logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ahmet Başdaş [2. B.], B. No: 2021/13937, 13/5/2025, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET BAŞDAŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/13937)

 

Karar Tarihi: 13/5/2025

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

İsmail ŞAHİN

Başvurucu

:

Ahmet BAŞDAŞ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; ceza infaz kurumundaki haftalık yirmi dakikalık telefonla görüşme hakkının ikiye bölünerek kullanılması talebinin reddedilmesinin aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetini ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.

2. Başvurucu, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına üye olma suçundan hükümlü olarak Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

3. Türkiye'de ilk kez 11/3/2020 tarihinde görüldüğü açıklanan COVID-19'un pandemiye dönüşmesi üzerine oluşturulan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulunun tavsiye kararları doğrultusunda Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce (Genel Müdürlük) Başsavcılıklara gönderilen 14/3/2020 tarihli yazı ile mahpusların açık ve kapalı görüş haklarının kullanımı ikinci bir yazıya kadar ertelenmiştir. Genel Müdürlükçe 27/3/2020, 11/4/2020, 30/4/2020, 15/5/2020 tarihlerinde Başsavcılıklara gönderilen yazılarda da kısıtlamanın aynı şekilde uygulanmasına devam edileceği ifade edilmiştir (Yunus Bulut [1. B.], B. No: 2020/38826, 20/7/2023, § 6 ).

4. Adalet Bakanlığı (Bakanlık), anılan tedbirleri gözeterek 29/3/2020 tarihli ve 31083 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) 74. maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi uyarınca tutuklu ve hükümlülere "haftada bir kez, bir telefon numarasıyla ve on dakikayı geçmemek üzere" kullandırılan telefonla görüşme hakkına ek olarak aynı fıkrada yer alan "hastalık gibi zaruri hâllerde görüşme süresi ve sayısının artırılabileceği" hükmüne istinaden haftalık bir telefonla görüşme hakkı daha tanımıştır. İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı (Kurul) 2/11/2020 tarihinde hükümlü ve tutukluların haftalık telefon ile görüşme sürelerinin birleştirilerek yirmi dakika olacak şekilde tek seferde kullandırılacağı yönünde karar almıştır. Kurul gerekçesinde, Genel Müdürlüğün 14/3/2020 tarihli yazısına değinerek COVID-19 salgın hastalık nedeniyle aylık yaptırılan kapalı ve açık görüşlerin durdurulması nedeniyle hükümlü ve tutuklulara haftalık yaptırılan on dakikalık telefon görüşmelerinin tek seferde yirmi dakika olarak yaptırılmasına karar verildiğini belirtmiştir.

5. Başvurucu, Kurul kararına karşı Antalya 2. İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) 23/11/2020 tarihinde şikâyette bulunmuştur. Başvurucu dilekçesinde, COVID-19 salgın hastalık nedeniyle açık ve kapalı görüşlerin durdurulması sebebiyle haftada bir kez on dakika olan telefon görüşmesinin yirmi dakikaya çıkarılmasının haftada ikiye bölünerek onar dakika olacak şekilde ayrı ayrı eşi ve çocuklarına uygulanmasını talep etmiştir.

6. İnfaz Hâkimliği 29/12/2020 tarihli kararıyla şikâyetin reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; Yönetmelik'in 74. maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi uyarınca hükümlülere telefonla görüşme hakkı kapsamında ek on dakika görüşme imkânının getirildiğini, süre ve sayı olarak artırım düzenlenmesinin öngörüldüğünü, sadece süre yönünden artırıma gidildiğini, görüşme sayısı yönünden ise artırım yapılmadığını, bu sebeple görüşme süresinin bölünemeyeceğini ifade etmiştir. İnfaz Hâkimliği gerekçesinde yer alan Yönetmelik'in "Telefonla görüşme hakkı" başlıklı 74. maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendinde "Hükümlüler görüşebilecekleri yakınlarından bir veya birden fazla kişi ile haftada bir kez ve bir telefon numarasıyla bağlantı kurarak kesintisiz görüşme yapabilir. Herhangi bir nedenle görüşme gerçekleşememişse daha önceden bildirilen numaralardan bir diğeriyle görüşebilir. Konuşma süresi görüşme başladığı andan itibaren on dakikayı geçemez. Deprem, salgın hastalık, doğal afet gibi zaruri hâllerde Bakanlık kararı ile telefon ile görüşme süresi ve sayısı artırılabilir." düzenlemesi mevcuttur.

7. Başvurucunun bu karara itirazı Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Ağır Ceza Mahkemesi) tarafından 18/1/2021 tarihinde kesin olarak reddedilmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi kararının gerekçesinde; Kurul ve İnfaz Hâkimliği kararının usul ve kanuna uygun olduğunu belirtmiştir.

8. Başvurucu, nihai hükmü 25/1/2021 tarihinde öğrendikten sonra 8/2/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

11. Başvurucu, ceza infaz kurumunda haftalık tek seferde yirmi dakikalık telefonla görüşme süresi uygulamasının ikiye bölünerek ayrı ayrı çocukları ve eşiyle kullanılması talebinin reddedilmesinin aile hayatına saygı hakkı ile eşitlik ilkesini ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde; idarenin uygulamasının meşru bir amaca dayanıp dayanmadığı, başvurucunun hakları ile ceza infaz kurumu güvenlik ve düzeninin sağlanması bakımından diğerlerinin hakları arasında adil dengenin gözetilip gözetilmediği ve bu anlamda kararların ilgili ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin incelenmesinde ilgili ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri ile yargı içtihatlarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formunda ileri sürdüğü iddiaları yinelemiştir.

12. Başvuru, aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir.

13. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

14. Aile yaşamına saygı hakkı kapsamında devlet için söz konusu olan yükümlülük sadece belirtilen hakka keyfî surette müdahaleden kaçınmakla sınırlı olmayıp öncelikli olan bu negatif yükümlülüğe ek olarak aile yaşamına etkili bir biçimde saygının sağlanması bağlamında pozitif yükümlülükleri de içermektedir (Marcus Frank Cerny [GK], B. No: 2013/5126, 2/7/2015, § 40).

15. Hükümlü ve tutukluların haberleşme hürriyeti ve aile hayatına saygı hakkının sınırlanması, Anayasa'nın 19. maddesi gereğince hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal bir sonucudur (Mehmet Zahit Şahin [1. B.], B. No: 2013/4708, 20/4/2016, § 36). Öte yandan aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, ceza infaz kurumu idaresinin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam ettirecek önlemleri almasını zorunlu kılmaktadır. Devletin bu önlemleri alması pozitif yükümlülüklerinin bir gereği olsa da kamu düzeninin ve kurum güvenliğinin sağlanması yönündeki meşru amaç doğrultusunda ve makul bir gerekliliğin olması durumunda, gerekçeleri ilgili ve yeterli şekilde açıklanarak belirli bir süre boyunca söz konusu pozitif yükümlülüğün karşılanmaması da olağan kabul edilebilir. Ancak aile hayatına saygı hakkının gereklerinin mümkün olan ilk fırsatta yerine getirilmesi ve mahpusların ailesiyle olan temasının hızlı şekilde yeniden sağlanması bir gerekliliktir (Hüseyin Ekinci [1. B.], B. No: 2016/38867, 3/7/2019, § 56; Mehmet Bayram [2. B.], B. No: 2020/34255, 15/11/2023, § 12).

16. Bununla birlikte aile hayatına saygı hakkı bakımından devletin negatif ve pozitif yükümlülüklerinin birbirinden kesin çizgilerle ayrılması mümkün olmadığından her iki durum yönünden de aynı ilkeler geçerlidir. Buna göre aile hayatına saygının gereklerinin devletin negatif veya pozitif yükümlülükleri çerçevesinde incelenmesinde en önemli nokta, bireyin hukuki menfaati ile kamu menfaati arasında adil bir denge kurulup kurulmadığının belirlenmesidir (Murat Atılgan [2. B.], B. No: 2013/9047, 7/5/2015, § 42; Serpil Toros [2. B.], B. No: 2013/6382, 9/3/2016, § 94).

17. Bu bağlamda tutuklu ya da hükümlünün aile hayatını sürdürmesini sağlamaya yeterli olacak şekilde yakın derecedeki aile bireyleriyle asgari düzeyde bir iletişim ve temas kurması her durumda sağlanmalıdır. Böylesi bir yükümlülüğün yerine getirilmesi ve tedbirler alınması, aile hayatına saygı hakkı kapsamında devletten beklenen asgari bir gerekliliktir. Birtakım teknik ya da fiziki olanakların bulunmaması, tutuklu ya da hükümlünün ailesiyle asgari şekilde iletişim ve temas kuramamasına gerekçe olarak gösterilemez. Zira mahpusun ailesiyle iletişim kurması her durumda mutlaka yüz yüze görüştürülmesi anlamına gelmemektedir (Hüseyin Ekinci, § 57). Devlet, bu asgari iletişimin sağlanması konusundaki yükümlülüğünü gerektiğinde uygun vasıtalar aracılığıyla da yerine getirebilir (Hüseyin Ekinci, § 64; Mehmet Bayram, § 13).

18. Somut olayda, COVID-19 salgın hastalık nedeniyle aylık yaptırılan kapalı ve açık görüşlerin durdurulması nedeniyle hükümlü ve tutuklulara haftalık yaptırılan on dakikalık telefon görüşmelerinin Kurul kararıyla tek seferde haftalık yirmi dakika olarak yaptırılmasına karar verilmiştir. Başvurucu, haftalık tek seferde yirmi dakikalık telefonla görüşme uygulamasının ikiye bölünerek onar dakika olacak şekilde ayrı ayrı eşi ve çocuklarına uygulanmasını talep etmiştir.

19. İnfaz Hâkimliği, Yönetmelik'in 74. maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi gereği hükümlülere telefonla görüşme hakkı kapsamında Kurul kararıyla ek on dakika görüşme imkânının getirildiği, sadece süre yönünden artırıma gidildiği, görüşme sayısı yönünden ise takdir yetkisi kapsamında artırım yapılmadığı gerekçesiyle başvurucunun haftalık telefonla görüşme süresinin bölünemeyeceğini belirterek başvurucunun şikâyetinin reddine karar vermiştir. Başvurucu, Genel Müdürlük tarafından gönderilen cevabı yazı içeriğinden de anlaşılacağı üzere İnfaz Kurumunda haftalık telefon ile görüşme hakkından da yararlanmıştır.

20. Bu durumda telefon ile görüş hakkını kullanamadığı veya süre yönünden sınırlandırıldığına ilişkin bir iddiası bulunmayan başvurucunun haftada bir telefonla görüşme hakkına sahip olarak aile fertleriyle doğrudan temasını sürdürme imkânından yararlandığı da dikkate alındığında idare ile yargı mercilerinin söz konusu uygulamanın haklılığını gösterecek şekilde ilgili ve yeterli gerekçe sunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla somut olayda başvurucuya aile hayatını sürdürmesini sağlamaya yeterli olacak şekilde yakın derecedeki aile bireyleriyle asgari düzeyde bir iletişim ve temas kurma imkânının sağlanmadığı söylenemez. Bu bağlamda telefonla görüşme süresinin bölünerek kullandırılmamasının başvurucunun iddiasının aksine, pandemi koşullarında diğer aile fertlerinden haber almasını imkânsız hâle getirdiğini de kabul etmek mümkün olmamıştır. Sonuç olarak yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında başvurucunun aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetine yönelik bir ihlalin gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır.

21. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkı ile 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkı ile 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 13/5/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Ahmet Başdaş [2. B.], B. No: 2021/13937, 13/5/2025, § …)
   
Başvuru Adı AHMET BAŞDAŞ
Başvuru No 2021/13937
Başvuru Tarihi 8/2/2021
Karar Tarihi 13/5/2025

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumundaki haftalık yirmi dakikalık telefonla görüşme hakkının ikiye bölünerek kullanılması talebinin reddedilmesinin aile hayatına saygı hakkı ile haberleşme hürriyetini ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Haberleşme-ceza infaz kurumu uygulamaları (sakıncalı mektup hariç) İhlal Olmadığı
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi