TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
HÜSEYİN GÖNLÜMGEZER VE SERAP TALA BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2021/30896)
Karar Tarihi: 11/7/2024
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Şehadet ÖZTÜRK
Başvurucular
1. Hüseyin GÖNLÜMGEZER
2. Serap TALA
Vekilleri
Av. Sait YILDIRIM
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, taksirle ölüme neden olma suçundan başlatılan ceza yargılamasının uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucuların oğlu E.G. 2014 yılında İzmir'in Seferihisar ilçesinde gittiği bir kafede elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetmiştir. Seferihisar Cumhuriyet Başsavcılığınca resen başlatılan soruşturmada tanık ve müşteki beyanlarına başvurulup gerekli raporlar alınmıştır. Soruşturma sonucu tanzim edilen 30/3/2014 tarihli iddianamede; müteveffa E.G.nin kaçak elektrikle ruhsatsız olarak çalıştırılan boks makinesinin önünden geçtiği sırada elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiği, ölüm olayının kafe sahibi M.Ü., kafeyi kiralayarak işleten V.E. ve boks makinesinin sahibi A.Ç.nin dikkatsizlik ve özensizliği sonucu meydana geldiği belirtilmiş ve şüphelilerin taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılmaları talep edilmiştir.
3. Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde görülen yargılama sonucu 11/11/2015 tarihinde; meydana gelen ölüm olayında sanık V.E.nin asli, diğer sanıklar M.Ü ve A.Ç.nin tali derecede kusurlu oldukları gerekçesiyle sanık V.E.nin 2 yıl 6 ay, sanıklar M.Ü. ve A.Ç.nin 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmedilmiş; hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verilmiştir.
4. HAGB kararlarına karşı taraflar itiraz etmiştir. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan itiraz incelemesi sonucu sanıklar M.Ü. ve A.Ç. hakkında verilen HAGB kararlarına karşı yapılan itirazlar reddedilirken sanık V.E. hakkında verilen HAGB kararına karşı yapılan itirazlar, ertelenen 2 yıl 6 aylık hapis cezası hükmünün süresi itibarıyla HAGB şartlarını oluşturmadığı gerekçesiyle kabul edilmiş; sanık V.E. hakkındaki HAGB kararı kaldırılmıştır.
5. Mahkeme, V.E. hakkında yaptığı yeniden yargılama sonunda V.E.nin taksirle ölüme neden olma suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.
6. Mahkemenin 20/4/2016 tarihli kararına karşı katılanlar vekili ve sanık müdafii kanun yoluna başvurmuştur. Yargıtay 12. Ceza Dairesinin (Daire) 17/5/2022 tarihli kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
7. Mahkeme bozma ilamına uyarak yeniden yaptığı yargılama sonunda V.E.nin bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Mahkemenin 30/1/2023 tarihli bu mahkûmiyet hükmü ikinci kez temyiz incelemesinden geçerek Dairenin 25/1/2024 tarihli kararıyla onanmıştır.
8. Başvurucular ilk temyiz incelemesi devam ederken 29/3/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Komisyon 2021/30937 numaralı başvurunun 2021/30896 numaralı başvuru ile birleştirilmesine ve başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
II. DEĞERLENDİRME
10. Başvurucular, oğullarının vefatı ile sonuçlanan olaya ilişkin yargılamanın uzun sürdüğünden yakınarak makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
11. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Hukuki tavsif (nitelendirme) ise başvurucu tarafından ileri sürülen olgusal iddiaların Anayasa’da güvence altına alınan hangi hak, özgürlük ya da yasak kapsamında inceleneceğinin tespit edilmesinden ibarettir. Bu bakımdan ileri sürülmeyen bir olay veya olguyu incelemek ya da bireysel başvuruya konu edilen hususun ötesinde yahut dışında bir karara varabilmek için “Hâkim hukuku resen (kendiliğinden) uygular (jura novit curia).” ilkesine yani nitelendirme yetkisine başvurulamaz (Enes Talha Demir ve Rabia Demir, B. No: 2022/38463, 21/11/2023, § 66).
12. Somut olayda başvurucular, açıkça veya özü itibarıyla yaşam hakkını güvence altına alan Anayasa’nın 17. maddesinin ihlal edildiğine yönelik olgusal bir iddiayı ileri sürmemiştir. İddialara konu yargısal sürecin başvurucuların yakınının ölümüyle ilgili olması da durumu değiştirmemektedir. Bu nedenle başvurunun yaşam hakkı kapsamında incelenmesi mümkün görülmemiştir.
13. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
14. Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Dolayısıyla bir ceza davasında haklarında suç isnadı bulunmayan mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).
15. Somut olayda suç isnadı altında olmayan başvurucuların yargılama süresine ilişkin ihlal iddialarının adil yargılanma hakkının kapsamına girmediği anlaşılmıştır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 11/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.