TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET KONUK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/18267)
Karar Tarihi: 8/6/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Basri BAĞCI
Kenan YAŞAR
Raportör
Mehmet AKTEPE
Başvurucu
Mehmet KONUK
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza davasında başvurucunun (sanığın) hazır bulunma talebi reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya uzaktan katılımının sağlanması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanmıştır. Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülen yargılamanın duruşması beş celsede tamamlanmıştır. Yargılamada 24/5/2019 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda duruşmanın 24/7/2019 tarihinde yapılmasına ve başvurucunun duruşma tarihinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile hazır edilmesi için tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumuna müzekkere yazılmasına karar verildiği belirtilmiştir.
3. Başvurucu müdafii 10/6/2019 tarihinde Mahkemeye gönderdiği dilekçe ile duruşmaya başvurucu ile birlikte başvurucunun tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumunda bulunan SEGBİS aracılığı ile katılmak istediklerini bildirmiştir.
4. Başvurucu, duruşmanın 24/7/2019 tarihli ilk celsesine tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan SEGBİS aracılığı ile katılmıştır. Duruşma Tutanağı'nda başvurucunun SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılmak istemediği yönünde Mahkemeye itirazda bulunduğuna dair herhangi bir beyanı yer almamıştır. İlk celsede başvurucu müdafiinin de hazır bulunmasıyla savunma yapmıştır. Aynı celsede dosyaya gelen bilgi ve belgelere karşı diyecekleri sorulmuş ve tanıklar dinlenmiştir. Mahkeme bir sonraki celsede başvurucunun duruşmada SEGBİS aracılığı ile hazır edilmesine karar vererek duruşmayı 19/9/2019 tarihine ertelemiştir.
5. Başvurucu müdafii 18/9/2019 tarihinde Mahkemeye gönderdiği dilekçe ile duruşmanın 19/9/2019 tarihli ikinci celsesine başvurucu ile birlikte başvurucunun tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumunda bulunan SEGBİS aracılığı ile katılmak istediklerini bildirmiştir.
6. Başvurucu, müdafii ile birlikte SEGBİS aracılığıyla katıldığı ikinci celsede, SEGBİS ile ifade vermek istediğini açıkça belirtmiş ve ardından savunmasını yapmıştır. Mahkeme bir sonraki celsede başvurucunun duruşmada SEGBİS aracılığı ile hazır edilmesine karar vererek duruşmayı 9/10/2019 tarihine ertelemiştir.
7. Gizli tanık, celse arasında dinlenmiştir. Anılan dinlemeye başvurucu tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumunda bulunan SEGBİS aracılığı ile katılmıştır. Başvurucu, dinlenmesi sırasında tanığa soru sorma imkânı bulmuştur.
8. Başvurucu ve müdafii yargılamanın 9/10/2019 tarihli celsesine başvurucunun tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan SEGBİS aracılığı ile katılmıştır. Duruşma Tutanağı'nda başvurucunun SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılmak istemediği yönünde Mahkemeye itirazda bulunduğuna dair herhangi bir beyanı yer almamaktadır. Başvurucu SEGBİS ile ifade vermek istediğini açıkça beyan etmiştir. Bu celsede tanıklar dinlenmiş, başvurucuya tanık beyanlarına karşı diyecekleri sorulmuş ve iddia makamınca esas hakkında mütalaa sunulmuştur. Duruşmada başvurucu ve müdafiinin esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmak amacıyla süre talebinde bulunmaları üzerine Mahkeme talebi kabul etmiş ve başvurucunun duruşma tarihinde SEGBİS aracılığı ile hazır edilmesi için ceza infaz kurumuna müzekkere yazılmasına karar vererek duruşmayı 31/10/2019 tarihine ertelemiştir.
9. Hükmün açıklandığı duruşmanın 31/10/2019 tarihli son celsesine de SEGBİS aracılığı ile katılan başvurucunun bizzat duruşmada hazır bulunmak istediğine dair Mahkemeye herhangi bir bildirimde bulunduğunu ortaya koyan somut bir veriye rastlanmamıştır. Aksine başvurucu, SEGBİS aracılığı ile ifade vermek istediğini belirtmiştir. Mahkeme, başvurucunun silahlı terör örgütü üyeliği suçundan hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
10. Başvurucu, gerekçeli temyiz dilekçesinde -diğerlerinin yanı sıra- duruşmalara bizzat katılamamış olması nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir. Hüküm kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
11. Komisyon, adli yardım talebinin kabulüne ve duruşmada hazır bulunma hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
12. Başvurucu, yargılama süreci boyunca SEGBİS aracılığı ile dinlenildiğini belirterek duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
13. Bakanlık görüşünde, başvurucunun müdafi yardımından da yararlanmak suretiyle herhangi bir sınırlamaya maruz kalmadan ve teknik bir bağlantı sorunu yaşamadan etkili bir şekilde savunma yapma imkânı bulduğu ifade edilmiştir. Ayrıca başvurucunun bizzat duruşmaya katılma talebinin de olmadığı hatta bazı celselerde SEGBİS ile ifade vermek istediğine dair beyanda bulunduğu, SEGBİS aracılığıyla katıldığı duruşmalarda talep ve beyanlarını sorunsuz bir şekilde dile getirdiği vurgulanmıştır.
14. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında, bireysel başvuru formundaki iddialarını tekrar etmiştir.
15. Anayasa Mahkemesi, Şehrivan Çoban ([GK], B. No: 2017/22672, 6/2/2020) ve Emrah Yayla ([GK], B. No: 2017/38732, 6/2/2020) kararlarında duruşmada hazır bulunma hakkı ile ilgili ilkeleri belirlemiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararlarda öncelikle kişilerin istemine aykırı olarak SEGBİS yoluyla duruşmaya katılmasının duruşmada hazır bulunma hakkına yönelik müdahale teşkil ettiğini tespit etmiştir. Bu müdahalenin kanunilik, meşru amaç ve ölçülülük yönünden inceleneceğini ifade etmiştir. Anılan kararlarda 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 196. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin usul ekonomisinin gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşmıştır (Şehrivan Çoban, §§ 72-104; Emrah Yayla, §§ 58-86).
16. Anılan kararlarda ölçülülük yönünden yapılan incelemede ise başvurucunun duruşmada hazır bulunma talebinin hangi zorlayıcı nedene dayalı olarak kabul edilmediğinin ortaya konulmaması ve başvurucunun SEGBİS yoluyla katıldığı celselerde esaslı işlemlerin yapılması nedeniyle müdahalenin gerekli olmadığı değerlendirilmiştir.
17. Öte yandan Anayasa'nın 36. maddesi veya diğer herhangi bir maddesi kişilerin adil yargılanma hakkının güvencelerinden feragat etmelerini yasaklayan bir hüküm içermemektedir. Ne var ki adil yargılanma hakkının güvencelerinden feragat edilmesinin Anayasa'ya uygun olabilmesi için feragat iradesinin açık olmasının ve sonuçlarının kişi yönünden makul olarak öngörülebilir olmasının yanında asgari usul güvencelerinin de sağlanmış olması, ayrıca adil yargılanma hakkından feragat edilmesini meşru olmaktan çıkaran üstün bir kamu yararının bulunmaması gerekir (Nurettin Balta, B. No: 2016/10023, 28/12/2022, § 47).
18. Başvuru konusu olayda başvurucu müdafii 10/6/2019 ve 18/9/2019 tarihlerinde Mahkemeye göndermiş olduğu dilekçeler ile ilk ve ikinci celselere başvurucu ile birlikte başvurucunun tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan SEGBİS aracılığı ile katılmak istediklerini bildirmiştir. Duruşmaların yapıldığı tarihlerde tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan duruşmalara SEGBİS aracılığı ile katılan başvurucu ise bu duruma karşı savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi ilk celse dışındaki tüm celselerde SEGBİS ile ifade vermek istediğini açıkça beyan etmiştir. Ayrıca başvurucu duruşmalarda ayrıntılı şekilde savunma yaparak hakkındaki suçlamalara yönelik iddia ve itirazlarını da ileri sürmüştür.
19. Somut olayda başvurucu müdafii 10/6/2019 ve 18/9/2019 tarihlerinde Mahkemeye sunduğu dilekçelerde başvurucunun SEGBİS aracılığı ile duruşmalara katılmak istediğini bildirmiştir. Diğer yandan başvurucu da ilk celse dışında diğer dört celsede SEGBİS ile ifade vermek istediğini beyan etmiştir. Dolayısıyla duruşmada hazır bulunma hakkından açık bir şekilde feragat edildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Ayrıca başvurucunun SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katılımının sonuçlarını makul olarak öngörebilecek durumda olmadığına dair somut bir veri bulunmadığı gibi duruşmada hazır bulunma hakkından feragat ile ilgili asgari usul güvencelerinin kendisine sağlanmadığına yönelik bir iddia da başvuru formuna yansımamıştır. Buna ek olarak başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkından açık bir şekilde feragat ettiğine ilişkin kabulü meşru olmaktan çıkaracak üstün bir kamu yararının mevcut olduğundan söz etmek de -somut olayın koşullarında- mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla başvurucunun duruşmada hazır bulunma hakkına bir müdahalede bulunulmadığı sonucuna varılmıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 8/6/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.