logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Muhammet Emre [2.B.], B. No: 2021/2546, 2/5/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUHAMMET EMRE BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/2546)

 

Karar Tarihi: 2/5/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

Muhammet EMRE

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın değerlendirilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, terör örgütüne üye olma suçundan 7/9/2020 tarihinde tutuklanmıştır.

3. Siirt 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamaya başlanmıştır. Mahkeme 7/10/2020 tarihinde yetkisizlik kararı vererek dosyayı Edirne Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir.

4. Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/11/2020 tarihinde yetkisizlik kararı vermesi üzerine dosya yetki uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmiştir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 11/3/2021 tarihinde Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin yetkili olduğuna karar vermiştir.

5. Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesince yargılamaya başlanmış ve 1/7/2021 tarihinde duruşma yapılmıştır. Başvurucu, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) bağlantısı kurulamadığından bu duruşmada dinlenememiştir. 28/9/2021 tarihli duruşmada ise başvurucunun duruşmaya SEGBİS aracılığı ile katılımı sağlanmış, müdafii eşliğinde başvurucunun savunması alınmıştır. Duruşma sonunda başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir.

6. Yapılan yargılama sonucunda başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tutukluluk hâlinin devamına karar verilmiştir. Temyiz incelemesi devam etmektedir.

7. Adli yardım talebinin kabulüne Komisyonca karar verilmiştir. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu, tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın değerlendirilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık, tutukluluk itiraz incelemelerinin dosya üzerinden yapılmasının başvurucunun hukuki durumunda herhangi bir etki doğurmadığını, başvurucununtutukluluk incelemelerinde bizzat bulunması gerekliliğine ilişkin bir olgu da ortaya koymadığını, bu itibarla adli merciler tarafından verilen kararların keyfî olduğunun savunulamayacağını belirtmiştir. Başvurucu, tutuklandığı tarihten itibaren mahkeme huzuruna çıkarılmadığını ve Bakanlığın görüşüne katılmadığını belirterek ihlal iddiasını yinelemiştir.

9. Anayasa Mahkemesi inceleme konusu olan uzun süre hâkim/mahkeme önüne çıkarılmama şikâyetine ilişkin olarak Salih Sönmez (B. No: 2016/25431, 28/11/2018) kararında yaptığı incelemede, Aydın Yavuz ve diğerleri ([GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 326-359) ve Erdal Tercan ([GK], 2016/15637, 12/4/2018, §§ 229-251) kararlarına değindikten sonra anılan kararlardan farklı olarak inceleme tarihi itibarıyla başvurucunun hâkim/mahkeme önüne çıkarılmış olduğunu, bu nedenle verilecek bir ihlal kararının yeniden hâkim önüne çıkarılmasını sağlamayacağını ve serbest kalması sonucunu doğurmayacağını belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu bağlamda yalnızca kişinin uzun süre hâkim/mahkeme önüne çıkarılmamasıyla ilgili bir hak ihlalinin tespiti ve gerekiyorsa belli bir miktar tazminata hükmedilmesiyle yetinileceği değerlendirmesini yapmış ve ilgili Yargıtay içtihatlarına atıf yaparak asıl dava sonuçlanmamış da olsa 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Salih Sönmez, §§ 164-167).

10. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi anılan kararlarda bu tür ihlal iddiaları bakımından öncelikle aynı giderim imkânını sağlayan başvuru yollarının tüketilmesi ve bunlardan sonuç alınamaması hâlinde bireysel başvuruda bulunulması gerektiğini belirterek 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde belirtilen dava yolunun başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğu tespitini yapmış ve başvuru yollarının tüketilmediği sonucuna varmıştır.

11. Somut olayda başvurucu, inceleme konusu yapılan süreçte mahkeme önüne çıktığı 7/9/2020 tarihinden 1 yıl sonra -28/9/2021 tarihinde- SEGBİS vasıtasıyla yeniden mahkeme önüne çıkarak itirazlarını etkili bir biçimde ileri sürme fırsatına sahip olmuştur. Buna göre başvurucunun tutukluluk durumunun 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu 'nun geçici 19. maddesinde belirlenen doksan günü aşan bir süre boyunca duruşma yapılmadan, dosya üzerinden incelendiği anlaşılmaktadır. Başvurucunun duruşmanın SEGBİS yoluyla yapılmasına dair herhangi bir şikâyeti de bulunmamaktadır.

12. Başvurucunun hâlihazırda hâkim/mahkeme önüne çıkarılmış olması dolayısıyla Anayasa Mahkemesince verilecek bir ihlal kararı başvurucunun yeniden hâkim önüne çıkarılmasını sağlamayacak ve serbest kalması sonucunu doğurmayacaktır. Bu durumda yalnızca kişinin hâkim/mahkeme önüne süresinde çıkarılmamasıyla ilgili bir hak ihlalinin tespiti ve gerekiyorsa belli bir miktar tazminata hükmedilmesiyle yetinilecektir. Dolayısıyla bu tür ihlal iddiaları bakımından öncelikle aynı giderim imkânını sağlayan başvuru yollarının tüketilmesi ve bunlardan sonuç alınamaması hâlinde bireysel başvuruda bulunulması gerekir. Bu madde kapsamında açılacak dava yoluyla başvurucunun anılan şikâyetlerine ilişkin bir hukuka aykırılık tespit edildiğinde görevli mahkemece lehine tazminata da hükmedilebilecektir.

13. Buna göre 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde belirtilen dava yolunun başvurucunun durumuna uygun, telafi kabiliyetini haiz, etkili bir hukuk yolu olduğu ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan bireysel başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapıldığına ilişkin iddiası ile ilgili olarak yargısal başvuru yollarını tüketmeden bireysel başvuru yaptığı anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 2/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Muhammet Emre [2.B.], B. No: 2021/2546, 2/5/2023, § …)
   
Başvuru Adı MUHAMMET EMRE
Başvuru No 2021/2546
Başvuru Tarihi 6/1/2021
Karar Tarihi 2/5/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutukluluk incelemelerinin hâkim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın değerlendirilmesi nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutulan kişinin yargı merciine başvuru hakkı (hakim önüne çıkarılma) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi