TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ERKAN KAYA BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/21387)
Karar Tarihi: 16/11/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Mustafa Eyyub DEMİRBAŞ
Başvurucu
Erkan KAYA
Vekili
Av. Necmi ULUDAĞLI
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca verilen tedbir kararına yönelik esaslı iddiaların itiraz mercii tarafından karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının, başvurucu hakkında şiddet uygulayan ifadesinin kullanılması nedeniyle masumiyet karinesinin, tedbire tedbir isteyenin kadın olması nedeniyle eşitlik ilkesinin, ayrıca kendisinden tedbir kararının verildiği mahkeme kararında şiddet uygulayan olarak söz edilmesi nedeniyle şeref ve itibar hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir. Başvurucu, nihai hükmü 29/4/2021 tarihinde öğrendikten sonra 4/5/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
2. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer iddiaları S.M. ([GK], B. No: 2016/6038, 20/6/2019) ve T.K. (B. No: 2017/27041, 11/12/2019) kararlarında incelemiş ve uygulanacak ilkeleri belirlemiştir. S.M. kararında şikâyet, masumiyet karinesi kapsamında incelenmiş ve bireysel başvuru konusu kararların verildiği tedbir yargılaması sürecinin başvurucu hakkında yürütülen ceza soruşturması üzerine başladığı tespit edilmiştir. Somut olayda ise başvuru dosyasında başvuru konusu kararın verildiği tedbir yargılaması kapsamında kalan fiillerle ilgili olarak başvurucu hakkında ceza soruşturması başlatıldığına dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Bu yönüyle somut olaydaki durum S.M. kararına konu olaydan farklıdır. Dolayısıyla medeni hak ve yükümlülüğe ilişkin olan somut uyuşmazlık kapsamında verilen kararda kullanılan ifadelerin masumiyet karinesi kapsamında incelenmesi mümkün görülmemiştir. Bu durumda tedbir ve itiraz mercii kararlarında başvurucunun hakkında şiddet uygulayan ifadesinin kullanılmasının kişilik haklarını zedelediği yolundaki şikâyetinin şeref ve itibar hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
3. 6284 sayılı Kanun'un terminolojisinde şiddetin suç kavramından daha geniş bir anlam içerdiği ve şiddet uygulayan kavramının şiddet uygulamasa da uygulama tehlikesi bulunan kişileri de kapsayan teknik bir tabir olduğu gözönüne alınsa dahi somut olayın koşullarında başvurucu hakkında şiddet uygulayan ifadesinin kullanılmasının başvurucunun kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte olduğu ve şeref ve itibar hakkının korumasına ilişkin olarak devletin pozitif yükümlülüklerinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
4. Şeref ve itibar hakkının koruması hakkı yönünden ihlal sonucuna varıldığından başvurucunun diğer iddiaları (temellendirme yapılmamış eşitlik ilkesinin ihlal edildiği iddiası ile yeterli gerekçe içerdiği tespit edilen nihai karar bakımından gerekçeli karar hakkı ihlali iddiası) için ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
III. GİDERİM
5. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 20.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Şeref ve itibar hakkını ihlal ettiği tespit edilen ifadelerin mahkemelerin kararlarının sonucunu etkileyen bir yönünün bulunmadığı değerlendirildiğinden başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. İhlalin söz konusu ibarelerin mahkeme kararlarından çıkarılmasıyla giderilmiş olacağı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kararı veren yargı merciince yapılması gereken iş, kararda geçen ve ihlal sonucunu doğuran ifadelerin -yeniden yargılama yapılmasına gerek kalmaksızın- düzeltilmesine hükmetmekten ibarettir. Bu nedenle kararın bir örneğinin söz konusu ibarelerin düzeltilmesine hükmedilmesi amacıyla ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir (T.K., §§ 65-66). İhlalin sonuçlarının derece mahkemesince düzeltme hükmü verilmesiyle ortadan kalkacağı anlaşıldığından başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir (T.K., § 67).
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kişinin şeref ve itibar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan şeref ve itibar hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Mahkeme kararındaki ihlal sonucunu doğuran ifadelerin düzeltilmesi amacıyla kararın bir örneğinin Eskişehir 3. Aile Mahkemesine (E.2021/288) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
E. 487,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.387,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 16/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.