde olmasını koruma altına alır. Bu nedenle tutuklu ve hükümlüler özgürlükten mahrum kalmalarının doğal sonucu olan kaçınılmaz elem seviyesinden daha fazla sıkıntı veya eziyet çekecekleri bir duruma sokulmamalıdır. Ayrıca bu kişilerin sağlık ve esenlikleri yeterli bir şekilde güvence altına alınmalı ve bu kişilere gerekli duydukları tıbbi yardım sağlanmalıdır (Turan Günana, § 39).

19. Anayasa Mahkemesi aşırı kalabalıklaşma ve kişisel alan eksikliğine ilişkin ilkelerini Cengiz Yetgin ([GK], B. No: 2019/39068, 14/6/2023) kararında belirlemiştir. Bu kararda tutulma koşullarının Anayasa’nın 17. maddesi yönünden yapılacak asgari ağırlık seviyesi değerlendirmesinde tutulma süresi, açık havada egzersiz yapma olanakları, koşulların fiziksel ve zihinsel etkileri, bazı durumlarda mahpusun yaşı, cinsiyeti, sağlığı ve davanın tüm koşulları gibi birçok hususun önemli rol oynadığı belirtildikten sonra anılan unsurlarla birlikte kişisel alan faktörünün temel bir unsur olarak dikkate alınması gerektiği vurgulanmıştır. Anayasa’nın 17. maddesine uymak için bir mahpusa sağlanması gereken net bir metrekare sayısı kesin olarak belirlenemeyeceği ve birçok hususun dikkate alınacağı belirtilmiştir (Cengiz Yetkin, §§ 58-59).

20. Cengiz Yetkin kararıyla, aşırı kalabalıklaşma ve kişisel alan eksikliğine ilişkin şikâyetlerde uygulanacak bazı ölçütler belirlenmiş ise de AİHM'in, Mursic/Hırvatistan ve özellikle İlerde ve diğerleri/Türkiye başvurularındaki değerlendirmelerden sonra Anayasa Mahkemesi kişisel yüzey alanı hesabı ve büyüklüğüne ilişkin içtihadını güncellemiştir. (Mursic/Hırvatistan [BD], B. No: 7334/13, 20/10/2016; İlerde ve diğerleri/Türkiye B. No: 35614/19, 8/4/2024). Buna göre Levent Cantekin ([GK], B. No:2019/34408, 9/10/2024) kararında kişisel yüzey alanıhesabına havalandırma bahçesinin dahil edilmemesi veçok kişilik odalarda her bir mahpus için en az 3 m² zemin alanı sağlanması gerektiği kabul edilmiştir (anılan kararda bkz.§ 26).

21. Aşırı kalabalıklaşma ve kişisel alan eksikliğine ilişkin şikâyetlerde değerlendirilmesi gereken ilk faktör çok kişilik odalarda her bir mahpus için en az 3 m² zemin alanı sağlanıp sağlanmadığıdır. Kişisel alan hesabına mobilyaların kapladığı alan dâhil edilirken banyo/tuvalet gibi sıhhi tesis bölümü bu hesaptan ayrı tutulması gerekir. Değerlendirilecek ikinci faktör her mahpusun ayrı bir uyku yeri olması, üçüncü ve son faktör ise odanın genel yüzeyinin mahpusların mobilyalar arasında serbestçe hareket etmesine izin verecek şekilde olması gerektiğidir (Levent Cantekin, § 27).

22. Yukarıda anılan üç faktörden birinin yokluğu kendi başına tutulma koşullarının kötü muamele yasağını ihlal ettiği yönünde güçlü bir karine oluşturacaktır. Ayrıca çok kişilik koğuşlarda bir kişi için olan asgari yaşam alanının 3 m²nin altına düşmesi hâlinde Anayasa’nın 17. maddesinin ihlaline yönelik ortaya çıkacağı değerlendirilen güçlü karine üç unsurun bir arada bulunması durumunda ortadan kaldırılabilecektir. İlk olarak asgari kişisel alanın 3 m²nin altına inmesi kısa süreli, küçük çaplı ve ara sıra olmalıdır. İkinci olarak bu tür azalmalar koğuş dışı yeterli dolaşım özgürlüğü ve yeterli koğuş dışı etkinliklerle desteklenmelidir. Son olarak başvurucu; genel olarak uygun nitelikte bulunan, tutulma koşullarını ağırlaştırıcı başka bir unsur taşımayan bir ceza infaz kurumunda tutuluyor olmalıdır (Levent Cantekin, § 28).

23. Kişisel yaşam alanı büyüklüğünün asgari standardı karşılaması her zaman tek başına yeterli de değildir. Bir mahpusun 3 m² ile 4 m² arasında kişisel alana sahip olduğu hâllerde tutulma koşullarının yeterliliğinin değerlendirilmesinde alan faktörü önemli bir faktör olmaya devam eder. Bu gibi durumlarda alan faktörü uygunsuz tutulma koşullarının diğer yönleriyle birleştiğinde kötü muamele yasağının ihlali bulunacaktır. Tutma koşullarının diğer yönleri arasında temel sıhhi ve hijyen gereklerine uygunluk, tuvalet ve banyonun mahrem kullanılması, açık hava egzersizine, doğal ışığa ve havaya erişim, havalandırma ve ısıtma sistemlerinin yeterliliği ve bu şartlar altında tutulma süresi yer alır (Levent Cantekin, § 29).

24. Başvurucu, İnfaz Kurumunda 4 yıl 3 ay 3 gün barındırılmıştır. Başvurucunun tutulduğu her üç odanın fiziki boyutları ve yapıları aynıdır. Buna göre sıhhi tesisler, merdiven boşluğu ve havalandırma bahçesi dışında kalan alanın büyüklüğü 56,01 m²dir. Bu durumda odada tutulan kişi sayısı 19 ve üstünde olduğu durumda kişisel alan büyüklüğü 3 m²nin altında kalacaktır. İnfaz Kurumundan gelen yazılarda, tutulduğu süre boyuncabaşvurucunun 19 ve üstünde sayıda kişiyle birlikte barındırıldığı, bu sayının 27'ye kadar çıkabildiği görülmektedir (bkz. § 8). Asgari kişisel yaşam alanındaki bu azalma kendi başına tutulma koşullarının kötü muamele yasağını ihlal ettiği yönünde güçlü bir karine oluşturmaktadır.

25. Anayasa’nın 17. maddesinin ihlaline yönelik ortaya çıkan güçlü karine üç unsurun bir arada bulunması hâlinde ortadan kaldırılabilecektir. İlk olarak değerlendirilmesi gereken asgari kişisel alanın 3 m²nin altına inmesinin süresi, sıklığı ve çapıdır. Bu kapsamda tutulduğu süre boyunca devam eden kişisel alan eksikliğinin kısa süreli, küçük çaplı ve ara sıra olduğu söylenemeyecektir.

26. Bu nedenle kişisel yaşam alanındaki eksikliğin -tutulma koşullarının ayrı ayrı ve başvurucu üzerindeki toplu etkileri de hesaba katılarak- Anayasa’nın 17. maddesi anlamında kötü muamele olarak nitelendirilebilmesi için gerekli olan ağırlık seviyesine ulaştığı sonucuna varılmıştır. Güçlü karinenin ortadan kalkması için aranan ilk unsurun sağlanmadığı anlaşıldığından asgari kişisel alandaki eksikliğin koğuş dışı yeterli dolaşım özgürlüğü ve yeterli koğuş dışı etkinliklerle desteklenmesine, başvurucunun genel olarak uygun nitelikte bulunan ve tutulma koşullarını ağırlaştırıcı başka bir unsur taşımayan bir ceza infaz kurumunda tutuluyor olmasına ilişkin diğer iki unsurun değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. Öte yandan varılan sonuç dikkate alınarak başvurucunun tutulma koşullarına ilişkin diğer şikâyetlerinin incelenmesine de gerek görülmemiştir.

27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

B. Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

28. Başvurucu, diğer suç grubundaki mahpusların barındırıldığı odalar 10-14 kişi iken kendisinin tutulduğu odaların daha kalabalık olmasının ayrımcılığa neden olduğunu ileri sürmüştür.

29. Anayasa'nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşme'nin (Sözleşme) 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine yönelik iddiaların soyut olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp mutlaka Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer alan diğer temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı olarak ele alınması gerekir (Onurhan Solmaz [1. B.], B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 33).

30. Ayrımcılık iddiasının incelenebilmesi için başvurucunun, kendisiyle benzer durumdaki kişilere yönelik farklı uygulamaların meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayrımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir (Adnan Oktar (3) [2. B.], B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 50). Somut olayda başvurucu kendisine hangi nedenle ayrımcılık yapıldığına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamış, iddiasını temellendirecek herhangi bir somut bulgu ve kanıt da sunmamıştır. Öte yandan başvurucunun kendisinin sunduğu mahkeme ilamına göre odasında aynı suç türünden tutulan başka bir hükümlünün aynı yöndeki talebinin kabul edilmesi de iddiasının dayanağının olmadığını göstermektedir. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların temellendirilemediği sonucuna ulaşılmıştır.

31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

32. Başvurucu, ihlalin tespiti ve 300.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

33. Başvurucunun şikâyetçi olduğu ceza infaz kurumunda bulunmadığı anlaşıldığından ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. İhlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında kötü muamele yasağının ihlali nedeniyle talebiyle bağlı kalınarak 300.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Eşitlik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

D. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının İHLAL EDİLDİĞİNE,

E. Başvurucuya net 300.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için Karşıyaka İnfaz Hâkimliğine (E.2021/680, K.2021/675) GÖNDERİLMESİNE,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/11/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ali Fuat Bayındır [1. B.], B. No: 2021/13688, 18/11/2025, § …)
   
Başvuru Adı ALİ FUAT BAYINDIR
Başvuru No 2021/13688
Başvuru Tarihi 4/3/2021
Karar Tarihi 18/11/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda kalabalık odada tutulma nedeniyle kötü muamele yasağının ve eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Ayrımcılık yasağı Ayrımcılık Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi